• fıstık çamı tanrısı, binlerce sene önce dünya üzerinde kendine en çok bu yaylayı uygun görmüş olacak ki, yer gök, dağ taş, fıstık dolu. sadece o değil;

    yol kenarlarını çitlembikler, böğürtlenler, kuşburnu, envai çeşit meyve sarmış. sanırım en güzel olduğu mevsime denk geldim ki, kimsecikler yoktu. ne yaz'ın bunaltıcı sıcağı, ne kış'ın hayat donduran soğuğu, ne hazan mevsiminin tedirginliği, ne de bahar'ın yorgunluğu. tüm bu özelliklerden az biraz bağrında harmanlamış bir eylül başı gidilmeli bence buraya. ben gittim, gördüm ve sanırım hala oradan dönemedim. saçlarımda çam kokusu var.

    http://yfrog.com/jkdsc0577hj
  • ayvalık ve bergama arasında kalan muhteşem yayla. bergama sınırlarına dahil. en güzel köyü: demircidere. çok güzel üzüm bağları ve bu bağlardan toplanarak yapılan çok güzel şarapları var.

    bir diğer güzel köyü ise aşağıbey köyü'dür. bu köyü bence güzel yapan en önemli şey bir antik bir kenti sınırlarında barındırması. (bkz: perperene)
  • izmir'in bergama ilçesine bağlı, sanılanın aksine çok da yayla olmayan totalde 8k küsur nüfuslu 16 köyün bulunduğu bölgenin adı. insanlar ısrarla burayı tek bir köy sanır. hayır, değil. 16 köyün bulunduğu bölgenin adı kozak. açık tohumlu bitkilerin meyvelerine kozalak denmesinden ötürü ve burada bölge halkının geçimini sağlayan milyonlarca, açık tohumlu olan "pinus pinea"nın olmasından ötürü söylene söylene "kozak" olmuş kozalaktan gelir ismi. oksijence zengindir.

    kozalak: çam ağacının çiçeği. alım satımı ilk hasat edildiği haliyle yani yaş iken yapılır. belli bir kg fiyatı yoktur. önce kozalak ortadan ikiye kesilir, görünen çam fıstıklarının sayısına göre fiyat biçilir.
    kıpçık/kapçık ama kıpçık: kozalağın pullarına denir. yakıt olarak kullanılır. tonu 500lira civarı, fırıncılar tercih ediyor kalorisi yüksek.
    kıpır: çam fıstığının dışındaki sert yapı. yakıt olarak kullanılır. tonu 500lira civarı, fırıncılar tercih ediyor yine. sobada yakmak tehlikeli patlayıveriyor, yangın falan çıkarabilir.
    küner: çam fıstığına dışındaki kıpırla bir verilen ad.
    öbek/söbek: kozalağın her şeyi çıktıktan sonra kalan gövdesi. yakıt olarak kullanılır. kg'si yaz sezonunu 70 lira civarında kapattı.
    bu kozalağın her bir şeyi kullanılıyor. çam fıstığı ile kıpır arasında zarsı bir yapı var tuzlu fıstık kabuğu gibi aynı, onu bile saksı çiçeklerinin dibine koyuyorlar su tutsun diye.

    bergama---70km---ayvalık şeklinde uzanır kozak. geçim kaynaklarının başını kozak işçiliği çeker;arkasından hayvancılık,üzüm,zeytin;taş ocağı ve altın madeni gelir.

    bölgedeki çamlıklar çoğunlukla şahsa aittir, son birkaç yıldır tapusuz araziler ve köy yeri olarak tabir edilen araziler belediyelere geçmiştir.

    bundan 15 sene öncesine kadar çoğu insan kendi kozalağını çam fıstığı formuna kadar işlemiştir. o zamanlar verim yüksek, herkesin işi tıkır keyfi iyi. kozaklının aşırı zengin olarak nitelendirildiği dönemler bu 15 sene ve öncesine tekabül etmektedir. bu zamanlarda ev, araba arazi alan insan sayısı aşırı fazla. millet gelinine damadına ev arazi takıyormuş. harmanı çıkaran pavyon kapatırmış...mış...mış... şimdi ise o hallerden eser yok. iki çamlık satıp bergama'ya göçmek revaçta olan bir hal. kimisi çamlığı kökler odununu satar, bu da epey revaçtadır ki bu yüzden bir yıldır şu lafı ediyorum sıkça:"4-5 seneye o brokoli tarlalarından eser kalmayacak."

    şimdilerde kozalağını işleyen kişi ya kozalağını indirip satıyor, ya da yaza bekletip harmanı işleyip küner olarak satıyor. şöyle trajikomik bir şey var, herhangi köyün birinden rastgele 10 kişi çevirseniz ve "en son ne zaman çam fıstığı yediniz?" diye sorsanız 6-7 kişi birkaç yıl olduğunu söyleyecektir. fıstık helvası diye bir tatlı yapılıyor fındık ezmesinden biraz daha sıvı; eskiden sünnetlerde düğünlerde tatlı olarak bu yapılırdı , ikram edilirdi. o çevirdiğiniz on kişiye bunu sorsanız sayı 9'a çıkar. şimdi neden trajikomik? yani sonuçta ortalık çam ağacı, sen kendi malını işliyorsun uğraşıyorsun ve yiyemeden sattığın oluyor. ben bunları böyle anlattım ama illa ki bilmeyenler vardır. benim bildiğim bu çam fıstığının en bol olduğu zamanlarda kg'si 40 lira falanmış. şimdilerdeyse 100gramı 40 lira.. şimdi ne oldu da 15-20 senede bunun fiyatı %900 arttı, insanlar çamlık satıp köyden göçtü, neden bu verim düştü derseniz şu şıklarımız var:
    a) leptoglossus occidentalis: iğne yapraklı ağaçlara yumurtasını bırakan kozalağı emen bir böcek. ingilizcesi 'western conifer seed bug', ogm ise "çam kozalak emici böceği" olarak çevirmeyi tercih etmiş. şimdi bu türkiye'de aydın'da falan da görülmüş hala da vardır diye düşünüyorum. kozak'a gelişi içinse yaygın olan görüş şu: kozaktan fıstık ihracatı yapan bir şirket var.bu şirket portekizden kozak alıyor -valla sonra karıştırıyorlar mı o kozalakların fıstığını yerli fıstıkla bilmiyorum günahları boyunlarına- bu ithalat seferlerinden birisiyle gelmiş bu böcek. oralarda da görülüyormuş zaten.
    b) altın madeni: kozak yaylasına yakın bir yerde 2005 yılında el değiştiren bir şirket var. ilk yerli altın üretim tesisi. fetoyla adı çıkan akın ipek'e aitti. sonradan devlete geçti. e altın sonuçta arayacaklar, siyanürsüz de o kayaçları çözüp altın çıkaramazlar. işte siyanüre mana bulunuyor. aynı zamanda o verim düşüklüğü zamanından beridir köylerin üzerinden planörler geçiyor. bunların çam ağaçlarını ilaçladığı, verimin bundan düştüğü söyleniyor halk arasında. yeni bir ocak yaratmak yani amaç. sonra da belediye çamları ilaçlatıyor deniyor, bilmiyorum. bir büyüğümden şunu duymuştum:" altımızı oyuyola altın derdine sonumuz hayrolsun."
    c) taş ocakları: bölgede baş gösteren işsizlik sonucuyla sayıca artmış olan yerler. patlama esnasında ortaya çıkan granit tozunun verimi düşürdüğü söyleniyor. kozak çam ağacının bolluğuyla bilinir ama granitin bolluğuyla bilinmez genelde. epey ihraç ediliyor.
    d) 50 senede bir çamlar kendini yenilermiş ondan bir duraklama dönemiymiş: (bkz: atma ziya)
    şimdi hep söyleniyor, biliniyor şeklinde bahsettim bunlardan. çünkü öyle; kesin bir şey yapılmış değil, kesin bir neden bulunmuş değil 10 senedir bu duruma. teknik üniversiteler geliyor araştırıyor birkaç senedir, onların altında toplandığı çatı a) şıkkı. köylüler genellikle altın madenine mana buluyorlar. köylerde madende, taş ocağında çalışan nüfus erkek, kadınlar yarı zamanlı ev hanımı; hayvanla ,bağla bahçeyle de ilgileniyorlar. okuyan okumuş olan çoğunlukla köyde durmuyor gidiyor zaten. bu nedenle bir yerde çalışan iş gücü erkek egemen. bunlara istihdamı ise en çok taş ocakları ve altın madeni sağlıyor. bunun dışında yine son yıllarda kozak turizme kayıyor, henüz pek kayda değer bir çalışma olmasa da belediyenin bir şeyler planladığı biliniyor (bkz: hadi inş) kozağı bilen insan biliyor, şöyle bir geçerken uğramak için nedenleri illa ki oluyor: çam fıstığı var, üzümü var, pekmezi var, şarabı var, çam balı var,sütü peyniri var, suyu var, mesire yerleri var. tabi insanına gelen de var. memleket diye demiyorum da insanı da ayrı bir güzel. bunu anlatamam konuşmak ,tanışmak gerek. defineciler de ayrı bir sever burayı. kocaman bir taşın üzerinde oturan atatürk heykeli var. karesi beyliğinin izleri burada görülür, öyle yapılı dikili bina yok ama toprak altı gerçekten zengin. hristiyan mezarları da çokça, yıkık kiliseler var. bir tane kimsenin iplemediği antik kent var (bkz: yetkililere sesleniyorum) perperene antik kenti. sonra bergama kalesinden bi çıkıp bikaç köye değin geliyo denilen tünel var. var bir şeyler. aynı zamanda arazi alıp yazlık yapıp buraya gelenler var yazın. hiç denk gelmesem de ilber ortaylı da burada yazları. şimdilik bölgede otel yok ama eminim olacak birkaç yıla.bakarsın birilerine akıl olurum, burası turizm bakımından geleceği olan bir yer.

    yokluk diye saydım döktüm ama bu sıkıntı sadece kozalakta geçerli. burada bağın bahçen hayvanın varsa ve biraz da kafayı çalıştırabiliyorsan para kazanmamak gerçekten zor. kozalakta para kazanılmıyor diye bir şey yok, ama şuan öyle bir durum var ki 2-3 dönüm çamlığı olan ama kendi işleyemeyecek durumda olan insan şunu düşünüyor:" yahu olmuş kozak indirtmenin yevmiyesi 250 lira. ben bunu indirtsem toplatsam günde 500-600lira para vericem. bırak ya ver yarıya gitsin." sonra ya bu işi büyük yapan ihraç edenlere veriyor, ya da kendisi indirebilecek işleyebilecek birisiyle anlaşıp yarısı senin yarısı benim diyor. bu kozak indirmekte iyi para var, traktörü olan 2 kişilik aile 250 indirme 80 toplama 150 traktörle taşıma desen aşağı yukarı 500 lira sokabilir haneye günde. bir de bunu yapanların hayvanı oluyor, bağı bahçesi oluyor. kozak köylüsü zengin arkadaşlar, bir zamanlar türkiyenin en zengin köyü: kaplan diye konuşulmuştu bir köy. kozak köyleri güzel, genelce zihinlerde çizilmiş köy imajının aksine daha modern. internetle ilgili eskiden sıkıntılar olsa da şu an epey az sıkıntı. bir de kozaklılar çok bağlı oluyorlar kozağa.
  • ordu'da yarı gürcü-yarı türk olanlara söylenen bir söz. tam olarak hakaret olarak kullanılmasa da hakaretvari bir kelimedir.
  • herşeyin çok daha temiz, çok daha güzel olduğu çocukluğumun mekanıdır kozak. bugun hala hiç ayrılmasaydım, çam fıstığı indirmeye gitmeyi, üzüm toplamayı, pekmez kazanlarında ayva, armut pişirmeyi, üç gün üç gece süren köy düğünlerinde 10 kişi aynı tabaktan yemek yemeyi, yorulmak bilmeden tavukların peşlerinden koşmayı, oğlak beslemeyi hiç ama hiç bırakmasaydım diye aklıma gelmiyor değil.
  • türkiye nin cam fistigi bölgesidir. ayvalik a istanbul tarafından gelmeden 15 km önce ayrılan bir yoldan ulaşılır. yola devam edilirse kendinizi bergamada bulursunuz. kozak adi bir yerleşim bölgesini değil bir bölgeyi tanımlar. halkı yörük kökenlidir. çaya bile cam fistigi katarlar.
  • (bkz: kozalak)
  • çam ormanından bir deniz, koca koca granitlerden adalar vardır bu denizde.
  • devletlerarası anlaşmalar, name-i hümayunlar gibi çok değerli evrakın konulduğu muhafazanın adı.
hesabın var mı? giriş yap