• muhtemelen şu sözlük ortamında pek takılmayacak, okunmayacak yazdıklarım ama şöyle bir gerçeği de sözlüğe eklemek istedim:

    bu savaşın asıl kazananı güney kıbrıs rum kesimidir. şimdi diyeceksiniz ki "ne alaka?"

    lübnan iç savaşı öncesinde, başta beyrut olmak üzere lübnan, ortadoğuda zengin arapların gözdesiydi. finans ve turizm lübnan'ı adeta coşturmuştu. beyrut için ortadoğu'nun paris'i deniyordu. petrol sayesinde zenginleşen ve bu paraları ne yapacağını bilemeyen araplar, bu paralarını lübnan bankalarını kullanarak avrupa'ya aktarıyorlar ya da avrupa ve amerika'dan gelen petrol gelirleri lübnan bankalarında yer alan hesalarına geliyordu. kısacası petrol hesapları lübnan bankalarına giriyor veya çıkıyordu. bahsettiğim onlarca hatta yüzlerce milyar dolarlık hesaplar... (tabii aylık, yıllık hatta bir kaç yıllık hesaplar) aynı zamanda bir çok arap şirketleri de merkez ofislerini yavaş yavaş beyrut'a taşımaya başlamıştı.

    bir de işin kara para aklama kısmı ve off-shore hesapları kısmı var ki hiç değinmek istemiyorum.

    zenginleşen araplar eğlenmeye, nefes almaya (özellikle kadınlar için söylüyorum), kumar oynamaya beyrut'a giderlerdi. bu da lübnan ekonomisine ciddi katkı sağlardı.

    sonra çatışmalar yerini ciddi bir savaşa bıraktı.

    tüm yatırımcılar, turistler, şirketle kısacası para kaçacak daha doğrusu akacak yer aradı. konumu itibariyle kıbrıs adeta cennetti. casino, turizm, bankacılık, kara para aklama gibi bir çok şey kıbrıs'a gidince kıbrıslı rum'lar bir anda coştu ve yıllık 30.000$'a yakın kişi başına düşen milli gelir ile ab'nin dikkatini çekti. (buradan sonrası da kıbrıs'ın ab'ye girişini anlatır)

    çoğunlukla (özellikle türkiye'de) yunanistan sayesinde kıbrıs'ın ab üyesi olduğu düşünülür. ancak bu düşünce tamamen yanlıştır. yani ingiltere, almanya, fransa gibi ülkeler yunanistan'ın sözünü ve/veya lobisini dinleyecek kapasitede ülkeler değiller. ab'nin kıbrıs'ı bünyesine katma sebebi az önce anlattığım para akışını biraz olsun dentleyebilmek (birazdan denetleme kısmına gireceğim), kara para aklamanın önüne geçmek, ortadoğu'ya yakın bir konuma sahip olması sebebiyle etkisini mora'dan akdeniz'in sonuna kadar taşıyabilmekti.

    neyse. okunmayacağını biliyorum. burada bitirmek istedim. yoksa daha devamını yazardım... :/
  • ilginçtir, 1981 paris baskını'nı (van operasyonu) yapan dört asala üyesinden biri olan kevork güzelyan burada da 4 yıl savaşmıştır, bir röportajında bakın ne demiş:

    -
    "başka nerede savaştın?"
    "lübnan iç savaşında bir yıl falanjistler (sağcı hıristiyanlar) safındaydım... üç yıl da filistinlilerin safında dövüştüm."
    "niye taraf değiştirdin?"
    "falanjistler adam değillerdi..."
    "nasıl?"
    "bir mahalle alınıyor değil mi?.. falanjistler yaşlı, kadın, çocuk ayırmadan herkesi öldürüyorlar... yapmayın, savaşın kuralı vardır dedim anlatamadım. ben hıristiyanım ama gerçek böyle..."
    "filistinliler yapmıyorlar mıydı?"
    "hayır, müslümanlar kadın yaşlı ve çocuk öldürmezler!

    -
    (bkz: sabra ve şatilla)
  • 1975 ve 1990 arasi aralikli olarak vuku bulmus ic savas. ulkenin maruni hristiyanlari, muslumanlari ve durzi azinlik arasinda meydana gelen catismalar, israil, suriye ve filistin kurtulus orgutunun katilimiyla, ulkeyi kan golune cevirmis, dogunun parisi unvanini her yonuyle hak eden beyrut'u hayalet sehire cevirmistir.
    o kadar cok grup vardir ki, birbiriyle catisan, kim kiminle beraber kime karsi catisiyordu, hepsini hatirlamak mumkun degil. ama o cocukluk gunlerinin trt haberlerinden aklimda kalanlar, "sagci falanjist ve solcu filistinli gerillalar" soylemi, durzi lider velid canbolad, basbakan emin cemayel, sii amal orgutu lideri nebih berri, ebu nidal gibi bir takim isimler.
    tabii 1982'de israil destekli hristiyan falanjistlerin sabra ve satilla filistin multeci kamplarini basip, 2 gunde yaklasik 2000 filistinliyi katletmesi, bugun bile tuyleri diken diken eden olaylardan sadece biri..
    west beyrouth filmi de, olaylara insani bir bakis acisi sunuyor. tavsiye.
  • "ülkeyi son terk eden ışığı söndürsün"

    kabilinden duvar yazılarının nedeni olmuştur.
  • kimi kaynaklara göre temeli osmanlı zamanına kadar giden yakın zamanın en kanlı savaşlarından biri. bana göre daha bile eskilere gider; haçlı seferleri sonunda latin krallıklarının tek tek müslümanların eline geçmesi sonucu hristiyanlar can güvenlikleri açısından dağlara çekilmeye başladılar. ancak tarihin akışı esnasında artan nüfus ve diğer etkenler nedeni ile yavaş yavaş kıyılara inmeye başladılar ve birinci dünya savaşından sonra gittikçe yayılmaya başladılar. her ne kadar müslümanlarla aralarında husumetler zaman zaman yaşansa da, iç savaşın en büyük patlama nedeni; sıcak lübnan yağ kazanına; 1948 israil-arap savaşı ve 1970 ürdün ayaklanması sonucu dolaylı olarak israil - ürdün - lübnan göçüne zorlanan, bir daha israildeki topraklarına geri dönemeyen, filistinlilerin bir leğen soğuk suyun şokurt (!) misali dökülmesi olmuştur. bu müslüman nüfusun bir anda hristiyan nüfusu geçmesine neden olmuş ve her fraksiyon arasında, derebey misali, bitmek tükenmez bilmeyen, suriye-israil-barış gücü soslu bir iç savaş çıkmıştır ortaya.
  • (bkz: incendies)
  • bu savasin sonunda geriye bakildiginda savasan fraksiyonlarin her ikili kombinasyonunun en az bir kez muttefik olugu ve bir kez de catistigi gorulmustur. ama savasin en onemi donum noktasi camp david gorusmelerinde dislandigini hisseden suriye'nin tamamen yon degistirip filistin kurtulus orgutu'nu desteklemeye baslamasidir.
  • oriana fallaci'nin insciallah romanında işlediği savaş. muhteşem bir kurguya, çok akıcı ve etkileyici bir üsluba, gayet iyi bir türkçe çeviriye, çok güzel düşüncelere ve mesajlara sahip insanlığın trajedisini anlatan bir eserdir aynı zamanda...
  • ortadoğu'nun parisi diye nitelendirilen beyrut ile birlikte ülkenin ve insanların mahvolmasına neden olmuştur savaştır.

    brad pitt ve robert redford'ın başrollerinde oynadığı spy game filminin bir bölümünde bu savaş hakkında aydınlatıcı bilgi verilmektedir. hangi ülkelerin neler yaptığı kısa da olsa filmde bahsedilmiştir.
  • cocuklugumda sayfalarini karistirmaktan cok korktugum bir kitap vardi. anlamadigim bir dilde kisa kisa yazilar icerse de buyukce bir boyda siyah beyaz fotograflarin oldugu bir kitapti bu. icindeki resimler hep aciyi gosteren resimlerdi; aglayan kadinlar, omuzlarinda tufeklerle poz veren genc erkekler, duvarlari yikilmis binalarinin tepesinden alevler parlayan bir sehir veya vucudu kursun delikleri icerisinde hastane sedyesinde doktorun onunla ilgilenmesini bekleyen yasitim cocuklar. lubnan ic savasi'nin sipa press icin calisan savas muhabirlerince belgelenmis kitabiydi beni bu kadar korkutan, sayfalarini cevirdikce gozlerimi kapatmama sebebiyet veren. acimasizligin, caresizligin hatta deliligin resmedilmis haliydi. belki de tum savaslar gibi. ve yine tum savaslar gibi bu savasin da gaddar bir kasabi vardi, o da ariel sharon 'dur. ozellikle de filistin multeci kamplari olan sabra ve şatilla'nin katlinde ariel sharon en buyuk sorumludur.

    iste o kitap: http://www.webistan.com/images/livre/livre06.jpg

    ve bazi resimler:
    http://weekly.ahram.org.eg/1998/399/re1.gif
    http://www.evidentia.net/…e_beirut_1982-500x361.jpg
    http://www.sergiovdmfoundation.org/…ges/lebanon.jpg
    http://www.comiteactionpalestine.org/…-victimes.jpg

    ve tabii kim kimdir diye (bkz: ariel sharon)
hesabın var mı? giriş yap