• aldatmaktan daha ahlaklı olan*. en azından burada karşılıklı rıza var. kimse kimsenin arkasından iş çevirip sonra sadık eş rolü yapmıyor. ama bizim erkeklerimize gelmez böyle şeyler, "godoş" mu onlar?! anca gizli gizli karılarını aldatıp, hiçbir şey olmamış gibi evlerine dönerler, ortaya çıkacak diye de üç buçuk atarlar, çünkü düzenleri bozulsun istemezler. hem kekleri dursun hem karınları doysundur. dünyadaki en sefil insan yediği b.kun sorumluluğunu üstlenemeyendir. o yüzden open relationshipmiş, swingermış hepsi bana ihanetten daha mertçe geliyor. alan razı veren razıysa dışarda olana laf düşmez.
  • yiyeceklerle yaşadığım ilişki türü.

    bilen badilerim bilir, bi iki ay kadar önce muzlu çikolatalı tosta abayı yakmıştım. sabah 2 akşam 2 olmak üzere çılgınca bastırıp bastırıp (bkz: tost basmak) yiyordum. ama tabi ki hayat tek bir yiyecekle geçmiyor, yavaş yavaş brownieyle de görüşmeye başladım, önce arkadaş olarak eğlenirken tek bi kıvılcımla aşka dönüşüverdi, ama aldatmam ilk aşkımı bırakmamı gerektirmiyordu. insan ilişkilerinde tek eşlilik tartışılır ama yemeklerle yo dostum yo. ikisiyle de buluşmaya başladım, öğlen fakültede dışardan muzlu çikolatalı tost söylerken akşamları brownie yapıyor, şeker koması sınırlarında yaşıyordum, ta ki...

    ta ki o güne kadar.

    oysa eve masum hislerle gelmiştim, iki dilim brownie yiyip uyuyacak kalktığımda da muzlu çikolatalı tostla keyif bulacaktım (ilişkilerimde böyle de dengeli biriyimdir ehe.). mutfağa geldim ve ev yapımı ağız sulandıran muhteşem soslu browniemin tepsisi yıkanmış kenara konmuştu. şöyle bir bakındım, ben yapmadıktan sonra yenisini kim yapacaktı ki. "olsun" dedim kendi kendime, "tost! tostum, ilk göz ağrım ilk şeker komam..." arandım, evde ilaç niyetine bir dilim bile tost ekmeği kalmamıştı, sadece taze ekmek vardı, taze ekmekten tostu da hiç sevmem. çaresizlik içinde sandalyeye çökmüş, elim çenemin altında ne yapacağımı bilmez bi tavırla mutfağı süzüyordum, derken "o"na takıldı gözüm. milli yiyeceğimize, o ki kan yapar, o ki şifa verir, o ki tahinle karışınca tadına doyulmaz bi lezzet pınarı haline gelir, kahvaltıda yeni, atıştırmalık yenir, balıktan sonra yenir, ayrıca taze çıtır çıtır ekmekle muhteşem gider... gözlerim parladı, yeni aşkımı bulmuştum. tahin-pekmez!!

    işte aynen bu şekilde dönüşümlü olarak beraber oluyorum sevdiklerimle, tam bir open relationship. ne onlar benim ne yediğime karışıyorlar ne de ben başkasının onları yemesine engel oluyorum, en nihayetinde modern bir mutfak dünyası böyle olmak zorunda diil midir allanızıseverseniz...
  • türkçesi kim kime dum dumadır.
  • fuck buddy ile karıştıran arkadaşlar çok büyük yanlışlardalar arkadaşım durum onun tam tersi, mevzu bahis ilişki içerisindeki arkadaşlar birbirleri ile mutludurlar, severler birbirlerini ve bu ilişkiye isim koymuşlardır ama bu kişiler genellikle seksi yemek yemek falan gibi doğal bir ihtiyaç ya da müzik dinlemek gibi zevk olarak görürler ve başkaları ile de birlikte olmak sorun yaratmaz netice itibarı ile başkaları ile yaşadıkları ilişkilerde duygu yoktur ve tamamen fiziksel birliktelikten ibarettir. sevilesi ilişkidir, güzeldir.

    bir de sanılanın aksine bu ilişki içerisindeki insanlar birbirlerini kıskanabilirler, diğerinin başka biri ile sık görüşmesi, konuşurken gözündeki bakış falan bile kıskandırabilir, ama kıskanma nedenleri fiziksel değildir, başkasını sevebilme ihtimalidir.
  • ilişkideki illa cinselliği açık hale getireceğiz diye bir kural olmayabilir. mesela partnerinizle sözlü tartışmalarda bunalıyor musunuz? hoop sokaktan çevirin ahmet amcayı ayşe teyzeyi, oturtun karşılıklı, tartışma ile ilgili kısa bir özet geçin onlar sizin yerinize misler gibi tartışsın. on numara open relationship.
  • (bkz: open source)
  • ne olduğunu 2006 yılında ilginç bir deneyim ile öğrendiğim, ilişki türü...

    (bkz: nü york nü york)
    (bkz: lan bende open deyince)
hesabın var mı? giriş yap