• güney amerika kıtasının ucuncu buyuk ulkesi olan peru nun baskenti. peru nufusunun yaklasik ucte biri bu kentte yasar. carpik kentlesme konusunda istanbul ile yarisabilecek ender metropollerder biridir.
  • incik cincik muze, katedral vs gezmeyecekseniz, birkac gunun yetip arttigi bu sehirde, yerli halk oldukca yardimsever. fotograf makineleriyle gezdiginizi goren bir cok kisi, aman dikkat edin, cantaniza koyun kullanmadiginizda diye uyariyorlar. haliyle biraz tedirgin etse de, dikkatli olmaya basliyor insan.

    havalimanindan sehre gitmenin en kolay yolu, eger yalniz degilseniz taksi. sadece 15-20 dolara, sehir merkezine veya miraflores adindaki sahil mahallesine gidebilirsiniz. sehirdeki taksiler, taksimetresiz ve pazarlik usulu calisiyor herkes icin. fiyatlar taksiden taksiye 3-5 soles ( 1-2 dolar) oynayabiliyor. pazarlik yapmak gerek.

    sehirdeki dolmuslarin turkiyedekilerden tek farki, bizdekilerden 10-20 yil eski olmasi ve soforlerinin ve muavinlerinin ispanyolca konusmasi. yoksa zerre fark yok. bu minibuslerle sadece 1-2 solese bir yerlere gitmek mumkun ama cok dur kalk yapiyorlar. muavinleri hic susmuyor. dolmus kulturunun, bu birbirinden binlerce kilometre uzak iki ulkede bu kadar benzer evrimlesmis olmalari cok ilginc. yoksa dolmuscular birligi baskanlarindan biri iki ulkeden birine gidip feyz almis olacak degil ya.

    az bucuk ispanyolca bilmeden gezmek, alisveris yapmak epey zor. ingilizce bilen insan sayisi cok cok az. sayilar olsun, bazi basit yer yon kavramlarini en azindan bilmekte fayda var.

    gecekondu mahalleleri, trafikteki korna unsurunun onemi, dolmus sisteminin tipatip benzerlikleri ile insanin agzindan, eee ayni turkiye gibi ifadelerinin cikisi da oldukca fazla oluyor.

    yaninizda mutlaka sabun ve tuvalet kagidi bulundurmaniz gerek bu sehirde dolasirken. zira sehirdeki umumi tuvaletlerin bircogunda, luks olmayan restoranlarin tuvaletlerinde, tuvalet kagidini birakin, sabun bile yok. buna mc donalds tuvalet zinciri de dahil.

    ayakli doviz bozduran kisiler var sehrin koselerinde. kiyafetlerinden anlasiliyor zaten ve guvenilir kisiler. bir nevi belediyenin hizmeti gibi, seyyar piyango saticilari gibi calisiyorlar ve gonul rahatligiyla kullanabilirsiniz. gun itibariylr, 1 dolar, yaklasik 2.85 soles e esit.
  • peru'nun baskenti ve rivayet odur ki, lima kelimesinin kökeni ispanyolca "yemek" anlamina gelen "alima"dan gelmektedir. olaylar söyle gelisir : aylarca bilinmez kitalari kesif için engin denizleri asan ("denizleri as da gel, kurbanin olam.. " pardon) conquistadorlar güney amerikaya ayak bastiklarinda aç ve bitap düsmüslerdir. sicak günesin altinda, bilinmeyen kitanin içlerine dogru ilerlemeye ve ispanyol bayragini tepelere dikme and içen bu kahramanlar günler geçtikçe güçten düserler. artik kök, meyve, kus mus yemekten bikmislardir. derken o zamanlar bir inka sehri olan lima'ya varirlar. gördükleri sey koskocaman bir sehirdir. lakin algida seçicilik midir nedir, bizim elemanlar sadece yeme içme düsündüklerinden de olsa gerek, o anda "alima! alima!" diye bagirmaya baslarlar. gel zaman git zaman "alima" olur "lima"..
  • bu şehirde yaşamış ve sürekli bu şehre uçan biri olarak. başkenttir. trafiği kaos ve çok fazla alternatifi yok. direk falezleri olan ve denizi uçurumlar ile kesen bir şehir.
    nerede yenir bilmezseniz gerçekten saçma fiyata alakasız şeyler yersiniz.anticucho yiyin inkacola için. 7sopas diye mekânda harika çorbalar için. mercado central de ceviche yiyin o tatlı ablalarin elinden ama leche de tigre si bol olsun. rocota rellena yiyin, causa yiyin seversiniz ayrica sokakta haşlanmış bakla ve mısır satılıyor gayet ucuz sağlıklı bastırır açlığınızı.

    plaza de las armas ve civarı tabiki yürümek için ideal. resimler alışveriş yerel tatlar fakat güzel kahveyi miraflores taraflarında için derim.
    kennedy parkından dümdüz denize doğru yürüyün ve varacaginiz yer larcomar isimli harika manzaralı falezlerin üzerine kurulmus avm, kesin görün. kahvenizi alıp manzaranın tadını çıkarın ordan barrancoya da yuruyebilirsiniz.

    barranco denen bolgesi aksamlari çok hoş olur. orayı mutlaka gezin resimler cekilin. fisilti köprüsü ışıltılı oluyor. lomo saltado denen yemegi buralarda yiyin.

    miraflores ve san ısidro bölgesi en top bölge.elciliklerde burada. çok tatlı kafeler parklar var. olival de san isidro parkina gidin. tahminimce kitaya ilk getirilenlerden olan zeytin ağaçlarindan harika bir park.gercekten beğenmezseniz ucak bileti iade.
    güvenlik ile ilgili bir problem yok saçma sapan muhitler var callao gibi oralarla işiniz yok ki. o yüzden bir problemde yok. 6 ay boyunca tam gri bir hava oluyor ve insanı depresif yapıyor fakat insanları sempatik.

    burayı bir üs olarak kullanıp cusco puno arequipa ica gibi yerlere gidebilirsiniz.
    hostel severseniz parque kennedy civarları gayet iyidir.
  • şehir merkezinin kabalık ve çarpık kentleşme ile dolu olduğu, miraflores ve barranco kesimlerinin görülmesi gereken şehir.
  • lima'da gezilecek gorulecek yerler cok sinirli. peru'yu tanimak isteyenler cusco'ya ya da machu picchu'ya gitmeliler.
  • sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacak, sıcak insanlara ve lezzetli yemeklere sahip latin amerika şehri. biraz uzun bir entry olacak umarım tüm tecrübelerimi sıkmadan anlatabilirim.

    öncelikli olarak havaalanından bahsetmek istiyorum. jorge chávez uluslararası havaalanı ilk indiğimde beni epey şaşırttı. madrid'den geldikten sonra havaalanının içini gördüğümde 40 sene geriye gitmiş gibi hissettim. her şey inanılmaz eski ve modası geçmiş gözüktü gözüme. hayatımda bu kadar uzun valiz beklediğim başka bir ülke ve havalimanı hatırlamıyorum. 1 saati aşkın bir süre valizi teslim almayı bekledim. neyseki havaalanı içerisinde internet mevcuttu. pasaport polisleri ise en azından bana denk gelenler güleryüzlüydü.

    havaalanından şehire ulaşım için en mantıklı yol uber. sakın ola benim arkadaşlarım gibi tuzağa düşüp dışarıda aç kurt gibi yolcu kapmayı bekleyen taksi şöförleri ile pazarlık yapmayın. bizim fazladan 50 solesimize çöktü göz göre göre. uber ile ortalama 45-50 soles aralığında miraflores, barranco, san isidro gibi yerleşim yerlerine ulaşabilirsiniz. fakat diğer türlü taksiye bindiğiniz takdirde taksimetre açmıyor ve çamura yatıyorlar. aman dikkat.

    kalacak yer için daha önceki entrylerde belirtildiği gibi barranco, miraflores ya da san isidro gibi üst gelir grubunun yaşadığı yerleri tercih edebilirsiniz. pek çok güzel kafe ve restoran mevcut. ulaşım konusunda da sıkıntı yaşamazsınız. ben şahsen san isidro ile bitişik olan lince'de kaldım güvenlik ve ulaşım bakımından çok rahat ettim. miraflores'te yer alan larcomar alışveriş merkezinden downtown lima'ya kadar uzanan arequipa avenue bence güzel bir referans noktası. bu cadde üzerinde bir yer varsa kalacak yer için tercih edebilirsiniz.

    gezilecek yerler ve mahalleler: öncelikle sırasıyla anlatmak istiyorum. barranco okyanus kenarına kurulu bir bölge. zaten yamaç anlamına geliyor. pek çok turist bu bölgeye geliyor. güzel kafeler, barlar ve restoranlar mevcut. fakat mekanlar özellikle bir vadiye kurulduğu için deniz manzarası pek yok. hoş bir ambiyansı var. barranco'da yer alan tahta köprüden geçerken dilek dileyip köprüyü geçene kadar nefesinizi tutabilirseniz dileğiniz gerçekleşirmiş. bu arada barranco'da yer alan starbucksla bitişik olan heladería speciale isimli mekanın dondurmaları müthiş. passion fruitli dondurma hayatımda yediğim açık ara en güzel dondurmaydı. barranco'da güzel barlar. fakat tam anlamıyla bir night club yok. genelde kafe-bar tarzı herkesin latin müzikleri eşliğinde dans ettiği yerler. sinerjiniz uyuşursa çok eğlenirsiniz.

    miraflores oldukça geniş bir alana yayılıyor. buranın merkezini arequipa caddesi üzerindeki kennedy parkını alabilirsiniz. buluşmalar vs. genelde burada gerçekleştiriliyor. milli maçlar aynı bizdeki gibi burada dev ekran kurularak izleniyor. parkla bitişik oldukça güzel bir kilise var düzenli olarak ayin yapılıyor. şöyle saçma bir şey var park akşam saat 9'da kapanıyordu. bizdeki zabıta benzeri görevliler gelip insanları çıkarıyor ve parkın kapısını kilitliyor. kennedy parkından aşağı doğru sallandığınızda 2 farklı yol var. biri doğrudan en büyük avm olan larcomar'a çıkıyor. deniz kenarı ve oldukça yüksek. mantık olarak viaport'a benziyor diyebilirim keza üstü açık. diğer yoldan aşağı inerseniz ortası kocaman bir spor tesisi olan vadiyi geçip deniz manzaralı bir sahile ineceksiniz. yine oldukça yüksek. iki taraf da sahil yoluyla birbirine bağlanıyor. miraflores bizdeki kadıköy tarzı eski geniş binalardan oluşuyor. benim hoşuma gitti, refah hissediliyor ama öyle aman aman gezilecek bir yer yok. sahilde bol bol yürüyebilirsiniz.

    san isidro bence limanın en lüks semti. genelde lüks iş merkezleri ve elçilikler bulunuyor. yüksek katlı binalar pek çok geneli 3-5 katlı. binaların hemen hemen tümünde elektrikli teller bulunuyor. güvenlik üst düzeyde. san isidro oldukça huzurlu bir yer. ben şahsen evime yakın olduğu için sürekli yürüyordum. fakat ara sokaklarda geceleri sorun olabiliyor. tek takılmamakta fayda var. adamı çizebilirler. san isidro içerisinde çok güzel bir park var. parque el olivar de san ısidro. içerisinde bir sürü zeytin ağacı var, hoş bir mekan. yakınlarında bir golf sahası da var.

    bu üç bölge oldukça güvenli ve her yerde polisler mevcut. benim gözlemlediğim kadarıyla polis teşkilatı birkaç farklı dala ayrılıyor. serenazgo denilen toplum polisi ve adli polis var. kimi polis arabalarının üzerine municipalitad tarzı bir yazı var. ancak inanılmaz fazla polis var. bizim ülkeyi geçmişler hayret ettim. boş sokaklarda bile yeri geliyor memur görüyorsun. maske kısıtlaması varken ellerinde çeşitli defterlerle ceza kesiyorlar. turistlerle anlaşamadıkları için ilişmiyorlar :p o kadar katı olmasına rağmen maske takmadım ve bir sıkıntı yaşamadım. yardımcı oluyorlar ve güler yüzlüler.

    şimdi gelelim downtown lima'ya. burası lima'nın ispanyollar tarafından inşa edilen kısmı. küçük madrid diyorlar keza yapılar oldukça benziyor. plaza san martin ayer, en önemli ikinci meydan. plaza mayor ise en tarihisi ve güzeli bence. downtown lima'yı bol bol yürüyerek keşfedin ancak akşama kalmayın. oldukça tehlikeli oluyor ve cepciler fazla. katedrallerde güzel turlar oluyor ancak hepsi ispanyolca. haricinde çin mahallesine gidebilirsiniz. çin mahallesi de güzel bir deneyim. çok fazla asya kökenli insan yaşıyor peru'da. hediyelikler için uygun seçenekler var.

    şimdi daha küçük mahallelerden bahsedeceğim:

    magdalena del mar: oldukça küçük ve ucuz bir yer. callao ve san miguel'e yakın. yerel pazarları var. lokantalar ucuz. 15 solese süper bir kahvaltı yapabilirsiniz. çok fazla pitbull vs dolaşıyor sokaklarda. burada kalmayın ancak gündüz herhangi bir sıkıntı yaşamazsınız. deniz kenarında.

    chorillos: arabayla geçtim istanbuldaki çingene mahallelerinin dağ yamacına kurulmuş bir versiyonu. oldu da araba bozuldu ya da inmek zorunda kaldınız başınıza her şey gelebilir. ben merak ettiğim için yolu uzatarak girdim içeride 8 arabalık bir polis konvoyuyla karşılaştım. değişik bir deneyimdi.

    san borja/surquillo: fatih koparan'ın çizdiği atatürk grafitisini görmek için gittim. arabasızdım lince'den yürüyerek ulaştım. ara sokakları çok sıkıntılıydı. bir şey yaşamadım ama tedirgin etti. gezip görülecek hiçbir şey yok. gece için tehlike oranı 7/10.

    la victoria: gündüz vakti la victoria'nın tüm sokaklarını yürüdüm, arkadaşlarım oldukça tehlikeli olduğunu söyledi. genelde sokak girişleri demir kapılarla kapatılmış. yalnızca belirli girişlerden güvenlik kontrolünden geçtikten sonra giriş yapabiliyorsunuz. evler kümelenerek komün bir şekilde yaşıyor. gece de arabayla çok fazla gezdim ama bir sorun görmedim. fakat tehlikeli diyorlarsa bir bildikleri vardır. ana cadde üzerinde araç içerisinden çok fazla kapkaç olayı olduğunu söylediler la victoria için. camları kapalı tutmaya özen gösterin.

    callao: bok kokan iğrenç bir ilçe. ama tuhaf bir biçimde lima'daki en temiz plaja sahip bence. la punta bölgesi callao'nun ucunda bir çıkıntı. turistik bir bölge. darıca bayramoğlu'na benziyor haritada. plaj taşlı ve oldukça temiz. ama aşırı soğuk genellikle sisli oluyor. güneşli zamanda yakalamak lazım. callao çok varoş ve sıkıntılı bir mekan. gündüz kırmızı ışıkta beklerken sol tarafımdaki o. evladının biri camsız minibüsüyle ön tamponumu dümdüz edip hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti. yeni arabayla gitmemek lazım. her şey olabilir. gözümün önünde elektrik saati hırsızlığı yapıyorlardı. havaalanı da bu bölgede yer alıyor ama ilçenin farklı farklı bir sürü mahallesi var. her yeri aynı değil.

    trafik: bu ülkede kimse araba sürmeyi bilmiyor. tam bir kaos var. kural vs. hiçbir şey yok. özellikle şehirlerarası yola çıkınca ilk 1 saat şaşkınlığımı atamadım. sollama diye bir şey yok. sıfır şaka. bir aracı geçeceksen sağlıyorsun. ama trafik soldan akıyor. hala anlam veremiyorum. tehlikeli ve gerici.

    lima içerisinde larco müzesi ve pachacamac antik kentini muhakkak ziyaret edin. pachacamac'ta rehber ingilizce bilmiyordu yanınıza ispanyolca bilen bir arkadaş alın. aksi takdirde anlamsızlaşıyor ama görmeye değer. lum - terör müzesi - komple ispanyolca. yine ingilizce-ispanyolca bilen birilerine ihtiyacınız var.

    gelelim yeme içme meselesine. lima'da en keyif aldığım şey ne yiyeceğim diye düşünmemekti. süper seçenekler var. başlıyorum.

    1- lomo saltado: bizdeki et kavurma ve pilavı andırıyor. şef domo saltado tarafından tarifi geliştirilmiş. hemen hemen çoğu lokanta yapıyor ancak tadları fark ediyor. domo saltado adlı orijinal lokantasında yerseniz porsiyonu 32 soles ve oldukça güzel. diğer mekanlarda da az çok fiyatlar benzer.

    2- pollo a la brasa: tavuk çevirme. bildiğiniz tavuk çevirme. 1/4 1/2 ve 1 olarak satılıyor. yanına patates kızartmasını ve sosları dayıyorlar. çok doyurucu. fiyat performans yemeği. fazla yiyince bayıyor. fiyatlar 10 solesten başlayıp 30'a kadar gidiyor. ideali 20 bence.

    3- ceviche: ceviche'nin pek çok farklı türü var. ceviche de pescado, ceviche causa, ceviche mixto etc. hepsi çok güzel. deniz mahsulü seven biriyseniz asla pişman olmazsınız. mixto'da filetonun yanında kalamar, karides, ahtapot da ekleniyor. hiç baymıyor. genelde peru'da insanlar sıcakta, denizde çıkınca vs. yiyorlar. kahvaltıda yiyenler de çok. her türlüsü güzel. genelde tatlı patatesle servis ediliyor.

    4- gine domuzu: domuz değil bir kemirgen türü ancak tadı tavuğa benziyor bence. lima'da genelde kızartılarak yapılırken cusco'da fırınlanarak pişirilir. görünüşü hoş değil ancak tadı fena değil.

    5- anticucho: bildiğimiz yürek şiş. daha önce türkiye'de yediğim için biliyordum. peru'da da çok güzel yapıyorlar. bizdekinden farklı olarak yanında haşlanmış mısırla servis ediliyor. gerçi çoğu yemek haşlanmış mısırla servis ediliyor ama neyse.

    6- kurutulmuş mısır: hemen hemen her mekanda yemek öncesi atıştırmalık olarak servis ediliyor. mısır türü bizdekilere oranla çok büyük ve tuzlu. benim hoşuma gitti.

    7- pisco sour: peru'nun milli içeceği. tuzlu bir içki ve 2 kadehde beni çakırkeyf yapıyor. içerisinde yumurta akı, şeker, lime ve tuz var. pisco'nun tarihsel gelişimi uzun. ilk hali şeffaf ve oldukça sulu. kokteyl halini downtown lima'da yer alan hotel maury'nin barmen'inin denemesiyle alıyor. sansasyon yaratıyor haliyle. lima'da bir yerde pisco içecekseniz bu mutlaka hotel maury'nin barı olsun. açık ara en iyisi ve oldukça nostaljik ve hoş bir ortam var.

    8- cicha: peru'nun bir diğer milli içkisi, ayranı. fakat rengi mor ve siyah mısırdan elde ediliyor. ben seviyorum fakat oldukça tatlı. damak tadı uymayabilir. yemeğin yanına iyi gidiyor.

    9- cusquena: peru'nun milli birası. golden ve black olmak üzere iki farklı versiyonunu gördüm. güzel hafif içimli. üzerinde cusco'nun desenlerini taşıyor.

    en popüler yemek ve içecekler bu şekilde. genelde orta seviye restoranları öneririm. sokak arasında kimi yerlerde hijyen sorunu olabiliyor.

    la lucha'nın hamburgerleri gerçekten çok güzel ve fiyatları da uygun. çoğu yerde şubesi var. siete sopas mükemmel çorbalar yapıyor. önünde her zaman sıra olur. bir akşam caldo de gallina içmenizi öneririm fakat çok aç olmaya gayret edin. içinde tavuk, erişte ve yumurta da var. yanında getirdikleri ekmekler ise şahane.

    astrid y gaston lima'nın en lüks restoranlarından biri. yanlış hatırlamıyorsam 2012'de latin amerika'nın en iyi restoranı seçilmiş. fiyatlar çok pahalı. mutfak sanatlarına özel ilgi duymuyorsanız gitmenizi pek önermem. el hornero barranco ise mükemmel bir steak house. fiyatlar yine yüksek ancak yemekler mükemmel. mekanın tasarımı plaza de toros de acho'dan (lima'nın başkentinde yer alan boğa güreşi arenası) esinlenerek oluşturulmuş. barranco'da tavsiye edeceğim diğer bir mekan süper ucuz, hijyenik ve aşırı lezzetli maki rollar yapan bir yer. ismi marejada barranco. pişman olmazsınız. 20 roll 20 soles civarı.

    genel olarak anlatacaklarım ve deneyimlerim bu şekilde. aklınıza takılan bir şey olursa yardımcı olabilirim :)
  • iş nedeniyle bir hafta kaldığım şehir. herkesin tercih ettiği gibi miraflores ya da baranco bölgesini değil şehir merkezini tercih ettim. ilk iki üç gün o kadar korkuttular ki yazdıkları, halkın konuşmaları vs. miraflores de bulunan alışveriş merkezi dışında bir yerini görmedim. he alışveriş merkezi de güzel, okyanus manzaralı püfür püfür. iki yerli arkadaşın göstermesiyle baranco ve mirafloresi de gördüm bu zaman diliminde. en güvenli dedikleri yer bile size fakir görünecektir zira alışmış olduğumuz modern yapıları yok.

    callao denen bölgesi fabrikaların bulunduğu daha daha eski binalarla karşılaşılan bazı sokaklarının hırsızlar ve katillerin yaşadığı sokaklar olarak ayrıldığı (tamamen müşterimin yalancısıyım ama görüntü ürkütücüydü) sanayi alanında rahat edebileceğiniz bir yer. ancak burada ziyaret ettiğim bir dökümhane de hayatımın en berbat kokusu yüzünden nefes alamadım, kustum ve baygınlık geçiriyordum. böyle iğrenç bir koku ben duymadım. zamanında tuzla deri sanayiinden gelen koku bu kokunun yanında lavanta, vanilya, gül mübarek.

    la victoria bölgesi aşırı tehlikeli dedikleri için gidip görmedim. ancak google mapsden incelediğim kadarıyla demir parmaklıklarla çevrili sokakları var ve bu sokakların başında polisler bekliyor. ilginçti ancak gitmeye cesaret edemedim.

    son günlerde daha önce türkiye de eğitim almış perulu bir kızla tanıştım. ondan sonra her şey değişti. kız bana lima merkezde gezip görebileceğim güvenli olan tüm sokakları gösterdi. inanılmaz güzel heykellerin ve figürlerin olduğu kiliseler gezdim, ki vatikan'ı da görmüş bir insan olarak aşırı etkilendim. en küçük kilisede bile detaylar sizi şaşırtıyor. halk inanılmaz inançlı ağlayanlar isa figürü önünden geçerken haç çıkaranlar. pıtı pıtı fotoğraf çekerken birisi bir şey diyecek diye korkmadım değil.

    ve benim için en efsanesi güney amerikanın en büyük hristiyan etkinliği olan "lord of the miracles" gününe katılmamdı. kardinal tarafından da kutsandıktan sonra bence artık bana karada ölüm yok. zaten gittiğim ülkelerde eğer önemli bir dini figür merkez var ise elimden geldiğince ziyaret etmeye çalışıyorum.

    yemek olarak ceviche balık yedim. bence lezzetliydi ancak 3-4 gün üstüste yiyince insan artık bıkıyor. mısırları kocaman ancak bence keşke türkiye'de olsa bira yanında efsane oluyor. inanılmaz bir mısır ve patates bolluğu var. bizim tavuk çevirme burada çok meşhur ancak bizdeki gibi bıldırcın kıvamında tavuklar değil dana gibi tavuklar var. 1/4,1/2 ya da bütün olarak sipariş edebiliyorsunuz.

    içeçek olarak pisco buranın vodkası gibi ancak kokteyl olarak içiliyor. pisco sour en meşhuru, limon, tarçın, şeker ve yumurta akı ile yapılıyor. eccük sert bir içki. biraları güzel ancak 30 luk geliyor. ayrıca alkol sevmiyorsanız coca cola nın buraya özel ürettiği inka cola var. tadı bizim frukolara benziyor rengi sarı. chicha, mor mısır suyu. tadı tatlı değişik bir şey, denenebilir ancak ben çok haz almadım.

    tatlı olarak tam çevrimi iç çeken lima kadını olan suspiro limeño tatlısı var, bildiğimiz süt reçeli. mazamorramorra var bu chicha da kullanılan mısırın çikolatamsı bir hale getirilmiş şekli. tri leçe burada da meşhur ancak ben tadını beğenmedim. sütlaça benzer bir tatlıları var ancak bizim sütlaç buna bin basar.

    eğer giderseniz kendinize dikkat edin ancak lütfen ama lütfen en azından belli başlı şeyleri konuşabilecek kadar ispanyolca bilerek gidin zira 100 kişiden 95 i ingilizce bilmiyor.

    para birimi soles, bir dolar 3,36 soles, bir soles 1,7 tl idi ben dönerken. halkı fakir diye ucuz zannetmeyin ancak çok da pahalı olmayan yerler var. ben iş icabı genelde iyi yerlerde olduğum için net ucuz diyemem.

    bir de son olarak insanlar deli gibi hükümeti eleştiriyor, her gün eylem yapıyor ancak bir hır gür çıkaran polis görmedim. 3 gün çöpçüler adalet binasının önünde eylem yaptı karşılarındaki askerler kafalarını kaldırıp ilgilenmediler bile.
  • bütün dükkanların parmaklıklarla kapalı olduğu, alışveriş yapabilmeniz için öncelikle mağaza sahiplerinin uzaktan size şöyle bi bakıp tipinizi beğenmeleri ve içeri davet etmeleri gereken, herkesin sokağa silahla çıktığı bir şehir (imiş)
  • pis ve boktan şehir. ayrıca yemekleri çok övülmesine rağmen kesinlikle ciudad de mexico'dan daha iyi değil. güney amerika'yı keşfe çıkıyorsanız sadece machu pichu için şöyle bir uğransa yeterli olur.

    tabii tüm bunlar 3-4 günlük deneyimle yazılıyor. çok kalan, şehrin iyi yerlerini daha çok keşfeden arkadaşlardan ayar üstüne ayar gelse gıkımı çıkarmam.
hesabın var mı? giriş yap