• yanlış kullanıldığı yerler var.
    hemen aktarıyorum.
    benzerlerine misal olacak derecede açık ve anlaşılır bir hakkı cloud şarkısı;

    "ben tövbemi geri aldım
    tanrım sen bağışla beni
    (burda paradoksu görmezden gelelim ki konu dışına çıkmayalım)
    vefasız kuluna kandım
    zehir etti gençliğimi
    nasıl içmeyim?"

    şimdi nasıl içmeyim sorusuna doğru cevabı veriyorum sıkı durun.
    (nasılın cevabı usüle tekabül etmeli elbette)
    -hayvan evladı gibi içme! doğru ahmet gibi ol, her şeyi doğru yap yeter!

    şimdi noldu?
    bizden beklenen cevabı değil esasa uygun cevabı verdik.
    oysa "elbette haklısın bilader, sen içmeyip de kim içecek" dememiz bekleniyordu..

    madem ki böyle bir cevap bekliyorsun.
    o zaman doğru soru şu olmalı;
    -neden içmeyim?
    -elbette haklısın bilader, sen içmeyip de kim içecek?

    meramım anlaşılmıştır umarım.
    çok güzel umarım.
  • bir ismail abi ünlemi*
  • sormaktan nasır olan dillerin soru işaretindeki nokta gibi kaldım düz bir ovada. yaslandığım ağaç değil, cevabı olmayan nasıllar. yanına gelen işaretin bedeni kapının eşiğinde kıvrım yapmış ve ayaklarını uzatmış. bitiş ile noktanın arasında kalan ince boşluğu kesen kızgın güneşin kol saatinde ters giden bir şeyler var. akrep bir tur atarken yelkovan bir adım gidiyor, saniye ise gerisingeri koşuyor. saati yanıma alıp denklemini kurmaya çalışırken gözlerim kapalı okumaya çalışıyordum dayanılmaz hafifliği.

    avucumda yetişen nasılları dillere serperken çaya bandığım bisküvi ağzıma gelmeden yere düştü. ıslanma orantısını kurduğumu hissetmeme rağmen zamanın ötesinden gelerek aklımı çelen anlık düşüncelerin suçuydu bu. nasıl oldu? nasıl döküldü? nasıl düştü?

    çamaşır ipine dizilen nasılları maşayla tutturmaya çalışırken kapının yönünü bulamadım. nemli nasılların arasında oradan oraya koşuyor, başımı bu defa hiçbir yere çarpmıyordum. oysa ben hep başımı tavana, bulutlara çarpardım. yorgana da çarpar, nasıla da çarpardım. gömleğime dökülen ıslak bisküvi ayağa kalkarken nasıl da yere düştü!
  • basit bir zarf, masum bir soru sozcuguymus gibi durmasina karsin, kimi zaman, ozellikle onune gelen sozcugun etkisiyle bir cinnet tetikleyicisine donusebilen soru sozu... nitrik asit ve gliserinin belli oranda sulfrik asit katkisiyla karismasi sonucu ortaya cikan nitro gliserinin etkisine sahip olabiliyor bazen nasil...

    birkac ornekle aciklamaya calisalim:

    ornek 1:
    kadin mutfakta kizartma yapmakta, erkek salonda televizyon izlemektedir. sicrayan yag parcaciklari arasinda bunalan kadin birden tuzun bittigini farkeder ve salona panikle seslenir:
    - hayatim tuz bitmis!..
    ajans haberlerini dinleyen, fashion tv’de son trendleri takip etmeye calisan ya da mac izleyen adam otomatik bicimde soruyu soruyla karsilar:
    - nasil bitmis?..
    bu soruyla karsilasan hanimefendi, kizgin yagla kocasini daglamaya ya da salata yaptigi bicakla kocayi delik desik etmeyi kurmaktadir artik...

    ornek 2:
    ajansta buyuk bir sunum icin hazirlik yapilmaktadir... baskilarin yetisip yetismeyeceginden kaygi duyan atolye sorumlusu kagidin (ya da tonerin) bittigini farkeder... satin alma sorumlusuna durumu bildirir:
    - x bey/hanim... kagit bitmis...
    - nasil bitmis?
    satin alma sorumlusunu maket bicagiyla parcalara ayirmak ya da parmaklarini japon yapistiriciyla yapistirmak kurulmaktadir artik zihinde...

    ornek 3:
    suser entry’sini yazmis, yolla butonuna basmis, tepkileri beklemektedir. badilerin birinden mesaj gelir:
    badi -> captahab: haci, senin entry kotulenmis...
    captahab -> badi: nasil kotulenmis?..
    badi -> captahab: * * cok kotu butonu mafyasi herhal...

    (sorulardaki nasilin nasi biciminde okunmasi halinde etkisi iki katina cıkmaktadir... suser’lerin bu riskli formati evde tek baslarina denememeleri onerilir...)
  • uzay arastirmalari kurumunun adi olmalidir. evet evet, amerikalilarin nasasina tekabul eden kurumun adi "nasil" olmalidir, zira
    - "yahu buradan mars zilyon kilometre kup, nasil gidilir lan benzin yetmez, sigara biter"
    - "abicim ben oturdum izledim, o roketin de altinda uc ayak var, bizimkinde de... nasil oluyor da bizimkisi ucurtmadan yuksege cikamiyor"
    gibi hep "nasil" iceren dusunceler bu kurumdan cikacaktir.
  • "ne asil" sorusunun kisalmis hali*: "n'asil?"
    "asli cismi nedir?" anlaminda. aciklama bekleyen insanlarin sarfetttigi soz.
  • bir soru kelimeciği. ancak soru sormak dışında garip bir kullanımı daha var.

    misal: "sahilde bir kız çocuğu gördüm, elinde oyuncak bebeği; nasıl güzel anlatamam sana."

    benzer şekilde (bkz: #16638986)
  • ne asıl sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuş bileşik sözcüktür... böyle derken, bu öyle, gibi...
  • başım çığlıklı çocuk, onu nasıl avutsam?
    ne yapsam da ölümü bir saatcik unutsam?..

    --- necip fazıl kısakürek ---
  • son yıllarda aracı kelime haline getirilmiştir, diyaloglarda içerikle alakasız sözcük olarak sıkça kullanılmakta
    ve çoğu zaman sinir bozmakta birebir olmuştur..küçümsemek için değil ama genelde esnaf ve taksici cemiyetinde duyulur "nasıl"..
    şöyle ki;

    -şurdan bana iki kilo elma tartıver.
    -nasıl?

    ne nasıl ne? kibarlaştırma hevesiyle 'ne?' sorusunu nasıl' a dönüştürdük, yetmedi bu saçma ikameyi virüs gibi yayıyoruz.
    yeminlen ki, bundan 10 sene önce böyle bişey yoktu..
hesabın var mı? giriş yap