• şu dünyada “eğer bu insansa ben neyim, yahut ben insansam o ne” diyebileceğiniz, dokunmayı bile tahayyül edemeyeceğiniz varlıklar bulunur; güzeller güzeli, bir o kadar yetenekli, bir o kadar da azimli.
    her insanın kendini, hayatını unutarak izlemekten, izlerken oralarda kendini hayal etmekten zevk aldığı bir şey vardır, sanat denir genellikle, yapanlara da sanatçı denir, ama bazen bu varlıklar çıkarlar sahneye ve insan yine sorar kendine; “eğer onlar sanatçıysa ya bunlar ne, ya da bunlar sanatçıysa onlar ne?” fazla güzeldir, göz alıcıdır, imrenilemez bile, o kadar dünya dışıdır. bu varlıklar fazla güçlüdür, fazla derindir, tıpkı nektarla ambrosia gibi fazla ağırdır bizim minik bünyelerimiz için, hazmetmemiz bazen yıllar alır. bazen hiç istemeden de olsa, yaptıkları sanatın sonunu getirirler, ya da onu sadık takipçileri için daha az çekici kılarlar; çünkü izleyici bilir ki, hiç kimse 4 dakikaya o heyecanı, coşkuyu, estetiği ve uyumu sığdırarak gözlerini her iki anlamda da dolduramayacaktır…

    marina anissina ve gwendal peizerat ikilisinin carmina burana eşliğindeki serisini bilenler, neden bahsettiğimi gayet iyi anlayacaklardır. buz dansı dediğimiz sanatın zirvesi o seridedir ve bir daha öylesi gelmeyecektir.
  • 1996-2002 yılları arası, her yıl heyecanla yarışmaları bekleme sebebim olan çift. (yılları 1+, 1- karıştırıyor olabilirim, yaşlı bir insanım.) her yıl "oha bu daha da muhteşem olmuş" dedik gösterilerinden sonra, "oha daha ne yapabilirler" dedik, ve her sene daha güzelini yaptılar!

    öyle bir çift hiç olmamıştı, o günden bu zamana da bir daha olmadı. (ki bu ülkenin 80 dönemi çocuklarının gönlünden bir jayne torvill - christopher dean yangını da geçmiştir. ona rağmen.)

    benim için marina'nın, gwendal'ı bile gölgede bırakabilecek güçteki dans ifadesiydi, duygusal ifadesiydi başarılarının sırrı. ki gwendal kadar kontrollü ve herşeye/herşeyine hakim patenci de görmemiştim. sanki gerçekten marina ateş, gwendal buzdu.

    çift programlarında kimi izlersem izleyeyim bir makinamsılık, bi otomatiklik bulurum ben, hala. işte şu yukarda anlattıklarım sayesinde bence bu kadın ve erkek, duygusal birer varlığa dönüşebiliyorlardı buz üzerinde. izleyenin de etkilendiği oydu zaten. hissettirdikleri duygulardı.
    hani buz üzerinde bir efor, bir yarışma değil de, sahnede su gibi akan bir dans izliyor gibi olurdu insan.

    kadının erkeği taşıdığı liftleri ilk yapan çifttir aynı zamanda bu çift. sonrasında yapan oldu mu bilmiyorum, onlar bıraktıktan sonra çok izlemedim yarışmaları.

    neredeler ve ne yapıyorlar acaba, keşke ortaya çıksalar yine..

    ekle: favorilerimi de sıralayayım da tam olsun.

    1- romeo & juliette (bayıldığım lift: 01:58) https://youtu.be/n4wqpc4xl5q
    2- liberty (lift: 03:20, ağır çekim 05:54) https://youtu.be/8fwnvwi3pxa (bu dansı ilk kullandıkları yıl olan 2001'e ait kaydı da var; https://www.youtube.com/watch?v=b7o6yszov28 .. pek çok şeyi değiştirmişler sonraki yıl. bence finali ilk sergilediklerinde daha güzelmiş)
    3. carmina burana (lift: 03:55, ağır çekim 5:31) koreografi de jayne torvill ve christopher dean'e ait. https://www.youtube.com/watch?v=fsvq-n7xatc

    bu da bonus olsun, 2000 yılındaki gösteri dansları.. allaam ölücem!
    https://youtu.be/lqo-od6ncyi (notre dame de paris)
  • buz sairleri...ezeli rakipleri anjelika krylova oleg ovsyannikov cifti de siirsel performanslar sunarlardi ama aralarindaki asil fark 2000 e kadar anissina ve peizerat'in bizim seyrederken dikkat etmedigimiz ama teknik puanlamanin buyuk kismini olusturan olmazsa olmaz hareketlerdeki isteksizlikleriydi. kayarken ayak degistirmeler gibi seyredenlerin fazlaca dikkat etmedigi konularda gwendal ve marina ilk zamanlar fazlaca basarili degillerdi.

    ama sonra...ama sonra...carmina burana esliginde sunduklari 2000 dunya sampiyonasi serisi gelmis gecmis en basarili serbest danslardan birisidir. 4 dakika 11 saniye boyunca buzda durmak bilmeyen coskun bir lirik nehir akitir gwendal ile marina. sadece orijinal kaldirislar, marinanin gwendali kaldirip gezdirmesi ile degil o fortuna ile sagladiklari uyum ile buyulerler. oyle ki insan gozlerini kapatip oyle seyretmek ister, sanki gozlerini siki siki kapatsa bile buzda akan ates nehrini yine de gorebilecektir. programin kimi yerlerinde muzigin ciftin bedeninden ciktigini dusunur insan, sanki ayak uydurmaya calistiklari bir muzikle dans etmiyorlar da onlar dans ettikce bedenlerinden carmina burana bestelenip fiskiriyor hissine kapilirsiniz. izlerken tuylerinin diken diken olmasina, omuriliginden asagilara dogru bir uyusmanin yayilmasina engel olmak imkansiz gibidir.

    carmina burana programinin bir asilmaz ozelligi de her saniyesinin ayak degistirmeler, cesitli adim oyunlariyla bezenmis olmasidir. marinanin gewendali havalandirip tasidigi bir kac saniye disinda bir metre duz kaymazlar neredeyse. bu sadece puan kazandirmakla kalmaz ayni zamanda o fortunanin haleti ruhiyesine de uyum saglar.

    program buz pistlerinde ilk defa gorulen onlarca orijinal hareketle bezenmistir ayni zamanda. sadece kaldirislar degil. gwendalin marinanin pesinden ileri dogru sicrayarak gittigi kisim mesela...

    ates nehri bir saniye yavaslamaz, bir saniye arkadaki muzigin temposundan kopmaz. 4 dakika kisa bir zaman gibi gelebilir insana ama dort dakika en agir egzersizi yaptiktan sonra 80 kiloluk bir adami kucaklayip havaya kaldirmak da herkesin harci degildir. evet, o en akillarda kalan gwendalin kucaklanip kaldirilmasi hareketi programin hemen hemen en sonundadir.

    marina anissina gwendal peizerat cifti son on yillarin en etkileyici buz danscilaridir. ve onlarin efsane olmus programlariyla basa cikacak cift henuz daha ortalarda yok. insallah cok daha iyi performanslar izleriz bu 2006 torino kis olimpiyatlarinda da buz dansinin keyfini arsivlerde aramak zorunda kalmayiz.
  • hoş bir hikayeleri vardir ...

    marina anissina'nın peizerat'tan önceki partneri, aynı zamanda ni$anlısı olan " illia averbugh"dur. ilıa, bir gün "irina lobacheva" isimli başka bir patenciye a$ık olur ve marina'yı terkeder. artık irina, ilıa'nın buz dansındaki yeni partneridir.

    bunun üzerine marina oturup ağlamaktansa, fransız patenci "gwendal peizerat" ve kanadalı "victor kraats"a mektup yazar. kraatz'a mektup ula$maz, peizerat ise pek önemsemez bu teklifi çünkü "marina morel" diye bi partneri vardır zaten...

    ama kader ağlarını örer ve morel sakatlık geçirerek, buz dansını bırakmak zorunda kalır. bunun üzerine marina'ya fransa yolları gözükür. fransa'ya gidip peizerat ile tanışır, o günden itibaren peizerat'la buz pistini süslerler ve büyük başarılar elde ederler. 98-99 senelerinde dünya $ampiyonasında üstüste iki kere 2. olurlar...

    amaaa ...

    "2000 dünya $ampiyonası" gelmiştir. ilginç olan, bu $ampiyonada marina'nın, eski nişanlısı ve onun yeni sevgilisiyle rakip konumunda olmasıdır. marina ve gwendal müthiş bi performans sergileyerek $ampiyonanın 1.si olurlar, averbugh ve lobacheva çifti ise, iyi bi performans gösterirler, ancak marina ve gwenadal'ı geçemeyip, ikincilik kürsüsüne çıkarlar...

    2002 de buz pistine veda ederler.
  • sadece duruşları ve bakışları bile bunca karizmatikken, bir de kaymaya başladıkları an karşılarındaki izleyiciyi hipnotize eden muhteşem çift. anissina alev alev, peizerat da yele gibi sarı saçlarıyla tam birer savaşçı gibiydiler, sanki buzdan başka yerde hayatlarında hiç yürümemiş gibiydiler, son derece epiktiler...

    bir daha da gelmedi onlar gibisi.

    şimdi masal olup anlatılasılar.
  • carmina burana arkada gumbur gumbur, carl orff dunyanin en harika muzigine imza atmis, kafamiza kafamiza vurmakta, en kaygan zeminde, buzun uzerinde siyahlar icerisinde kizil sacli bir kadinla sari sacli bir adam, buz dansi tarihinin en gorkemli hereketlerine imza atiyorlar. bittiginde hic kimse konusamiyor birkac saniyeligine, tutulan nefesler veriliyor ve cilginca bir alkis basliyor. ben ekranin karsisinda tir tir titiriyorum.

    guzellik karsisinda boynum kildan ince...

    not: banner icin; kim hazirladiysa tesekkurler.
  • kadının erkeği bir şekilde taşımasına nadiren rastlandığı için çok takdir ettiğim ikili. genelde erkek iri yarı kız küçücükken bu çift mükemmel bir uyum içindedir.
  • ice gala davos'ta, star wars temasıyla yaptıkları gösteri, ışın kılıcı düellosu ile başlayan ve büyüleyici bir aşk hikayesine dönüşen yapısıyla etkilemiş, siz neden evlenmiyor, mini mini patenciler dünyaya getirmiyorsunuz sorusunu pankart yapıp bir sonraki şampiyonada tvden görülen bir yere yerleştirme isteğini gündeme getirmiştir.
  • daima farklı ve hayranlık uyandıran performansları ile hatırlanan çift. anissina, peizerat ve anissina'nın eşinin yer aldığı ve anissina'nın hamile olduğu ilginç bir gösterileri için...

    http://www.youtube.com/…x1fscqgftto&feature=related

    ve bebek 1 yaşındayken...

    http://www.youtube.com/…8yq4cvtjvvi&feature=related

    edit: yeni link
hesabın var mı? giriş yap