• önce mazda 3 kalbimi çelmişti, o yandan dev bir kedi duruşuyla. sonra geçen yıl çıktığında bu arabaya büsbütün tutku beslemeye başladım. kadınlarda da oluyor böyle birine arzular şelale ise başkasını gözüm görmüyor. al-sat cı olmadım, bağlandığımı aldım hep ve arabada da durum böyle.

    bu sene arzularım katlanarak arttı, dayanamıyordum artık, ilk göz ağrım, cefakarım, çilekeşim kırmızı grande punto'mun dayanacak hali kalmamıştı.

    sıra bana geldiğinde elimde sadece flush olmasına rağmen all-in dedim puntoyu ortaya koydum ve tüm primi ve borç alınan bir o kadar parayı yani iki sene cüzdanıma takılacak prangayı.

    o paraya 1.16'ya da girebiliyor insan, a180'e de (bayandan temiz). bazıları çok marjinal buldu, kimi cesurca, kimi ikinci eli yok golf çek dedi - odunla kovaladım- kimi servisi yok dedi, bazısı da masaya koydun mu mercedes, bmw anahtarı koyacaksın hatunlar akar dedi, ben alayına koydum ve aldım. başkasını gözüm görmedi.

    1.5 dizel awd power otomatik..kırmızı..arzular şelale.

    sağ bacağı yasladığınız konsolun yan tarafının deri (kırmızı) olması muazzam bir rahatlık, bu kadar basit bir şeyi neden düşünmüyorlar diğerlerinde hayret.

    yahu adamlar bir şerit takip sistemi yapmışlar benim ıq 140, onunki 147 öyle diyim. şeride ne zaman yanlışlıkla çıksın dadadada basıyor bant sesini, ne zaman kandırmaya çalışsan yemiyor.

    ah o tatlı motor sesi, ah o dizel sessizliği. korkuyordum ben puntodaki gibi aradan deredecen kaçamazsam diye, bir ayda iğne deliğinden geçirmeye başladım istanbul trafiğinde. tamam cüsseli görünüyor ama atmaca gibi de uçuyor vallahi.

    şimdi trafikte diğer araçlardakilerin meraklı ağzı açık bakışları, göstere göstere süzmeleri. kalbinde mazda'ya saygı sevgi duyup, toplumsal baskıdan sebep cesaret edemeyinlerin imrenen bakışları, inceleyen arkadaşların arabaya duydukları hayranlıkta yaptıkları ağızbirliği...

    beyler denedim bu araba %100 bildiklerinizin çok ötesinde.
  • mazda cx-3 1.5 sky-d 4x4 power at modelini 15 gündür kullanıyorum. almak isteyenlere gözüme çarpan detayları paylaşmak isterim.

    öncelikle bu aracı alacaksanız ve bik bik konuşan insanların her dediğini kafaya takıyorsanız almayın. gidin tok kapı sesi polo, golf vs alın.

    araca gelirsek ben çok beğendim. ankara'dan antalya'ya gelene kadar yaklaşık 600 km boyunca 100 km gaz/frene dokunmamışımdır. adaptif cruise control'ü çok güzel çalışıyor. aracın önündeki mazda logosunun oradaki sensörler sorunsuz.

    adaptif cruise control bu araçta şöyle çalışıyor; direksiyonun hemen önünde aracı çalıştırdığınız çıkan sigara paketinin yarısı kadar bir cam var. buraya aracın hızını, cruise kontrol hızını, navigasyona dair kaç metre sonra sola veya sağa döneceğininizin işareti ve öndeki araç ile takip mesafesini ne kadar uzaklıkta istediğinizi görebiliyor ve buna göre direksiyon üzerinden ayarlayabiliyorsunuz. böylece gözünüzü yoldan ayırmıyorsunuz. ben 110 km'ye ayarladım ve misal önümdeki araç hızını düşürdüğünde mazda'da hemen fren yaptı. burada işin güzel yanı fren yapıyor olması. hız düşürmekten öte araç öndeki aracın mesafesine göre freni ayarlıyor.

    normalde 2015'te navigasyon yokmuş benim aldığım kişi 2000 lira gibi bir fiyata taktırmış. sorunsuz çalışıyor.

    -iç tasarımı çok hoşuma gitti. kol dayama normalde yokmuş benimkine sonradan takılmış ve ben sonradan takıldığını aldığım kişi söyleyene kadar anlamadım.
    -yarı deri yarı kumaş koltuklar ısıtmalı.
    -anahtarsız giriş çıkışda aracın kapısını kapattığınızda tek bip sesi geliyor iki metre uzaklaştığınızda ikinci bip sesi ile kitleniyor.
    -aynalarda da sensör var. (bu istenirse tek düğmeden iptal edilebiliyor.) sağınızdan veya solunuzda arkadan bir araç yaklaştığında aynalarda kırmızı bir işaret ile uyarı veriyor. eğer o yöne sinyal verirseniz bip bip bip sesli uyarı veriyor.
    -vites konulun hemen arkasında müzik sistemini, navigasyonu, diğer ayarları kontrol edebileceğiniz bmw'lerdeki gibi bir yuvarlak kumanda var. 4 yöne hareket ediyor, basılabiliyor ve çevirilebiliyor. ses açma kapama tuşu hemen onun arkasında.
    -araçta bose ses sistemi var ki gayet güzel.
    -bagajı biraz ufak. ben araç üstü port bagaj düşünüyorum ama tam karar vermedim.
    -uzun yolda 5,5 - 6 litre yaktı ilk kullanımımda.
    -vites geçisini vs hissetmiyorsunuz.
    -4x4 için bir düğme vs yok. araç normal zamanlarda arkaya %80 önce %20 güç veriyor. gerektiğinde bunu kendi değiştiriyor.

    gibi gibi gibi gidiyor. yani uzun lafın kısası "çok tutulan" diye tabir edilen marka ve modellerde bu özellikler için belki ek olarak 100 bin lira ve üstü bir rakam vermeniz gerekiyor. oysa cx-3'te bunların hepsi var ve çok da güzel çalışıyor. bu yüzden ben aracı inceledikten sonra gözümü bile kırpmadan aldım ve şu ana kadar da çok memnun olarak kullanıyorum.

    ikinci el piyasası yok, satılmaz vs muhabbetine dair küçük bir anımı anlatmak isterim. 2012 yılında 2010 model bir tata aldım. 12.000 liraydı fiyatı. sedan'dı. araca 6 ay bindim. alırken herkes "bu satılmaz, yandın bittin, elinde patlayacak vs" dedi. 6 ay sonra aldığım fiyata 250 lira ekledim. gece 22'de ilan çıktım sabah 10'da noterde satış işlemi bitmişti.

    bi piyasası yok muhabbeti sadece sahibindeki az sayıda uyanığı ve tabi araç markalarını zengin ediyor. eğer bir araç gerçekten içinize siniyorsa ve sizin ihtiyaçlarınızı, isteklerinizi karşılıyorsa yapıştırın geçin derim.
  • ufak edit: bu korona günlerinde trafiksiz şekilde ataşehir-beşiktaş arasında (18km) 4.9-5.3 lt arasında yakıt tüketimi oluyor.

    bu araç hakkında hayvan gibi uzun detaylı bir yorum-deneyim yazısı olacaktır. bir önceki aracım hyundai tucson du. ona da hayvan gibi bir inceleme yazısı yazmıştım. hazır kendimizi covid'den dolayı izole ediyoruz dedim birşeyler yazayım. daha doğrusu bu aracı amma çok merak eden varmış bir çok mesaj aldım yaz yaz diye... birazda onların baskılarına dayanamadım...

    aracı kullandıkça buna eklemeler yapacağım. hyundai tucson'da yazdığım şekilde uzun, samimi ve açıklayıcı olacaktır. giydirmem gereken kısımlarda abartmadığımı, övmem gereken kısımlarda ise mütevazi olduğunu belirtmem gerekiyor... yani aracın iyi yönlerinden elbette bahsedeceğim ama genel vurgular beğenmediğim kısımları için olacaktır...

    ayrıca parantez içinde geçmişe dönük kullandığım araçlardan aynı segmentte olmasa bile hyundai tucson ile karşılaştıracağım. b segmenti bir aracı c segmenti ile karşılaştırmak biraz gaddarca ama cx-3 b segmenti olsa bile bu işin altından kalkıyor...

    3 yıl kullandım hyundai tucson, yaklaşık 50 bin km yol yaptım. öncesinde de bir çok farklı araç kullanmıştım ama aynı segment olmamasına karşı bazı karşılaştırmaları tucson ile cx-3 arasında yapacağım. ve bu yazıya aracı kullandıkça aynı tucson entry'imde yaptığım gibi eklemeler yapmaya devam edeceğim.

    --- kısa özet ---

    eğer boyut olarak yeterli olacağını düşünüyorsanız kesinlikle alınacak güvenli bir araç. şanzımanı efsane konforlu ve seri. performans yeterli. süspansiyon bekleneni veriyor. içi kaliteli malzeme temiz işçilik. aracın benim nazarımda birkaç eksisi var onlar için aşağı okumanız gerekiyor.

    --- kısa özet ---

    --- spoiler ---

    evet efenim başlayalım; aracım 2016 model power sense 4x4

    bu arabayı ilk alacak kişiler için başlıca önerim öncelikle aracın modelleri olan reflex-motion-power-power sense- power sense plus nedir ne değildir iyice bir bakının öğrenin. internette bolca kaynak var bunlarla ilgili. bunları öğrenin diyorum çünkü sahibinden de örneğin power sense yazan bir çok model aslında power. vs. gibi... keklenmeyin durduk yere... ben aracı almadan evvel baya bi hatim indirdim hangisinde ne var ne yok. sonra sahibindende adam power sense yazmış. arıyorum bu özelliği var dimi diye soruyorum, yok diyor... dikkatli olun...

    2. el olarak 33 bin km'de 2016 model power sense cx-3 satın aldım. 41 binde şuanda. araç küçük. yani içi küçük. bagajı da küçük. aracı alırken önce içine oturun öyle karar verin. eğer derseniz ki küçük araç arayışındayım, buyrun devam edelim. hyundai tucson'un tek ve en büyük artısıda bu. o hayvan gibi büyük bir arabaydı. bu küçük bir araba. çünkü birisi c segmenti crossover diğeri b segmenti crossover. yani yukarıda da dedim. boyut olarak kıyaslanamaz. burada kendinize bir önemli soru sormanız gerekiyor. cx-3'ün büyüklüğü bana yeterli gelir mi?

    şimdi bunun cevabını şimdi verememeniz çok normal. çünkü muhtamalen bu aracı hiç görmediniz. ben anlatayım "ben'i"...

    evliyim, ellerinizden öper 1 tanede 6 yaşında oğlum var. haliyle arabanın arkasına bir büyük çocuk koltuğu * koydum sürücü koltuğu arkasına. sözlüğün geneli aksine boyum 2 metre 20 cm olmadığı için henüz hiçbir sıkıntı yaşamadım. fakat 180 den uzunsanız çocuk koltuğunu sürücü koltuğu arkasına koyamazsınız. yani çocuğun ayakları sizinle koltuk arasına sıkışır.

    çocuk koltuğu varken arka tarafta 2 normal yetişkin seyahat edilebiliniyor. çocuk koltuğundan sebep biraz sıkışık oturuyorlar ama sonuç itibarıyla gidiliyor.

    normalde fabrikadan çıkan modellerde kol dayama bulunmuyor. bu kol dayamayı mazda servisleri satıyor ama bildiğiniz tarla parası. bunun yerine o kol dayamayı çok daha ucuza internetten satın alıp takabilirsiniz. b segmenti olduğu için olsa gerek kol dayama fabrikasyon koymamışlar. çok büyük rahatlık olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

    aracın konsolu, kapı kaplamaları, iç malzeme kalitesi bariz farkla tucsondan daha iyi. bir premium olmasa da kaliteli bir arabanın içinde hissettiriyor. tucson'un ön panel, kapılar, aşağılar komple sert plastik olduğunu düşününce cx-3 yumoş yumoş kalıyor.

    aracın ses sistemi muazzam kaliteli. muazzam diyorum tucson'un o dandik ekranının çıkış gücü çok az olduğu için cx-3 e muazzam diyorum. yoksa tucson'un en boş paketlerinde satılan teyp bozmasının sesi de hiç fena değil. tucson'un hoporlorler de kötü değil aslında. ama işte tucsondaki o dandik büyük ekran sesin içine ediyor. cx-3 de ses konusunda yeteri kadar tatmin olacağınıza eminim. ben ki tucsonda hep son ses müzik dinlerken cx-3 de çok nadir son sese çıkıyorum çünkü o kadar şiddetli oluyor ki insanın kulakları acımaya başlıyor... fabrikasyon çıkışlı boss müzik sistemi var.

    aracın bagajı küçük. çünkü alt tarafta hayvan gibi bir boss marka subwoofer var. hoş subwoofer olmasa da küçük. küçük ama benim hiçbir zaman bagaj ile tonlarca yük taşıdığım olmadı ki. en fazla bi çocuk arabası, belki birkaç ufak bavul. e böyle düşününce bu bagaj bana yeter dedim. yetiyor da gerçekten. sadece 1 keresinde havalimanından bir aileyi almam gerekmişti. birkaç büyük bavulla gelmişler. bir bavul dışarıda kaldı, onuda arka koltuğun üzerine aldım gene sorun çözüldü. ayrıca bagajın alt bölmesi nispeten büyük. ufak tefek neyiniz varsa oraya koyabiliyorsun. bagaj konusunda aile olarak seyahat ediyorsanız size yeterli gelecektir. fakat çekirden aile kavramını abartıp 3-4 büyük bavulunuz varsa sığmayacağı garantisini verebilirim. bagaj konusunda cömert değil...

    aracı ankaradan aldım istanbula getirdim. ankara - istanbul yolu nispeten düz olduğu için 90-100 km hızı geçmemek kaydıyla istanbula döndüğümde yakıt ortalaması 4.4 lt/100 gösteriyordu (buna çok olmasa da ankara trafiği ve istanbul trafiği dahil). ilk günden bu yana yakıtı sıfırlamadım. hayvan gibi istanbul trafiğinde kalıyorum her gün. ofisim beşiktaşta evim ataşehirde. 8000 km ortalamam 6.5 lt/100km . eski benzinli tucson aracımla karşılaştırdığımda onun 10 litre ortalaması vardı. neredeyse yarı yarıya farkediyor. üstelik bu dizel... eğer trafiği çok olmayan ve yokuşsuz bir yerlerde yaşıyorsanız yakıtınızın karma tüketimi muhtamalen 5.5-6 arasında gezinecektir.

    aracı ilk alırken forumlarda filan araştırmıştım biraz. herkesin aracın soğukta garip garip ses çıkarttığını ve bu sorunun yakıt filtresi ile ilgili olduğunu okumuştum. hatta bu yüzden ilk başta aracı almaktan vazgeçmiştim. fakat sonra farkettim ki evet ilk üretim yıllarında bu problem varmış ve uzun süre giderilememiş. fakat şuanda yakıt filtresini değiştirdiğinizde herhangi bir problem kalmıyor. yani çözümünü bulmuşlar... ben 1 kere soğuk havada o garip sesi duydum. zaten servise götürme zamanıydı götürdüm servise anlattım durumu, yakıt filtresi değişti ve ses mes birşey kalmadı. hoş zaten 2-3 saniye kadar 1 kere duydum o da yakıt filtresinden mi emin değilim. filtre değiştikten sonra tekrar duymadım.

    benim araç powersense olan modeli. bu adaptif cruse filan var. müthiş bir özellik. özellikle uzun yolda can kurtarıcı. onun haricinde bu bahsedilen otomatik güvenlik freni olan scbs (smart city brake support) ve sbs (smart brake support) henüz sadece 1 kere uyarı verdi. bu iyi çalıştığından mı yoksa kötü çalıştığından dolayı mı bilmiyorum. önceki aracım tucson'da bu frenleme sistemi günde 2-3 kere uyarı veriyor ya da frenleme yapıyordu. belki de mazda bu kaza işinin artık kaçınılmaz olduğunu gördüğünde otomatik frenleme yapıyordur bilemiyorum. yani bu frenleme sisteminin çalıştığından eminim. bu durumda ya tucson çok gereksiz yere zırt pırt fren yapıyordu ya da mazda gerçekten en ölümcül anlarda öyle fren yapıyor. bir gün test edersem edit olarak geçerim. ama çalışıyor mu çalışıyor...

    konfor... hımm aracın süspansiyonları çok sert değil. yani sert ama taş gibi de değil. az sert diyelim. yol tutuşu eh işte. yani ben zaten ralli şeklinde araç kullanmam ama 1-2 kere gotü sağa sola attığı oldu, ki tucson'u 3 sene kullandım 1 kere arabanın götü atmadı... ama diğer yandan bu arabanın dönüşlerde yana yatması nispeten daha az. boyutlarından sebep sanırım. şimdi böyle yazıyorum yol tutuşunun gerçekten nasıl olduğunu bilmiyorum. çünkü bu araba 2 kere kaydı (hemen esp girip toparladı o ayrı) ama ikisinde de yer ıslaktı ve kış lastikleri takılıydı. ama düşününce tucson'da kış lastikleri takılıyken hiç kaydım mı diye ? ı ıh hiç kaymadım... aracı sert kullanan birisi değilim o yüzden yol tutuşunu bir kıyaslama yapmam da mümkün değil. ama 3 yıldır tucsonla 1 kere götü kaydı o da bir viyadüğün üzerinden dönerken yol buz tutmuştu. o yüzden cx-3 ün yol tutuşuna kötü diyemem. yani en azından karlı-buzlu zeminde hiç sapıtmadı cx-3 ama işte 1-2 kere ıslak zeminde sert dönüş yapınca poposu şöyle attı biraz..

    kimi zaman süspansiyonları tucsondan daha iyi. fakat sönümleme aralıkları tucson kadar uzun değil. şöyle anlatayım mesela bozuk parkeli yolda giderken -tucson çok sert olduğundan- lambır lumbur sallıyordu. cx-3 de bariz daha az sallanıyorsun. fakat tucson ile bir tümsekten geçerken yavaşlamana hiç gerek yoktu. çünkü hızlı bile geçsen süspansiyonlar tak diye ne üste ne alta vuruyordu. cx-3 de tümseklerden hızlı geçersen ön lastikler anında boşa çıkıyor ve tak diye süspansiyonun vurma sesini duyuyorsunuz.

    gelelim en önemli kısma, şanzıman motor performans ve 4x4 sistemi...

    önce şanzımandan başlıyayım çünkü tucson'u rezil eden şu dct şanzımandan çok çekmiştim. zaten aracı satmamın en büyük sebebide gene bu şanzımandı...

    efenim cx-3 lerde tam otomatik bir şanzıman kullanılıyor. eski tip. old school. evladiyelik. vur dağa bayıra. ısınma yok, titreme yok, tak tuk garip sesler yok.. mis gibi lan. yakıtın 1 litre fazla olsun şanzımanın tam otomatik olsun.

    söylemesi ayıptır kışın uludağ, kartalkaya gibi beyaza bürünen yerlere giderim. tucsonla böyle yerlere gidince mesela yokuş yukarı dağda trafik oluyorsa ve araç biraz kalabalıksa şöyle oluyor;

    trafikte dur kalk
    balata kokusu
    şanzıman ısınması
    bekle
    şanzımanı soğut
    trafikte dur kalk
    balata kokusu...

    düşün 4x4 aracın var yokuş yukarı dur kalk yaparak asfaltta dağa çıkamıyorsun... o yüzden çift kavrama ağır araçlar ve 4x4 araçlar için pişmanlıktır.

    cx-3 de uludağa gittiğimde -17 dereceydi. o kadar soğuktu ki artık arabanın ısıtması bile ılık üflemeye başlamıştı. hiçbir problem yaşamadım. 4x4 mis gibi görevini yaptı, ne bir balata kokusu ne bir ısınma. tertemiz çıktım dağa. plakalığa kadar karın içine girdim otoparkta 4x4 efsane çalışıyor. yanlız bir anormallik var, tcs butonu ile devre dışı bıraktığınızda araba daha iyi şekilde 4x4 potansiyelini kullanıyor. şuraya bakabilirsiniz. bu ve bu video.

    uludağdan dönüşte -15 dereceydi. araba üzerindeki karları-buzları temizledim ama içimden de ulan bu dizel ya kesin ilk marşta çalışmayacak diye geçiriyordum. neyse bindim aracın içine bastım start düğmesine... 3-4 saniye araba tepki vermedi. ekranda rezistansa benzer birşey yanıp sönmeye başladı. içeride artık neyi ısıttı bilmiyorum ama 4-5 saniye sonra 1 kere marş verdi ve sanki hava 30 dereceymiş gibi normal şekilde araba çalıştı. hiç gır gır gır yapmadı bile. -15 de hemen marş aldı işte...

    vites geçişleri standart tam otomatik karakterinden çok daha seri. eski hantallık kesinlikle yok diyebilirim. 2013 model i30 kullanmış birisi olarak diyebilirim ki adamlar çift kavrama hızına yakın tam otomatik yapmışlar.

    4x4 sistemi tucson'a kıyasla çok başarılı. mükemmel değil elbet ama basit 4x4 ihtiyaçlarınızı gayet fazlasıyla karşılayacaktır. zaten bu arabayla da 30cm çamura bi zahmet girmeyin. mesela yukarıda bahsetmiştim bir kere götü attı diye, hemen o anda arka tekere güç verip toparlıyor araç. gayet stabil ve hızlı çalışıyor 4x4 olayı.

    performans...

    hımm.. şimdi gene tucsonla kıyaslayacağım. benzinli bir arabayla... vicdansızlık olacak belki ama cx-3 emin olun performans olarak da tucson'a yakın diyebilirim. en azından ilk süratlarda...

    tucson'un gaz tepkimeleri gerçekten çok yavaştı. hızlanması için sport moda almak gerekiyordu, o zamanda hayvan gibi yakıt tüketimi artıyordu.

    cx-3 de sport mport mod yok. tek mod. kullandığın mod. gaz tepkileri gecikmeli ama tucson kadar gecikmeli değil. ilk kalkışlarda oldukça seri. ama özellikle 100 den sonra tucson bunu tokatlar. 100 den sonra araba gene hızlanmasına hızlanıyor ama eh işte boyutunda. kesinlikle bir memnuniyetsizlik yaşamıyorsunuz aslında. ama tucson 1-2 tık daha iyiydi 100 den sonra. işin özünde genel olark 100-120 arasında aracı kullandığım için hiçbir rahatsızlık duymadım. gerektiği yerde 160 a da hızlıcana çıktım. ama tucson da bu da performans arabaları değil. hız ataklık arıyorsanız sizi üzmez ama memnun da etmez. bence - en azından benim gibi bir adam için - gayet yeterli bir performansı var.

    yanlız burda bir parantez açmak istiyorum. araç 110u geçmeye başlayınca yakıt tüketimi bir miktar artıyor. motorda ekstra birşeyler mi devreye giriyor bilmiyorum. 100 la giderken 4.0 gösteren anlık tüketim 110 da 5.5-6 civarlarını 120 de 7 civarlarını gösteriyor. anlayamadım o durumu, sanırım performans için fena şeyler dönüyor içeride...

    kulakçıklar. canlarım benim, yolda giderken okşuyorum onları. birini sollayacağım zaman gazı köklemek yerine parmak ucumla tık dokunuyorum hoop yüksek devir azcık gaz, sollama tamamdır. müthiş rahatlık. bir de aracın dip gaz dedikleri şeyi için baya sert basmak gerekiyormuş gaza. ben ilk aracı aldığımda dip gaz yapmaya çalıştım "aaa yokmuş bunda" dedim. aradan birkaç ay sonra sinirli bir anımda gaza gerçekten sert basınca ayağınızın altında tık diye bir buton sesi geliyor.. hasiktir dip gaz varmış dedim aracı aldıktan 2 ay sonra. baya ileri fırlatıyor dip gaz şeysi...

    arabanın motor sesi çok ilginç.

    hava soğuksa bildiğiniz ilk çalıştırma gır gır gır dizel sesi işte. fakat araç ısınınca ölüm sessizliğine bürünüyor sanki. yani gene de bir benzinli kadar olmasa da sessiz bir benzinli araca yakın bir motor sesi oluyor. yani ısınınca oldukça sessiz. ama soğukken bildiğiniz gır gır dizel motor işte... hyundai tucson ses konusunda benzinli olmasından mütevellit daha iyiydi. onu birkaç kere kapalı olduğunu zannedip araçtan indiğim bile olmuştu. fakat cx-3 de normal bir dizele göre çok daha iyi... ısınınca ama.

    rüzgar sesi hyundai tucson ile neredeyse aynı. 120 lerde ufak ufak duymaya başlıyorsunuz.

    trim sesi sıfır. 40 bin km sonrasında tucson'un sunroof'u başlamıştı çatırdamalara tıkırdamalara. kapılarından da, iç taraflardan da ufak ufak tıkırdamalar geliyordu. cx-3 de henüz daha duymadım. ki takıntılıyımdır tıkırtılara karşı. müthiş sıkı yapmışlar herşeyi. hiç ses yok. zaten içi daha kaliteli olduğunu söylemiştim. fakat lakin bir husus sinirlerimi bozuyor. örneğin sağ ön kapı cebine birkaç küçük şey koydunuz. müziği açtınız. basslı bir şarkı açtınız. o kapı içlerine koyduğunuz şeyler bassdan sebep hareket edip tıkırdamalara başlıyor. o yüzden ben kapı cebi içlerine bu yumuşak zımbırtılardan yapmayı düşünüyorum.

    gelelim ekran şeysine;
    youtube de birsürü şey var onu anlatan. ne var ne yok diye anlatmayacağım. ama bu ekranları hacklemenin yolu var. çok basit şekilde içine android auto ve daha büssürü şey kurabiliyorsunuz. açıkçası ben ilk başta kurdum tüm bunları ne var ne yok. fakat bir süre sonra hiçbirisini kullanmadığımı farkedince hepsini sildim. zaten bi kullandığım navigasyon onu da telefonla yapıyorum. ekranı gayet güzel, yeterli. ne denir ki işte ekran... çok bahsedilecek bir tarafı yok. aracın neredeyse tüm ayarlarını da o ekrandan yapıyorsunuz. araca bağlı bir ekran yani. tucson daki garabet, araçtan bağımsız çalışan ekrandan sonra bu gayet iyi geldi. çok iyi mi ? değil. ama kötü de değil. anlık yakıt tüketimini filan detaylı olarak takip edebiliyorsunuz. gayet güzel.

    evet aracın hiç sevmediğim şeylerinden biraz bahsedeyim.

    1-arkadaşlar araç hareket edince kapılar otomatik kitlenmiyor. evet araba müthiş harika kaliteli ama kapılar otomatik kitlenmiyor. aracı yeni aldığımda bir vale benim kapıyı çat diye açınca adamın suratına 5-10 saniye anlamsızca bakmıştım.
    -o kapıyı nasıl açtı lan!!?

    2-start-stop zımbırtısı kalıcı olarak kapanmıyor. lan istemiyorum ekonomi diyorsun yok illa o düğmeye basacaksın her defasında. bu arada gereksiz bir bilgi ama 41 bin km start stop ortalaması bana toplamda 110 km yakıt ekonomisi kazandırmış... yani ortalamada 1000 km de 2.5 km tasarruf ediyorsun. sanki baya bi gereksiz gibi. zaten bi sevemedim şu start stop'u... he nasıl çalışıyor derseniz süper hızlı ve sarsıntısız. ama gene de sevmiyorum işte. bir butonu olsa tüm araçlarda direk kapatırım...

    3-aynalar elektrikli ama aracı kapattığınızda otomatik kapanmıyor... o ayna şeysinin ordan sizin manuel kapatmanız gerekiyor.

    sadece bu 3 sinir bozucu şey haricinde aracın başka hiçbir şikayetini edebileceğim bir şeyi yok. bu saydığım 3 kısıtlama da aracın b segmenti olmasından kaynaklı. çünkü bunları da açarlarsa bir üst model cx-5 den pek farkı kalmıyor.

    hımm bir de şu dizel partikül filtresi olayı var. aslında bu sadece cx-3 lerde değil tüm dizellerde sıkıntılı olan birşey. sıkıntısı şu. eğer düşük devirlerde aracı uzun süre kullanırsanız bu partükül tıkanıyor. tüm araçlarda tıkanıyor. bu sorun cx-3 lere özel değil.

    yapmanız gereken aslında çok basit. aracı sürekli düşük devirlerde çok çok sakin kullanıyorsanız 1-2 bin km de bir aracı 15-20 dk yüksek devirlerde kullanın. servis 3-4 bin arası iyidir diyor. ama normal şekilde aracı hem devirli hem sakin kullanıyorsanız buna özel bir ilgi göstermeniz gerekmiyor. dpf ile ilgili youtubede 1-2 video izlerseniz ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.

    sonuç:

    araçtan 8000km dir çok memnunum. özellikle asli görevi olan a noktasından b noktasına giderken önemli olan herşey kusursuz çalışıyor. zaten beğenmediğim uyuz olduğum şeyleri de yukarıya yazdım. ama onlar da mekanik değil, aracı pazarlamasıyla ilgili olan şeyler...

    ikinci eli yok bunu satamazsın diyenlere lütfen aşağıdaki şu fotoyu gösterin;

    https://i.hizliresim.com/tzrlwp.jpg

    2. el fiyatları yükselince dedim cx-3 ü satayım daha iyi birşey alırım. sonra diğer arabaların da korkunç derecede fiyatı arttığını gördüğümde satmaktan vazgeçtim.

    fotoyu incelerseniz

    tucson / 2-30 ekim arasında ilanda kalmış yani 28 gün - 2199 kere ilan görüntülenmiş, 7 favori, 13 mesaj.
    mazda cx-3 / 1-16 şubat arasına ilanda kalmış yani 16 gün - 7034 kere ilan görüntülenmiş, 37 favori, 32 mesaj almış.

    hangi aracın ikinci elinin daha değerli olduğu konusunda bu size ipucu verecektir.

    --- spoiler ---

    edit: @thecanbutthe nin yaptığı bana mesajla gönderdiği tespitleri aynen ekliyorum.

    cx-3 kullanıcısı olarak bir-iki ekleme yapmak istedim ,

    1- fren destek sistemi "sanırım" diyerek belirttiğin gibi devreye girmezse kazanın kaçınılmaz olduğu anda devreye girmek üzere tasarlanmış. devreye girmeden önce çok kısa bir sinyal veriyor , ardından devreye giriyor. 4-5 defa deneyimledim ben . bu arada şunu da ekleyeyim , sadece bir önündeki araca değil onun önündeki araca da bakıyor sistem . kırmızı ışıkta benim önümdeki aracın önündeki araç arkadan birine vurdu , daha önümdeki araç frene basmadan devreye girdi sistem... sağlam çalışıyor benim gözlemime göre...

    2. start stop özelliği belirttiğin gibi kapatılamıyor . ancak belki fark etmemiş olabilirsin ; aracı start-stop'a girmeden kullanman her zaman mümkün. frene dip basmadığında stop etmiyor araç , yavaş kullanımda biraz denersen farkedersin , ayağın alıştığında hiç stop'a düşürmeden kullanırsın . dip-gaz gibi bir ayarı var frenin de... bugüne kadar kullandığım araçlar arasında start stop'u en kullanışlı araç bence.

    3. yola dik park yerinden geri geri çıkarken sağ ve soldan gelen araçlar için uyarı vermesi şu an bile oldukça üst segment araçlarda bulunan bir özellik , benim araç 2015 model , 2015'te bunu opsiyonsuz sunan kaç araç vardır bilmiyorum .

    4. eksi olarak sürücü harici camların tek dokunma ile kapanıp açılmamasını da ekleyebilirsin bence. bu kadar üst seviye teknolojik donanım sunan ( ben de sense kullanıyorum ) bir araçta otomatik kilit ve bu olayın olmaması beni hasta ediyor :)
  • yetkili bayilerde 2017 modeli 111.000 liradan başlayan fiyatlarla satılan otomobil. henüz 2018 model fiyatları açıklanmamış. 5 donanım paketi mevcut. motion, reflex, power, power sense, power sense plus. power donanımdan sonraki paketlerin hepsi 4x4.

    power sense plus fiyatı: 158.100 lira. donanım olarak neredeyse yok yok. elektrikli hafızalı sürücü koltuk, g-vectoring, kör nokta uyarı sistemi, şerit takip sistemi, akıllı fren desteği, uzun far asistanı gibi daha birçok özellik mevcut.

    bu fiyat aralığında önceliği; güvenlik, konfor ve sürüş rahatlığı olanların tercih edeceği otomobiller arasında.

    genelde otomobil alırken millet kendini değil, kendinden sonra kullanacak (satacağı kişi) kişiyi düşünerek otomobil alıyor.

    bir ürünü satarken değil alırken kazanırsınız.
  • mazda bu otomobili 1.5 motor dizel otomatik secenekle piyasa sürerse hem marka imajını biraz daha toparlar hemde nissan'nın pazar payını ciddi sekilde sıkıntıya sokar...
  • her mazda gibi rakiplerinin çoğundan çok daha iyi ve kalitesine göre son derece uygun fiyatlı bir otomobil olacak ama türkiye'de fazla satılmayacaktır diye tahmin ediyorum.
  • 287 lt bagajı power ve üstü olan donanımında bulunan küçük suv. bose müzik sistemi yüzünden. diğer donanımlarda 350 lt.dir.
  • cx3 adı, bende mazda 3 ayarında ebat ve hacim beklentisi yaratmıştı. bagajı 264 litreymiş. bu da adının düşündürdüğü şekilde mazda 3 değil, mazda 2'yle aynı platformu paylaşmasından kaynaklanıyor. adı cx2 olsaydı bagaj niye bu kadar küçük demezdim.

    not: en fazla iki yetişkin kullanacaksa sorun yok ama çocuklu aileler için kesinlikle yetersiz kalacaktır.
  • dağa bayıra vurulduğu bir off-road testini şuradan görebileceğiniz araba.

    bir sonraki arabamı hafif dağ bayır gezilebilecek bir 4x4 dizel olarak hayal ettiğimden ne zaman kriterlerime göre arasam en üstlerde çıkan araç bu. mazda'yı çok tanımıyorum sözlükte cx-3 awd sahibi olan varsa yeşillendirsin.

    not: hayaller volvo hayatlar citroen.
  • iihs tarafından 2016 modeli mercek altına alınan mazda modelidir.

    işte o mercekten görüntüler...

    sağdan sağdan geliyorlar
    koltuğun yada sandalyenin kenarına ayak küçük parmağıyla çarpmak
    bodoslama
hesabın var mı? giriş yap