• kimse kimseyi kandırmasın, sadece parasına ve rahatlığına bakıyoruz. ülkemizin yüzde 95'inin kıstası bu.
  • ilk önce ne istediğinizi bilmeniz gereklidir. *

    lise çağında bu çok zor bir ihtimal. belki de çocuklarımızı her sektörde azar azar çalışmaya ortamı çalışma hayatını görmeye teşvik etmeliyiz.

    bir de seçtiğiniz mesleğin geçerliliği. severek okuduğunuz bölümden tonla mezun varsa, iş bulmakta zorlanıp moral bozmazsınız.

    yurt dışında da çalışabilirim düşünceniz varsa orada da bilinen bir meslek tercih edilmelidir.
  • (bkz: insanın sevdiği işi yapması)
    severek yapılan her iş başarı getirir. en önemli husus budur...
    klişe ama doğrudur.
    kocanı karını bile günde 3-4 saat görürken, işinde 8-10 saatini geçiriyosun sonuçta
  • türkiye de meslek seçmek diye bir şey yok. hangi işi bulursan sıkıca yapışacaksın, malesef gerçek bu.
  • başlığın ilk entrysini yazan jzff* arkadaşın yazdıklarını baz alarak kendi hayatımdan bahsedeceğim.
    aynı uyarılar benim için de geçerli faydalanabiliosanız ne ala. sizle alakası yoksa ciddiye bile almayın.

    efendime söyleyeyim ben tek çocuğum. hem de öyle böyle değil. anam babam evlenmiş yıllarca çocukları olmamış 11 sene sonra tam da bunları böyle yaşamak için doğmuşum heralde. (burda yazar (bkz: güzelleme) yapıyor)

    neyse efenim ben doğdum aile fakir, gecekonduda yaşıyoruz. hatta ben doğunca annem [(bkz: postpartum depresyon)doğum sonrası depresyon]a girmiş kimsenin haberi yok. kadın ilaçlarla vs bi şekilde günü kurtarmaya çalışıyor. neyse sonradan topladı. benle deli gibi ilgilenio zaten. gak desem et guk desem süt eksik olmuyor ama elde para yok kendi etinden kesip veriyor kendi kanından veriyor. sonra ben ilkokula başladım.annem de bi iş bulup orda çalışmaya başladı. babam gece nöbetine geçti gündüz bana o bakıyor gece işe gidiyor gece de anne geliyor işten. o kadar yorgunluk yetmezmiş gibi bi de benim bitmek bilmeyen sorularımla uğraşıyor. hatta bi kere gittiği işde annem başlayınca 4 kişiyi kovdular annem tek başına 5 kişilik iş yaptı. o zamanlar hiç benle ilgilenemiodu direk uyuyodu. sonra annemi de kovdular. annem sonra kovulma tehlikesi pek olmayan, maliye bakanlığının temizliği işine bakan taşeron bi şirkette iş buldu. huzursuz da olsa emekli oluncaya kadar orda çalıştı. babama gelirsek babamın kafası gerçek hayat pek basmaz ama çok zekidir ama dobradır. kendini düşünmek için yalakalık yapması gerçekliğini falan kavrayamamıştır ama bana da direk geçti bu özelliği neyse. kendisi anamla beni terketti ben 5teyken. sonra 8deyken ben onu buldum bunları barıştırdım falan ama 6 ay sürdü pişman olmam.
    bunları neden anlatıyorum? çocukluğum çalkantılar arasında geçti bi o oldu bi bu oldu ama beni seven çok kişi vardı. çok etkilenmedim.

    geldik hikayenin can alıcı kısımlarından birine. össye çok çalıştım ben birinci olmak istiyodum. çünkü aile fakir. asıl amaç kendi başının çaresine bakabilmek ama dikey yükselmek anamın babamın ekonomik çevresini bi satır atlayabilmek istiyodum. düşündüm taşındım dedim sen bu fakirlikle anca birinci olsan sınıf atlarsın. sınava 2 sene kala (bazı kişisel gelişim kitaplarını da etkisiyle) dedim ben birinci olcam. kim ne sorsa ben birinci olcam diodum. buna inandım gerçekten ,buna göre çalıştım hatta sınava girmeden doğumgünüm vardı. üstüne sınav birincisine tebrikler diye yazdırmış bizim arkadaşlar.

    bu hikayemin sıfırdan çok yükseğe çıkış aşamasıydı. sınavda 3694. (bu sayı gerçek) oldum. tübitak bursunu kaptım hatta ilk sene 250(aşağı yukarı asgeri ücret o zamana göre), 2. sene 400 (asgari ücreti geçti) 3ve 4. sene de 500 tl burs aldım. sonra doktoraya başladım 1500tl burs almaya başladım. (2009)

    herşey mükemmeldi. istediğim bölümü okuyor ve bir sürü burs alıyordum.

    yok ya keşke hayat öyle olsa...

    sonra sene 2011 gibi ben bunu yapmayı istemediğimi farkettim. ayaklarım geri geri gidiyordu. hatta en son atıldım odtü den. yılmadım egeye geçtim orda devam ettim. şaka şaka. baktım atacaklar gittim egeye başvurdum. onları bi güzel kandırdım ve aldılar beni. ilk söyledikleri cümle de "sana odtü de bişi öğretmemişlerdir, gel biz sana öğretiriz" oldu. şaka değil.

    sonra olmadı tabi egede de ben formasyon aldım. formasyonu da bi yerden para gelsin bari öğretmen mi ne oluosam artık kafasıyla almaya başladım.

    bir de ne göreyim öğretmenlik tam benlikmiş. (ya böyle anlatınca dalga geçio gibi oldu ama bi tane bile yalan/abartma yok bunlarda) eğitim bilimleriyle ilgili makaleleri ağzımın suyu akarak hatta okuyorum. asıl bölümümden bi makale verseniz hayatta okumam. neyse sonra ben öğretmen ol.

    uzun lafın kısası
    1 para asla mutluluk getirmez
    2 sevdiğin işi bulmalısın
    3 millete bakma
    4mutlu olmaya çabala
    5fakirliğin ya da zenginliğin hayata artılarla ya da eksilerle başlamanın anlamını sen yazarsın

    oku

    düşün

    adam ol
  • en iyi meslek = en sevilen meslek
    ne yapmak istiyorsan o ol
  • takdir ettiğim isteyipte yapamadığım durumdur.

    umarım bir gün bende bu cesareti bulurum kendimde.
  • arkadaşlar bakın lütfen para için değil mutlu ve huzurlu olacağınız bir iş seçin başarı mutlaka geliyor.
  • ne istediğimi bilmediğimden yararlanamayacağım bilgiler yazılmış, yol gösterici ışıklar koyulmuş buralara. yıllardır düşünüyorum hala bir şey bulamadım ben. yaptığım şeyi bazen seviyorum bazen sevmiyorum. uzaktan bakınca seviyorum belki de. insanlara anlatırken ne yaptığımı mutlu oluyorum mesela ama o işi yapmaya gelince mutlu olmuyorum. saçma sapan bir durum böyle.

    ne istediğimizi nasıl bulabileceğimizi de söyleseniz keşke. deneme yanılma olayı biraz sıkıntı gibi çünkü. üşengeç bir insanım ben. aslında kedi olmak istiyorum.
  • türkiye şartlarında mesleğini gerçekten seçebilen kesim sadece 100de 5-6 lara tekabül ederki onlarda tıp ve hukuk seçer genelde. diğer kalanlar ise meslek tarafından seçilir. güzel bir mesleğin sizi seçmesi içinde kabiliyetli zeki tavırlar sergileyin, girişken görünün vs. vs.
hesabın var mı? giriş yap