• thomas lavuk edison'a* servet kazandırmıştır bu film!

    peki ama nasıl? georges melies, vatanı fransa'da filmini bitirir ve amerika'da da pazarlayıp voliyi vurma hesapları yapar. ancak thomas edison belki de tarihteki ilk korsan kopyalama olayını gerçekleştirir ve melies daha amerika'ya filmin premieri?! için ayak basmadan haftalar önce filmi yurt sathında oynatıp paraya koşar, servet yapar. melies ise birkaç yıl içinde sefalete düşmüştür.
  • geoges melies emminin evladiyelik tarihsel çalışmasıdır.

    ay'a uyduruk bir kapsülle fırlatılan gökbilimcilerin gidişleri, ay'ın gözüne saplanışları ve ay'daki kabileyle mücadele edişleri kadar ilginç olan bir bölüm de "dünyaya dönüş" biçimleridir.

    şimdi bu dedeler ay'a vardıklarında kainatın varlıklarını kızdırıp, ay'ın sakinleri tarafından esir alınırlar ama ben, kahramanlarımızın nasıl kurtulacaklarını değil de dünyaya nasıl dönecekleriyle ilgili ciddi ciddi kaygı duydum o dakikalarda. neyse ki melies'in dahiyane cevabıyla karşı karşıya kalmam uzun sürmedi:

    gökbilimcilerimiz kapsulü ay'ın kenarına (uçurum kenarı gibi bir yer!!) taşırlar ve başkanları yardımıyla boşluktan aşağıya bırakırlar. gökbilimcilerin başkanı olan prof. barbenfouillis -ki filmde melies'in ta kendisidir- kapsulün ucundaki ipe asılarak boşluğa düşmesini sağlamak için dışarda kalır üstelik. başkan olmak kolay değildir çünkü, sorumluluk ister... aksiyon burada bitmez, son anda kapsulün arkasına bir darbede yok edilen selenitlerden biri de yapışıvermiştir.

    neyse ki finalde kapsulümüz boşluktan aşağıya doğru, ipin ucuna asılan başkanın gücüyle hızla yol alır ve yeryüzüne ulaşarak denize düşer.. balıkların şaşkın bakışları arasında içindeki hava sayesinde de hemencecik yüzeye çıkar. başkan ve arkadaşları da böylece bir vapurun çekiştirmesiyle kendilerini alkışlarla karşılayan kalabalığın olduğu limana doğru ilerlerler...

    her anlamda eşsiz bir proje...
  • 1902 yılında çevrilmiş bir film. ilk bilim kurgu filmi olması açısından önemlidir (imho)
    roketin, ayın gözüne girdiği sahneyi ise sanırım görmeyen yoktur.
  • 1902 yılında çekilmiş olmasına rağmen efektleri ile, astronot fehmi veya turist ömer uzay yolunda filmleri ile her türlü kapışır. dünyayı kurtaran adamı kaale bile almıyorum.
  • ilk kurmaca filmlerden birisidir.. melies bu filmle anlatim butunlugunu saglamistir.. bu filmde ayrica pan ya da tilt'e basvurulmamistir..

    --- spoiler ---
    ayin gozune roketin saplanmasindan cok, semsiye'nin mantara donustugu sahne bence daha dikkate degerdir..
    --- spoiler ---
  • filmin en başında bilim kongresindekilere aya gitme fikrini sunan profesör barbenfouillis rolündeki kişi filmin yönetmeni olan georges méliés'in ta kendisidir. ayrıca méliés bu filminde sadece yönetmenlik yapmakla kalmayıp senarist, oyuncu, yapımcı, dekor-kostüm tasarımcısı ve görüntü yönetmeni olarak da yer almıştır. 20. yüzyıl bilimkurgu tarihi için bir ilk olarak da adlandırılabilir bu film. kendisinden sonra gelecek nesllilere; teknik ve fikir açısından öncülük yapmıştır.
  • olmeden once gormeniz gereken 1001 film'den 1.'si (kronolojik sıra ile). ilginçtir, çekimi olsun, anlattığı hikayesi olsun, efektleri olsun... güzeldir izlenmeye değer.
  • fantasik kurgu türünün ilk örneği olmasıyla beraber şöyle ilklere de imza atmıştır;

    ilk konulu film.
    ilk seyirlik film.
    ilk dekor kullanılan film.
    ilk oyuncu kullanılan film.

    uzaylıların bir baston darbesiyle yok olması,şemsiyenin mantara dönüşmesi, ayın gözüne giren roket sahneleriyle ünlüdür.
  • georges méliès'in 1902 tarihli, dünyanın en ünlü kısa filmleri arasında yer alan, 15 dakikalık filminin adıdır. en önemli sahnesi ayın gözüne roketin saplandığı sahnedir ve film hileleri adına bir yaratıcılık örneğidir.

    le voyage dans la lune veya a trip to the moon isimleriyle de bilinir.
  • sinema tarihine yön veren filmlerdenmiş, bu bile izlenmesi için sebep oluşturuyor, zaten fazla uzatmadan da bitiyor. 100 sene öncesinde aya, uzay yolculuğuna nasıl bir akış açısı varmış onu da gösteriyor. figüranların taklaları, toz bulutu olup havaya uçuşmaları filan keyifli ayrıntılar hep, bir de bu sessiz filmlerdeki klasik müzik seçimlerinin kattığı gerilim dozu filan günümüz korku filmlerine her daim basar, onu da belirtmeden geçmeyeyim.

    http://www.youtube.com/watch?v=7jdaoow0mee
hesabın var mı? giriş yap