• filmde o kadar çok göze sokulan mesaj, satır arası mesaj ve ince detay var ki; on yüz bin kere izlememe rağmen her seferinde yine yeni yeniden baştan ilk defa izliyormuş gibi keyif alıyor ve yeni detaylar fark ediyorum.

    - incir çekirdeğini doldurmayacak sebepten sürekli kavga eden ve nihayetinde boşanan anne baba. burada turşu neyle yapılır diye uydurma bir sebep var da gerçekte çok daha vahim kavgaları görüyoruz, şahit oluyoruz
    - bu sebepten yıpranan çocuklar, ayrı kalan kardeşler
    - ayrılınca adamın da kadının da mecburen hem analık hem babalık yapması. adamın dikiş dikmesi, ütü yapması, yemek yapması; kadının tüp taşıması, dükkan işletip para kazanıp çocuklara bakması
    - boşanan ve o taraklarda bezi olmayan anne/babaya sulanan kadınlar/adamlar (turşuyu götüne falan sok ne bileyim)
    - kıskandırmak için evlenecek numarası yaparlar, bu sefer de kendilerine bakmadan hemcinslerini boklama yarışı başlar. ayol bunun her yeri buruşmuş be :)
    - menfaatçi akrabaların bir oraya bir buraya yamanma çalışmaları (burada ziya bunu komik bir şekilde yaptığı için gerçek hayattaki akbabaları bile unuttturuyor neredeyse)
    - sosyal medya olmadan dahi bir çok yedek sevgilisi olan, gold digger olma heveslisi kaşar
    - aşırı kilolu olmasına rağmen vatani görevini yapmak için kilo vermek için uğraşan erkek. şimdilerde basit bir et beninden bile çürük raporu almaya çalışanların, bedelli yapanların yanında değişik geliyor
    - aileyi bir araya getirmeye çalışan iyi niyetli çocuklar
    - kapanış sahnesinde, yeniden evlenir evlenmez kavga ediyormuş numarası yapan troll anne baba

    6 kardeş pastanede otururken mekanda çalan daddy cool bile ayrı gülümsetiyor. vay be şarkı 1976, film 1978 yapımı. neredeyse 50 sene olmuş, ikisi de zirveden inmemiş hiç.

    ayrıca babada kalan 3 kardeşin, anneleriyle uzun seneler sonra ilk karşılaştıkları sahnede; içeriye girip gülümseyerek anne demeleri ve annenin göz yaşlarına boğulduğu yerde bizim de göz yaşlarımızı durdurabilmemiz mümkün değil. gözyaşım pıt
  • aile kurumu ne yücedir allahım temalı bir film.anası adile naşit, babası münir özkul olan biri elbette neşeli günler geçirir.orda bi de, babası erol taş olan, anası aliye rona olan insanlar var, onları kimse düşünmüyor.
  • bu film, icindeki bir sahne ile türk sinemasindaki en fedakar produksiyonlardan biri olduğunun kanitidir. o sahne de adile naşit'in, mürüvvet sim'in kafasindan a$agiya bir tencere dolusu yaprak sarma'yi boca ettigi sahnedir. yaprak sarmadan bahsediyoruz arkada$lar... film icin hazirlanmi$ belki de pi$irilmi$, film ekibi tirtiklamasin diye ko$e bucak saklanmi$ bir tencere dolusu yaprak sarma...

    hollywood'mu$.. pehh!! sen istedigin kadar arabalari, binalari havaya ucur. ya da akil almaz grafikler ile bilim kurgu felan cek... 1 tencere dolusu yaprak sarmayi, film icin ziyan edebildin mi bunun cevabini ver?

    i$te bu yuzden enfes bir filmdir.

    ps: bu arada mea maxima culpa karde$imiz, tencerenin icindekilerinin yaprak sarmasi degil, sadece yaprak oldugu konusunda beni uyardi.
    kendisine bu uyarisi icin te$ekkur ediyorum, $u guzel ortami bozdugu icin ayrica kiniyorum!!
  • bu topraklarin filmidir tam anlamiyla. ne bati olalim derken terlik yerine ayakkabi giydirir insanlara, ne villalarda yasatir insanlari. analar gri lastik coraplariyla yemenileriyle boy gosterir, babalar calismaktan yorgun dusmus yuzleriyle. gencler temiz yuzludur, guzeldirler, ne hollywood standartlarina uyduklari icin ne pahali kiyafetler tasidiklari icin. hepsi soluk gri, soluk mavi, soluk kirmizi kiyafetler tasirlar, kendileri renklidirler cunku; bizim gibi renklerle renksizliklerini kapatmaya calismazlar. amcalar palavra sikarlar, olmak istedikleri bati gibi olduklarina inandirmak icin. ama dogulu da degillerdir tam bu insanlar, kimileri "ne o icki icip bir de kadeh mi kaldiracagiz?" derken, yasak ustune yasak getirirken gazetelerde boy boy gunumuzde, onlar mutluluklarini gazozlarini "havaya kaldirarak" kutlarlar muhallebici koselerinde. bu topraklarin insanlaridir iste, iki arada bir derede. bir bakista analigin, bir bakista babaligin tum gerceklerini gozler onune sererler. tursu suyuna kavga cikaracak kadar cocuk, mutlulugun ailede basladigini ve bittigini bilecek kadar olgun. zengini "gonul hos olsun yeter" diyecek kadar alcakgonulludur,isci gecmisinden gurur duyar; arabayla degil, kiyafetle degil ictenligiyle begendirir kendini hoslandigina. politiktir ve ateslidir. hakkini aramak icin olumu goze alir. ama en cok yasar da. bir biz yasayamiyoruz sanirim. yanlis zamanda mi dogdum? yoksa hic gercek olmadi mi bu hayatlar bu insanlar?
  • şener şen*'in büyük avcı,mahallenin yakışıklısı, çapkın playboy,izmit itfaiyesinin gururu,palavra bakanı, gillette türkiye distribitörü, nikah şekeri pazarlamasının vazgeçilmez ismi,içişleri bakanının yakın arkadaşı iki tarafı da idare eden, içten pazarlıklı, hiçbir işte tutunamayan ailenin amcası karakterini oynadığı film. türk komedi filmlerinin efsaneleri arasında kendine yer bulmuş bir performans. özellikle kahvede jilet sattığı sahne ve adile naşit küçük ev'i izlerken şener şenin biranda ağlamaya başlaması filmin kopartan sahnelerindendir.
  • 1978 senesi istanbulunda cekilmistir bu melodram. grevlerin arttıgı, kardesin kardesi vurdugu, basiretsiz siyasetcilerin ulkeye sahip cıkamadagı, cıkarcılarının ise sabahtan aksama parti degistirdigi bir ulkede cekilmis bir melodramdır hem de.

    kazım usta cocuklarına kahvaltı hazırlayıp sokuklerini yamarken “üniversitenin acilacagi yok, cocuk taksi de calısıyor. ne yapsın?” der. daha filmin acilisinda nem kapar, sundan bundan mesaj cıkarmak isteyen benim gibi maksatlı zihinler. senaryo ilerledikce ana-babanın sebebini bile unuttukları bir inat ugruna cocuklarına eziyet cektirmesi, ziya enistenin cikari nerede ise o eve siginmasi, iki kardesin bir kız ugruna kavga etmesi.. gibi ozellikler filmi, doneminin kosullarına satır arası mesajlar ileten bir eser olarak dusundurur.

    antin kuntin sosyal tespitler yapıp, gudik cıkarımlar yapıyorsun diyorsundur muhtemelen okur kardes. ama ıı. dunya savası doneminde amerikan politkasına idealizmi ogutleyen romantik filmler cekerek destek veren hollywood sineması gercegini kabul ediyorsak, kargasa icindeki turk halkına arzu filmin kardeslik ve uzlası mesajı olarak neden algılamayalım bu filmin alt metnini?
  • bu filmde, ziya'nın karakola düştüğünü kazım efendiye haber veren polis, türk dedikoducu teyzelerinin tipik örneğidir.

    - senin birader kahvede birinin gırtlağını kesmiş.

    ulan böyle mi haber verilir be? sanırsın ziya adamı satırla doğramış.
  • tuuurrrrrruuuuuuppp sıkıyım onun gençliğine :)
  • filmin başlarında, henüz adile hanım'la kazım bey ayrılmamışlarken, ziya amca bunların evindedir ve çocuklara palavra sıkmaktadır:
    çocuklardan biri: amca anlatsana almanya'da neler yaptın?
    amca: almanya'da arkadaşlarla aslan avına çıktık
    kazım: ziya almanya'da aslanın ne işi var ulan
    amca: olmaz olur mu abi? alman aslanı bu
    (çocuklara dönerek) ha nerde kalmıştım. jipten indik, etrafa dağıldık... elimde tüfek ağır ağır ilerliyorum. bi ses duydum, arkama döndüm onu gördüm...bi de ne göriim boyu on metre
    kazım: ziyaaa
    amca: on metre yoksa da 5 metre var
    kazım: ziyaaaaaa
    amca: işte aslan kadar aslan, çektim tüfeği bastım... tık... tüfekte kurşun yok. çıkardım çakıyı açtım, atladım aslanın üstüne. karnına böyle tak tak tak
    kazım: çakıyla aslan mı öldürdün?
    amca: öldürdüm, öldürdüm abi ya
    kazım: yeter ulan palavralarınla sabahtan beri çocukların kafasını karıştırıp duruyosun.
  • "en iyi cilet budur! dünyanın bütün meşhurları bununla tıraş oluyor.
    ingiltere kralı, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci mıyer*, nadya komanaçi, bricit bardo, fenerbahçeli cemil! hepsi şöhretini bu bıçağa borçludurlar... denemesi bedava hem de hiç para vermeden. fennin son harikası, alaman mucizesi, bütün meşhurların bıçağı, su yok sabun yok, gibicibicis marka krem, yalnız 17 saniyede tamam bu iş!"
hesabın var mı? giriş yap