mcgill

• yanılmıyorsam engin ışın'ın ders verdiği okul.
  
  iki yıl sonra gelen edit: mcgill değil, york'muş. york diyince aklıma geldi manchester'ın forveti vardı yorke diye. fena zımbacıydı.
• the times higher education supplement'in 2005 yılı dünya çapında üniversiteler genel sıralamasına göre kanada'nın en iyi, upenn, boston, carnegie-mellon, university of texas at austin, northwestern, brown gibi prestijli isimleri geride bırakarak kuzey amerikanın en iyi 13., dünyanınsa en iyi 24. üniversitesi. arts and humanities bölümüyse bu listeye göre amerika'nın 6. dünyanın en iyi 15. üniversitesi. playboy'a göre kuzey amerikanın en iyi 10 parti okulundan biri. kanada'nın yıllardır en çok akademik yazı yayınlayan ve en çok araştırma için fon alan eğitim kurumu.
• gectigimiz hafta playboy dergisi tarafindan kuzey amerika nin en iyi 10 parti okulundan biri secilmistir.
• beni bile adam ettiyse kimi etmez dedigim egitim kurumudur.
  ki gozumun onunde kimleri etti bir bilseniz .... ahhh aahh neyse...
  
  yuksek sat puanimla kotu sayilabilecek bir ozel liseden girdim bu guzide kuruma(hatta ustune bursda verdiler).saka maka, berkeley, ucl, king's college(burslu), uofedinburgh, nus, hkust(%100 burslu) ve yildiz teknik gibi unileri reddedip gelmistim mcgill'e.
  
  suan uzakdogu'da, mcgill tassagiyla girdigim bir business programinin social eventinde, bu entry'i yazarken,bbc news'de okudugum bir makalede kendi hocami gordugum bir universitededir kendisi.
  elective hocacigim victoria kaspi
  
  siralamaymis, oymus buymus... bilgilerini sizde bulursunuz zaten buraya yazmaya gerek yok.
  
  hazirmisiniz agir giriyorum?
  
  eger qs siralamasindaki ilk 10 universiteden kabul almadiysaniz buraya gelin. eger onlardan da kabul alip, mcgill'den burs aldiysaniz yine buraya gelin.
  
  eger ortalamaniz 80-85 araliginda olup arts'a geliyorsaniz, sende gel be babam muhabbet olur, bos yapariz.
  
  eger engineering veya science'a basvurucaksaniz ve sizden once arts'dan bir kankiniz kabul almissa, onun gazina gelip "bu girdiyse bende kesin girerim" gazina gelirseniz... bir maille uzulursunuz, yani fakulteler arasi kabul istatistikleri cooook farklidir. kendinizi ona gore pozisyonlandirin.
  
  eger mcgill ruyalariniza giriyorsa bence yerinizi garantilemek icin arts faculty'e ne olur ne olmaz basvurun(ıki tane fakulteye basvuru yapma hakkiniz olucak).
  
  tabiki bunu soyledikden sonra mcgill arts'i koc ekonomiyle karsilastiricak seviyeye falanda dusurmeyin amk. mcgill, arts universitesidir ve bununla ovunur ama cok ogrenci aldigi icin basvurulari daha rahattir diyebiliriz.
  
  bu arada mcgill, ister inanin ister inanmayin dunyanin en zor okullarindan birdir.
  
  ---fransiz'lara belestir, fransizlarin en iyileri buraya gelir.
  ---kanada'nin ne kadar siralamalarda politik, maddi nedenlerle duserse dussun hala her alanda en yuksek puanli okuludur. kanada'nin en iyileri buraya gider.
  ---amerikan ogrencileri icin ıvy denkliginde bir okuldur, ve bircok ogrenci ıvy'lerden kabul almasina ragmen maddi olarak daha uygun oldugu ve daha rahat bir sehirde bulundugu icin burayi tercih ederler.bu kultur hep devam ettigi icin amerika'da acayip bir mcgill lobisi vardir ve yuksek gpa'li mcgill'iler belkide diger top tier okullara gore daha kolay wall street'de kendilerini bulabilirler.bizzat 3.2 gpa ile(arts,econ) wall street yapan arkadasim vardir.
  
  cin'lisi, hint'lisi, pakisi.... bilmem nelerini hic saymiyorum bile. yani bu kurumdaki rekabet, suanda mcgill'i ayakda tutan ve bundan sonrada hep ayakta tutucak olan nedenlerden biridir. elin kanada hukumeti istedigi kadar, quebec'e gicik olup uoft ye yatirimlar yapsin....mcgill, mcgill'dir. bir diger etken ogrenci sayisi gosterilebilir, 36 bin ogrenci kapesitesi ile o seviyedeki en buyuk rekabet kalesidir.
  
  bu nedenle gpa'iniz diger okullara gore daha degerlidir. suan girdigim business programinda berkeley, oxford, uofglascow falan minimum 3.5 gpa'lileri almislar.benim gpa temizinden 2.3.
  
  bir efsaneye gore mcgill gpa'iniz 1.2 ile carparlar ama sahsen bu laf "ozyeginde bute kalip cok konusan merve" lafi gibi...
  
  ıster inanin ister inanmayin, harvard'dan sirf bu rekabeti tatmak icin ego kasan hayvanat amerika'lilar mcgill'e transfer olur. harvard'in ders rekabetini az bulup, daha derin tartismalara girmek ve birazda jo, alkol kafalarina girmek ister bunlar.bu nedendendir ki, 12 yildir hicbir universiteden transfer almayan harvard.mcgill ile olan bu transfer alis-verisini hareketlendirmek icin ve "hep sizmi alicaksiniz lan" demek icin diger 11 ogrenci asmis insanlar olmasina ragmen, mcgill'den sacmasapan birini transfer etmistir. kaynak
  
  bu rekabet, ilk ogrenim senesinde kendini pek hissedilmez, cunku genellikle dersler lise derslerinin devamidir. ıkinci senede bahsedilen ogrencinin "oglum dersler gecilmiyor lan" demesiyle ve kasmaya baslamasiyla ogrenci yavas yavas adam olur. gpa biraz yukseldiginde, kendini motive edersiniz. son iki senede, artik siz cin'lilere not vermeye baslarsiniz. son senede alinan baba is teklifleriyle mcgill'e asik olursunuz.
  
  bir bakmissiniz adam olmussunuz. artik kanada, abd, avrupa, asya'da kolayca is bulabilirsiniz. turkiye'deki lise arkadaslarinizin kur farkindan yaklasik 6 kati maas alip hayatinizi artik baska rekabetlere acarsiniz.
  
  turkler, mcgill konusunda uluslararasi bakimdan bakildiginda en sansli basvuru adaylarindandir. neden?
  
  1) mcgill ana odak olarak okul notlarina bakar (sat ve subject testlere burs icin bakar, eger bu sinavlariniz yuksek ise kesinlikle notlarinizi gostermek icin burslara da basvurun), e malum bizim ulkede kara kasa, beyaz gote (birazda lys okul puani artsin diye) not verilen bir adaletsiz lise sistemi oldugu icin bu konuda kagit uzerinde basarili gozukursunuz.
  
  2) mcgill, ilk olarak international ogrencilere kabul verir(ocak ve mart aylari arasinda). cunku internationallar okula en cok parayi kazandiran ogrencilerdir. yani sizin 8 gomlek ust amerikali adamin basvurusuna bakilmadan once sizin basvurunuza bakarlar. komiteyi etkilerseniz virginia'li christopher'in onune gecersiniz. basvurularin en son degerlendirildigi quebec eyaletinde (okul ucreti quebec'lilere neredeyse bedavadir).yanlislikla tum lise sinavlarindan 2 sinavi kacirirsaniz artik mcgill eng-sci girme sansiniz yoktur. yallah concordia'ya...
  
  yani, mcgill'e girdiniz diye aslinda bazilarimiz mcgill seviyesinde degildir...
  
  diger yandan,
  
  mcgill cok turk aliyor diye, mcgill kotu universite falan degildir. ıbnelik yine bizde yani merak etmeyin...
  
  son not: ama virginia'li, christopher'in kani yerde kalmaz. eger caniniz cikana kadar calismayip, laylaylom yaparsaniz. bir anda kendiniz 3.sinifda drop-out olmus ygs-lys sinavlarina hazirlaniyorken bulursunuz.tabi birde zirveden dusus daha sert carpar, hoop al sana hayati yanan kendini surekli egosuyla kandiran cocuk. ( ornekler maalesef coktur )
  
  arts'daysaniz genellikle her turlu pacayi kurtarirsiniz ki arts'da bir major 36 krediyken, eng-sci'da bu sayilar bolumune gore 120-157 arasi degisir.
  
  turk mcgilliler arasindaki atasozumuz "girisi kolay, cikisi zordur." final donemlerinde herkes kabuguna cekilir, sevgilinizi bile 2 hafta gormezsiniz zaten gormek dahi istemezsiniz.sahsen mcgill'deki arkadaslarimi en cok bir arada gordugum mekan kutuphane'dir.
  
  bir de tabi école privée var ki, orasini gelince anlarsiniz.
  
  yani, eger mcgill'den kabulun gelmissse. "dur lan bide eksiye bakiyim ne var" diyorsan, kendinide buraya layik goruyorsan, gel babacim mcgill'e.
  
  turkiye falan filan dusunup gelecegini sikme, abd-ıngiltere falan dusunup babanin emekliligini sikme.
  
  en son not: turkce dersim her zaman kotudur be babacim, o yuzden giremedik bogazici'ne.
  
  simdi sen bogazici'ni istedigimi falan sandin dimi? sacmalama be babacim...
  
  montreal'i unutmamak lazim...
• son 2 yılda türk öğrenci akınına uğramış üniversitedir. 2 yıl evvel buradaki toplam türk öğrenci sayısı 20-25'i geçmezken şu an toplam sayı 50'yi bulmuştur. işin ilginç bir başka boyutu ise bundan önceki öğrenciler türkiye'deki fransızca eğitim veren liselerden gelirken, son iki yılda gelen öğrencilerin tamamının amerikan veya ib sisteminden olmasıdır. bunda en büyük etkenlerden biri muhtemelen times'ın 2007'deki sıralamasında üniversitenin kendine 12. sırada yer bulması (şu an 18. sırada bulunmakta), ve benzer kalitede üniversitelerden çok daha ucuz ve kabul oranının çok daha yüksek olmasıdır.
• herhangi bir essay, recommendation, extracurricular activity dökümü istemeyen, çok arzularsanız bir counselor evaluation yollayabildiğiniz, kabullerini neredeyse tamamen lisede okuduğunuz programın zorluğuna (bkz: ib) (bkz: ap) ve burdan aldığınız notlara (bkz: gpa) göre yapan kanadanın en prestijli okulu. ortasına yerleştiği şehir montreal de mütemadiyen dünyanın yaşanabilecek en güzel şehirleri sıralamasında üstlerde görülen güzide bir yerdir ki bu da okulu cazip kılan önemli etmenlerden.
  
  şahsen benim gönlümde leonard cohen'i bünyesinden mezun etmesiyle taht kurmuştur bu şahane kurum.
• akseptans için toefl sınavından 550 almış olmanın yettiği okul; master ve doktora için de geçerli.
  
  edit: aciklama geregi hissediyorum: degil mc gill'e, ortalama kalitedeki bir universiteye bile ilan ettikleri taban toefl puaniyla girmek son derece zordur. hani bir zamanlar eski usul oss'de ikinci sinava girebilmek icin sadece 105 puan almanin yettigi gibi.
• kanada'nın harvard'ı da derler bu güzide kurum için.
  ayrıca everett ulysses mcgill vardır ki o da o brother where art thou'da george clooney'nin canlandırdığı karakterdir.
  ayrıca diğer şekilbaz kanada üniversitelerinin bazıları için (bkz: queens), (bkz: york).
• montrealdeki metro duraklarindan biri
• montreal'deki en çok binaya sahip enstitü. şehirdeki başka hiç bir kurum ya da kuruluş mcgill'inki kadar çok binası yok. zaten kampüsü çevreleyen bir sınır ya da çit olmadığı için insanın ikide bir karşısına çıkan mcgill binaları ne büyükmüş lawn burası hiç bitmiyor mu sorularını sorduruyor. ancak bir süre sonra alışıyor insan o kadar da büyük gelmiyor. tabi bu bir tek downtown kampüsü bir de neredeyse bunun kadar büyük olan bir macdonald kampüsü vardır ki bu üniversitenin henüz gidip görmedim ama o da baya büyükmüş diyorlar.