odalisque

• anne odalisque: bi kadın varmıs, demisler ki oglan dogurmak icin dokuz ay tuz yiyeceksin, yemis, oglu olmus..
  odalisque: ( yeni dogan cocugun taklidini yaparak): allah rızası icin bi bardak su verin, yandım..
• renoir'ın 1870 yılında cezayir'de yaptığı oryantalist imgelerle örülü erotik tablolardan biri: görsel
  
  cezayir'de kaldığı dönemde bir dizi oryantal eğilimde tablolar yapan renoir hakiki modeller kullanmıştır ki bu da empresyonist gelenek içinde alışılagelmiş bir durumdu. bu tablodaki model ise cezayirli cariye lise treot'dur. davetkâr jestiyle izleyicinin (belki de az sonra birlikte olacağı sahibinin) gözlerinin içine bakan uzanmış kadının varlığı; otantik şal, yatak örtüsü, renkli elbiseler ve sol kenarda görülen mevsim meyveleriyle desteklenir. çerçeve içinde çerçeve görüntüler de tablodaki üçboyutluluğu derinleştirir.
• sarajevo sokaklarında yürürken aramızda şu muhabbetin geçtiği üstün kişilik:
  
  granieve: why do i love you so much baby? ^*
  odalisque: because i am lovely?
• her daim odasının bir çekmecesinde mısır çarşısından alınmış bir lokum, efendim bir soyalı fıstık olan-rahmetli babaannem de sandığında şeker saklardı, teşbihte hata olmaz- kirli çıkı suser..
• dudağında sarkıttığı sallantılı küpeyi bana gösterirken, ağzaındaki küpenin olta etkisi yaratması itibariyle şunları söylemiş suser:
  
  -balık gib ihissettim kendimi.. meeheee... ^*
• türkçedeki "odalık" sözcüğünün fransızcaya yamultulmuş hali. (bkz: cariye)
• bugun bizim evden eli kolu dolu cıkarken, dıs kapıyı acmaya yardım etme teklifime su monologla karsılık veren asmıs suser:
  -gerek yok, actım, ben superim.. aaıgh, dur acamadım super degilim... heah, tamam actım, supermisim..
• istediğinde değerli gibi gülebilen suser
• depresyon hırkasını giyinmiş olan odalisque e yengesi granieve sorar:
  -depresyon hırkanı çıkarmadın mı daha?
  -(aldığı mutlu bir haber üzerine yakasına taktığı kelebekli iğneyi göstererek) hayır ama kebelek taktım. :)
• efendim, çok güzel, efendim bakmaktan kendimi alamıyorum bir suser.^*