• en yaygin nedenlerinden birisi hayvan, bocek, yilan, penguen isiriklaridir.. (penguen isirigini komik olmak icin salladim.. ama hos olmadi)
    cok ciddi bir sekilde insanin hayatini kahredebilir, öldürmez ama süründürebilir.. misal veriyorum, tatile gidersiniz, örümcegin teki isirir, hafif bi kasinti ile dert etmessiniz, ama sonra isirdigi yara büyür, iceri gocer, eskimis kasarin küfü gibi olur ortam ki yillar sürecek lanet edici bir tedaviye baslamanin zamaninin geldigine isarettir..

    iyilesmeyen yaralarin bir kismina necroz diyebiliriz bu arada.. yani sahsen ben diyebilirim. zira doktor falan degilim.. dokular kendi baslarina sessiz sakin öldüklerinden insanin hayatina pek kast eden bir sey degildir, ama hayat standardini düsürür..
  • hucrenin istemsiz bir sekilde kendi kendini oldurmesi.
    yani (bkz: apoptosis)in istemeyerek olani.
  • hücre ölümlerinin iki tipinden bir tanesidir. nekroz kontrolsüz hücre ölümüdür. apopitozis ise programlı hücre ölümüdür. (bkz: apoptozis)
  • ölümün ikinci tipi. birincisi (bkz: apoptoz)

    iltihap ya da toksik yaralanma gibi dış faktörler nedeniyle meydana gelen patolojik bir ölümdür.
  • yunanca necros ölüm demektir. nekroz sıklıkla tıpta hücre ölümü anlamında kullanılır. eğer bir hücre ölecekse, yani irreversible değişiklikler meydana gelmişse (hücre membranının parçalanması, mitokondri'nin oksidatif fosforilasyon yeteneğini yitirmesi, dna'de meydana gelen struktürel değişiklikler vb..) iki yoldan birine sapar. bunlardan biri nekroz, diğeri ise apoptoz adı verilen süreçlerdir.

    nekroz'a girmiş bir hücrede morfolojik değişiklikler en geç görülür. aslında reversible aşamaya kadar hücresel fonksiyonlarda azalma vardır ve hücre henüz ölmemiştir. şuradan da görüleceği üzere hücre ölse bile, morfolojik değişiklikler daha sonra ortaya çıkar. buna en güzel örnek miyokard infarktüsü'nde infarkt'a uğramış myositler'dir. 1-2 dakika içerisinde bu myositler nonkontraktil hale gelirler. kasılma yeteneklerini kaybetmişlerdir; ama halen geri dönme ihtimalleri vardır. infarkt devam ettikçe ve iskemiye maruziyet uzadıkça myositler 25-30 dakika içerisinde ölürler. ölüm anında elektron mikroskobunda herhangi bir morfolojik bulgu görülmez. ancak ve ancak yaklaşık 3-4 saat sonra nekrotik değişiklikler ultrastrukturel düzeyde farkedilmeye başlanır. 6-12 saat sonra ise ışık mikroskobunda farkedilecek düzeye gelir.

    peki nekrotik hücrelerde ne gibi morfolojik değişiklikler görülür? sitoplazmik bir eozinofili artışı meydana gelir; çünkü sitoplazmik proteinler denatüre hale gelmiştir ve sitoplazmaya bazofili sağlayan rna* yapıları bazofilik özelliklerini kaybetmişlerdir. nekroz'un en karakteristik belirleyici özelliği ise hücre membranında meydana gelen destrüksiyondur. bu yıkım sonucu myelin figürler görülmeye başlanır. yıkım sadece hücre membranını etkilemez, intrastoplazmik membranlar da yıkıma uğrar. mitokondri vakuolize bir görünüm alır ve intramitokondriyal amorf dansiteler izlenir.

    nukleer değişikliklere bakılacak olursa da ilk olarak nukleus'ta belirgin bir küçülme ve artmış bazofili izlenir. bu duruma pyknosis denir. pyknosis ardından nukleus daha da fragmente hale gelir ve bu durum karyorrhexis adını alır. en son olarak da dnaase enzimi ile dna yıkıma uğrar ve nukleer elemanlar tamamıyla sindirime uğratılır ve bazofili ortadan kalkar. bu duruma da karyolysis adı verilir.

    nekroz ardından kalan hücresel debris'i temizlemek için vücut bu duruma inflamatuar cevapla karşılık verir. olay yerine gelen lökositler'den salınan digestive enzimlerle cellular debris ortadan kaldırılır. bu şu anlama gelir, nekroz'u takiben sıklıkla iltihabi yanıt oluşur. ve bu patolojik süreçler içerisinde, sağlıklı olmayan hücreler üzerinde gelişir. bunun aksine apoptoz denilen hücre ölüm yolağında ise genelde hedef sağlıklı hücrelerdir. istenmeyen fazlalık hücreler ya da az bir hasara uğramış olsa bile dna'de ve nukleus'ta geri dönüşsüz hasar almış hücreler apoptoz ile programlı olarak vücudun kendisi tarafından ölüme yollanır.
  • saç ekiminde de rastlanabilen, bir veya daha fazla hücrenin geri döndürülemez şekilde hasar gördüğü bir durum.

    https://youtu.be/igoqw-61you?si=bqeu1pqbd0cp2ebw
  • nekroz hücrenin aldığı geri dönüşümü olmayan hasarlar sonucu ölmesi olayıdır.
    nekroz patolojik bir ölümdür. hücrenin kendi isteği doğrultusunda değildir. hücrenin kendi isteği doğrultusunda ölmesi olayına (bkz: apoptozis) denir. nekrozun bir çok farklı çeşidi vardır şimdi kısaca onları yazacağım nekroz türleri ve her türün kendine özgü özelliklerine değineceğim ilk olarak

    koagülasyon nekrozu: en yaygın nekroz biçimidir. koagülasyon nekrozunda (bkz: protein denatürasyonu) olduğu için hücreyi yıkan enzimler denatüre olur. hücre yıkılmadan ölür ve bu görüntü günlerce stabil kalabilir. en sonunda nekroz alanına gelen lökosit enzimleri ile hücre ortadan kaldırılır. koagülasyon nekrozunda hücreler sınırlarını korur. görünümü ise belirsiz pembe bir kütle halini alır. miyokard enfarktı bu tür bir nekroz örneğidir. beyin hipoksisi haricinde hipokside ve maling tümörlerde görülür.

    likefaksiyon nekrozu: enzimatik sindirim(nötrofil enzimleri) daha fazla ise bu nekroz oluşur. beyin hipoksisi ve apse bu nekroza örnektir.

    kazeöz nekroz: en çok (bkz: tüberküloz)da görülen peynir kıvamında bir nekrozdur.

    gangrenöz nekroz: ekstremitelerin koagülasyon nekrozudur. likefaksiyon nekrozu eşlik ederse yaş gangren etmezse kuru gangren denir. diyabetik ayak buna bir örnektir.

    yağ nekrozu: yağdan zengin yerlerde görülür. travmatik nekroz memede enzimatik nekroz pankreatitte batın yağlı dokusunda görülür.

    fibrinoid nekroz: genellikle damar duvarında (bkz: vaskülit)lerde görülür . damar duvarında plazma proteinlerinin birikmesi ile karakterizedir. mikroskobik görüntü fibrine benzemekle birlikte biriken madde plazma proteinidir. ayrıca (bkz: akut romatizmal ateş)te kalpte ve malign hipertansiyonda duvarında görülebilir.

    buraya kadar yazdıklarım genel olarak nekroz çeşitleriydi.

    şimdi nekrotik hücrelerde görülen bazı mikroskobik bulgulara değineceğim.

    eozinofili artışı: ölü hücrelerin sitoplazmasında denatüre proteinlerin hemotoksilen eozin boyası ile boyandığında eozin ile aşırı bağlanması sonucu asidik eozinofilik boyamada artış olur.

    bazofili azalması: azalan sitoplazmik rna içeriği nedeniyle hematoksilen eozin boyası ile boyanma olmaz bu da bazofili azalmasını açıklar

    sitoplazmik vakuoller: glikojen azalması nedeniyle hücreler daha camsı ve homojen boyanır bir konuma gelir. enzimler organelleri sindirdikçe sitoplazmik vakuoller oluşmasıyla hücrede yenik elma görüntüsü oluşur.

    kalsifikasyon: nekrotik tümör hücrelerinde distrofik kalsifikasyon oluşur.

    bu yazdıklarım genel olarak nekroz çeşitleri ve nekrotik hücrelerde görülen bulgulardı . umarım işinize yarar.
  • apoptosisden farklı olarak hücrenin kendi isteğiyle oluşmaz, trafik kazası gibi istenmeden gerçekleşir. apoptosisde olduğu gibi fazladan enerjiye gereksinim yoktur ve sadece kendisini değil etrafındaki hücreleri de yok eder.
  • nekroz dokularda meydana gelen yersel ve ani ölümdür. nekrozda hücre çekirdeği;
    -piknoz
    -karyoreksis
    -karyolizis gibi değişimlere uğrayabilir.

    nekrozun kendi içinde koagulasyon nekroz, kolligüasyon nekrozu ve gangren olmak üzere 3 tipi vardır. bunların hepsi evlerden ırak ama en fenası sulu gangren zannımca. tüm doku harabiyetlerine ek olarak kokuşma bakterileri de devreye girer ve bu fenadır çok çok fenadır...
  • dokunun çürüyerek ölmesi..
hesabın var mı? giriş yap