• ters dopamin etkisi vardır. dopamin "aramam lazım, bulmam lazım!" dürtüsü uyandırırken (bkz: wanting), opioid ise beyne "oh, tamam buldum ve rahatladım." (bkz: liking) mesajı yollar. bu yüzden biri hayatta kalmak için aramayı, araştırmayı tetiklerken diğeri tatminiyeti ve tembelliği tetikler. son çalışmalar insanda dopamin sistemin opioid sisteminden daha güçlü olduğunu gösteriyormuş. bu da hayatta kalma içgüdüsüne bağdaştırılır.

    kaynak: the team w blog
  • met-enkefalin, leu-enkefalin, beta-endorfin, donorfin gibi beynin kendi urettigi zevk maddeleridir.beynin odul merkezini uyarir.

    opioidleri aktiflestirmek icin, fiziksel aktivitede bulunmak, egzersiz yapmak, bir isi basariyla tamamlamak yani kendini gerceklestirmek ve bir 'aferin!' almak yeterlidir.
  • türkiye'de doktorlarda opioid fobisi olduğuna dair bir yazı okumuştum, onu bulamadım ama oecd'nin opioid reçetelendirilmesi ve opioid'e bağlı ölümler verilerine rastladım.

    buyurun

    türkiye opioid yani morfin türevi ilaçların en az reçetelendiği oecd ülkelerinden biri. hatta okuduğum yazıda bu oranın bu kadar düşük olmasının, sağlık standartlarında değerlendirildiğinde "kanser hastalarına yeterince ağrı kesici yazılmıyor mu" şüphesini oluşturduğunu da belirtmişlerdi. işi gereği kanser hastalarının ağrı tedavilerini sürdürmüş
    bir eski pratisyen olarak şunları söylemem lazım:

    1- fentanil bantları (durogesic gibi) yaygın kullanılmakla birlikte hastanın ihtiyaç duyduğu dozun altında dozlanıyor. 25lik veriliyor mesela ama hastanın 50liğe ve belki 75liğe ihtiyacı var. rapor çıkarılırken de düşük dozda çıkarıldığı için doz artırımı için tekrar rapor çıkartmak gerekiyor, bu da küçük ilçelerde mümkün değil.

    2- oral kullanımda nsaid'lerden gidilmeye çalışılıyor ve sırf hasta opioid kullanmasın diye nsaid fazla verildiği için hastanın ağrısı kesilmediği gibi akut böbrek yetmezliği riski alınıyor.

    3- amerikada sıkça bahsi geçen otomatik dozlamalı opioid makineli tedaviyi hiç görmedim, belki ankara istanbul gibi büyük şehirlerde vardır.

    4- opioidlerin bağımlılık yapıcı etkisi üzerinden doktorlar daha tıp fakültesinde o kadar korkutuluyor ki "ölüm kalım olmadan opioid yazmamalıyım" mesajından öteye gidilememiş. dependency ile addiction kavramlarının farkını ayırt edemiyorlar.

    5- tedavi veya palyatif amaçlı opioid reçetelendirmesinde dikkat edilmesi gereken şeyler varmış, tıp fakültesinde anlatılmadı bunlar ve opioid başlayan onkolog da bilmiyor olmalı ki tedavi süreçlerine dahil olduğum iki hastada sorun yaşayınca açıp guideline'lara baktım. opioid başlanmadan bir süre önce duphalac benzeri dışkı yumuşatıcıların başlanması gerekiyormuş mesela. hasta kabız olduktan sonra motilite düzenleyiciler etkili olmadı zaten.

    demek istediğim, opioidleri tıp camiasında o kadar shush'lıyoruz ki doktorlar ya cerrahlar ve anestezistler gibi opioid saçıp kendileri de kullanıyorlar(yasak olanı yapmanın keyfi) ya da dahiliyeciler gibi "amman sakın contramal vermeyelim bağımlı olur" tedirginliğinde oluyorlar.

    ayıplanıp susturulan konularda ne olduğunu kürtajdan, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan yeterince öğrendik: apaçık konuşamadığımız sorunlar içeride kaynaya kaynaya büyüyor.

    medikal kürtaja erişimi olmayanlar merdivenaltı yöntemlerle çok daha büyük sağlık sorunları yaşıyorlar.

    cinsel yolla bulaşan hastalıklar son yıllarda büyük hızla artıyor. aids, sifiliz, hpv, hatta uyuz bile hızla artıyor. ama konuşamayız çünkü ayıp.

    oecd'nin verilerine bir daha bakacak olursanız, en az opioid reçetelendirmesi olduğu halde ülkemizin opioid ölümlerinde daha yüksek sırada olduğunu görürsünüz. insanlara opioid vermeseniz de insanlar buluyor ve kullanıyor. bir de belçikaya bakın, bizim kaç katımız opioid reçeteliyor ve opioid ölümleri bizden düşük.

    ders çıkarmak lazım. korkmak ve susturmak yerine konuşmak lazım.
  • haşhaştan elde edilen bir ilaç. öncelikle analjezik (ağrı kesici) olarak kullanılırlar. ağrı kesici özelliğinin yanı sıra çoğu opioidler; öfori (mutluluk, coşku) ve sedasyon (yatışma) hissi verir. bunun yanı sıra yağ ve şeker tüketildiğinde beyin de opioid salgılar. daha çok depresif anlarımızda tükettiğimiz abur cuburlar buna neden olur ve hiç durmadan tüketmemizi de bu şekilde açıklayabiliriz.
  • su an abd'de, sanirim epidemic olarak ele alinan bu ilaclarin aga babasi purdue pharma diye bir sirketmis. 90'larin basinda, kronik agrisi olanlara, "ucuk kacik bir ilac yaptik arkadaslar inanilmaz ise yariyor, diger agri kesicileri unutun" alt metinli reklâmlarla birlikte, cok da agresif bir pazarlama stratejisi izliyorlar. satis ekiplerini ikiye katliyorlar ki doktorlarin agzindan girip burnundan ciksin ve bu ilac recetelensin. yuksek ihtimalle, 90'larin basindan beri de bu oxycontin denen ilacin yuksek bagimlilik yapabilecegini biliyorlar, ama ciddiye almiyorlar (klasik). tabii gunun sonunda, oxycontin, sokaklarda zamanla donusuyor sana fentanyle.

    kasim 2020'de, abd adaleti yerini bulmus:

    opioid manufacturer purdue pharma pleads guilty to fraud and kickback conspiracies

    peki, bu sonuca ulasana kadar fda ne bok yiyordu diye sorasi geliyor insanin. ilac sirketlerinin, bagimlilik calismalarini gormezden gelmesi normal. fda'in normal mi?

    bu da bizi suraya getiriyor; universitedeyken, kurumlar sosyolojisi dersi cok sikko ve anlamsiz gelirdi, acayip burun kivirirdim. lan anlatmayi becerememissiniz dersi, turkiye'de ve belli ki dunyada da, her gun her gun her gun dersin uygulamasini goruyorum. gramsci ve kurumlar sosyolojisiyle dunyadaki her sosyal / toplumsal fenomeni aciklayabilirmisim. ay feriha gibi cat diye dusup bayilcam simdi bu kadar basit bi aydinlanma karsisinda ya.
  • opium türevleri ve sentetik maddelerinden oluşan morfin, eroin, kokain türü maddelerinin tümüne verilen isim.
  • (bkz: opiate)
    opioid daha genel bir kavramdır. opiate olmayan opioidlere örnek olarak fentanyl ve methadone verilebilir, ki bunlar sentetiktir.
  • türkiye'de doktorlar tarafından yazılması için böbreklerinizden taş düşürürken tüm vücudunuzu boydan boya 3. 4. derece yanık kaplayıp kalça kemiğinizin derinizden dışarı fırlaması, diğer yandan anestezisiz bu kemiğin yerine oturtulması ve acıdan göz yaşları içinde öldürün beni diye yalvarmanız gereken ilaç grubu. hadi imkansızı başarıp yazdırdınız eczacının garip bakışlarıyla sizi süzmesi, ve nasıl gözükürseniz gözükün* yüksek ihtimal satışı yok* diye sizi uğurlamasıyla son bulacaktır. tamam her ağrıya da yazılmasın ama bu kadar da korkulmasına gerek yok takibi yapıldığı sürece. akut ve şiddetli ağrılarda hastanın konforunu önemli şekilde arttırır. o adam sence kafam güzel olsun diye hesap edecek durumda mı şu an. sen yine parasetamol takıl opioid falan icat çıkarma*.
  • amerkadaki opioid bagimliligini anlatan mutsem bir the new yorkerarastirma yazisi icin bakiniz:
  • opioid, vücutta morfin gibi etki gösteren kimyasal maddelerdir. ana kullanım amaçları analjezi'dir. bu ajanlar merkezi sinir sistemindeki ve gastrointestinal sistemdeki opioid reseptörlerine bağlanarak etki gösterirler. bu bağlanma sonucu hem istenen hem de istenmeyen etkiler oluşur.

    beş çeşit narkotik sınıfı vardır:

    -endojen opioid peptidleri (vücutta doğal olarak üretilen opioidler);
    -opiatlar, doğal olarak oluşan morfin ve kodein,
    -semi-sentetik opioidler, doğal opiodilerden üretilirler, işlenmiş morfin olan eroin, hidromorfon veya oksikodon gibi;
    -tam senetetik opioidler, fentanil, petidin, metadon, veya tramadol gibi;
    -opiat terimi de opioid yerine kullanılır, ancak sadece afyon / haşhaş (papaver somniferum) ekiminden doğal yoldan elde edilmiş alkaloidleri (morfin, kodein, thebain vb.) ile bunlardan yarı sentetik yoldan üretilen derivatları tanımlar.

    kaynak: wiki
hesabın var mı? giriş yap