• süreyya sinemasını ilk kez gördüğüm, sinema neymiş öğrendiğim film.
    annem elimden tutup götürmüştü. kayalar küçük ayının annesini öldürünce, ağlamaktan perişan olmuştum. bir çok sahnesi aklıma kazınmış, çocuk aklımla ilk kez bir filmden böylesine etkilenmiştim...
    belki bu sebepten, seneler sonra aklıma geldiğinde içimi fazlasıyla burkmuştur bu film...belki de elimden tutarak sinemaya götürebilecek annemin artık olmamasından...
  • bir sevgi filmi
  • bu muazzam filmin birçok sahnesi hayranlık uyandırmıştır ama bir sahnesi özellikle kaydadeğer. köpekle yavru ayının kavga ederken iplere dolanarak bir şekilde kafa kafaya geldiği sahne. basbaya matematiktir bu sahne ve sinemanın hasıdır. uzun yıllar geçti gerçi, yanlış hatırlıyor olabilirim ama sahnenin ana fikri buydu. neyse, sinemadan yönetmenine derin bir hayranlık duyarak ve sinema konusunda kendimi yeni düşüncelere sevkederek çıktım. arşivliktir.
  • bugün itibariyle, hatta yarım saat sonra, cnbc e'de yayımlanacak olan mükemmel film.
    hatırlarım bu film film festivali kapsamında sinemlara ilk geldiğinde annem ve babam beni de götürmüşlerdi, daha 7 maksimum 8 yaşında filanım herhalde. o en başında anne ayının öldüğü yerde bir ağlamıştım bi ağlamıştım, anneme isyan etmiştim "anne yaa niye öldü yaa anne ayı, şimdi napcak o yavrucağız" diye. sonunda babanın yavruyu kurtardığı yerde de sevincimden ağlamıştım. daha sonra bi sene evvel yine seyrettim bişey değişti mi, hayır yine gözümden yaşlar aktı.
    uzun lafın kısası çok değişik, çok deneysel bir film olmasına rağmen yönetmenin oldukça iyi bir iş çıkardığı bir filmdir, seyredenin gözünden yaşlar akar... öyle sahneleri vardır ki senelerce izleyenin aklından çıkmaz; 7 yaşında seyretmiş olmama rağmen benim aklımdan bi daha hiç çıkmadı...çok büyük bir emek sarfedilmiştir ayrıca bu film için, bir yerde okumuştum bilmem kaç kilometre uzunluğunda film çekilmiş; sonuçta her ne kadar eğitimli olsalar da ayılara rol yaptırmak kolay iş değil...
    herkese tavsiye edilir.
  • şu anda cnbc-e'de gösterilen güzel film. çocukken izleyip akabinde geçirdiğim travmadan dolayı tek bir sahnesini bile görmeye dayanamıyorum. ayıcığa gözüm iliştiği anda salya sümük ağlamak istiyorum. bu filmi izleyen çocuk asla ayı eti yiyemez.
  • ilk defa babamla sinemada seyretmiştim ben bu filmi. o zaman ne etki bıraktıysa on yedi sene sonra bugün de aynı etkiyi bıraktı bende.

    88 doğumluların 17 yaşına geldiklerini hatırlamanın yarattığı depresif etkiyi bir kenara bırakırsak, vahşi bir çerçevede insani addettiğimiz değerlerin aslında o kadar da insana özgü olmayabilecekleri, sevginin ve şevkatin de en az ölüm kadar hayatın bir parçası olabileceği gibi umut dolu mesajlar sokar beynimize.

    öyle her iki üç ayda bir izlemek isteyeceğiniz, tekrar tekrar görmek için can atacağınız cinsten bir film değildir. izleyince haftalar, günler boyunca etkisinden çıkamayacağınız bir film de değildir. ama mutlaka kafanızın bir köşesine kendisine tahsis edilmiş müstakil nöronlarda sinsice varlığını sürdüren, bir gün yeniden canlandırılmayı, kış uykusundan uyandırılmayı bekleyen umut tohumlerı eker. bu umutları yeşertebilecek birileri ile karşılaşacak kadar şanslıysanız güzel, değilseniz feci bir filmdir.
  • türkçe çevirisi ayı olan bu film çocukluk yıllarımdan bu yana asla unutmadığım ve sinema biletlerini hala sakladığım inanılmaz bir filmdir. herkesin bu filmi izlemesini dilerim.
  • minik ayının rüyası, kabusu ve mantar yedikten sonra girdiği tribal hallerin çok tatlı animasyonlar şeklinde verildiği bir filmdir.
  • "serefsiz kaya! annesini oldurdu..."-a holmes, principles of physical geology (london 1982)
  • olağanüstü bir yapım. 1988 de yapılmış olmasa animasyon teknolojisinin kudreti diye yorumlardım bu filmi. filmde doğal hayata o kadar yaklaşıyorsunuz ki; adeta o yaşamın bir parçası gibi hissediyorsunuz 90 dakika boyunca. "ayı postuna girmiş insanlar mı acaba?" diye düşünüyorsunuz. hayır değil. "belgesel niyetine çekilip sonradan araya insanlar eklenmiş" diye düşünüyorsunuz. o da değil. gece gece filmin kamera arkası ve ekstra görüntülerini aramaya girişiyorsunuz bu merakla.

    filmi yönetmen jean-jacques annuaud'un başarısı diye geçiştirmek çok yalın kalır. bu kadar doğallığı ve filmi bir bütün haline getiren eksiksiz görüntüleri yakalayabilmek için önemli bir ekip çalışması gerekir kanısındayım.
hesabın var mı? giriş yap