• bülent ortaçgil'i bozburun'daki deniz manzarasından koparıp, fjord arka fonu önüne yerleştirelim. içine biraz iskandinav manikliği, biraz kuzey depresifliği ve bolcana kutup dinginliği katalım. az kelimeye çok mana ekleyelim, gitarımızı alalım, piyanoyu da sırtlayalım zaman zaman.
    gece olsun. kuzeyin yarı uykulu halleri bastırsın. herkes, her şey sussun. iki adam susarmış gibi yapıp, iç sesleriyle şarkı söylesinler inceden inceden... farkettirmeden, sessizce içimize dokunup geçsinler bazen.
    öyle bir şey işte...
  • bu akşam istanbullulara çok keyifli bir konser yaşatan ikili. dünya gözüyle, üstelik çok da yakından izleyebildim ilk defa..pek bir mutluyum.

    ---spoiler---

    - konsere yeni albümlerinden comb my hair ve ardından rocky trail ile başladılar. homesick ile bis yaptılar.
    - know how'da bütün salonun eşlik etmesi çok güzeldi.
    - cayman islands, catholic country, fever, killers, boat behind, mrs cold çaldılar.
    - sonlara doğru davulcu ve basçı gelip ortamı discoya çevirdi. misread, rule my world, i'd rather dance...gibi şarkılarına eşlik ettiler. ben en öndeydim. erlend bana bakıp parmak şıklattırdı. oynamaya dünden hazır zaten kendisi. sonra seyircilere "hadi herkes öne gelsin, oturmaya mı geldik aaa" deyince salon ayaklanıp sahne önüne koştu ve hep beraber söyledi.
    -şarkıları genelde erik seslendirdi.. yine çok cool duruyordu. malum yine klasik gitar çaldı ancak bir iki şarkıda klavye kullandı.
    - ilk bestelerinin i don't know what can i save you from olduğunu söylediler.
    - bir iki şarkıda doğaçlama yaptılar. özellikle erlend gitarıyla kendinden geçti.
    - erik bir ara şunu dedi : "eski norveçliler istanbul'a miklagar? derlerdi. bizler bu kez barış ve müzik için geldik"
    - ikisinin sesleri gerçekten müthiş uyumlu.
    - erlend'in huyunu bildiğimden tırsa tırsa bir kaç video ve resim alabildim. ama salon maşaallah elini korkak alıştırmamış.
    - giderlerken erik izleyicilerin fotoğrafını çekti. instagram'da görürüz yakında.
    - son olarak, zorlu personeli yine son derece nazik ve güleryüzlüydü.

    edit: düzeltme için wrong day to die'a teşekkürler.

    ---spoiler---
  • bi arkadaş tavsiyesi.
    çok çok ii bi tavsiye.
    parr a pluie, brave new world, singing softly to me, toxic girl çok iyiler ve sadece şimdi aklıma gelenler
    sonuç olarak norveçli iki tipin (biri gözlüklü hatta) gayet belle&sebastian tarzı grupları
  • su an bunlari yazmaya mecalim yok ama catlarim.

    hayatimda en buyuk yeri muzik kaplar, en mutlu oldugum yer konserlerdir. hayatimda en sevdigim grup kings of convenience ve bence dunyanin en buyuk muzik dahisi erlend oye'dur. kisisel olarak evlenmek istedigim gonlumun prensi de o ama orasi ayri. kac tur muzik dinlersin, her turlu projenin altindan o delinin adi cikar, oyle de bir dahidir.

    yaklasik bir saat once bu adamlarin konserindeydim. amerika turnelerinin son ayagiymis chicago, onun da avantaji vardi ama dunyanin en guzel konseriydi be sozluk.

    ergen fanatikligimi damarlarimda tasidigim yegane insandir erlend oye ve adami konser oncesi sokakta gorup tanisip fotograf cektirdim. ustelik ben karsimdan geldigini gorup mala dondugumde insanlara no no diyordu sonra ben bir seyler geveledim taaaam taaam dedi tuttu, onumde diz coktu vee.. yok yok elini omzuma atti gayet abi-kardes fotosu oldu o, o pek iyi olmadi yani. ama benden sonra da fotograf cektirmek isteyen herkese yine no no demesiyle onun da bana karsi bos olmadigini anladim. evet sozluk cigligimi da attim, errorumu de verdim.

    bi' kere ismen 7'de baslayan konser tam olarak saatinde basladi on grup ile. on gruptan once sahneye cikip merhaba deyip grubu tanitip onlar icin ne kadar onemli olduklarindan bahsettiler.

    kendileri sahneye ciktiktan sonra da yari stand up yari konser seklinde seyir etti durumlar. bi kere erlend ayri bir kafa zaten. muzikal olarak da ben canli bu kadar kusursuz beklemiyordum. her grup icin 'kasetten gibi okudular' valla olayi iyi degildir ama onlar icin gayet 10 numara oldu. -istanbul konserlerine bilet bulamamistim-

    butunnn sarkilarini caldilar bi' kere, hepsini. know how'i bile caldilar feistsiz meistsiz. erlend'in burnunun dibinde canli canli sheer simplicity vokali yaparken insan agliyormus, onu da gordum.

    bis icin geri geldiklerinde erlend gomlegi cikarip acin bakiyim surayi diyerek sahneden dans pistine atladi. seyirciler daire yaptilar ve herkes tek tek cikarak ortada erlend ile karsilikli dansetti. evet ben de tabii ki kacirmayip hayatimin aski (?!) ile karsilikli tepinip dansettim.

    hepiniz mi chicago'lusunuz deyince istanbul'dan da selam caktim, istanbul deyince baya ilgilendiler. son sarkilara gelince biz boyle ikimiz olunca sahnede mahsun oluyoruz diyerek yine alt gruplarini cok cok overek sahneye davet edip birkac sarkilarini onlarla birlikte caldilar. alt gruplarina olan yaklasimlari cok ciciydi, sonrasinda turnenin son ayagi oldugundan nail oldugumuz ayricaliklar oldugunu dusunuyorum ki hep beraber tek tek farkli kombinasyonlarla birbirlerine sarildilar.

    bildigin kuzeyden inme olsalar bile dunyanin en sicak grubu. insan olarak tek tek pek sicak degiller ama sahnede inanilmazlar. kings of convenience'i da canli canli gordum ya artik bir konserden ne beklenir bilmiyorum.

    bu sene thom yorke'u da canli izledim ama erlend oye baska bir sey hakkaten. yani diyecegim odur ki firsat bulursaniz su cocuklari canli izleyin, dunyanin en guzel gecesi olabiliyor o gece.

    evet bu satirlari ilkokul cocugu kompozisyonu gibi yazmak istemezdim ama su an bildigin mala donmus bi' insanim.
  • 12-13 nisan'da babylon'da olacak grup. günün tek güzel haberi ve sevinç kaynağı..

    bir de o tarihe kadar kings of convenience konserine gelmeye birilerini ikna etmek kalıyor.
  • türk dinleyicisine (!) fazla gelmiş grup. babylon soundgarden 2013 kapsamında sahne aldıkları süre içinde özellikle erlend oye sinirden kudurdu. ben de bir kere daha türk dinleyicisinin ne kadar rezalet olduğunu görme fırsatını yakaladım. sessiz dinlenilmesi gereken şarkıya alkışla ritm tutanlar mı dersin -ki kendisi seyirciye alkışlamak yerine parmak şıklatmamız gerektiğini gösterdi- , sürekli muhabbet edenler mi dersin, ne ararsan vardı. bir ara durup "susun aq" özetinde bir konuşma da yaptı. için epic fail kısmı da bu konuşmayı yaptıktan sonra herkes "woaaaaaaaaaaaaw" tarzında bağırdı. adam oturup ağlayacaktı resmen.

    her şeyi bıraktım, o anlarda inanılmaz utandım. empati yapıyorum,: müziğimi yapacağım, kimse takmayacak ve üstüne 0 ritm duygusuyla el çırpıp muhabbet edicek (tamamen sessiz bi şarkıda). sahneyi terkederdim kesinlikle. bi daha da türkiye'ye gelmezdim.

    sonuç olarak türk dinleyicisinin ne kadar yavan, ne kadar ciddiyetten uzak ne kadar saygısız olduğunu anlamama neden olmuş, çok güzel şarkıları olan, şahane gruptur. umarım birileri seyirci adına onlardan yine de özür dilemiştir.
  • yengeçler sever.
  • hayalimdeki adamı seçme kriterim. çok net ya. kings of convinience sevmeyen adamla ol-maz.

    yaz akşamüstü ve geceleri, açık havada dinlemelik bir gruptur esasen. hafif meltemler gibi gelen hafif ton dalgalanmaları, ufak bemoller diyezler, yanaktan hafif bir makas alırmış ya da dudağın kenarına öpücük kondururmuşçasına masum, huzurlu, mutlu. evet evet, dinleyince mutlu oluyosun bu herifleri!

    and im watching you now... çimlere oturup mırıldanmak lazım. parmak uçları değerken hani.***
  • beni çoğu zaman dünyanın daha iyi bir yer oldugu yanılgısına düşüren grup. müzik durdugunda herşey eski haline geri dönüyor.
  • çocuklara klasik müzik haricinde de dinletilebilir bir gruptur kendileri. kediler olsun köpekler olsun, huzur bulmayacak canlı bilmiyorum ben bunları dinleyip de. ruhum çimenlerin arasına karışabilir ve bir çimen olabilir hiç var olmayan bir kırda, aynı anda ılık bir esinti olabilir onları hafifçe dansettiren. allah yarabbi.
hesabın var mı? giriş yap