• a) kamu iktisadi te$ebbusu
    b) (i noktasiz oldugunda) az..
  • ayni amaca hizmet eden birden fazla $eyi bir arada barindiran obek'lere verilen isim.. (bkz: medikit)
  • türkiye'de, cumhuriyetin ilanından sonra milli ekonomi ve ulusal sanayi burjuvası gibi ulus-devlet ekonomilerinin başat öğeleri olmadığından kit kurma yöntemine gidilmiştir. emperyalizme karşı mücadele vermiş bir ülke olması nedeniyle yabancı sermaye bu mücadelenin bedeli olarak türkiye'ye yatırım yapmamıştır *. bu durumda türkiye cumhuriyeti daha baştan üretemeyen bir devlet konumuna düşmüştür. kitler yeni ve henüz üretemeyen ve dahası savaştan yeni çıkmış olan türkiye ekonomisinin can damarı olmuştur. tam anlamıyla aç ve açıkta olan halka, özel sektörün maksimum kar elde etme mantığından uzak durarak, hizmet götürmüştür. ayrıca kit gibi kamu hizmeti yapan kurumlarda kar etme mantığı arayan zihniyetten şüphe ederim.
    (bkz: iktisadi devlet teşekkülü)
  • adında geçen "kamu" sözcüğüne bakıp da işlevi konusunda yanılmamak gerekir. kit'ler kuruldukları andan itibaren ucuz ara ve yatırım malları üreterek özel kesim için düşük fiyatlı girdi sağlayıp sermaye sınıfının semirmesine hizmet etmiştir. böylece kit'ler, kamusal kaynakların burjuvaziye peşkeş çekilmesinin araçları olmuştur.

    ha peki bu işlevin serimi, kit'lerin özelleştirilmesinin savunusu anlamına mı gelmektedir? asla! bilakis, daha önceleri dolaylı olarak yapılan kamusal kaynakların özel kesime transferinin, özelleştirme aracılığıyla doğrudan yapıldığının farkında olmamak kof bir devlet savunusu yapılmasına, daha fenası da solculuk yapıyorum derken ulusalcı bir çizgiye düşülmesine yol açar. lütfen, yapmayın böyle.
  • devlet girişimleri, fabrikalarıdır bunlar..

    efendim vakti zamanında, cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, kalkınma modelinin özel sektör ağırlıklı ve piyasa ekonomisine dayalı olmasına karar verilmişti*.. lakin 1929daki ekonomik buhran, ülkedeki vasıflı eleman kıtlığı ve sermaye yetersizliği gibi nedenlerden dolayı ülkemizde hiç bir özel yatırım olmamıştır..
    devlet de ne yapsındır, halkın ihtiyaçlarını karşılamak, sanayii geliştirmek amacıyla ekonomik alanda faaliyet göstermeye başlamıştır.
    kitler kurulurken; halkın ihtiyaçları karşılanıp, bu teşebbüsler kar etmeye başlayınca, tesislerin ilk fırsatta ya halka arz edileceğinden ya da özelleştireleceğinden bahsedilmiştir*.. bunun üzerine 1933 yılında sümerbank'ın kurulmasıyla kit sistemi başlamıştır. bunu etibank, toprak mahsulleri ofisi, devlet malzeme ofisi gibi kurumlar izlemiştir.
    bunun yanında özel sektör de aynı şekilde gelişsin diye, kaynak sağlanması için, türkiye iş bankası kurulmuştur. ama o yıllarda iş bankası sadece kitlere çalışmıştır desek yanılmış olmayız.
    1930larda başlayan kit sistemi 60lı yıllara kadar tam gaz devam etmiştir.. 60lı yıllara gelince ise kit sisteminin, çok afedersiniz, bokunu çıkarmışız. eskiden sadece temel sanayii sektörlerinde üretim yapan devlet, bu yıllarda basit tüketim mallarını bile üretmeye başlamıştır.. bu kadar çok işle uğraşan devlet de haliyle zayıflamıştır. o dönemlerde aynı sistemi uygulayan latin amerika ve güneydoğu asya ülkeleri, "yahu naapıors biz, bizim yolumuz yol değil" diip özelleştirmeye gitmişlerdir. biz ise 80e kadar aşırı korumacı politikalar izleyerekten sanayimizin gelişmesini bir güzel engellemişizdir.
    enflasyonu engellemek adı altında kit ürünleri çok düşük fiyatlara satılmış ve kitler özel sektöre göre teşvikleren daha düşük faizlerle yaralanmıştır buna rağmen vergilerini bile ödeyememişlerdir.
  • sayıları ak parti döneminde hızla azalırken, ne hikmetse toplamda sene sonu ilan ettikleri görev zararları gayri safi yurtiçi hasıla ile oranlandığında bile ak parti döneminde rekor üzerine rekor kırmaktadır. konuya girmeden evvel görev zararının kısa bir tanımını yapalım. görev zararı en yalın haliyle kamu işletmelerinin bazı zorunlu sebepler yüzünden, devletin ürettiği ilgili kamu kurumunun ürettiği ürünü/hizmeti maliyet fiyatının altında satma zorunluluğu getirmesi gibi, üstlendikleri görev yüzünden ettikleri zararlara denir.

    bu tanımı yaptıktan sonra asıl konumuza girelim. işin ilginç olanı ak parti döneminde, söz konusu kamu iktisadi teşebbüslerinin bir çoğu özelleştirilerek satılmıştır. bu süreçte ak parti döneminde önce mevcut olan kit sayısı 48 iken, günümüzde mevcut kit sayısı 19'a kadar düşmüştür. bu kadar kurumun özelleştirilerek satılmasıyla beraber doğal olarak ak parti hükümeti döneminde kitlerin türkiye ekonomisindeki önemi ve türkiye ekonomisindeki payı da bu gelişme ile doğru orantılı olarak azalmıştır. rakamsal olarak ifade etmek gerekirse 2000 yılında kit'lerin ürettiği katma değerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı %3,5 iken, günümüzde devlet bünyesinde kalan kitlerin üretti katma değerin gsyh'ye oranı %1,1'e düşmüştür.

    özetle son 10 yıllık süreçte, yapılan özelleştirmeler ile beraber kit'lerin hem sayısı, hem de bununla doğru orantılı olarak türk ekonomisine yaptığı katkı önemli ölçüde azalmıştır. ancak bütün bu gelişmelere rağmen kit'ler ile ilgili ilginç ve beklenmedik bir gelişme de olmuştur. kit'ler yine aynı dönemde sene içerisinde gerçekleştirdikleri görev zararını inanılmaz bir şekilde arttırmıştır. tekrar rakamlar ile ifade etmek gerekirse, kit'lerin görev zararı rakamlarını uluslararası standartlara göre muhasebeleştirildiği ilk sene olan 2000 senesinde, o dönemde devlet bünyesinde mevcut olan kit'lerin ilan ettiği görev zararı cari fiyatlara göre 58 milyon 56 bin tl olarak gerçekleşmiş. bu rakam ak partinin göreve geldiği 2002 senesinde birden bire 2001 seviyesi olan 95 milyon 481 bin tl seviyesinden, 787 milyon 945 bin tl seviyesine çıkarak bir senede kendini tam tamına sekize katlamayı başarmış (!).

    tabi ki ilerleyen süreçte birden uçuşa geçen kit görev zararları 2002 senesindeki seviyesinde de kalmamış ve cari fiyatlara göre 2011 senesinde 2 milyar 529 milyon seviyesine ulaşmış. elimizdeki en son verilere göre de 2012 yılının ilk altı ayı itibariyle kit görev zararları 1 milyar 900 milyon seviyesine dayanarak, rekorları alt üst etme trendine devam ettiğini de çok güzel bir şekilde kanıtlamıştır. çok ilginç değil mi?

    ancak bu verileri türkiye ekonomisinin de bahsedilen dönemde yakaladığı büyümeyi göz ardı ederek yayınlarsak taraflı olmuş oluruz. bunun için bu seferde cari fiyatlarla türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılası rakamları ile oranlayarak kit'lerin görev zararlarının gelişen dönemde ne yönde ve ne büyüklükte değiştiğine bakalım. ilk olarak 2000 senesine geri dönelim. bu dönemde yukarıda verdiğim gibi kit'lerin toplam görev zararları 58 milyon 56 bin tl iken, 2000 senesinin gsyh 166 milyar 658 milyon olarak gerçekleşmiş. diğer bir deyişle 2000 senesinde kitlerin toplam görev zararlarının gsyh'ya oranı %0,34 olarak gerçekleşmiş. elimizdeki tam verilere göre 2011 yılında kit'lerin toplan görev zararı 2 milyar 529 milyon seviyesinde iken türkiye gsyh'sı 1 trilyon 297 milyar seviyesine gelmiş. yine aynı şekilde 2011 senesi için kit'lerin toplam görev zararı'nın gsyh'ya oranı %1,95'e çıkmış oluyor. diğer bir deyişle ak parti döneminden bir sene önce başlayan bu süreçte oransal olarak kamu iktisadi teşebbüslerinin görev zararı neredeyse altı katına çıkmış durumda!

    özetle 2000 senesinden 2011 senesine kamu iktisadi teşebbüslerinin sayısı yapılan özelleştirmeler ile yarıya düşerken, kamu iktisadi teşebbüslerinin türkiye ekonomisi içerisindeki payı üçte birine düşerken, bu süreç zarfında kamu iktisadi teşebbüslerinin görev zararlarının türkiye ekonomisi içerisineki payı tam olarak 6 (altı) katına çıkmış durumda. hakikaten de insan gerçekten hayret ediyor! (cb a. gül). bu süreç içerisinde kamu iktisadi teşebbüslerini devlet elinden bir bir çıkarırken, diğer yandan geriye kalan kit'lerin görev zararlarının müthiş bir şekilde artması oldukça manidar ve ilginç çıkarımlar yapmaya uygun bir ortam hazırlıyor.

    bir de son olarak hazine müsteşarlığı'nın açıkladığı verilere göre bu sene en çok görev zararı yazan iki kamu iktisadi teşebbüsünü açıklayalım. bugün açıklanan verilere göre 2013 yılının en fazla görev zararı yazan iki kit'i 755 milyon tl ile toprak mahsülleri ofisi ve 731 milyon tl ile türkiye kömür işletmeleri olmuş. geleneksel olarak ekonomimiz için hayati önem arz eden toprak mahsülleri ofisi çiftçilere verdiği destekler ile en fazla görev zararı yazan kit olma ünvanını elinde tutarken, türkiye kömür işletmelerinin bu sene tmo'yu görev zararında yakalaması da oldukça manidar olarak görülebilir.

    sayın başbakan erdoğan türkiye'de kit'lerin kendi döneme mali disipline kavuşup görev zararlarını minimuma indirdiğini iddia ede dursun rakamlar hiç de öyle gözükmüyor. gezi olayları sırasında faiz lobisinin (!) kirli oyunlarını dile getiren erdoğan şunları söylemişti: ""halk bankasının şu andaki ederi 25 milyar dolar. buraya durup dururken gelmedik. bizden önce halk bankası görev zararı yazıyordu, ziraat bankası görev zararı yazıyordu. vakıfbank görev zararı yazıyordu. şimdi bu bankalar avrupa'nın sayılı bankaları haline geldi"

    görünen o ki, sayın erdoğan, devlet bankalarının görev zararlarına odaklanmaktan, diğer kamu iktisadi teşebbüslerinin görev zararlarını görmemiş. oysa ki gözümüzün önünde olan rakamlar, hiç de görülmeyecek/gözden gelinecek rakamlar değil maalesef!
  • ermenice burun. *
  • "kamu iktisadi teşebbüs" ingilizcesi state economic enterprise (see)
  • kamu iktisadi teşebbüsü anlamına gelen kısaltmadır. liberal ve merkez sağ bir parti olan adalet partisi'nin kit gibi devletçi bir politikayı izlemesi gerçekten de gariptir, komiktir. ancak iyi ve mantıklıdır. nedensiz yere iyi ve mantıklı olan pek çok şey gibi gariptir bu yüzden. insanı bir gülme alır!
  • eski bir kit işletmesinin genel müdürü anlattı; izni olmadan paylaşacağım için adını ve kurumunu veremiyorum:

    zamanın sağcı iktidar partisinden bir liste geliyor. işe alınması istenen kişiler listesi... kaale almıyor. kit'in bağlı bulunduğu bakan'a şikayet ediyorlar. "bu adam komünist!"
    bakan, ya iyi yetişmiş, kolay yeri doldurulamayacak, teknik bilgileri de yüksek yöneticiyi kovmak istemiyor ya da vakti olmuyor, görevde kalıyor.
    aradan üç ay geçiyor, iktidar değişiyor. 'ortanın solu' iktidar ortağı partiden bir liste geliyor; onu da kaale almıyor.
    listeleri kaale alınmayan partililer de bakan'a şikayet ediyorlar: "bu adam faşist!"

    artık ne o kit, ne o kamu kaynaklarına titizlenen ve sahip çıkan yöneticiler ne de o partiler var. şimdi kalan kitler de "varlık fonu" bünyesinde, içimiz rahat!
hesabın var mı? giriş yap