• nazım hikmet’in üvey oğludur. 19 aralık 2002 tarihinde akciğer yetmezliğinden ölmüştür. ölmeden önce tuttuğu günlükleri de ölünceye kadar adıyla yayınlanmıştır. adam yayınları’ndan çıkan birçok kitabın, özellikle de nazım hikmet ve orhan veli’nin kitap düzeltilerini yapmıştır. kitapları çok özenerek, en küçük detaya dikkat ederek (noktalı virgülün kelime sonundan uzaklığı, sayfa sonuna yakınlığı vesaire) düzelttiğinden hiçbir hatanın bulunamayacağı yayınevinde efsaneleşmiştir.
    orhan veli’nin bütün şiirleri kitabından 6-7 tane tashih bulmam karşısında ise 1 tanesinin kendi dikkatinden kaçtığını anlatmış ve bedri rahmi eyüboğlu’nun resimlerini yaptığı, orhan veli’nin destan gibi kitabının ilk basımını bana hediye etmiştir. ama daha büyük bir sürpriz olarak günlüklerindeki 13 nisan 2002 tarihinde bundan bahsetmiş ve beni çok mutlu etmiştir..
  • sevgili hocam. tesadüfler sonucu voleybola başlayıp, altınyurt spor klübüne gittiğimde ilk karşılaştığım kişi. ben voleyboldan anlamaz bir çaylak, karşımdaki milli takımlarda antrenörlük yapmış, üstad bir edebiyatçı memet fuat. voleybol oynamaya geldim demiştim. sevgili hocam, gel bakalım demişti. sayesinde çok şey öğrendiğim, her şeyden öte bu kadar üst düzey olup da gözümüze sokmadan nasıl bu kadar mütevazi olunabiliri öğreten kişi. hep özleyeceğim.
  • sözlükte anılan hiçbir şiir kendisi için yazılmamıştır. o şiirlerin ilham kaynağı nazım'ın biyolojik oğlu mehmet hikmettir.

    ancak, şurası bir gerçek, nazım hikmet 1932'den 1951'e kadar üvey babalık yaptığı memet fuat'ı çok sevmiş ve yazdığı tüm mektuplarda ona oğlum, canım evladım diye hitap etmiştir. 1951'den sonraki ilişkilerini bilemiyorum, ama memet fuat'ta oğulluk görevini her zaman yerine gtirmiş ve üvey babasının bilinmeyen pekçok eserini, mektubunu gün ışığına çıkartmıştır. şairin adının anılmasının bile yasak olduğu zamanlarda, üstatla ilgili yanlış anlaşılan konulara ışık tutmuştur. öyle ki, adeta nazım'ın mütemmim cüzü haline gelmiştir.

    bana göre memet fuat, nazım metinlerinin en önemli müfessiridir.

    kendisi ile tanışabilmek isterdim. öleli 10 seneyi geçti. toprağı bol olsun.
  • nazim hikmet1943 yilinda bursa hapishanesindeyken üvey oglu olan memet fuata bir mektup yazar;
    oglum, bilsen sana nasil güvenerek nasil agiz dolusu "oglum" diyorum.ve sana oglum demeye nasil ihtiyacim var. muhallebicide annenle muhallebi yerken gözümün önüne geldin, ve sizin yaninizda oturup - muhallebi yemeden - size bakmak icin hürriyetin ne kadar aziz birsey oldugunu bir et yanigi gibi yüregimin basinda duydum...
  • kızının sıcak isimli bir lokantası vardır. biraz memet fuat müzesi havası taşır.
  • gerçek adı mehmet fuat engin bengü olan edebiyatçı.
    yaşam öyküsünde "bebeğin göbeğini keserken ebe, “mehmet” demişti, dedesi de, bu ilk erkek torununa, ayşe sultanla evli olduğundan paris’e sürgüne gönderilen kardeşi fuat paşanın adını verdi. sonradan bunlara piraye’nin annesi nurhayat hanım da “engin”i ekledi." şeklinde geçer.
  • nazım'ın üvey oğlu. piraye'nin gerçek çocuğu. voleybol antrenörü. bir süre kabzımallık dahil çeşitli ticaret işleriyle uğraşmıştır. edebiyat çevreleri içinde büyüdüğü için edebiyata merak geliştirmiştir. latife tekin'i edebiyat dünyasına pazarlamış, başarılı olmuştur. ama gerisi gelmemiştir. tıfıl yeteneklere yol göstermez. yetişmiş olanları tercih eder.
  • her türlü sömürüye, her türden sömürgene karşı olan memet fuat'ın onuncu ölüm yıldönümü bugün... değerli yazarın güncesi "ölünceye kadar"dan (adam yayınları, 2003; 2. cilt, s. 450-451) kısa alıntılarla analım kendisini. ölümüne yaklaştığı günlerde şunları yazmış memet fuat :

    3 kasım
    bugün seçim var (...) tayyip erdoğan'ın kazanması bekleniyor. ileri düzeyde, ikiyüzlü bir din istismarı türkiye'yi nerelere götürür kestirmek çok güç. önü karanlık günler yaşıyoruz.

    4 kasım
    inanılmaz bir seçim oldu. akp 360 milletvekilinin üstünde...
    chp 170 milletvekilinin üstünde...
    başka hiçbir parti % 10 barajını aşamadı.
    (...)
    akp anayasayı değiştirecek sayıya ulaştı mı bilmiyorum.
    davalardan kurtulmak için milletvekili seçilenler var sanırım.
    akp ile chp dokunulmazlık konusunda önceden anlaşmışlardı.
    bakalım ne olacak.

    6 kasım
    türkiye tam bir yumuşaklık, anlaşma, hoşgörü havasında islam takiyyesine teslim oluyor. amerikalıların yönlendirmesiyle nereye gidileceği tam belirlenmedi.
    imam hatiplere geri dönülecek mi?
    yoksa bugünkü sömürü islamın yönetimine geçmiş gibi sürdürülecek mi, belli değil.
  • memet fuat 1926 istanbul da doğdu, erenköyde ethem efendi caddesinde meşhur mehmet ali paşa köşkünde. annesi piraye hanım, babası uçarı genç vedat örfi bey.

    önceleri futbola meraklıydı. maçları takip ettiği gibi arada oynardı. bu merak sağlığını bozdu memetin. annesi ısrarla edebiyatla ilgilenmesini, nazımla mektuplaşmasını arzu ediyordu. nazımla mektuplaşır memet. arada dergilere denemeler yollardı. hayalinde mimar olmak varken, bünye itibariyle kaldıramazsın tavsiyelerine uyarak istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi ingiliz dili edebiyat bölümüne girdi. ingilizcesi mükemmeldi. çeviriler yapmaya başladı.
    gelecek günlerini tayin eden çeviri, bir briç kitabı olmuştu. o kitabın gelirleri yeni bir yayın evinin kurulmasını kolaylaştırmıştı. önce varlık yayınlarına müracaat etmiş, düşüncelerini orada gerçekleştirmek istemiş, olmayınca işte meşhur "de" yayınevi kurulmuştu.

    ben memet fuat ismiyle bu yayınevi vasıtasıyla tanıştım. özellikle cep tipi tiyatro kitapçıkları çok ilgimi çekmişti. ama esas olarak en büyük başarı türk edebiyatı antoloji çalışması olmuştur. kendisinin de ifade ettiği gibi subjektif seçmeye dayansa da, aslında öyle olmak zorundadır- bir yıl boyunca takip etme imkanımın sınırlarını aşan yazar, yazı, çeviri ve yayın örnekleriyle buluşmak bunu bir kitapta baş ucumda yer alması tasavvur edemediğim bir kaynak olmuştu.

    1963 yılında 1962 edebiyat seçkilerini içinde barındıran bu ilk cildi elime alınca içimden teşekkür etmiştim memet fuata. elimde ilk beş cildi var, ne zaman mazi çağırsa sayfalarını karıştırırken bulurum kendimi.
  • gençlik yıllarında arkadaş çevresinin etkisiyle sporla ilgileniyor. lise sonda vereme yakalanıyor. sporculuk hevesi hastalıkla beraber bitiyor. nazım hikmet hapisteyken onunla mektuplaşıyor ve önce şiirlerini sonra öykülerini değerlendiriyor.

    ayrıca gerçek ismi "mehmet"

    mehmet fuat köprülü ile karıştırılmak istemediği için dergilere öykü ve şiir gönderdiğinde adını memet fuat olarak yazıyor. hatta bazı dergiler adını mehmet olarak düzeltip eserini öyle basıyor. soyadi ise bengü. babası da sanatçı olduğu için onun soyadından faydalanmak istemediği için soyadını kullanmıyor.
hesabın var mı? giriş yap