• kuzeyinde bir yerlerde "inşallah" dediğim için bir grup taksiciden meydan dayağı yediğim ülke.

    kuala besut'da bir otobüs durağına oturmuş 4 saat sonra gelecek otobüsü bekliyordum, bir grup taksici yanıma geldi. *

    "where do you go?" dediler.

    "kuala lumpur inşallah" dedim ve bir anda ortalık karıştı.
    bahasa malay konuşuyorlar, bahasa bilgim az bir bok anlamıyorum dediklerinden.

    4-5 kişi bağıra çağıra üzerime yürüdüler; "sen müslüman değilsin nasıl allahın adını ağzına alırsın" diye.

    bir de kalabalık toplandı *, taksicilerin elleri yakamda, harbi harbi hırpalıyorlar.

    pasaportumu gösterip türk olduğumu söyleyince tartaklamaktan vazgeçip, kahve ısmarladılar.
    özür dilediler. az daha bok yoluna gidiyordum, yediğim dayakla içtiğim kahve ile kaldım.

    efendim sonuç olarak; malezyalı din kardeşlerim çok sevecen, çok yardımseverdirler.
  • ulkedeki gazetelerde herhangi bir yabanci para biriminden bahsedildigi durumlarda mutlaka lokal para birimine cevrimininde verilmesi gerekiyor. basimda yapilan bir hata nedeniyle ortaya absurd bir durum cikmis:
    http://i.imgur.com/trw53.jpg
  • ikinci kez ziyaret ettiğim toplamda 2 ay zaman dilimini 5 farklı şehirde geçirdiğim ülke.

    biri temizlik mi dedi? yapmayın lütfen. dünyadaki en pis ülke olmayabilir ama temizlik nedir gerçekten bilmiyorlar. tuvalete gitmenize gerek yok. zincir olmayan ve halkın gittiği restorantlardan bir tanesine gitmeniz temizliği anlamanız için yeterli.

    umumiyi geçtim 5 yıldızlı otellerin tuvaletleri dışındakilere çıplak ayakla girenin tabanı kösele ile kaplanmış olmalı, başka açıklaması olamaz.

    cami ile pek işim olmadı ama camide duş almak pek gerçekçi gelmiyor çünkü bodrum'da gayri ihtiyari bir şekilde şort mayolarımızla girdiğimiz camide imam bizi hortumla kovalamıştı. kuzey tarafında belki öldürebilirler ancak orta ve güneyde sakince çıkmanızı isteyebilirler bir ihtimal bir şey bile demezler.

    insanlarına gelirsek, yardımsever ama "yardımedemez". küçük bir avm'de geçen sene ürünler satın almış olduğum watson mağazasını bulamamam üzerine 5 kişiye sordum. en popüler cevabı alamadım çünkü herkes farklı bir şey salladı. en son başka bir kozmetik dükkanına girdim ve sadece isim ve renklerin değiştiğini gördüm. ulan bizim memlekette mahalledeki bakkal dükkanı kapatacak yerine biri gelecek de biz bilmeyeceğiz. bu arada biraz ezilmişlikleri var genel uzakdoğu insanında olduğu gibi. nedense üzülüyorum. malezya'da malayca birkaç şey dışında hiçbir şey öğrenme ihtiyacım olmadı. aksine adamlar türkçe günaydın, afiyet olsun, kaç para vs. tarzında şeyler söylemeye başladılar.

    ülkede bol bol vietnam ve tai vatandaşı var. onlar da ne yazık ki sefillik içerisindeler. 300 km yol yaptığımız taksiciye 10 rinngit bahşiş vermemiz üzerine adamdaki bakışları görmenizi isterdim. diz çökecekti. 6 lira lan.

    hava inanılmaz nemli ve sıcak. her gün 15 dakika yağmur yağmazsa olmuyor. bu hafta gündüz 33 - 34, gece 25 - 26 derece. gökyüzünü hiç mavi göremedim çünkü ya bulut ya pus var.

    güzel tarafı hiç mi yok. mutlaka var. her yer yemyeşil. o kadar orman katliamı yapıp palmiye ağaçları dikmelerine rağmen ülkenin %56 (vatandaşlardan alınan bilgi) bildiğin vahşi orman. müthiş kıyıları var çin denizi taraflarında. kayıp balık nemo'yu ve tüm evi mercanlar olan çeşitleri 5 metre aşağınızda bulabilirsiniz. şehrin içerisinde 2 metrelik kertenkeleler, fıstık kapan maymunlar, nehirlerinde timsahlar var.

    ülkenin genel olarak ucuz olması da başka bir güzel tarafı. pahalı tek şey içki. gün itibariyle benzinin litresi 1.2 tl ediyor.

    arabaylaysanız benim gibi beyniniz yanabilir. direksiyon sağda. sinyal vereyim derken silecek çalıştırıp, vites atayım derken elinize kapıyı alıyorsunuz. bir de sola çok yanaşılıyor istemeden. reflekslere karşı gelmek cidden zor işmiş.

    garsonların öpücükle çağırıldığı, panolardaki sultan ve eşinin fotoğrafının tepelerine şemsiyenin konuldu garip bir ülke malezya.

    bir daha gelir miyim buralara. evet; ama neden evet bilmiyorum.
  • 3 senedir malezya'da yaşayan biri olarak başlık altında şeriat güzellemeleri yapanları pek ciddiye almamanızı öneririm. şeriatın uygulandığı 2 eyalet var burada onlar da terengganu ve kelantan eyaletleri. bu iki eyalet de zaten büyük çoğunlukla malay'ların yaşadığı yerler.

    eğer malezya'ya gezmeye ya da çalışmaya gelecekseniz sizin gideceğiniz yerler zaten kuala lumpur, johor, penang gibi expat'ların ve turistlerin ağırlıkta olacağı şehirler olacaktır dolayısıyla bırakın şeriatı ülkenin bir islam ülkesi olduğunu bile unutacaksınız. burada camilerden bangır bangır ezan sesi duymayacağınız gibi, kimse kılık kıyafetinize de karışmayacaktır. şeriat olan ülkede casino olur mu lan bir kere?

    ha müslüman malay'ları ilgilendiren bir kaç mevzu var barlara girememek, casinoya girememek, içki satın alamamak gibi. ama atıyorum türkiye'den geldiniz ve müslümansınız, sizinle alakalı hiç bir kısıtlama yok. ülkenin çoğunluğu malay'lardan oluşmasına rağmen çinli ve hintli nüfusu azımsanmayacak kadar fazla.

    malay'larla diğer ırklara tanınan imkanların adaletsizliği, iş kurarken malay ortak şartı konulması gibi tasvip etmediğim bir çok şeyi olmasına rağmen, malezya asla şeriat ile alakalı bir kötülemeyi hakedecek bir ülke değil.
  • malezya'da 6-8 ay yerleşik yaşamış bir insan olarak, "türkiye malezya olmasın." cümlesinin geçersiz olduğunu ilan ediyorum.

    malezya çoklu kültüre sahip bir ülke. malaylar, hintliler ve çinliler bir arada yaşıyor. malaylar 60%, çinliler 23% ve hintliler 7% nüfus oranına sahip.
    yani, etnik bir kesim nüfus olarak fazla olmasına rağmen, diğer etnik kökenlerin nüfus oranları da azımsanamayacak kadar çok.

    peki bu demogrofik yapı insanları birbirini öldürmeye itiyor mu? elbette hayır, bu bizim gibi dinsel ve kültürel olarak yozlaşmış orta doğu ülkelerine özel.

    malezya'da insanlar kibar ve yardımsever.

    malezya'da herkesin değer verdiği, kutsal saydığı şeylere ayrı ayrı saygı duyuluyor.

    malezya'da camiler, budist ve hindu tapınakları yan yana.

    malezya'da çin yeni yılı da, islam dinine ait dini bayramlar da kutlanıyor ve devlet tarafından resmi tatil ilan ediliyor.

    malezya'da isteyen istediği dili konuşabiliyor. devlet dairesinde kendi dilinde hizmet alabiliyor. çocuğunu istediği dilde okutabiliyor.

    malezya'da isteyen istediği kıyafetleri giyerek yaşamını sürdürebiliyor. dekolte / açık giyinen de, başörtüsü takan da herhangi bir yerde ayrımcılık ile karşılaşmıyor. aynı ofiste çalışabiliyorlar, kimse kimseye burun kıvırmıyor. ayyyy bunların burada ne işi var yeaaa diyen beyinsiz "beyaz malezyalılar" diye bir güruh da, açık giyinenlere saldıran ruh hastaları da yok burada.

    malezya'da terör yok. devlet de, herhangi bir grup da terörizme başvurmuyor. kimse kimseyi, onun gibi olmadığı için katletmiyor.

    malezya'da şehit cenazeleri yok. ne için öldüğü belli olmayan evladının tabutuna sarılıp sinir krizi geçiren anneler, babalar yok. kardeşimi niye öldürdünüz diyen abilere tepki gösteren, para için bütün değerlerini satmaya hazır aşağılık bir halk yok.

    malezya'da komşu ülke için üç beş füze attırırız gireriz ne olacak diyen, kanla beslenen sapık ruhlu vahşi katillere silah sağlayan devlet görevlileri yok.

    malezya'da mutlu, huzurlu insanlar var. saygı var, neşe var.

    ben de diyorum ki, malezya türkiye olmasın. yazık olmasın bu güzel ülkeye.
  • umumi tuvaletlerine bile çıplak ayakla girdiğiniz, camilerin altlarında bedava duş alabileceğiniz, benim için temizliğin karşılığı olan ülke. insanları yardımsever, sorduğunuz soruya bir şekilde cevap veriyorlar, ucuz da bir ülke daha nolsun. ayrıca bir çok güneydoğu asya ülkesine göre oldukça gelişmiş bir yer.
  • malezya, türkiye olur mu gibi güncel bir tartışmanın yaşanmadığı ülke.
  • esasen malezya'da ne olup olmadığı kendisinin hiç umrunda değilken sırf kendi ülkesindeki çalkantıların etkisi ile bu ülkeyi kötü gösterme sevdasına düşenlere laf anlatmaya çalışmaktan ziyade yanlış bilgileri düzeltmek açısından :

    malezya'da homoseksüellere gösterilen hoşgörü türkiye'den fersah fersah ilerdedir.özel ve devlet kurumlarında çalışabilirler.kafelerdeki garsonların büyük kısmı homoseksüeldir, benim pasaportuma damgayı basan gümrük memuru da -öyle gizlisinden de değil hem de- homoseksüeldi.malay televizyonlarında türkiye'de bile göremeyeceğiniz tarzda programlarla homoseksüellere ayrımcılık yapılmaması için programlar ve açıkoturumlar yapılır.hollanda ve ingiltere tarafından yüzyıllarca sömürülmüşlerdir.bu sömürünün sonucu eşcinseller hollanda'da evlenecek kültür birikimi ve zenginlik düzeyine ulaşmıştır da malezya'da evlenemezler.zaten dünya üzerinde eşcinsellerin evlenemediği tüm ülkeler de tü kakadır, pistir.

    ülkenin 13 eyaleti vardır.bunlardan bir tanesinde pas adlı islamcı parti yönetimdedir.198 koltuklu parlamentoda 7 koltukları vardır, başkanları bile seçilememiştir.yönettikleri eyalet kelantan'dır.ülkenin kuzeyinde tayland'la sınırı olan eyalettir.tayland'ın güneyindeki müslümanlara yapılan baskılar sonucunda oluşan gerilla örgütlenmelerine bulaşmaya gelen el kaide'nin gazıyla o bölgede aşırı dindarlık vardır.türkiye gazetelerine haberleri taşınan ve korku balonu oluşturulan malezya değil de bu küçücük eyalettir.milliyet gazetesinin paranoya pompası haberleri ile yorum yapacağınıza açıp wikipedia'yı okusanız zihniniz açılacak biraz ama tabi ilki daha kolay.

    ülkenin bazı kısımları tutucudur ama genelinde hoşgörü hakimdir.kıyafetiniz onları rahatsız ediyorsa dahi -ki senin onların hassasiyetlerine saygı göstermeyi akıl edemeyip onlardan beklemen ayrı bir ikiyüzlülük örneğidir- kabalık etmezler.zaten dünyanın en pısırık ve barışçı insanlarıdır.hatta o kadar ki hayatları boyunca altında yaşadıkları bu ağır saygı ortamında sinir ve tepkilerini gösteremeyip biriken bu sıkıntılar yüzünden amok koşucusu gibi cinnetsel bir psikolojik vakanın var olduğu topraklardır.kişiler terbiyesiz olabilirler elbet ama ekserisi oldukça sakin ve ağırbaşlıdır.aptallık (hem de en safından) çok yaygındır.asya tipi saygı olayı -japonlarınki kadar olmasa da- oldukça kısıtlayıcı ve sıkıcıdır.a derken b'yi, b derken c'yi ma edenlerin ülkesidir.sıcaktan herkes bezmiştir, acele iş falan yaptıramazsınız.eleştiri kültürleri yoktur ve zaten bu yüzden hatalarını düzeltip ilerleyemezler.çocuk kadar kırılgan olabilirler çoğu biraz tersleşirseniz ağlar mesela.en büyük hata toplumda bir insana yüzünü kaybettirmek ve hatasını yüzüne vurmaktır.kimisi götün önde gidenidir ama ekserisi devamlı gülümser, kötü niyet, çıkar, üçkağıt falan nedir bilmez.

    hepsinden önemlisi türkiye ile yanyana koyduğunda dinleri haricinde hiç bir ortak noktası olmayan kültürlerin ülkesidir.eminim bunu onlar bile bilirken türk kardeşlerinin kendilerine bakıp bakıp paranoya balonları oluşturduklarını bilseler kötleriyle gülerlerdi.
  • uc defa "bo$ ol" yazip smsle(evet kisa mesaj, cep telefonu) kariniza gonderirseniz otomatikman evliliginizin du$tugu bir ulkedir. muslumanligi teknolojinin nimetleriyle harmanlamalariyla $a$irtmi$lardir.
  • bu ulkede temel olarak uc irk bulunmaktadir. hintli, cinli ve malezyali (malay). hintliler genelde hindu, cinliler budist/hiristiyan, malaylar ise musluman. eger hintli veya cinli iseniz dininizi secebilirsiniz ancak malay iseniz musluman olmak zorundasiniz. musluman iseniz de ramazanda oruc tutmak zorundasiniz. tutmazsaniz belli bir para cezasi var. musluman eyaletlerde kadinlar baslarini ortmek zorunda. ayrica buralarda cok acik giyinirseniz tecavuz vakalari cok artmis oldugu icin ceza yaptirimi uygulanmaya baslamis.
hesabın var mı? giriş yap