• bi' kişi de çıkıp teorinin ilk ismini-kuramcısını, yani gordon childe'ı yazmamış.
  • toplumda kabul görmüş birçok değer yargısı - kadın bekareti, erkek ve yaşlı egemen toplum düzeni gibi - bu zamanlardan mirastır bize. mamafih halen daha öküz gibi bunları değerli saymamız tamamen bizim eşekliğimiz; atalarımızı suçlamamak lazım.
  • tarim devriminin insanlik adina iyi bir gelisme oldugu soylemi, tarih kitaplarindan asina oldugumuz, mevcut duzenimizin devamini destekleyen buyuk bir yalandir.
    mulkiyet, siniflar, kolelik, nufus artisi, yabancilasma, can sikintisi, dejenerasyonlar hep tarim devrimiyle peydah olmustur. noah harari'nin dedigi gibi; insanlar bugdayi degil, bugday insanlari evcillestirdi, insanlari evlere, koylere hapsetti.
  • insanl toplumlarının avcı toplayıcı hayattan yerleşik hayata geçişi sonucu yaşanan değişimler. bu süreç yaşayış biçimini oldugu kadar düsünüs biçimini, ahlak anlayısını ve değer yargılarını da kökten değiştirmiştir.
  • tarım devriminin en önemli sonucu tek tanrılı dinlerin ortaya çıkıçıdır. endüstri devrimi tek tanrılı dinlerin üstüne milliyetçiliği getirmiştir
  • insanlığın gidişatı kökünden değiştiren olaydır. eskiden mağaralarımızda yaşayıp avladığımızı/bulduğumuzu yerken bence daha mutluyduk. toplumda eşitlik vardı, sağlıklı besleniyorduk ve doğal seleksiyon sayesinde abuk subuk insanların yaşama şansı olmuyordu. isterseniz açalım bu konuyu: mağarada yaşayan bir grup insan düşünün. toplu halde ava çıkmak zorundalar çünkü bireysel faaliyetler açlığı ve ölümü getirecek; ya avladıkları hayvanı yiyecekler ya da buldukları meyveyi veya kökü. aldıkları ne? bol protein, bol meyve şekeri ve minimum karbonhidrat. insan evrimini ve metabolizmasını incelerseniz karbonhidratın vücuda en zararlı besin olduğunu görürsünüz; ve evet evrim sürecinde hala karbonhidratla iyi geçinmeyi öğenemedik. besin bulanlar da iyi koşan/iyi atan/gözü iyi gören/kafası iyi çalışanlar olmuş ağaçtan düşüp ölecek kadar kafası çalışmayanlar da dolayısıyla üreyemeden elenip gitmiştir.

    ama insanoğlu ne zaman ki yerleşik düzene geçti, o zaman tahıl yetiştirip hayvan beslemeye başladı. artık elde bir surplus vardı ve bu bazılarının (yönetici, din adamı, asker) başka işler yaptığı için doyurulmasını sağladı; sınıflar oluşmaya başladı. tahıllar fareleri çekerken evcil hayvanların da kendi mikropları insana bulaşıyordu; bu sayede veba olsun grip olsun hayatımıza girip insanları öldürmeye başladı. artık ölenler zayıflar değil şanssızlardı. tabi aldığımız karbonhidrat miktarı da artınca diyabet gibi diş çürüğü gibi nurtopu hastalıklar ortaya çıktı.

    bir savaş çıksa, insan gene toplayıcı/avcı olsa dünya eminim ki daha iyi bir yer olurdu.
  • insan bilimleri için uydurulmuş ve hala arkasından koşturulan en boktan terimlerden biri. şimdi düşünün; albert einstein geldi dedi ki "üzgünüm ama newton'ın söylediği bazı şeyleri unutmanız gerekiyor, ben doğrusunu buldum panpalar." öyle yaptık. hatta yetinmedik einstein'ın söylediği bazı şeylere de "meeh" demeye başladık. (bkz: kuantum fiziği)

    öte yandan 1923'te gordon childe nam bir herif demiş ki "bu bir devrimdir!" epey sonra anladık ki bu bir devrim değil, asımsanmayacak ölçüde kültür emperyalizmi de barındıran bir olgu. aslen neolitik dönemde de başlamıyor, daha erken bir kültür dönüşümü var. yıllardır anladığımız gibi olmayan olaylar var, bir takım başka işler dönmüş, işte sovyetler birliği yıkılmış falan fistan, ama neymiş efendim, hala neolitik devrim. böyle zibilyon tane kitap basılıyor hala. devrim de devrim, devrim mevrim. kısaca, eskiçağ bilimleriyle uğraşan bir mecnun olarak, eskiçağ bilimlerinden çıkan en boktan tabir olduğunu söylemekten yüksünmediğim bir garip hezeyanlı algıdır kendisi. devrimmiş. meh.
  • tarımsal faaliyetler ya da hayvanların evcilleştirilmesiyle başlamayan süreçtir; tarımın başlangıcı ve hayvanların evcilleştirilmesi çanak çömlekli neolitik döneme ait verilerdir. bunun öncesinde, çanak çömleksiz neolitik dönemde yerleşik hayata geçilmiş, belirli bir plan dahilinde düzenli yerleşimler kurulmuş, organize ticaret almış başını yürümüş, uzman zaatkarlar, ruhban ya da yönetici sınıf gibi ayrımlar belirginleşmiştir. devrim olarak nitelendirilmesinin esas nedeni de, paleolitik yaşam biçiminin bu denli köklü bir değişime uğramasıdır. hemen hemen hiç değişmeden günümüze kadar kesintisiz devam eden bu yeni yaşam biçiminin devrimsel niteliğini pekiştirmesinde ise tarımın başlangıcı, dolayısıyla artı ürün, artı değer gibi kavramların ortaya çıkışı ayrıca önemlidir.

    sanıldığının aksine neolitik dönemde herhangi bir organize kavgayı gösteren hiçbir veriye hiçbir kazı yerinde rastlanmamıştır; neolitik döneme tarihlenen bazı kazı yerlerinde görülen ve önceleri sur ya da savunma duvarı olarak adlandırılan ancak son zamanlarda çevre duvarı olarak adlandırılmaya başlanan bazı anıtsal yapıların, bunlar dışında organize kavgayı gösteren başka hiçbir veri olmadığından, ilişkilendirilebileceği prestij, çevresel koşullar gibi farklı görüşler ortaya atılmaya başlanmıştır. bu bağlamda mevcut bilgilerimize göre ordu, kölelik ve hatta devlet gibi kurumların neolitik dönemde ortaya çıkmadığı ancak bunlardan en azından devletin temellerinin neolitik dönemde atıldığı söylenebilir. bunların yanı sıra neolitik dönem, göreli sırasıyla ve ana hatlarıyla avcı-toplayıcı toplulukların yerleşik yaşama geçişi, uzak mesafeler arası ticaretin başlangıcı, uzman zanaatkarların, organize işgücünün ve sınıfsal ayrımların ortaya çıkışı, mimarinin gelişimi, yerleşimlerin belirli bir plan dahilinde önceden tasarlanarak düzenlenmesi, tarımın başlangıcı, hayvanların evcilleştirilmesi, çanak çömlek yapımının başlangıcı, artı değerin ortaya çıkışı şeklinde bir süreci içermektedir..
  • ilk obezlerin, din adına sistemli soygunların ve siyasetin ortaya çıktığı süreç.
    (bkz: neolitik/#7573080)
  • bütün kötülüklerin anası

    avcı toplayıcı iyiydi. keşke tadında bıraksaydık.
hesabın var mı? giriş yap