39 entry daha
  • iş nedeniyle bir hafta kaldığım şehir. herkesin tercih ettiği gibi miraflores ya da baranco bölgesini değil şehir merkezini tercih ettim. ilk iki üç gün o kadar korkuttular ki yazdıkları, halkın konuşmaları vs. miraflores de bulunan alışveriş merkezi dışında bir yerini görmedim. he alışveriş merkezi de güzel, okyanus manzaralı püfür püfür. iki yerli arkadaşın göstermesiyle baranco ve mirafloresi de gördüm bu zaman diliminde. en güvenli dedikleri yer bile size fakir görünecektir zira alışmış olduğumuz modern yapıları yok.

    callao denen bölgesi fabrikaların bulunduğu daha daha eski binalarla karşılaşılan bazı sokaklarının hırsızlar ve katillerin yaşadığı sokaklar olarak ayrıldığı (tamamen müşterimin yalancısıyım ama görüntü ürkütücüydü) sanayi alanında rahat edebileceğiniz bir yer. ancak burada ziyaret ettiğim bir dökümhane de hayatımın en berbat kokusu yüzünden nefes alamadım, kustum ve baygınlık geçiriyordum. böyle iğrenç bir koku ben duymadım. zamanında tuzla deri sanayiinden gelen koku bu kokunun yanında lavanta, vanilya, gül mübarek.

    la victoria bölgesi aşırı tehlikeli dedikleri için gidip görmedim. ancak google mapsden incelediğim kadarıyla demir parmaklıklarla çevrili sokakları var ve bu sokakların başında polisler bekliyor. ilginçti ancak gitmeye cesaret edemedim.

    son günlerde daha önce türkiye de eğitim almış perulu bir kızla tanıştım. ondan sonra her şey değişti. kız bana lima merkezde gezip görebileceğim güvenli olan tüm sokakları gösterdi. inanılmaz güzel heykellerin ve figürlerin olduğu kiliseler gezdim, ki vatikan'ı da görmüş bir insan olarak aşırı etkilendim. en küçük kilisede bile detaylar sizi şaşırtıyor. halk inanılmaz inançlı ağlayanlar isa figürü önünden geçerken haç çıkaranlar. pıtı pıtı fotoğraf çekerken birisi bir şey diyecek diye korkmadım değil.

    ve benim için en efsanesi güney amerikanın en büyük hristiyan etkinliği olan "lord of the miracles" gününe katılmamdı. kardinal tarafından da kutsandıktan sonra bence artık bana karada ölüm yok. zaten gittiğim ülkelerde eğer önemli bir dini figür merkez var ise elimden geldiğince ziyaret etmeye çalışıyorum.

    yemek olarak ceviche balık yedim. bence lezzetliydi ancak 3-4 gün üstüste yiyince insan artık bıkıyor. mısırları kocaman ancak bence keşke türkiye'de olsa bira yanında efsane oluyor. inanılmaz bir mısır ve patates bolluğu var. bizim tavuk çevirme burada çok meşhur ancak bizdeki gibi bıldırcın kıvamında tavuklar değil dana gibi tavuklar var. 1/4,1/2 ya da bütün olarak sipariş edebiliyorsunuz.

    içeçek olarak pisco buranın vodkası gibi ancak kokteyl olarak içiliyor. pisco sour en meşhuru, limon, tarçın, şeker ve yumurta akı ile yapılıyor. eccük sert bir içki. biraları güzel ancak 30 luk geliyor. ayrıca alkol sevmiyorsanız coca cola nın buraya özel ürettiği inka cola var. tadı bizim frukolara benziyor rengi sarı. chicha, mor mısır suyu. tadı tatlı değişik bir şey, denenebilir ancak ben çok haz almadım.

    tatlı olarak tam çevrimi iç çeken lima kadını olan suspiro limeño tatlısı var, bildiğimiz süt reçeli. mazamorramorra var bu chicha da kullanılan mısırın çikolatamsı bir hale getirilmiş şekli. tri leçe burada da meşhur ancak ben tadını beğenmedim. sütlaça benzer bir tatlıları var ancak bizim sütlaç buna bin basar.

    eğer giderseniz kendinize dikkat edin ancak lütfen ama lütfen en azından belli başlı şeyleri konuşabilecek kadar ispanyolca bilerek gidin zira 100 kişiden 95 i ingilizce bilmiyor.

    para birimi soles, bir dolar 3,36 soles, bir soles 1,7 tl idi ben dönerken. halkı fakir diye ucuz zannetmeyin ancak çok da pahalı olmayan yerler var. ben iş icabı genelde iyi yerlerde olduğum için net ucuz diyemem.

    bir de son olarak insanlar deli gibi hükümeti eleştiriyor, her gün eylem yapıyor ancak bir hır gür çıkaran polis görmedim. 3 gün çöpçüler adalet binasının önünde eylem yaptı karşılarındaki askerler kafalarını kaldırıp ilgilenmediler bile.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap