• yapılagelmiş en berbat türkfilmlerinden biridir heralde. marslıların soyu tükenmektedir ve buna bir dur demek için de dünyadan fehmi'yi kaçırırlar. sözde uzay mekiği olan bi yerde fehmi marslılara soylarını devam ettirebilmeleri için büyük yardımlarda bulunur. filmin en rezil yeri ise fehmi'nin marslılardan kurufasülye istediği sahnedir. kurufasülyesini afiyetle yiyen fehmi'ye rehavet çöker ve uyku pozisyonuna girer. fakat bağırsakları müthiş bi tempoyla çalışmaktadır. bunun sonucu olarak fehmi uyurken bi yandan zort zort osurmaya başlar. mekiğin süper teknolojik bilgisayar sistemi bilinmeyen ve tanımlanamayan bi gazla karşılaşır ve hemen alarma geçer. fehmi'nin ise bi boktan haberi yoktur, mışıl mışıl ve zort zort uyumaktadır. uyandıktan sonra fehmi dünyaya dönmek ister ama nasıl olduysa marstan dünyaya doğru düşüşe geçer. bunun üzerine almanyasından fransasına abdsine kadar bütün dünya harekete geçer, dünyaya hızla yaklaşmakta olan bu cismin ne olduğunu çözmeye çalışırlar. fakat en can alıcı nokta bu sırada heralde 2. dünya savaşından fln kalma eski çekimlerin gösterilmesidir. uçaklar jetler havalanır, ordular oluşturulur. filmi gerçekçi kılmak adına içine mıçılmıştır. tam bi fiyasko..
  • aydemir akbaş'ın karıların koynundan kebap yemek için dünyaya ışınlanmak istediği sahneyle türk erkeğinin uçkur ve mide arasındaki bağlantısının farkında olmadan altının çizildiği abuk film.
  • film de amerikalıları, rusları... canlandıran tipleri görünce gülmekten ölünen film. bir de fehmi'nin sürekli mars'a dünya'ya ışınlanması vardır. izlenesi gülünesi film.
  • seks unsurunu di$ari koyun, gercekten ba$arili bir absurd komedi filmi.
  • naki yurter tarafından yönetilmiş 1978 tarihli film. senaryosu ise recep filiz, ışık toraman ve aydemir akbaş tarafından yazılmıştır.

    başrollerinde de aydemir akbaş, necla fide, karaca kaan, yüksel gözen, nilgün ceylan ve meltem ışık bulunuyor.
  • bir bilim kurgusuzluk şaheseri. oduncu gömlek giymiş amerikan başkanının pembe alarm emri vermesiyle bünyelerde kalıcı hasara yol açmış bir filmdir.
  • http://alkislarlayasiyorum.com/…cihi-de-turk-erkegi
    http://alkislarlayasiyorum.com/…akbas---pembe-alarm

    seyrettikçe hala güldüğüm filmdir. yeminle eskiden daha güzel filmler yapılıyormuş eksikliklere rağmen. benim için kült filmlerin başında gelir. aydemir akbaş'ın bu filmde olması filmin kült olmasında büyük rol oynar.
  • (bkz: pompacının galaksi rehberi)

    mars’ta yaşayanların nesli tükenmek üzere. marslı kadınlar tüm evrende kendileri hamile bırakacak erkekler arıyorlar. fezadan gelen kadınlar aradıklarını nihayet bizim gezegenimizde buluyorlar: fehmi. vakit kaybetmeden adamımızı gezegenlerine ışınlıyorlar. memur fehmi bir anda anadan üryan kadınlar arasında buluyor kendini. fehmi, galyalı asteriks gibi işe koyuluyor. tek fark onun “türk’ün gücü” kanıtlamak için kazanda kaynatılmış bir iksire ihtiyacı yok.

    bizim gariban fehmi’nin rüyası ancak canı kuru fasulye çekince çatırdamaya başlar. yemek diye önüne bir iki hap konmuştur çünkü. kendi gezegeninde teknolojiden bunalan fehmi, burada da aynı kayaya çarpmıştır.

    (rastlantıya bakın ki, tüberküloz teşhisiyle yatırıldığı sanatoryumdan kovulan akbaş neyle suçlanmıştır biliyor musunuz: sözde hastanedeki pilavı amerikan pirincinden yapılmış olması sebebiyle yemeği reddetmiştir, apaçık ortadır ki sosyalisttir. “yok,” diyor kendisi, “diğer hastalar protesto yürüyüşü yaptılar amerikan pirinci yemeyin diye ama ben taraf olmadım.”)

    1978 tarihli astronot fehmi filmi erotikten çok sulu zırtlak seks sahnelerini çıkartırsanız, acemice ve farkında olmadan yapılmış naif bir sosyal taşlama aslında. tıpkı akbaş’ın pek çok diğer filmi gibi. dönemin gariban vatandaşının teknoloji karşısındaki yabancılaşmasının yanında, dar gelirli vatandaşın fantezilerini ve komplekslerini yansıtır. ama hayat bize göstermiştir ki: şehvet aşktan da kısa sürer ve kuru fasulye feci gaz yapar. fehmi hevesini aldıktan sonra ne yapar ne eder marslı hurilere kuru fasulyeyi buldurtur. yemeğin ardından da beklenen bağırsak hamlesini gerçekleştirir ve sıkışmış metan gazını salıverir. geminin gelişmiş teknoloji ürünü bilgisayarı bu gelişmemişlik karşısında bağırmaya başlar: “bilinmeyen gaz, bilinmeyen gaz, kırmızı alarm.” fehmi endişeye mahal olmadığını şu sözlerle ifade eder: “ossuruk lenn, ossuruk.”

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap