• black then white are all i see in my infancy
    red and yellow then came to be, reaching out to me
    lets me see there is so much more and
    beckons me to look through these infinite possibilities

    kısmından maynard'ın çocukken beşiktaşlı olduğu ama büyüyünce doğru yolu seçerek galatasaray taraftarlığına geçtiği anlaşılabilir. işte bu kadar derin bir şarkıdır lateralus.
  • hakkında kitaplar yazılabilecek bu albümün sembolizmi kusursuzdur. albümün en büyük özelliği, şarkı sözlerinden albüm kapağına dek her öğesinin birbiriyle olan bağlantısıdır. albüm kapağının şeffaflığı ayn sof çağrışımlıdır. ayn sof, kabala'da hiçlik, sonsuzluktur. tanrı, geri çeklime evresinden önce bu sonsuz hiçlik içinde yaratım için yer açar. ayn sof tam manasıyla hiçlik de değildir aslında. insan zihninin tanımlayamayacağı bir duruma isimdir. albüm kapağı, yaratımı sembolize edercesine şeffaftır. ''hiç''tir.

    kapağın tam ortasında ise adam kadmon yer alır. adam kadmon, bizim bildiğimiz adem değildir. insan-ı kamildir. insan formunda tanrının dışsallaşmasının bir ürünüdür. tanrı, evreni yaratmak üzre ilk üç kapı - lateralis'te envelope olarak geçer- kendi sonsuz ışığını sınırlarken tüm evreni aslında insan-ı kamil formundan yaratır. aslında tüm evren, bir insan formundadır. aslında insan, makrokosmos ve mikrokosmosun da ötesinde tektir. tüm yaratılışın simgesidir. bu kamil insan varedilen ilk üç kabın ışığı ağzına kadar doldurmasının ardından geriye kalan 7 kap, daha aşağılarda yer alan bu 7 kap, tanrının ışığını kaldıramaz. kaplar kırılır. (bkz: kapların kırılması) bu, kaotik evrenin varedilmesine ve kötülüğün doğmasına yol açar. kaplar kırıldığı anda, kamil insan ruhani bir varlıktan, etten kemikten bir varlığa dönüşür. ısaac luria, yazdığı luria kabalasında bu durumu açıklamıştır. tüm kötülük ortaya saçılırken kırılan kapların içinde hala ışık vardır. tıpkı pandora'nın kutusunda olduğu gibi.

    albüm kapağına daha sayfaları çevirmeden bakarsanız, hemen arkada da zaten kapları görebilirsiniz. metatron'un küresine benzer biçimiyle sefhirot karşınızdadır. adam kadmon'u tüm gözleriyle çevreleyen tanrı, adam kadmon'u hem sınırlayan hem de sonsuzlaştırandır. bundan sonra, adam kadmon, etiyle, kemiğiyle, ancak en önemlisi zihniyle başbaşadır. büyük savaş başlamıştır. kırılan kaplardan saçılan tüm zerreler tekrar kaplara geri döndürülmelidir. saçılan zerreler, iyilik, kaplara ancak adam kadmon'un soyuyla yani diğer kamil insanlarla geri döndürülebilir. tiferet'ten yükselen kundalini yılanı insan'ın omurgasını spiraller çizerek oluşturur. lateralis'te de aynen dendiği gibi, spiral out. yani dışsallaş. saçıl. saçılmaya karşılık insan da saçılarak ve rastgele ortalığa dökülen bu zerrelere temas edebilmek için insan da spiral çizmelidir. saçılmalıdır. sonsuz gücünü, kendiliğindenlikten alır.

    albüm kapağındaki insan, işte bu nedenle eti kemiği, organları ancak zihninde tanrı yazan beyniyle resmedilmiştir. insan, hemen arkasındaki hayat ağacının kaplarıyla ikiye ayrılmıştır siyah ve beyaz. - black and white are, all ı see, in my infancy-. insan doğduğu andan itibaren bu mücadelenin ortasına düşer. tek bildiği siyah ve beyazdır. diğer renkler saçılmıştır. bunları deneyimlemesi için siyah ve beyazın içinden geçmelidir. kötülük ve iyiliğin sonsuz savaşına katılmalıdır.

    iki sayfa daha çevirdiğiniz zaman adam kadmon'un tam boynunun bittiği yerde, ağzının arkasında ensesine simetrik olarak daath yer alır. daath 11. sefirah olarak adlandırılır ancak bazıları bunu kabul etmez. tiferet ile kether arasındaki çizgi ile hokmah ile binah arasındaki çizginin tam kesiştiği yerdedir. sonsuz bilgeliktir. daath'a ulaşmak, kimilerince nirvanaya ulaşmak, bir insanın erişebileceği en yüksek kademedir. daath, insanın görmeye asla tahammül edemeyeceği şeyleri görmesine, diğer 4 alemden ve hayat ağacının dallarının taştığı 4 alemdeki tüm varlıklara ulaşabilmeyi ve görünmeyeni görmeyi sağlar. daath, korkunç ve sonsuz güzel olandır. daath'ın tam ortasında yine sefirot karşımızdadır. 10 küresi ve 22 ışınımıyla.

    http://www.earthhouse.com/…ages/inst_karma/tool.jpg

    içiçe geçmiş tüm ışınımlar ve yansımalar daath'tadır. kusursuz çemberin içine yerleşmiş olan eşit kenarlı beşgen tüm evrenin kaplarını tutar. tüm geometrinin bir özetidir bu. (bkz: pisagor). pisagor teoremleriyle, kabalanın, her harfin ve her rakamın içindeki sırla evrenin varoluşunu anlama çabası olduğu gerçeği birbiriyle örtüşür. platon'un da ders verdiği yerin kapısına yazdığı gibi; geometri bilmeyen içeri giremez. yani, geometrik devinimler ve şekiller, evrenin özüdür. ibrani alfabesinin 22 alfabesi, 22 ışınımla sembolize edilirken kürenin yani kabın içindeki sır da açığa çıkar.

    evren saçılan bu zerrelerle sonsuz olasılıklar içerir. -infinite possibilities-. kircher, yazdığı ars magna sciendi'de birbirine tamamen simetrik dokuzar noktayı karşılıklı yerleştirir ve bu noktalar arasındaki tüm birleşimleri oluşturur. karşımıza bakın ne çıkar;

    http://images.google.com.tr/…iendi&gbv=2&hl=tr&sa=g

    spiraller..bu resim, evrendeki sonsuz olasılığın ve evrende yer alan tüm zerrelerin birbiriyle bağlantılı olduğunu kanıtlar. varlığın sonsuz kombinasyonlarla birbirine bağlı olduğu açıktır. spiral, tüm bu olasılıklar sonsuzluğunda çizilebilecek olan tek yoldur. ancak kamil insan erginlenmelidir. yani altın olmalıdır. yani sarı. -red and yellow then came to be- . insanın kamilleşmesi sürecinde ruh, simyanın sembolizmiyle sarıya yani altına dönüşmedikçe gerçeği göremez. insan, kapların doğasını onlara dokunmadıkça, onları itip çekmedikçe anlayamaz.-push the envelope-. bu gerçekleştirten sonra spiral hareket gerçekleşir. - watch it bend-.

    insan inzivaya çekilr. düşünür. -overthinking overanalyzing-. işte bu ancak bedenin içindeki daath'ı harekete geçirebilmenin ilk adımıdır. böylece zihin bedensellikten uzaklaşır. insan geldiği yere şaşırır. aydınlanışına hayret eder ancak gerçek karşısındadır. -withering my intuition-

    insan işte bu nedenle tanrısaldır. -swing on the spiral of our divinity-, ancak insan hala insandır çünkü bir bedenin içindedir. -still be a human-. insan, tüm ruhsal muhteşemliğine rağmen, bedeninin içinde kısılı kaldığı için hala insan olarak kalır.

    10 kap, sephirot, insan bedenini sembolize eder aynı zamanda. son sephira, malkuth ayakları temsil ederken insan toprağı yani evrenin en gerçek, en bedensel elementini tadar. krallık tamamlanır böylece. saçılma devam eder. zaten albüm kapağının en arkasında yer alan saçılan küreler de spiral biçimde 4 aleme yol alır. evrenin anahtarına. orada birleşirler ve manyetik güçlere benzer biçimde birbirilerine karışır dururlar. ancak insan spiral hareketin içinde olmalıdır. işte o nedenle spiral out. işte o nedenle devam etmek zorundadır. x
  • kaballah ogretileri ve yine fibonacci dizilerine uyarak yazilan bu besteye yasam agaci ve oldukca varolussal kaygi tasiyan sozler giydirilmistir. sorularimiz sunlardi: "kimiz, neredeyiz, neden buradayiz, ne oluyoruz?"

    cok dusunmek, analiz etmek vucudu akildan ayirir diyerek bati felsefesinin kritigi ve dusunceyi her seyin ustunde tutmasinin kisinin kendi tinsel varligina ulasabilmekte engelleyici oldugu vurgulanmak isteniyor. oysa kisinin tinselligine kavusmasinda gerekli olan sey dusunceden arinmaktir. an'a odaklanip oze bakabilmektir ve ozun asil goturecegi yerleri kesfetmektir. - spiral out, keep going.

    kesif. "gizli sakli ya da bilinmeyen bir seyi bulmak". bilinen sinirlarimizin ardinda "gizli sakli" olan tinsel alan, sadece bize ait ve bizim kesfetmemiz icin var. orda kaybol, vecd ol, orasi senin. ne gelirse, ne kadar buyuk olursa olsun, kucaklamaktan cekinme. dusuncenin olmadigi yerde niyet yoktur, niyet yoksa "kotuluk" de yoktur. orasi senin, ve yapman gereken tek sey gidecegin yeri takip etmek. gidecegin yere daha once kimse gitmedi ve senden baska kimse gitmeyecek. bunun keyfini cikar. sen orada sadece bir kimsesin.

    bu yolculugun; bosbogazlik, kapital ve pragmatik durtuler ve basari hirsiyla ele gecirilmis benligimizi ozgur kilmakta, asil ihtiyac duyulan varolussal sorulara cevap bulmakta gerekli oldugu anlatilmis velhasil.

    "and following our will and wind we may just go where no one’s been
    we’ll ride the spiral to the end and may just go where no one’s been
    spiral out
    keep going"

    donelim.. gidelim. donelim. donelim ve gorelim dondugumuz yerde miyiz?*
  • tool abilerin ilk kuruldukları günden bu güne dek yaratmış oldukları toplam 50 adet stüdyo kaydı içerisinde, biz tool-severlerin «tool'u seviyoruz!» derken duyduğumuz sevgiyi dayandırdığımız "renaissance man"-vari donanımı en kusursuz ve en saf haliyle yansıtan yaklaşık on dakikalık bir kayıt.

    bunun yanı sıra, bu on dakikanın içinde bulunduğu yaklaşık seksen dakikalık albüm de, tool'un yapageldiği en komple albümdür. («ama "aenima"? ama "10.000 days"?» diye sorduğunuzu duyar gibiyim fakat üzgünüm; "aenima"yı o denli olmasa da "10.000 days"i ben de delicesine seviyorum ama tool diskografisinde yalnızca bir tane "the grudge", bir tane "schism", bir tane "parabol/parabola", bir tane "reflection" ve bir tane "lateralus the song" var ve bunların hepsi de "lateralus the album"ün içinde.)

    kendisinden yekpare bir varlıkmış gibi bahis açtığım tool'u bir "rönesans adamı" kılan özelliklerin 10 dakikalık bir özeti olan "lateralus"te şunlar var mesela:

    matematik: (bkz: fibonacci serisi)

    sözlerin ve bateri yürüyüşünün dillere destan olmuş fibonacci-vari yapısı. «black / then / white are / all i see / in my in-fan-cy» şeklinde ilerleyen sözlerini «1 / 1 / 2 / 3 / 5» şeklinde kodlayıp bunu bir de enstrümantal boyuta taşıyorsun ve akıllara leonardo da vinci falan geliveriyor.

    felsefe: (bkz: düalizm)

    hem doğu hem de batı felsefesinde kendisine mutlaka ve mutlaka yer bulmuş olan düalizm'i "lateralus"te «overthinking, overanalyzing separates the body from the mind» mısrasında rastlıyoruz. burada düalizm'in başat ikilemi olan "beden"-"akıl" savaşına değinen tool, "deli"yi "deha" ile yan yana koyuyor.

    metafizik: (bkz: divinity of mankind)

    «to swing on the spiral of our divinity and still be a human.» mısrasıyla tool, insanın fani fiziki varoluşunda sonsuz metafizik spiraller işaret ederek içsel felsefesine beşinci boyutu da ekliyor.

    psikoloji: (bkz: will/istenç)

    özellikle 19. yüzyılda arthur schopenhauer ve friedrich nietzsche'de şiddetle tartışılmaya başlanan ve sigmund freud'un psikanalitik yaklaşımı ile psikolojiye taşınan "will" kavramı, "lateralus"te kendisine «following our will and wind, we may just go where no one's been.» mısrasıyla vurgulanan «aslolan yaşamak; kendini spiralin kıvrılışına bırak» anlayışında yer buluyor.

    ki bunlar yalnızca şarkı olan "lateralus"ten bir bakışta çıkarılabilenler. bunun daha "parabola"sı var, "schism"i var... fakat fazla düşünmek ve fazla çözümlemek akıl ile bedeni birbirinden ayıracağından...
  • yaklaşık 3 saattir bilgisayar başında beni kitleyen, aklımda uçuşan milyonlarca imgeyi hareket halinde tutup beni bir yazı yazmaktan alıkoyan albüm. albüm değil, başka bir şey.

    müzisyenler müzik tarihine çeşitli dönemlerde büyük etki yapacak ve çok şey değiştirecek eseler bırakmışlardır. the beatles'ın sgt. pepper'ı ya da nirvana'nın nervermind'ı gibi. bazı albümler ise inkar edilemez bir insan topluluğunun takdirini kazanır. metallica'nın master of puppets'ı, dream theater'ın scenes from a memory'si, led zeppelin'in ... ... bütün albümleri gibi *. bazı insanların en sevdikleri albümlerdir, hayatlarına yön vermiştir, grup elemanlarının yeteneklerinin doruk noktası kabul edilir vs.

    fakat bu albüm, bu lateralus denen eşşek sıpası, bir albümden ötedir, insanı etkilemenin, onun hayatına yön vermenin dışında, onu akıl almaz düşüncelere sevk edebilir. insanın algısının kapılarını açar, milyonlarca yeni kapı gösterir, kalp atışlarını hızlandırır, heyecanlandırır, insanoğlunun bıçağı yarattıktan veya ilk kez kin* besledikten günümüze kadar yarattığı fiziksel ya da tinsel her türlü gereksiz nesne, duygu, düşünce ve kurumdan hala kurtulabileceğini, insanın çok daha engin ve sonsuz bir varlık olduğunu hatırlatmaya çalışır.*

    komedyen george carlin, insanoğlunun intihar, cinayet, suikast, soykırım, işkence, kurban etme, yamyamlık ve nekrofili gibi (kendi deyişiyle) "güzel" özelliklerinden bahsettikten sonra "sonra da acaba neden uzaylılar dünyamıza gelip de bize merhaba demiyorlar diye düşünürüz" der. yıllardır uzaylılarla iletişim kurmak için boşluğa gönderilen kapsüllerde mozart, beethoven ya da klasik dışında çeşitli müzik türlerinin bulunduğu geyiği dönmüştür. lateralus'u bu küçük yeşil adamlarla iletişim kurmak için göndersek, belki içimizde hala bir umut ve iyiliğin olduğunu görebilirler. gerçi "aa olm bak bizim oğlanların albümünü göndermişler" deseler pek de şaşırmam.

    yazmak istiyorum, sayfalarca... ama kelimeler kifayetsiz kalıyor. anladığınız gibi, "bir derde düştüm". *

    eğer bir tanrı varsa, semavi dinlerin öğrettiği değil; gerçekten üstün, gerçekten mükemmel, bill hicks'in dediği gibi, asıl adı sevgi olan tanrı, bu eserde, hepimizde gizlidir.
  • nakarat kısmındaki bir ölçü 9/8lik başlayıp 8/8liğe dönüp 7/8lik ile biten, verse kısımlarında 5/4lük ritm üstüne, hecelerin fibonacci sayı dizimi ile dalgalanmasını dinlediğimiz, 4:50'den sonra danny carey'nin kopup "ben 5/4 lük gidicem, siz 6/8'den takip edin beni" dediği oha şarkı. acaba bu şarkıyı yaparken matematikçilerle mi çalışmışlardır diye insan düşünmeden edemiyor.
  • tool'un lateralus albumunden albumle aynı adı ta$ıan $arkısı:

    black then white are all i see in my infancy.
    red and yellow then came to be, reaching out to me.
    lets me see.
    as below, so above and beyond, i imagine
    drawn beyond the lines of reason.
    push the envelope. watch it bend.

    over thinking, over analyzing separates the body from the mind.
    withering my intuition, missing opportunities and i must
    feed my will to feel my moment drawing way outside the lines.

    black then white are all i see in my infancy.
    red and yellow then came to be, reaching out to me.
    lets me see there is so much more and
    beckons me to look thru to these infinite possibilities.
    as below, so above and beyond, i imagine
    drawn beyond the lines of reason.
    push the envelope. watch it bend.

    over thinking, over analyzing separates the body from the mind.
    withering my intuition leaving all these opportunities behind.
    feed my will to feel this moment urging me to cross the line.
    reaching out to embrace the random.
    reaching out to embrace whatever may come.

    i embrace my desire to
    feel the rhythm, to feel connected enough to step aside and weep like a widow
    to weep like a widow, to fathom the power, to witness the beauty,
    to bathe in the fountain,
    to swing on the spiral of our divinity and still be a human.

    with my feet upon the ground i lose myself
    between the sounds and open wide to suck it in.
    i feel it move across my skin.
    i'm reaching up and reaching out.
    i'm reaching for the random or what ever will bewilder me.
    and following our will and wind we may just go where no one's been.
    we'll ride the spiral to the end and may just go where no one's been.
    spiral out. keep going.
  • "...spiral out, keep going..."

    albume ismini veren $arkiya dair danny carey'den $oyle bir aciklama gelmi$;

    "the song (lateralus) was originally called "987". it was a bass riff that justin * had: it is a bar of nine, a bar of eight and a bar of seven. we started talking about this, and maynard said it had kind of a spiral-type feel, and we realized that 987 is the 12th step of the fibonacci sequence, which is a mathematical sequence that spirals, like conch shells and sunflowers, are all made off that formula."

    ba$ta maynard efendi olmak uzere tool'un muzigi nasil algiladigina vakif olabilmek ve ilgili $arkiyi -ve hatta albumu- yorumlamak adina faydali olabilir diyerekten;

    (bkz: #4197251)
    (bkz: the fibonacci sequence)
    (bkz: fibonacci sayilari)
    (bkz: fibonacci spirali)
    (bkz: pi)
    (bkz: altin oran)
    (bkz: deha)
    (bkz: sinestezi)
  • bu şarkının iki bölümü vardır; danny carey gonga vurmadan önce ve sonra...
  • aslında sözleri;

    black
    then
    white are
    all i see
    in my infancy.
    red and yellow then came to be,
    reaching out to me.
    lets me see.

    as below, so above and beyond, i imagine
    drawn beyond the lines of reason.
    push the envelope.
    watch it bend.

    şeklinde okunması gereken şarkıdır, ki maynard'ın durduğu yerler buna tekabül ediyor. böyle okunduğunda satırlardaki hece sayıları sırasıyla ilk kıtada: 1, 1, 2, 3, 5, 8, 5, 3, sonraki kıtada: 13, 8, 5, 3, ki bu heceleme şarkının sonraki bölümlerinde yer yer devam eder.

    (bkz: fibonacci serisi)
    (bkz: maynard james keenan'a matematik sorusu çözdürmek)
hesabın var mı? giriş yap