• ankara'da anıtkabir'in olduğu muhitte* bu söze istinaden ordular sokak, ilk sokak, hedef sokak, akdeniz caddesi ve ileri sokak yer almaktadır..
  • ege denizi tabiri yunanlardan daha sonra geldigi icin, o donemde halen akdeniz denen bu bolgeye yapilan akinin imperatif cumlesi olmaktadir bu.
    (bkz: aegean)
  • nutuk'tan..

    "...

    doğrudan doğruya bana gönderilen bir telsiz telgrafta da, izmir'deki itilâf devletleri konsoloslarına benimle görüşmelerde bulunma yetkisinin verildiği bildirilerek, onlarla hangi gün ve nerede buluşabileceğim soruluyordu. buna verdiğim cevapta da, 9 eylül 1922'de kemalpaşa'da görüşebileceğimizi bildirmiştim. gerçekten de, söz verdiğim gün, ben kemalpaşa'da bulundum. fakat görüşme isteyenler orada değildi. çünkü ordularımız, izmir rıhtımında ilk verdiğim hedefe, akdeniz'e ulaşmış bulunuyorlardı.

    ..."
  • ata bu sozu soyledikten sonra, askerleri "pasam, orasi ege neden akdeniz dediniz?" diye sormuslardir. pasa da "ege yunanlilarin verdigi bir isimdir ve orasi yunanlarin isgali altindayken orayı ege diyerek isimlendirmek dogru olmaz" gibisinden bir soz soylemistir, zaten ata sonraki donemde ege'nin adini adalar denizi olarak degistirmistir. ata'nin olum tarihine kadar tum kitaplarda boyle gecmis ancak ata oldukten sonra tekrar ege olmustur.
  • sözlü mü yoksa yazılı mı olduğu ya da rivayet olup olmadığı eskiden beri tartışılagelen emir.

    tarihin arka odası programının son programlarından atatürk ile ilgili olan bir tanesinde bahsi geçen emirdir.

    murat bardakçı, emirin kendisine hediye edilen kopyasını da yayında göstermiştir. büyük taarruz sürerken mustafa kemal, uşak'ın eşme ilçesi'ndeki bir köyde eski bir ağaç altında kurmay heyeti ile birlikte emri dikte ettirmiş ve orduya yayınlamıştır. gösterilen belgede yer alan ifade şöyledir; "ordular! ilk hedefiniz akdeniz'dir. ileri!". emirin son cümlesidir. üst satırlarda muzaffer orduya methiyeler yer almakta ve başarı inancı vurgulanmaktadır.

    yeni yeni ortaya çıkan bu tarz belgelere rağmen, belgelerin sahte, düzmece ya da palavra olduğu iddia edilebilir. bu tarz şeyler yayınlandıktan/gösterildikten sonra doğru/var olup olmadığı, kanaati edinecek kişiyi ilgilendirir. bir bakıma inanç meselesidir. nerden baktığınıza kalıyor.

    alkol etkisi ile söylenen bir emir olduğu iddiasına gelince; zar zor bir araya getirdiğiniz milli ordu, kaç yıllık çabanın ardından savaş kazanıp taaruza geçmiş, izmir'e doğru akıyor. sizde orduyla birlikte ilerlerken, yanınızda da harp erkanınız varken savaştan bitap düşmüş köyün birinde durup ufak rakı açtırıp, demlenecek*** ve "orduya bi emir geçelim, keyiflendim" mi diyeceksiniz? böyle bir ortamda emrin içeriği daha farklı olurdu sanki.

    ege'ydi akdeniz'di meselesine girmiyorum. bu başlık altındaki daha önceki entryler veya internette ufak bir araştırma yardımcı olacaktır.

    edit: hata düzeltme
  • bu sözün hikâyesi ve geçmişi hayranlık uyandıran cinsten ancak hayret verici bir şey paylaşmak istiyorum sizinle. bugün internette denk geldim ve sizlerle de paylaşmak istedim.

    atatürk'ün bu sözdeki her bir kelimesi anıtkabir'e çok yakın konumda bulunan sokak ve caddelere verilmiş. görmek için tıklayınız.
  • osmanlı dönemimde ege denizi'nin adı akdeniz dir.

    türk geleneğine göre batı beyaz, ak ile sembolize edilirdi. anadolu'nun batısında kalan bu denize dolaysı ile akdeniz deniyordu.

    yani bu emiri duyan ordu ne demek istendiğini anlamış ve mersin'e değil izmir'e gitmiştir.
  • atatürk'ün verdiği, cumhuriyet döneminin ilk yıllarına kadar ki evrede anılan yerin adının akdeniz olduğunu doğrulayan emir.
    atatürk'ün neden ege denizini değil de akdeniz'i hedef göstermişti veya akdeniz diyerek hangi coğrafi bölgeyi tanımlamak istemişti sorusuna verilebilecek tarihsel cevap; anadolu'nun batısında yer alan denizin adı tarih boyunca farklılık göstermiştir.

    cumhuriyet dönemi atlaslarda yer alan ege denizinin 15.yy sonrası osmanlı imparatorluğundaki adı bahr-i sefid yani akdeniz'dir. piri reis'in 1520 yılında bitirdiği kitab-ı bahriye kitabında bu bölgeye aegean* de denmektedir. aegean terimi yunan mitolojisinden gelmektedir. ve yunanlıların ilkçağ dönemine ait ürettiği tüm kitaplarda bu ismi kullanmışlardır.

    1803 yılında ilk kez türk atlası basılmış ve bu atlasta bölge anadolu denizi olarak anılmıştır. ancak 1850 sonrası fransızca basılan haritalarda söz konusu bölge için mer egée adı kullanılmıştır. yine orjinali fransızca olan lozan antlaşmasının türkçe'ye çevrilerek 24 ağustos 1923 günü tbmm'de onaylanan metninde anılan bölge için adalar denizi tanımı yer almaktadır. yine anadolu'nun güneyinde kalan deniz için ise anadolu denizi denmektedir.

    atatürk, batı anadolu'da yer alan denizin akdeniz - zaman zaman adalar denizi- olarak adlandırıldığı dönemde yetişmiş, bu bilgilerle ve kültürle eğitim görmüş ve askeri görevini yapmıştı. dolayısıyla 1 eylül 1922 yılında ordularına hedef gösterirken, bölgeyi akdeniz olarak tanımlamıştır. çünkü bu denizin adı türkçe'de akdenizdi.

    peki bu ege denizi tanımı nereden çıkmıştı?

    türkçe coğrafya kitaplarında ege denizi'nin kökeni ile ilgili hiçbir bilgi bulunmamaktadır. bazı sözlük ve ansiklopedilerde ise eski adının adalar denizi olduğu ve ege denizi adının yakın zamanda kullanılmaya başladığına dair bilgiler bulunmaktadır.

    daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
  • ilkokul ikinci sinifta ilk duydugumda garipsedigimiz ama ogretmenimize sormaktan korktugumuz ataturk'un sozu. ogretmenimiz de vitesi ezbere aldigi icin hic aciklamak zahmetine girmemisti. sonraki ortaokul, lise yillarimda da bu konuda hickimse bir aciklama yapmak geregini de hissetmediydi.
  • yirminci yüzyılda söylenmiş en karizmatik söz.
hesabın var mı? giriş yap