• aslinda herkes iyi kokteyl yapabilir. icki karistirip ortaya ilginc ve yeni birseyler cikarmak, hicbir sekilde buyuk bir sir degildir. hele hele senelerin verdigi, aci verici bir ogrenme surecinin sonunda elde edilebilecek bir yetenek hic degildir. hatta tek bir aksamda bile rahatlikla ogrenilebilir icki kokteyli yapmanin bircok sirri.

    ancak sadece bazi insanlar hakikaten cok iyi kokteyl yaparlar. "iyi" olarak adlandirilabilecek kokteylleri yapamamak, kendi evinde arkadaslarina birer kokteyl hazirlayan insanlara mahsus birsey degildir aslinda. ortaliklarda "profesyonel barmen" oldugu halde hicbir sekilde ne goze, ne de damaga guzel gelen kokteyller yapamayanlar vardir. ancak bunun sebebi nedir?

    iki sekilde aciklanabilecegine inaniyorum.

    birincisi, hemen hemen profesyonel kokteyl yapan herkes, kullandiklari icki ve likorlerin kalitesine pek onem vermemektedirler. dogal olarak yuksek kalite bir likore o kadar para odemek istememekte, bunun yerine cok daha ucuz olan (ki maliyet hesabi olarak dusunun bunu) likorleri kullanmaktadirlar. ancak, bir zincir, en zayif halkasi kadar kuvvetlidir.

    iyi bir martini yapmak icin, hem cok yuksek kalite gin, hem de cok yuksek kalite vermouth kullanmayi gerektirir. inanin, kotu kalite bir vermouth'un iki uc damlasi bile, en iyi gin'in tadini mahfedebilir, rahatlikla (pek tabii bu tur kalitesiz seyleri, ickiden ve icmekten pek anlamayan insanlara rahatlikla icirebilirsiniz, ancak yine de aralarindaki farki onlar bile anlayabilirler).

    ikincisi ise, insanlarin kokteyl olayini sadece gecen geceden artmis birtakim malzemelerin karistirilmasi olarak gormesi, veya kokteyl yapimini, heryerde satilan kokteyl kitaplarinda yer alan tariflere harfiyen uyup mukemmel olceklerde yapmak sanmasidir.

    bir kokteyli en iyi tanimlayabilecek seyler sunlardir:

    1. istah acmalidir, istahi kapamamalidir. yani, hicbir sekilde fazla tatli, fazla meyveli, fazla yumurtali veya fazla kremli olmamasi gerekmektedir.

    2. damak zevkinin yaninda, beyne de hitap etmelidir. tabii bu sahros ederek filan degil, sadece bes duyumuzu iyi ve rahatlatici bir sekilde etkilemesinden gecer. icmeyi bilmeyen pek tabii daha sonra rahatsiz olacaktir, ancak icmesini bilen bir insan, kokteylin butun duyularini yeterince harekete gecirdigini hissetmelidir. bu da ancak dogru oranlarda birtakim seyleri koymaklan olur.

    3. damak zevkine uygun olmalidir. tabii en bilindik herhalde budur, gorunen koy kilavuz istemez. ama kuru olmasi, ancak sade olmasi cok onemlidir bu noktada. cok tatli olursa rahatsizlik verir. cok kuru olursa da oyle. tadi ve iceriginin birlesiminden ortaya cikan, damakta kalan his, hicbir sekilde asiriya kacmamalidir.

    4. goze hos gozukmelidir. imamin abdest suyu tabir ettigimiz birseyi iciremezsiniz, ne kadar tadi guzel olsa da. en basidi, kokteyli rengarenk yapmak, bir iki semsiye filan atmaktir icine. ancak olay bu degil tabii. on the rocks birsey hazirlandiginda isigin alttan vurmasi ile ickinin alacagi renk, bardak suslemeleri filan, cok onemlidir. ama ickiten ickiye degisen birseydir bu. mesela, bircok insan martini olayini, hakikaten bulasik suyu gibi yapar. ancak dirty martini, gercekten bulasik suyuna benzemek zorundadir, cunku ozelligi odur, adi ustundedir. icinde yuzen ufak yesil zeytin parcaciklari, olaya ozellik katar.

    5. icinde yeterince alkol olmalidir. normal bir meyve karisimindan hazirlanmis meyve suyundan rahatlikla ayirt edilmelidir. ancak ilk yudumda dogrudan damagi yakacak kadar da alkol gerekmemektedir. cunku alkol, eger ickiyle beraber fermente olmamis ise, baska seylerle karistirildigi zaman, diger tatlari oldurmektedir. az alkol olmasi da, ne ictiginizi anlamanizi onleyecektir.

    6. son olarak da, cok iyi buzlanmasi gerekmektedir. aperatif olarak sunulan saraplar haricinde, butun kokteyller cok iyi bir sekilde karistirilmali, cok iyi sogutulmali ve buzlanmalidir. bu, cok fazla buz atmak ile olacak bir is degildir. hersey, karistirma olayi sirasinda biter.

    simdi, bir kokteyl'in icinde neler olmasi gerektigi hakkinda biraz yazmak gerekiyor. en basidinden, ortaokul ve lisede ogretilen "giris, gelisme, sonuc" uclusunu, bir bina yaparken "temel, iskelet, dis cephe" uclusu ile birlestirmek gerekiyor. bu nedenle bir kokteylde uc seyden soz edebiliriz:

    a) bir temel: yogun olarak bulunacak olan ickidir. hangi tadin daha yogun olarak gelmesini istediginize bagli oldugu gibi, kokteylin karakterini de yansitacak olan seydir bu. hemen hemen her kokteylde, malzemenin en az %50'sini olusturmalidir. %75'e kadar ciktigi bile olabilir. temel, her zaman likorlerden olusmalidir (whisky, gin, rum, brandy, vb). ancak sarap karisimlari ile uretilen kokteyller bunun disindadir.

    b) bir degisken: aroma katan, temel malzemeyi kibarlastiran malzemelerdir bunlar. aslinda hakiki karakteri bu malzeme verir. meyve sulari, seker, krem, yumurta, veya aroma katici saraplar bu kategoriye dahildir.

    c) tatlandirici ve renklendirici yan malzemeler: adi ustundedir. alkolsuz meyve suruplarindan tutun da, farkli likor turlerine kadar, bu kategoriye girerler.
  • vaktiyle ömer önder tarafından trt'de sunulan eğlence programı. kokteyl'in y harfi kadeh şeklindeydi hatırladığım kadarıyla. diğer renkler de allı morluydu.
  • ilerlemesi asla durmayacak olan bir sektördür kokteyl. en iyi kokteyl henüz hazırlanmamış olandır hatta ve hatta. kim bilir daha ne cengaverler çıkacak, ne gibi tadlardan, ne müthiş uyumlar yakalayacaklardır.

    ben de bu sektöre adını altın harflerle kazımak istemiş fertlerden biriydim bugüne kadar. sıvıların birbirine karışması özelliğini keşfettiğim küçük yaşlardan beri envai çeşit sıvıyı birbirine harmanlayıp, envai çeşit baharatı katık ettim bu sıvıların içine. hiç birinde hayal ettiğim tadı yakalayamadım, hüsranlarda boğuldum. oysa ki hayallerim vardı; kendi ismimle anılacak olan süpersonik kokteylim dünyanın her köşesinde aranan bir lezzet olacak ve ismimi yaşatacaktı.: can kokteyli.. irili ufaklı latin kızları, çeşit çeşit anglosakson hatunlar, kendi dillerinde can'a bayılıyorum diye naralar atacaktı. olmadı...

    sonunda, dikkatimi yeteneğimin yoğun olduğu, insanın damağında iğrenç bir lezzet bırakan kokteyl hazırlama işine yoğunlaştırmaya karar verdim. tecrübelerimden doğan yepyeni bir hayalim var şimdi: ölümcül kokteyli hazırlayabilmek. öyle bir kokteyl hazırlamak ki, içen insanın yutkunma işlevini kaybetmesi. öyle bir kokteyl hazırlamak ki, içen insan için maddenin hallerinin katı ve gaz haline indirgemesi.

    uzun hesaplar ve dikkatli çalışmalar sonucunda da, bu kokteylin tarifini hazırlamış bulunuyorum. geriye sadece bazılarını yıllardır görmediğim malzemeleri temin etmek, ve bu kokteyli içmeye gönüllü bir kurban bulmak kalıyor. kurbanımı da titiz bir araştırmanın sonucu seçeceğim. belki de kurbanım, tam benim hazırladığım kokteyli içmek üzereyken gökten bir melek, elinde coca- colayla iner ve bunu iç diye buyurur kurbanıma. ona da razıyım. dinler tarihini değiştirmek de fena olmasa gerek.

    şimdi bu ölümcül kokteylimin malzemelerini veriyorum. gökten elinde coca- cola şişesi ile inen bir melek görmek isteyen arkadaşlar da, evlerinde hazırlayıp içebilsinler diye:

    - o kusursuz rengi ve muhteşem aromasıyla üç tatlı kaşığı kadar augmentin şurubu.
    - kokteylimizi tam istediğimiz yoğunlukta ve diri tutmaya yaracak olan, yarım çay bardağı balık yağı
    - ferahlığı simgeleyen beyaz rengiyle tam bir kokteyl vazgeçilmezi: bir su bardağı altınkılıç kefir

    afiyet olsun arkadaşlar.
  • kişisel tarihimin en güzel kokteylini, 78. denememde, az önce buldum. tarifi paylaşmak çok saçma çünkü herkesin popisi kendine. unutmamak için not alıyorum sadece.

    * 4 cl cin
    * 4 cl campari
    * 1 cl jack danie's
    * yarım limon (lime değil, düz sarı orta boy limon)
    * 4 adet jülyen doğranmış adıyaman top biber
    * 4 adet irice buz

    hepsini shaker'da 20 saniye çalkalayıp viski bardağına süzüyoruz. üzerine 1 cl sarıyer gazozu.

    isim koymadım daha. “adıyamanlı cino” diye düşünüyorum. biraz ürkütücü gibi ama bilemedim.

    görsel
  • içinde bulunduğumuz kafa pişiren, taşşak bölgesinde helva üretilmesine sebep olan sıcak mevsimde alkol almak isteyen ancak rakı gibi teferruatı çok, viski gibi içildiğinde yüreği anafartalar muharebesine çevirmeyen bir içki için 5 malzemeden oluşan keşfettiğim tarifi sizlerle paylaşmayı kendime bir görev bilirim.

    malzemeler: amarula-baileys-limoncello-malibu ve süt

    damak zevkime en çok uyan amarula ve limoncello olduğu için bunları taban olarak belirliyorum genelde, dener damak zevkinize en çok uyanı seçersiniz.

    200 ml süte taban belirlediğiniz içkiden 10cl koyup diğerlerinden 5cl ekleyip hafifçe karıştırmanız yeterli. tam bir yaz günlerinde içmelik kokteyl oluşuyor. teferruatı az, içim zevki yüksek.

    bunun dışında dün emine bederliğe soyunup karpuza kare bir delik açıp içini mikserle çırpa işleminden geçirip çıkan suyu süzdürerek karpuz suyu elde ettim. * bu karpuz suyuna karpuzun boyuru ve damak zevkinize göre cin ve tonik ve az miktar portakal suyu * * mükemmel bir yaz içkisi elde elebilirsiniz.

    bu ve daha fazlası için mutfaktaki yarak kürek şeyleri karıştırıp içmeye devam edin. esenlikler dilerim
  • ister mojito ister margarita yapıyor olun, her harika kokteylin özünde mükemmel bir denge olmalıdır. kokteyl 101 dersi tadında her seferinde harika bir kokteyl yapmanın temel prensiplerine bakalım.

    öncelikle damak tadımızın nasıl çalıştığını anlamak lazım. tanıdığımız başlıca tatlar: tatlı, ekşi, acı ve tuzludur. içecek yapmak söz konusu olduğunda, genellikle ilk ikisi en önemlisidir.

    tatlı tatlar: şeker şurubu, likörler ve meyve suları

    ekşi tatlar: limon ve lime gibi turunçgiller, ayrıca az miktarlarda kullanmak şartıyla çarkıfelek meyvesi* ve yeşil elma.

    acı tatlar: angostura bitterleri, vermutlar ve espresso kahve.

    işin sırrı bu tatları doğru oranlarda kullanarak, aralarında bir denge kurmaktan geçiyor. klasik bir örnek şöyle olacaktır: tatlı + ekşi + zayıf* + güçlü* = denge

    örnek verecek olursak, bu temel lezzet ve denge ilkelerinin, hepsinin tatlı ve ekşi bir bileşeni olan bu beş ünlü kokteyle nasıl aktarıldığını inceleyelim:

    caipirinha: şeker*, lime suyu*, kırık buz*, cachaça*
    mojito: şeker şurubu*, lime suyu*, buz ve soda*, rom*
    margarita: triple sec*, lime suyu*, buz*, tekila*
    cosmopolitan: triple sec*, lime suyu*, kızılcık suyu ve buz*, vodka*
    moscow mule: ginger beer*, lime dilimi, buz*, vodka*
  • bi grup gerekli gereksiz insanin bir amac ugruna ya da tamamen amacsiz, genelde beles abur cubur ve alkol için bir araya gelip cene caldiklari ayakustu tikinip laklak yaptiklari, sosyallestikleri ve genelde birilerinin maymun oldugu toplanti cesidi. genelde seminerlerin sirket toplantilarinin falan sonrasinda yapilir, kimi zaman yemekli toplantilarda (bkz: dugun) yemege geçis icin kullanilir ki istah acmasi icin dusunulur fakat memeleketimin bazi okuzleri neme lazim bulmusken yiyeyim diye ne varsa cerez falan yer tikanir yemkte de mide fesadi gecirir... birbirini tanimayan insanlar oyle cerez yiyecem sarap icecem diye got kadar masalarin etrafinda toplasınca ister istemez sosyallesir. her toplantida bi tane salak beles diye ictikce icer sonra sapitir, hic olmadi olmadik yerde kahkaha falan atar.
  • bir zamanlar trt de gösterilen müzik eğlence programı. trt nin meşhur arı stüdyolarında hazırlanırdı, farklı müzik türlerinde sanatçılar ve sanatçı adayları davet edilirdi. yıllar önce okulumuza gönderilen davetiyelerle seyirci olarak katılma şansı bulmuştum. emrah, daha henüz yeni yeni tanınan soner arıca ve volvox o zamanki konuklar arasındaydı. televizyon izleyicilerinin bilmediği komik bir nokta ise o an herhangi bir nedeni yokken sunucunun aralarda gaz vererek seyirciden en kuvvetli alkışı istemesiydi.
  • horoz (veya başka bir şey) kuyruğu
  • 90larda trt'de yayınlanan türk pop müziği odaklı güzel bir programdı. disko ve konser konseptinde bir tarzı vardı. gençler arasında oldukça tutulurdu ve takip edilirdi. di'li geçmişte kaldı.
hesabın var mı? giriş yap