• başlarda nirvana eşliğinde dans eden smokinli adamlar gördüğümde fuayede aldığım kahvenin içine lsd mi attılar acep diye düşünmekteydim ki nicole kidman abla doldurdu perdeyi tüm seksapeliyle.* ya ayıldım ya da alıştım filme toparladım kendimi.

    john leguizamo normalinden 20 cm kısalmış mıydı yoksa alıcılarımızın ayarıyla mı oynamalıydık. belki de 1.80'lik nicole'ün yanında cücük kadar kalmayı gururuna yedirememiş ewan mc-kenobi, en cücük ben olmayayım benden de cücüğü olsun demiştir.

    nicole'e lafımız yok güzel kız allah için ama biraz soğuk bi tip. yani her karede mavi ışık altında çekilmesine gerek yokmuş yüzünün. biz eyes wide shut'da da bakıp bakıp üşüyorduk zaten ona yeterince.

    genel olarak mtv olmuş dev bir klip olmuş diyesim var film için ama bunu iyi anlamda mı söyledim kötü anlamda mı valla ben bile bilememekteyim.

    ay ulan dayanamayacağım söyleyeceğim e*wan abi sen öyle aşığım aşığım diye fil şeklinde bir binanın üzerine çıkıp dans edersen ben nasıl konsantre olup da izlerim yeni star warsları ? sen obi wan modunda karizma yapmaya kasarken hiç mi gelmeyecek aklıma sanıyorsun o şarkı söylerken küçük emrah modeli olan kaşların? hiç mi belirmeyecek gözümün önünde bi hatun uğruna çıkıp bi filin kıçında yaptığın o figürler. aşkolsun...
  • nasıl izleyenlerin gözünden kaçmış anlamadım ama bunu 9 sene sonra söylemeyi bir borç bilirim.

    --- spoiler ---

    filmin başındaki yeşil periyi canlandıran kylie minogue. nicole kidman sandınız di mi lan onu ahaha

    --- spoiler ---
  • strickly ballroomu sevenlerin mutlaka izlemesi gereken süper müziklere sahip olan baz luhrman filmi. filmle ilgili birkaç trivia;

    * satine rolü için catherine zeta-jones christian rolü için ise heath ledger düşünülmüş önce.

    * nicole kidman ve ewan mcgregor şarkıları kendileri seslendirmş.

    * filmin çekimine, nicole kidman bir dans sahnesinde 2 kaburgasını kırıp bacağını incittiği için 2 hafta ara verilmiş, filmde nicole kidmanın göğüs hizzasına kadar görülen sahneleri tekerlekli sandalyede otururken çekilmiş.

    * filmde nicole kidmanın taktığı elmas gerdanlığın yapımında 1308 tane gerçek elmas kullanılmış, ve bir film için yapılan en değerli mücevher ünvanını almış (1 milyon dolar)

    * senaoryo üç operanın karışımıyla oluşmuş. la traviata, la boheme ve orpheus in the underworld.

    * filmin çekimlerinin başladığı gün babasını kaybeden baz luhrman filmi babasına ithaf etmiş.

    * satin rolü için diğer bir aday renée zellwegermiş.

    * like a virgin sahnesinde oyuncular yerde iyi kayamıyor diye yeri coca colayla cilalamışlar. (bakın colanın yararları hiç bitmiyor)

    * film boyunca nicole kidman peruk takmış (yani o güzel saçlar perukmuş)

    * jake gyllenhaal christian rolü için birkaç kere seçmelere katılmış ama nicole kidman için fazla genç durduğundan rolü alamamış ( ne tuhafki heat ledgerda aynı rol için düşünülmüş, bizim gay kovboyların* yolu önce burda kesişmiş)

    * filmde şarkı söyleyen aydede ünlü operacı placido domingo tarafından seslendirilmiş.

    * film 6 dalda oscar adayı olmuş ve 2sini kazanmış.
  • nicole kidman'ın ne kadar muhteşem ne kadar şahane ne kadar aşmış bir kadın olduğunun ispatıdır bu film. bakmayın şimdi estetik kurbanı hallerine. film çekildiğinde 34'ündeymiş bu kadın. 19luk kate upton'mış 25lik megan fox'muş yürü git!! 34lük nicole'ün tırnağı dahi olamazlar..
  • sırf roxanne sarkisini dinlemek icin bile gidilebilecek, bilinen ask hikayesini bilinmeyen bir sekilde anlatan, insanin ben ne amacla yasiyorum sorusuna cevap olabilecek, saheser bayan nicole kidmanin kisitli butcesi nedeniyle para almadigi, izlenesi bir film.
  • "the greatest thing you'll ever learn is just to love,
    and be loved in return..."

    budur.
  • kızıl saç fenomeninin farkındaydım tabi, bir erkek olarak genetik kodumun bir yerlerinde olsa gerekti illa ki, "kızıl saç+ beyaz ten+ renkli gözlerle karşılaş=orda bi dur seyret" şeklinde vardı illa ki sarmalın sarımlarında bir köşede, amma velakin henüz karşılaşmamış olsam gerek ki bu filmi izleyene kadar, içimde bir yerlerde gizli olan o zayıflığın pek farkında değildim. bu fenomenin oluşmasına "idea" teşkil edebilecek bir kızılı görmek nasipmiş, dokununca içeri hafiften göçüp renkleri sapıtan laptop'ımın lcd ekranından. nicole kidman'ın satine olarak ilk göründüğü sahnede, hani yukarıdan salıncakla iner sahneye şarkı söyleyerek, kaç dakika aldı düşen çenemin artık ağrımaya başladığını farketmem bilmiyorum ve bir erkek olarak en zayıf noktalarımdan birinin, "iç güzelliği" savunmasının anti'sinin, bir anda bu kadar ani ve beklenmedik bir şekilde karşıma çıkacağını ummadığımdan daha da bir boş bulunarak bir anda farkına varmamdan mıdır onu da bilmiyorum, ama tarif edemememden o anı şu an hala, anlıyorum ki, vardı o an satine karakterinde birşey, birazı nicole kidman'lığından çoğu kızıllığından.
  • bazi insanlar bu filmin bir muzikal oldugunu goz onune almayarak gidip burun kivirmislardir, "ne o oyle durup dururken sarki soyleyip dans etmeye basliyorlar" gibi yorumlar bile yapmislardir. * baska bir elestiri de smells like teen spirit, roxanne, material girl gibi sarkilarin kullanilmis olmasi kendi orijinal sarkilari yerine. a knights tale'de we will rock you sarkisinin kullanilmasinin elestirilmesine benzettim ben bunu. tabi aslinda elestirilebilecek bircok yon daha bulunabilir ama bu film, muzikallere * farkli bir boyut getirmeyi basarabilmis derecede basarili bir filmdir. filmde kullanilan muzikler ise gelmis gecmis en guzel sountracklerden birini yaratmistir ve bence her sarki gayet yerinde kullanilmistir.
    (bkz: moulin rouge soundtrack)

    baz luhrmann, her sahnede, ozellikle moulin rouge'un ilk sahnesinde seyircilere ordaki o heyecani, o kalabaligi, eglenceyi, kisacasi filmdeki karakterlerin icinde bulundugu atmosferi o kadar basarili kullanmistir ki insana kendini filmin icinde hissettirir.
    filmde her seyredildiginde bir baskasini farkettiren kucuk ayrintilar ve olaylarin abartilisi ise her tekrar seyredisi keyifli kilar.. filmdeki renklerin kullanilisi ise kesinlikle cok etkileyicidir, bunu ayarlana sapka cikartmak gerekir.

    truth, beauty, freedom and above all things, love....
  • pierre la mure' un yazdığı romandır.
    la mure insan ruhunun derinliklerini romanda çok güzel yansıtmıştır.henri de toulouse lautrec'in sakatlığının sanatına nasıl yansıdığını okurken, 1800 sonları 1900 lerin başlarında paris'in bohem yaşamının içinde siz de yer alırsınız. kitabı okumanız yüzyılın başlarındaki paris'i tanımanıza neden olur.

    --- spoiler ---
    henri' de toulouse lautrec küçüktür. annesi yatağına yatırırken henri annesine
    -seni tanrıdan çok seviyorum anne.
    -neden yavrum? diye sorar annesi.
    -çünkü geceleri sen benim üstümü örtüyorsun, beni öpüyorsun. der
    --- spoiler ---

    ya bunu o zaman okurken ağlamıştım.
    şimdi yazarken de gözlerim doldu.
  • --- spoiler ---

    baştan sona tüm şarkılarıyla gönlümü fethetmiş ancak show must go on ile beni paramparça etmiş film.

    satine'in tıpkı freddie mercury gibi öleceğini bilmesi ve bu konuda başı dimdik sahneye yürümesi beni kopartmıştır.

    satine'in öleceği filmin ilk dakikalarında söylenmesine rağmen o şarkı ve gerçekte yazılan o efsane şahsiyeti düşündüğümde boğazım düğümlendi, gözlerim doldu.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap