• yonetmeni john ford olan 1946 yapimi bir western filmidir.. cizgi film olan clémentine ile uzaktan yakindan alakasi yoktur, uktecilere duyurulur..
  • konu itibariyle daha ziyade howard hawks'a uygun gibi görünür my darling clementine. ne de olsa iki erkegin önce birbirine killanip sonra dost olmalari anlatilmaktadir. ama yine de en süper john ford westernlerinden birisidir. konusu ise sudur: wyatt earp, kardesleriyle beraber bir sigir sürüsünü bilmemnereye götürürken, gecelerden bir gece tombstone kasabasinda konaklar. o gece sürüsü calinir ve sürüye göz kulak olan en kücük kardesi ölü bulunur.

    kasaba süpheli insanlarla doludur. en süphelisi ise doc holiday'dir. gerisi malum, olay bu, durur mu? gelisecek tabii..
  • eternal sunshine of the spotless mind da kate winslet'in canlandırdığı karakterin, adıyla dalga geçmek için kullanıldığını söylediği, akıllı bıdık* tarafından söylenen şarkının adı.

    edit: filmde acılarımızın, bizi biz yapan şeylerden olduğunu anlatmak için kullanılmıştır. joel clementine'ı hafızasından sildirince onunla birlikte akıllı bıdık ve şarkısı hakkındaki bilgileri ve görüşleri de silinmiştir.
  • 'have you even been in love?'

    'no, i've been a bartender all my life.'
  • henry fonda ve victor mature' nin başrollerinde oynadığı 1946 tarihli western filmi. film hakkında güzel bir de inceleme bulunuyor.

    http://www.sinemaestro.com/…sk=view&id=326&itemid=1
  • (bkz: #32834556)
  • 100'den fazla film çekip western türünün dışına pek çıkmasa da john ford sinema tarihinin en büyüklerinden. her ülkeye böyle bir yönetmen de gerekli kanımca. ford kariyeri boyunca amerika'nın odaklanmadık dönemini, anlatmadık hikâyesini bırakmadı. searchers'a kadarki filmlerinde kızılderilileri katledilmeleri gerekli vahşiler olarak göstermesi yönetmenin tek sorunuydu. içindeki milliyetçilik aklını da ele geçirmişti, fakat neyse ki bu nefreti ölene kadar içinde taşımıyor, searchers'la nefretten vazgeçip kızılderilileri kötülemiyordu. işte bu büyük yönetmenin en sade westernidir my darling clementine.

    enfes bir şarkıyla ("ooohh my darling cleminte") filmini açan ford filmin düşmanlarını daha ilk sahnede karşı karşıya getirerek sonrasında da lafı eğip bükmeyeceğini, öyküyü dallandırıp budaklandırmayacağını kanıtlamış olur. bilmeyenler için; film, eski şerif earp'ün üç kardeşiyle birlikte sığırlarını satmak için kaliforniya yolunu tutarken bir kasabada dinlenmeye karar veriyor ve sonrasında en küçük kardeşinin öldürüldüğünü görüyor. earp bulunduğu kasabanın şerifi olur, sonra kasabada sözü bayağı geçen doc'la karşı karşıya gelir. evet, ford hiçbir şeyi uzatmaz. doc ile earp arasındaki dost/düşman ilişkisini de uzatmaz, gerçek düşmanı da saklama gereği duymaz. neyse odur. doc ile earp'ün nefretle başlayan ilişkileri zamanla arkadaşlığa ilerler. bu arkadaşlığı öyle güzel işler ki etkilenmemek zordur. doc'ın hastalığını da, clementine'a olan aşkını da göze sokmadan işler ford. clementine demişken... bu güzel hanfendi filme adını verir vermesine de filmde pek gözükmez, ortaya ancak bir saat sonra çıkar. gene de yönetmen bu karakteri uzun bir süre göstermemeyi tercih etse de karakteri derinleştirmeyi başarır. yönetmenin sade tutumundan her şey nasibini alır. clementine çok görünmez, earp mükemmel bir hero olarak işlenmez, doc'ın hastalığı göze sokulmaz ve westernin klişesi olan final çatışması da görkemli değildir. tam da bu sadelikten gücünü alır film.

    kesinlikle enfes bir film. yönetmenin adaşı wayne'den sonra en kıymetli oyuncusu olan henry fonda, earp'ü olabilecek en iyi şekilde yansıtır. bu arada film o.k. corral çatışması'yla ilgili çekilmiş birkaç filmden bir tanesi. diğerleri gunfight at o.k. corral, hour of the gun, tombstone ve wyatt earp. bu filmleri de izlemek gerek. bilhassa gunfight ve tombstone'ı. özetle sakin tonu, sade anlatımı, sözünü uzatmaması ve aksiyondan çok duygusallığa yer verilmesiyle ford'un diğer westernlerinden ayrılıyor.
  • ford'un kara westerni.

    --- spoiler ---
    finaldeki silahlı çatışmayı defalarca izlemek lazım: bir sürüngenin göz hizasından yapılan çekimler, toz ve toprak bulutu, atların gerisinden yapılan birkaç çekim, yere düşen bedenler, toprağı ıslatan sıcak kanlar ve alkolik doc'ın uçuşan mendili... ford'un kara şiiri.

    bu sahne defalarca izlendiğinde, en sonunda yargı şu olacaktır: bu sahne kaç farklı şekilde çekilebilirdi? ford bazen kamerayı sabitler ve bize adeta mesaj yollar: düşünün, biraz daha yakından bakın, siz olsaydınız hangi açıyı kullanırdınız? özlü bir sinema dersi.
    --- spoiler ---

    şu hoş replik asla unutulmaz:

    - mac... hiç aşık oldun mu?
    - hayır, ben hayatım boyunca barmenlik yaptım.
  • clementine

    outlander dizisinin 5. sezonunda brianna ve eşi roger’ın birlikte seslendirdiği harika ve huzur verici bir şarkı. ne zaman duysam dinlesem dilime dolanır.
hesabın var mı? giriş yap