• mazhar alanson'un alametifarika tarafindan yayinlanan modern biyografi kitabi. hayatindaki donum noktasi sayilabilecek olaylar, siirleri, sarki sozleri, ilham aldiklari, gunlukleri olusturuyormus icerigini, kendi el yazisiyla basilmis hem de. en sevilen 14 sarkisinin demo kayitlarindan olusan bir cd de var yaninda.

    kitaptaki fotograflar cem yilmaz, serkan sedele, sevil sert ve koray kasap tarafindan cekilmis, kapak fotografi ise biricik suden'den. editoryal olarak kizi eda alanson'un katkilariyla hazirlanan kitap su isimlere bakildiginda agir medyatik bir tarafa sahip gibi. okumayi istememin nedeni, cocuklugunu, gencligini, ruhani yolculugunu ve bilinmeyen yonlerini anlattigi kitapta hakkindaki sorularima yanit bulmak olabilir. sevsek de kendisini o ego nereden geliyor merak etmemek elde degil.

    kitabin ismi her ne kadar bir yandan deyim olsa da bir yandan da yine bir egonun urunu gibi. alametifarika'dan cikmasi da birtakim medeni durumlari ve komsuculuk iliskilerini hatirlatmiyor degil. bu baglamda nil olmak adli eser yakinda raflarda yerini alabilir.
  • kitabın içinden çıkan cd'nin şarkı listesi:

    1. bodrum bodrum
    2. yandım
    3. benim hala umudum var
    4. ah bu ben
    5. sarı laleler
    6. buselik makamına
    7. sen ve ben
    8. yapma
    9. tam ortasındayım
    10. yalnızlar garı
    11. güllerin içinden
    12. sanatçının öyküsü
    13. gözyaşlarımızı bitti mi sandın

    şu an dinliyorum. pek sade, pek güzel...
  • cd'sini dinledikten aylar sonra kitabına göz atmaya fırsat bulabildim. koskoca mazhar alanson türkçe bilmiyormuş lan! bu yüzden kitaba sadece 10 dakika dayanabildim. kendisine acil olarak şurayı okumasını tavsiye ediyorum;
    http://tdk.gov.tr/…aaf6aa849816b2ef87c42c67a356329d

    ayrıca;
    (bkz: dahi anlamındaki de)
    (bkz: soru eki mi)
    (bkz: ilgi zamiri olan ki)
  • neden daha önce kimse tarafından yapılmamış dedirten ve mazhar alanson'un boşuna mazhar olmadığını gösteren kitap.

    son kısımdan bir bölüm;

    ''akşam 20.30 da girdik 23.10 da çıktık. nereden çıktık? teravi namazından. neredeydik? medine'de. haydaa! benim gibi bir serserinin burada ne işi var. değişik bir psikoloji bir felsefe değil imanoloji.

    dışarı çıkıp bir sigara tellendirmeden önce hocanın duası yarım saat sürüyor. eller açılmış dua ediyoruz. ellerim karıncalandı gibi geliyor, takkeme bir şeyler damlıyor sanıyorum. tepeye bakıyorum üstü kapalı. kafayı mı yiyorum yoksa rahmet denen şey patır patır yağıyor mu. dua arapça olduğu için bir müddet sonra hocanın söylediklerine içimden türkçe duaya başlıyorum.allah'ın dili diye bir şey yok, o türkçe de, ingilizce de hepsini anlar deyip dalıyorum emir kipi konuşmaya. ver allah'ım ver.

    bir yandan da böyle istemeye çok utanıyorum. kredi kartının bankada karşılığı yok. dua dediğin allah ile konuşma. fazla laubali olmadan aklıma geleni istiyorum. benim dua bitiyor hocanın duası devam ediyor..''
  • yeni turku, baris manco, sezen aksu..keske bu gruplar ve sanatcilarin da -belli bir kusagin- cocukluk ve ilk genclik donemine damga vuran sarkilarinin hiyalerini okuyabilsek..
    "mazhar olmak" kitabı mfo sarkilari icin bu imkani veriyor bize. ustelik gorsel ve isitsel malzemesi de kitabı okumaya ayri bir keyif katiyor..
  • ıyi bir şeye erişmek anlamına gelen deyim.

    ayrıca mazhar alanson'un otobiyografisine verdiği admış.*
  • dizaynı karmaşık ama çok eğlenceli bir otobiyografi kitabı. basım, kağıt ve fotoğraflar oldukça kaliteli. ağır, göz yormuyor. eğer bu kitap el yazısı ve böyle bir kolaj çalışması düzeninde basılmasaydı çok da ilgimi çekmezdi diye düşünüyorum. iki günde çok rahat okunabileceken ben iki aya kadar yaydım. dinleye dinleye vakitlice ilerledim.

    günlük tarzında, yazım hatası bol, yer yer karalamalar ve hatta okunamayan kısımlar var. ancak mazhar'ın üslubu ne kadar samimi olmaya çalışsa da belki o meşhur egodan, belki de tarzından dolayı baya soğuk. kafam okurken nasıl anlatmışa değil ne anlatmışa yönelebildi, içindeki resimleriyle gayet uyumlu, hoş olmuş.

    şarkılar nasıl yazıldı, nerede hangi anı vardı, sözlerde ne değişti, şiir şarkı bir şeyler çiziktirilirken kiminleydi, kimle besteledi çaldı ve söyledi... hepsini azar azar tadında yazmış bize sunmuş. okurken bir hayransanız; sayfadaki şarkıyı görür görmez söylemeye, gün içinde dilinize dolamaya başlıyorsunuz. mazhar'ın anılarının dışında o şarkıya ne anlamı yüklediğinizi defalarca defalarca hatırlıyorsunuz. aile, sevgili, aşk, tatil. bir de mazhar'ın başlangıçtan beri bırakmadığı dini-mistik melodi söz örgüsü gözler önüne seriliyor.

    yaşayan kitaplardan olmuş, arada rastgele bir sayfa açılıp okunabilir, şarkılar sözleriyle daha en baştan dinlenebilir. cd ise benim için sürpriz oldu. var olduğunu tabii daha önceden bilsem de akustik kayıtlarını harika duygularla dinleyeceğimi hiç hesaba katmamıştım. yakın bir arkadaşımın sabah akşam dinlemek istiyorum dediği kadar varmış. sonlara doğru karşımıza çıkan "meraklısına" kısmına da bayıldım. internette orada burada bulabiliriz belki ama birinci elden notalara sahip olmak gibisi yok.

    ego demişsiniz, evet var. şahsen ben mazhar olsam dostlar, benim daha çok egom olurdu. doğruya doğru, yaşamış görmüş yazmış bestelemiş. yiiine de kimseyi küçük görmemek lazım, takım halinde çalışıldıysa vefa borcumuz elbet bulunur. eli değen, emeği geçen herkesin bu şarkılar üzerine ego yerleştirme hakkı vardır. bireysel albümleriyse**çok daha irdelenmeyi hak ediyor.

    grubu bu başlığın altında değerlendirmek doğru olmaz. yine de ekleyeyim, haklı olduğumu bu biyografiyi bitirdikten sonra netleştirebildim çünkü.

    benim bir sözüm vardır, dinledikçe hayran oldukça söylerim:

    keşke mfö olsam.
  • cd deki şarkılar ya sabaha karşı yatmadan önce, ya da yattıktan hemen sonra uyandırılarak söylenmiş havası veriyor
  • mazhar alanson'un biraz günlük, biraz hatıra defteri kıvamındaki kitabı.

    kendisinin kitabın başında da belirttiği üzere, hiç bir düzeltme, kurgu vesaire yapılmadan orijinal haliyle yayına verilmiştir. günahıyla, sevabıyla.

    kitap doğal, hoş ve ilginç olmasına rağmen az önce bahsettiğim sebepten ötürü yer yer çok tekrara düşülmüş. yazım hataları desen zaten bir süre sonra ne anlıyorsunuz onu bile kaçıracağınız düzeye çıkıyor..

    bu sebeple az da olsa bir kurgulansaymış bu kitap daha iyi olabilirmiş.. öteki türlü sadece ve sadece mazhar alanson'un yakın çevresinin anlayacağı bir dil ve anlatım biçimine sahip olarak kalacak.

    biz halk içinse, "şu şarkı da iyiydi ama konserde çalamadık" tespitini kitap boyunca 150 kez okumak kalacak..
  • (bkz: scrapbook)
hesabın var mı? giriş yap