• 1960'da garantor devletlerce imzalanan anlasmaya gore kurulan, fakat 1963 yilina kadar hukuki gecerliligi olan ulke. su anki durum ise adada kanun disidir. bu kanunsuzluklardan bir kac ornek,

    - kibris cumhuriyeti, garantor devletlerinin birinin uye olmadigi bir organizasyona uye olamaz.
    + kibris cumhuriyeti, garantor devleti olarak anlasmaya imza koymus turkiye'nin uye olmadigi bir organizasyona* uyedir.

    - kibris cumhuriyeti vatandaslarinin secme ve secilme hakki saklidir.
    + kibris cumhuriyeti kimligi almis fakat adanin kuzey bolgesinde yasayan kibris turkleri, secimlerde oy kullanamamakta ve bu secimlerde herhangi bir gorev icin aday olamamaktadir. sebep ise bahsi gecen ikametgahlarinin isgal altinda oluyor olusudur. ama, nedense rum parlamentosunda girne,magusa,iskele milletvekilligi koltuklari yer almaktadir.

    - kibris cumhuriyeti, her turlu kurulusunda turk temsilci bulundurmak zorunludur.
    + kibris cumhuriyeti'nin avrupa parlamentosunda 6 sandalyesi vardir ve hepsi rum kokenlidir.

    - kibris cumhuriyetinin cumhurbaskani rum, yardimcisi turk olmak zorundadir.
    + adanin guneyinde 500 adet kibrisli turk yasamasina ragmen, cumhurbaskani yardimcisi da rum'dur.

    - kibris cumhuriyeti'nin resmi dillerinden biri turkce'dir.
    + http://www.cyprus.gov.cy/

    boyle gider bu.
  • abdullah öcalan'ın pasaportuna sahip olduğu bir devlet.

    http://img159.imageshack.us/…9/4090/pasaport1ox.jpg
    *

    entry kötüleme meraklısı arkadaşlar için not: pasaportu ben vermedim..valla

    not2: at avrat breveheart da pasaportu veren değil
  • turk pasaportu ile kibris cumhuriyeti'ne ("guney") gitmek icin oncelikle bir schengen vizesi onun ustune de bir kibris cumhuriyeti vizesi gerekmektedir. turkiye kibris cumhuriyeti'ni tanimadigi icin, eger turkiye'de oturuyorsaniz atina'ya ucmaniz ve vizeyi orada almaniz en zahmetsizi olacaktir.

    guney'de bulunan iki havalimanindan birisine (larnaca veya paphos) giris yaptiktan sonra de facto kktc'ye ("kuzey") gitmek konusunda sikinti yasama olasiliginiz dusuktur. eger indiginiz yerde ben kktc'yi gezmeye geldim, sadece burayi ucus icin kullaniyorum derseniz, veya herhangi bir tartismaya girerseniz ayvayi yiyebilirsiniz, onun disinda hicbir sorun olmaz.

    adam gibi guney'de kalacaginiz yerleri gosterdikten sonra, su kadar sure de kuzey'de kalacagim derseniz, veyahut rezervasyonunuz iptal edilebilecek sekilde guney'de yapar sonra caniniz isteyince kuzey'e gecerseniz en ufak bir problemle karsilasmazsiniz.

    bu pratikte soyle isliyor, sinir (aslinda guney'e gore sinir degil tabii) bolgelerinde pek cok gecis bolgesi var (barikat da deniliyor), bir cogu sadece yuruyerek gecilebiliyorken, bir kismi ise taksi ile gecilebilir (her taksi degil ama, asagida yazacagim). bu gecis noktalarinda iki kulube, arasinda da un buffer zone goreceksiniz.

    eger kibris konusunda az veya tek tarafli okuma yaptiysaniz (ki turk iseniz bu ihtimal 99%) bilemeyebilecegiz uzere dunya ustunde turkiye haric hicbir ulke kktc'yi tanimiyor ve uluslarasi platformda orasi "isgal edilmis bolge". dolayisi ile kendi topragi saydigi kuzey'e gecerken guney herhangi bir kontrol yapmaz. guney kulubesini gecip, un buffer zone'da biraz yuruyup turk kulubesine geldiginizde pasaportunuz kontrol edilecek ve artik turk tarafindasiniz.

    ısiniz bittikten sonra (artik ne kadar isiniz varsa), yine ayni yontemi izleyeceksiniz fakat bu sefer iki kulube ile de muhatap olacaksiniz. ılk kulubede turk abilerimize pasaportunuzu verdikten sonra, guney kulubesinde pasaportunuzu veririken kesinlikle "vizem var" deyip sayfasi ile gosterin. cunku turk pasaportu ile giris yapan cok az oldugu icin kafalari karisabiliyor.

    bu islemlerin hicbir sirasinda bir vize veya damga vurulmayacak pasaportunuza.

    dedigim gibi vizeli bir sekilde guney'deki havalimanlarina giris yapip yine o havalimanlarindan ciktiginiz surece hicbir sikinti olmayacaktir.

    kuzey'den guneye gecilememesinin ise iki sebebi var, birincisi eger turk veya azeri pasaportuna sahipseniz kibris cumhuriyet'i vizesi almaniz gerekiyor dedigim gibi, ikicinisi ise adaya legal bir sekilde girmeniz gerekiyor. kibris cumhuriyeti'ne gore kuzey isgal altinda oldugu icin ercan havalimani "is an illegal port of entry".

    yani amerika'li da olsaniz ercan'a ucup guney'e gecemezsiniz. adam vizeye/damgaya baktigi and siktir eder. bu sistemin ise soyle bir bug'i var. eger cift pasaportlu bir turkseniz ve ikinci pasaportunuz bir avrupa birligi pasaportu ise, turk pasaport ve kimliginize ercan'dan giris yapar, sonra ab pasaportunu kullanarak gayet guneye gecebilirsiniz, cunku kibris cumhuriyet'i bir ab ulkesi oldugu icin giris yaparken ne bir damga ne de bir kayit oluyor ve polisler guney'den girip girmediginiz kontrol edemez.

    edit: gelen bir mesaj uzerine yazma geregi hissetim. bu yazi turkce bir platformda yazildigi icin turk pasaportu sahibi insanlarin perspektifinden yazilmistir. eger sadece ab pasaportunuz varsa da bahsettigim bugdan yararlanarak kuzey'e ucup karsiya gecebilirsiniz.

    edit: burada taksilerle ilgili bir analiz vardi, sagolsun1000 atli akinlarda ben olmayan cocuk hakli olarak uyardi. araba isleri biraz grift. eger kuzedeyseniz ve taksiyle guney'e gecmek istiyorsaniz (gerekli izinlerinizin oldugunu varsayiyorum) taksici ile konusmaniz gerekiyor, plakaya bakarak vs "bu guneye gecer bu gecemez" diyemiyorsunuz.
  • sinir olduğum devlet.

    geçmişte kıbrıs sorunu yüzünden istanbul'daki rumların başlarına gelenler ortada... tabi orada haklı oldukları taraflar da var elbet o başka bu başka. ama çocukluğumdan beri türkiye ile yunanistan'ın arası tam ne zaman 'düzeliyor' ya da 'iyi oldu' diyeceğim sürekli bir bok çıkartıyorlar. solomos solomou(hani şu türk bayrağını indireyim derken öldürülen haberlerde de mehter marşları eşliğinde verilen kıbrıslı) gibi olaylarla yunanistan'ı da gazlıyorlar ve ortalık anında karışıyor.

    şimdi de israil'in katkılarıyla akdeniz'de gaz arama tantanası çıktı başımıza. bakalım ne olacak. sürekli yunanistan'a ve avrupa birliği'ne güvenerek aptalca hareketler yapıyorlar.

    sonları bu gidişle pek iyi olmayacak gibime geliyor.

    olum bi rahat bırakın yakamızı la.
  • türk pasaportu ile başka bir ülke üzerinden gidip larnaka, lefkoşa, limasol ve ayia napa bölgelerinde 4 günlük mini bir tatil geçirdiğim ülke. hakkında gitmeden önce, giden kişilerin entrylerinden dahi vize olayı dışında hiçbir bilgi sağlayamadığımdan, umuyorum bu entry ileride gideceklere yardımcı olacaktır.

    öncelikle vize olayını aydınlatalım. bilindiği üzere tc pasaportunuzla kuzey'den güney'e geçiş yapamıyorsunuz. güney tarafına gitmek istiyorsanız ve elinizde sadece tc pasaportunuz varsa üçüncü bir ülkeden mutlaka vize almanız gerekiyor. zaten türkiye'den buraya direkt uçuş olmadığı için öncelikle üçüncü bir ülkeye gitmeniz lazım. aynı gün içinde birkaç saatte vize verebiliyorlar. yalnız gitmeden önce konsolosluğa mail atıp, ardından onların isteyeceği seyahatinizi belgelendiren evrakları da yönlendirmeniz gerekiyor.

    ülkede iki tane havaalanı var. biri adanın en güneyindeki baf'ta, diğeri de kuzey'e yakın olan larnaka'da bulunuyor. turistik mekanlara yakınlık açısından larnaka havaalanı'na inilmesi daha mantıklı olacaktır. yalnız inip de kolayca giriş yapabileceğinizi sanmayın. ben büyük bir şanssızlıkla tam da doğu akdeniz petrol krizinin ortasında buraya vardığım için çok kötü bir muameleyle karşılaştım. vizeniz olmasına rağmen ükeye girişiniz oldukça kötü bir psikolojik işkenceyle başlıyor. detaylandırmayacağım ancak salt tatil için gitmeyi düşünüyorsanız ve bu saçma tutumlarını göze alamayacaksanız gitmenizi önermem.

    ben bu tatili planlarken larnaka'yı merkez olarak alıp, araba kiralayarak günübirlik diğer şehirlerine de gittim. eğer larnaka'da kalınacaksa larnaka marina etrafında bir konaklama yapmanızı tavsiye ederim. bunun dışında sadece deniz turizmi düşünülüyorsa meşhur ayia napa bölgesi diğer seçenek.

    larnaka

    şehirde mackenzie, kastela ve finikoudes isminde üç tane ana plaj bulunuyor. tavsiyem, plajda tüm gün geçirmek için larnaka'daki bu plajları kullanmamanız yönünde. başka şehirlere geçecekseniz sabahında veya dönüşünüzde kısa süreli olarak girebilirsiniz.

    larnaka, konsepti olan çok güzel restoran ve kafelere sahip bir şehir. sabah kahvaltı veya kahveler için mutlaka to kafe tis chrysanthi's ve glykolémono önerimdir.

    akşam için deneyimlediğim greek müzikli iki mekandan mpoukia kai goulia ve to steki tis pareas'a kefilim. her iki mekanda da insanlar saat 21:00 civarında yeni yeni gelmeye başlıyor ancak rezervasyon şart.

    bir de yine sahilde ocean basket isminde fast-food balıkçı var. iyi fiyata güzel balıklar yiyebilirsiniz.

    ayia napa

    sanılanın aksine ayia napa bir plaj ismi değil kıbrıs'ın en güzel plajlarının olduğu bölgenin adıdır. dikelya ingiliz üssünden geçerek ulaşabileceğiniz bu bölge aslında gazimağusa'nın hemen dibinde yer alıyor. bana göre buradaki en güzel plaj açık ara nissi beach. giriş için eğer arabayla geldiyseniz 2 euro'luk bir otopark ücreti bulunuyor. bunun dışında eğer şezlong tutarsanız 2 euro daha ödemeniz gerekiyor, yok ben havlumu kuma sererim derseniz ise bedava. denizi maldivler'den bildiğiniz gibi turkuaz.

    ayia napa'da görülmesi gereken bir diğer yer de love bridge. burası aslında bir plaj değil kayalık. şuradan çektiğim fotoğrafta göründüğü gibi suyunun rengi ve dolayısıyla temizliği muhteşem. atlayıp yüzen rum gençler vardı ama ben cesaret edemedim.

    lefkoşa

    lefkoşa'nın kuzey tarafına gitmiş olanlar yiğitler burcu parkı'nı bilir. işte o parka, kendi vatanına, rum tarafından bakmak çok farklı bir duygu. bir gün yaşadığınız evin sokağına barikatlar çekildiğini ve 'bir arka sokağa geçemeyeceksin' dediklerini düşünün işte öyle bir his.

    bana göre lefkoşa'nın güzel taraflarını biz almışız ve bizim taraf çok daha hareketli. güney tarafta sınır hattında dolaşmak haricinde rum lefkoşa'sında pek bir aktivite pek yok.

    limasol

    sakin, güzel bir şehir. bana izmir'i anımsattı. sokaklarında gezmek ve kafelerinde oturmak çok zevkli. gezmek için yarım gün ayırmak yeterli olacaktır. ayrıca gelatissimo isimli dondurmacıdan kadayıflı dondurma yemeden dönmeyin derim.

    genel olarak sakin, ucuz ve güleryüzlü insanların yaşadığı bir ülke. türkiye'den dehşet derecede nefret ediyor ve işgalci gözle bakıyorlar. sadece türkleri değil 1973'te yeterli askeri desteği veremediği için yunanlar'ı da sevmiyorlar ve ayrıca kendilerini yunanistan'dan daha çok helen görüyorlar. gerçek helen'i kendileri olarak görüyorlar. bir kıbrıslı kızın yunan bir erkekle birlikte olması çok güçmüş. atina'da bile kıbrıslılar kendi gettolarında yaşıyorlarmış. konuştukları dil de yunanca'ya göre daha hızlı. yunanlar da zaman zaman bizim kuzey kıbrıslılar'ı anlayamadığımız gibi, güneyliler'i anlamıyorlarmış.

    zengin bir ülke. sahil şeridi boyunca komple petrol rafineleri var. her yerden petrol çıkartıyorlar. haberlerde gördüğüm zaman daha bu petrol çıkartma işlemlerinin başlamadığını düşünüyordum ama zaten kendi bölgelerinde bu işi yıllardır yapıyorlarmış. göz diktikleri bölge de bizim taraftaki petrollermiş.

    ingilizler ve kuzey kıbrıs'taki gibi trafik tersten. prizler de aynı şekilde kuzeydeki gibi ingiliz tipi. priz çeviricinizi unutmayın.
  • rumların anayasasını 1974 yılında cebren ilga ettikleri rejim. türk askeriyle karşı karşıya geldiklerinde yeniden yapışıp bugüne kadar bırakmamalarıysa ironinin allahıdır.

    (bkz: ironi)
  • daha önce ingiliz sömürgesi olan kıbrıs'ta rumlar ile türklerin ortak devleti olarak 1960'ta kurulmuş devletin adıdır. hala rumcanın yanında türkçe de bu devletin resmi dilidir. rumların tarihte bir gün bile kıbrıs'a egemen olmadıkları doğru değildir. rum demek, adı üzerinde romalı demektir ve kıbrıs, osmanlı egemenliğinden çok önce doğu roma egemenliği altındaydı, kıbrıs rumları da orada yaşamış ortodoks hıristiyan doğu roma vatandaşlarının soyundan gelirler. üstelik türklerden çok önce vardılar. dolayısıyla kendileri ev sahibinin evine el koyan hırsıza benzetmek yanlıştır.
  • dünyada, tüm kıbrıs adına hala de iure (hukuki) hükümet olarak güneydeki yönetim tanınmaktadır. kuzeydeki kktc ise de facto (fiili) bir oluşum olarak olarak addedilmektedir.

    şöyle bir paradoks var bu noktada. eğer güney kıbrıs tüm kıbrıs adına ab'ye üye olarak girerse türkiye'nin ab üyesi bir ülkenin belli bir kesimini işgal altında tutan bir ülke olduğu savı öne sürülebilecek ve bu da başımızı ağrıtacaktır.
  • turkiye* ve kktc disinda, uzerinde turkce yazan pasaportun verildigi dunya uzerindeki tek ulke. sozu gecen uc ulke, burunlarinin dibinde birbirlerini tanimiyor, o ayri.
  • bayrağı kktc'de sergilenmesi suçtur.

    ancak dün akşam ankara'da bu bayrak göndere çekildi.

    (bkz: 1 eylül 2016 türkiye kıbrıs r.k u21 maçı)

    türkiye kktc ile milli maç yapamazken, bu ülke ile baya baya maç yapıyor. anavatahahahahhaahhahahdsadas.

    neyse ben sustum.
hesabın var mı? giriş yap