• guzel sinatra sarkisi.
  • martin scorsese in liza minelli ve robert de niro nun oynadigi, klasik tadina karsin, zamanina gore oldukca modern olarak degerlendirilen muzikali*... tekrar tekrar seyredilesidir, o ayri...
  • sarki hakkinda dikkatten genellikle kacan bir husus new york, new york un cifte manalandirmasidir. yani hem ah beyoglu, beyoglu dercesine bir ic gecirme oldugu kadar, tam olarak bir adrese de gonderme yapar bu yineleme. "e kac tane new york var ki bu amerikada?" diyenlere amerikada tam tamina 7 tane new york isminde yerlesim oldugunu soylemek isterim.

    bunlar sirasi ile

    new york, new mexico
    new york, montana
    new york, kentucky
    new york, iowa
    new york, florida
    new york, texas
    new york, new york

    yani anlayacaginiz: "bundan baska istanbul yok" dercesine rahatlikla sovenligi yapilabilen bir sehir degildir new york.
  • bir şehre adanmış en güzel parça.

    şarkıyı ünlü yapan 1977 yapımı martin scorsese filmidir. fakat daha sonra frank sinatra'ya maledilmiş, onunla özdeşleşmiştir. filmin orjinali 4.5 saat olduğundan, doğal olarak yapımcıların gazabına uğramış ve 130 dakikaya düşürülmüş. sonradan yukarıda bahsedilen liza minnelli'nin öne çıktığı happy endings kısmı eklenip tekrara 160 dakikaya çıkarılmış. böyle ekle çıkar, ekle çıkar, piç edilmiştir.

    en bıçkın dönemlerini yaşıyan robert de niro, sırf bu film için saksafon çalışıp virtüöz mertebesine yükselmiştir, diye gazlayasım var siz okuyucuları ama neyse cıvımayalım. kendisi temel bir eğitim almış, filmde de dublaj yapılmıştır. canlandırdığı çapkın, fırlama, yapışkan kısacası tam bir puşt olan karakteri çok güzel oynamıştır. liza minnelli de bu filmde rahmetli anası judy garland'a çok benzemektedir.

    çekimlerin bitmesiyle yorgunluktan yataklara düşen scorsese, "film noir musical" diye tanımladığı film gişede patlayınca darbe üstüne darbe almış, fakat de niro'nun gayretleriyle kendini toparlayıp raging bull ile hollywood ringlerine geri dönmüştür . bence bir müzikal için gayet eli yüzü düzgün bir filmdir.
  • robert de niro ve lisa minelli nin performanslarıyla döktürdükleri 1977 yapımı film..bol bol jazz dinlenebilen(filmde bir ara washington diye tanıtılan kişi de grover washington dır gerçekte)
    robert de niro nun gerçekten çalıp çalmadığı anlaşılamayan - ki film için notalara basmayı öğrendiği çok açık - sondaki lisa minelli nin happy endings müzikali defalarca seyredilse de doyulamayan martin scorsese klasiği..blue moon standardını filmde duymakta ayrı bir keyif tabi..
  • 20 ila 15 saat arası süren bir film. scorsese epik yapımların yabancısı değil elbet. ama bazı epiklerini oyuncular toparlamasa ne olurdu diye merak ediyorum. ha bir scorsese filmini "artık bitsin mna koyiim" diye karşılamış olmaktan suçluluk duymuyor değilim. hatta film hakkında - yapısının absürdlüğü dışında - birçok güzel şey söyleyebilirim. ama lekelenemeyen scorsese sevgim itibariyle seyretmemiş olmayı yeğelerdim.
  • new yorktan atilan maillarin %32.23 unun

    new york taki birine atilan maillarin %23.98 inin basligi olan kelimeler.
  • fütursuzlar kralı frank sinatra'nın it was a very good year ile beraber 'ulan adama bak bee' yi en ağır şekilde söyleten şarkısıdır.

    gerrain efendinin bir gece yoğurt içine dereotu serpmek ile meşgul iken arkada çalan şarkı üzerine yorumunu aktarmak isterim:

    - şimdi bu adam konuşuyor öyle yaptım böyle yaptım, ordan da taddım bundan da yedim diye. tamam herkes konuşuyor. can sıkıcı olan, bu adamın bunları gerçekten yaptığını biliyor olmak.
  • frank sinatra ve tony bennett düetini dinledim,
    nasıl coşmuş amcalar.
    ho
    haaa
    hadi frank
    hooobaa
  • (bkz: bodrum bodrum)
hesabın var mı? giriş yap