• david ricardo'nun iki ülke ve iki ürün örnegiyle acikladigi kuram. ülkeler: portekiz ve ingiltere. ürünler: sarap ve giysi.

    portekiz her iki ürünün üretiminde de mutlak anlamda ingiltere'den daha ustun olsun (mutlak ustunluk, absolute advantage): portekiz'de bir takim elbise 1 günde, ingiltere'de 3 günde dikilsin. portekiz'de bir sise sarap 1 günde, ingiltere'de 5 günde üretilsin (bilirsiniz ki ingiliz saraplari muhtesemdir).

    bu örnege göre portekiz ingiltere'ye kiyasla sarap yapiminda 5 kat daha verimli, elbise dikiminde ise 3 kat daha verimlidir. dolayisiyla portekiz'in karsilastirmali ustunluk sagladigi ürün saraptir.

    teoriye göre portekiz sarap, ingiltere de elbise üretimine egilmeli, ülkelerinde üretmedikleri veya az ürettikleri mallari ithal etmelilerdir (degis tokus, serbest ticaret). portekiz icin fazladan sarap üretip karsiliginda ingiltere'den elbise almak, portekiz'de elbise üretmekten daha karli olacaktir, ingilizler de ürettikleri elbiseler karsiliginda ithal ettikleri her sise sarap icin 5/3'ten daha az bir fiyat ödeyeceklerdir (elbisenin fiyati 1).

    bkz:
    http://en.wikipedia.org/wiki/comparative_advantage
    http://internationalecon.com/v1.0/ch40/40c000.html

    bir baska ornek: ali 1 saatte 3 tane tv veya 6 tane buzdolabi yapabilsin; ayse ise 1 saatte 9 tv veya 36 buzdolabi yapabilsin. bu durumda bir saat icinde ayse sadece buzdolabi, ali ise sadece tv uretseler ve daha sonra her ikisi icin de elverisli bir fiyat uzerinden degis tokus etseler yeridir. mutlak olarak ayse her iki urunde de daha verimli, ancak firsat maliyetini karsilastirdiginizda ali'nin karsilastirmali ustunlugu tv yapiminda: ali icin tv yapiminin firsat maliyeti 6/3 = 2 buzdolabi, ayse icin tv'nin firsat maliyeti ise 36/9 = 4 buzdolabi. (ayse icin buzdolabinin firsat maliyeti 1/4 tv, ali icinse 1/2 tv'dir)

    sonucta ali 3 tv, ayse 36 buzdolabi uretirler. ali ayse'den iki tv karsiliginda 6 buzdolabi alabilir, yani bir tvnin fiyati 3 buzdolabi. son dagilim:
    ali: 1 tv, 6 buzdolabi (0 tv + 6 buzdolabi veya 1 tv + 4 buzdolabi kombinasyonlarindan daha iyi)
    ayse: 2 tv, 30 buzdolabi (2 tv + 28 buzdolabi veya 1.5 tv + 30 buzdolabi kombinasyonlarindan daha iyi)

    cok luzumlu edit: "ricardo's difficult idea, paul krugman, mart 1996":
    http://www.pkarchive.org/trade/ricardo.html
  • bakkal hayri amcanin bildigi seyleri ekonomiye kuram olarak sokmanin bir versiyonu. ali bir kaseti uc liraya, bir kaset kapagini da 4 liraya yapmaktadir.ayse ise kasedi 4 liraya, kapagi da 3 liraya yapabilmektedir. buna gore alinin kaset uretiminde ayseye gore avantaji vardir, yani daha dusuk maliyatle daha dusuk fiyata satabilir. ayse ise kapak yapiminda aliye avantaj saglamistir; eger bunlar max kazanc istiyolarsa, aralarinda anlasip birisi kaset yapsin, digeri de kapagini. sonra zengin olsunlar, evlensinler, coluk cocuga karissinlar, ali ayseyi aldatsin, ayse de aliyi....vs vs...
  • sürekli olarak mukayeseli ya da mutlak üstünlük teorilerinin hatali ve çarpık olduğuna değinilir, ama burada esas olan "realist olmayan varsayımlar, gerçek hayatı yansıtabilir mi?" sorusu değil "ülkeler neden dış ticaret yapar?" sorusudur.realist olmayan varsayımların gerçek hayatı yansıtmadığını herkes zaten biliyor, çünkü üretilen bu teoriler o zamanın şartlarına göre yapılandırılmıştır.bu dönemde değerlendirildiğinde de herkesin ricardo karşıtı kesilmesi oldukça normaldir.ama bu durum demek değildir ki "bu teoriler ülkeler arası dış ticareti açıklayamaz", gayet de açıklar daha da güzel açıklanamaz kanımca.
    sözün özü, "bu nasıl saçma bir teoridir", "böyle şey olmaz" demek yerine, bu teorileri "ülkeler neden dış ticaret yapar?" bağlamında incelemek çok daha mantıklıdır ki iktisatçılara bunun sürekli olarak dayatılma sebebi de budur zaten.
    zaten uluslararası iktisat fiks vize sorusu "ricardo ve smith'in teorilerini günümüz şartlarında iflas etmesinin sebepleri nelerdir ?", dolayısıyla "iflas ediyorsa niye öğretiyorsun" demek hatalı olur.
  • david ricardonun en ünlü teorisi, asırlar boyunca uluslararası ticareti açıklamakta kullanılmış ancak daha sonra modası geçince moda çevreleri başka modalara yönelmiştir. bu ca'ya göre, bir ülke her zaman göreceli maliyet avantajı olan ürünleri üretmeli ve ihraç etmeli, ve "disadvantage"ı olan ürünleri ithal etmelidir. h-o model'de ca'nın sermaye ve emek türünden bir analizidir.
  • (bkz: adam smith) in mutlak üstünlük teorisinin geliştirilmiş halidir. mutlak üstünlük teorisine göre, türkiye ve amerika gibi iki ülke olsun ve araba ve şarap üretsin bu iki ülke.

    amerika - şarap : 50
    türkiye -şarap : 100

    amerika - araba : 80
    türkiye- araba : 40

    ise (bkz: mutlak üstünlük) teorisine göre amerika arabada üstündür, türkiye şarapda.
    böylece tr den şarap almalı, tr ye de araba satmalıdır.

    ancak!

    david ricardo ince zekasıyla bu olaya bir fark yaratmış ki hala günümüz ekonomisinde geçerlidir.

    bir ülke her iki malda da üstünlük sağlarsa o zaman ticaret yapılmamalı mıdır? elbette hayır.

    amerika - şarap : 50
    türkiye - şarap : 10

    amerika - araba : 80
    türkiye - araba : 40

    olduğunda amerika her iki üründe de mutlak üstünlük sahibi görünmektedir.
    ancak şarapda 5 kat , arabada 2 kat daha fazladır. işte karşılaştırmalı üstünlük teorisine göre amerika şarapda karşılaştırmalı üstünlük sahibidir. tr 'ye şarap vermeli , arabayı ise tr den almalıdır.

    dersimiz bitmiştir arkidişler.
  • ekonominin tek kutuplu olmasının getireceği tehlikeleri bundan 150-200 yıl önce çözmüş olan david ricardo'nun 3.dünya ekonomilerini (uygulanması durumunda) kurtarmış ve kurtaracak olan teorisidir. kapitalist sistemde ucuz emek gücüne dayalı mal üretimlerinin bu 3.sınıf ekonomilere verilmesi "hiç, yoktan iyidir" mantığı ile bakıldığında dünya nüfusunun bir kısmının daha açlıktan kurtarılmasıyla sonuçlanmıştır.

    adam smith'in mutlak üstünlük teorisinin sosyal dünya çerçevesinde boyutlandırılmış halidir. kaldı ki smith'in teorisi uygulanmış olsaydı büyük ülkeler de çok sıkıntı çekmişlerdi. çünkü bir süre sonra mallarını satabileceği ülkeler azalmış olacak ve bundan dolayı hayal ettikleri kar düşmüş olacaktı. kişisel görüşüm şöyledir ; ricardo bu teoriyi açıkladıktan sonra dünyada bazıları "sonunda, aklı başında bir adam" şeklinde tepki vermişlerdir.

    aslında daha söylenecek çok şey var. mesela bu teoriyi bile yukarıda bahsettiğim düşük emek gücünden yararlanmak adına ekonomik olarak güçlü olan ülkeler zaman içerisinde çok güzel kullanmışlardır. sonucunda kapitalizm, emperyalizm denilen olgular meydana gelmiş ancak smith'e göre daha ılımlı ve alımlı şekilde olmuştur.

    (bkz: theory of comparative advantages)

    bir ülke hangi malları diğer ülkeye göre daha ucuz üretiyorsa o malların üretiminde uzmanlaşsın ve onları ihraç ederken, pahalıya ürettiği şeyleri dışarıdan ithal etsin düşüncesindedir bu teori. eğer bir ülke her malı ucuza üretiyorsa o ülkeyle zaten ticaret yapılmaz.

    kaldı ki bir ülke her malı yine de ucuza üretebilir. ancak yine de karlı ticaret yapma olanağı vardır. yani o herşeyi iyi üretiyor diye üretmeye devam ettiği sürece en yüksek karı sağlayacak değil. işte ricardo'nun bu teorisinin günümüz dış ticaretin görünür politikalarına işlenmesinin nedeni ricardonun bunu kanıtlayabilmiş olmasıdır.

    klasik olarak türkiye ve abd'yi örneklendireyim ben de. abd sabun üretiminde türkiyeye göre 2 kat motor üretiminde 5 kat kuvvetli olsun. abd bu noktada sabun üretimini türkiye'ye bırakmalı ve motor üretimini arttırım o alanda uzmanlaşmalıdır. tekel'cilik dış ticaretin kurumasına neden olur.

    önemli hatırlatma: ricardo sadece emek faktörünü dikkate almıştı. daha sonra bu teoriyi geliştiren iktisatçılar faktör donatımı teorisini yapmışlar ve emek-yoğun yermaye-yoğun malları ayırmışlardır.

    devam edelim.

    türkiye'nin (sadece 1 ürün ürettiğinde) yıllık; besin üretimi 100 / kumaş üretimi 100

    abd'nin (sadece 1 ürün ürettiğinde) yıllık; besin üretimi 200/ kumaş üretimi 100

    abd besin üretiminde bariz üstünlüğe sahiptir ve iki ülke kumaş üretiminde eşittir. türkiye'nin 1 ton besin için fırsat maliyeti 1 ton kumaş iken abd'nin bu oranı 0,5 tir. yani abd türkiye'ye göre besin üretiminde karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir.

    türkiye'nin (iki ürünü ürettiğinde) yıllık; besin üretimi 50 / kumaş üretimi 50

    abd'nin (iki ürünü ürettiğinde) yıllık; besin üretimi 100 / kumaş üretimi 50 bu noktada 1 ton kesin için 2/3 ton kumaş oranı varsayılır.

    dünya üretimi ise 150 besin / 100 kumaş şeklinde olacaktır.

    eğer iki ülke karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu malı üretirse;

    türkiye 0 besin / 100 kumaş
    abd 200 besin/ 0 kumaş
    dünya 200 besin / 100 kumaş

    dünya besin üretimi arttığında kumaş üretimi sabit kalır. 1 ton besin için 2/3 oranında döviz kurunu dikkate alırsak yapılan ticaret şu şekilde olacaktır.

    türkiye 75 besin / 50 kumaş
    abd 125 besin / 50 kumaş

    türkite 75 ton besin için 50 ton kumaş ticareti yapmıştır. her iki ülke de kazançlı çıkmıştır. bu sayede ülkeler kendi üretim olanakları eğrilerinin üzerindeki bir noktada üretim yapabilirler.

    kısaca ricardo'nun karşılaştırmalı üstünlük teorisi ekonominin üretim hacmini art-tı-rır.
  • diğer birçok iktisat teorisi gibi bu da gerçek hayata uyarlanmaya çaılı$ıldığında dibe vurur. temeli kim neyi daha verimli üretiyorsa onu ihraç etsin, hangi konuda yetersizse onu da ithal etsin. sanırım bu konuda hem fikiriz ancak $öyle bir durum var $imdi. kabaca bu teoriye göre türkiye almanya'ya göre tarım ürünlerinde karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir, almanya da türkiye'ye kar$ı elektronik cihaz üretiminde üstünlüğe sahiptir. bu teoriye göre türkiye'nin elektronik ıvır zıvır üretimine giri$meyip boyna iyi olduğu tarımsal ürün üretimine ve ihracıtına yönelmesi lazım, zira kazın ayağı öyle değildir gerçek yaşamda. çünkü türkiye elektronik techizat ihtiyacının hepsini almanya ve diğer ülkelerden ithal etmek yerine kendisi de bu gibi ürünlerin üretimine devam etmektedir. yani ülkeler ithal ettikleri malları üretmeye devam ederler günümüz ekonomilerinde. haftaya sınavda bu soru gelirse gömerim valla cevabı. anlamı$ım galiba.

    (bkz: uluslararasi iktisat teorisi)
    (bkz: ders calisip sozluge entry girmek)
  • bir ürünün satılma kabiliyetini sadece fiyatıyla kısıtlayan, yani kalitesi, teknolojisi, markası, satış öncesi ve satış sonrası sunulan hizmeti.. vs gibi kavramları göz ardı ettiği için eksik kalan bir iktisadi teori. yine de önemlidir, dış ticaret teorisi bu ana kuram üzerine inşa edilmiş ve geliştirilmiştir.
  • ornekle izah etmek gerekirse,

    burger king ulkesi,
    bir saat iceridinde 80 hamburger veya 80 tavukburger uretebiliyor ise

    ve

    mcdonalds ulkesi,
    bir saat icerisinde 40 hamburger veya 20 tavukburger uretebiliyor ise,

    burger king'in mcdonalds'a kar$i hem hamburger hem de tavukburger uretiminde mutlak ustunlugu (bkz: absolute advantage) vardir; bu teoriye gore bu iki ulke arasinda ticaret gercekle$mez.

    oysa karsila$tirmali ustunluk teorisine gore mcdonalds 40 hamburger uretmek icin 20 tavukburgerden vazgeciyorken (yani mcdonalds ulkesinde 1 tavukburgerin fiyati 2 hamburgerken) burger king ulkesinde 40 hamburger uretmek icin 40 tavukburgerden vazgecmek gerekir, yani burger king ulkesinde 1 tavukburgerin fiyati 1 hamburgerdir.

    kisaca,

    mcdonalds: 1 tavukburger = 2 hamburger
    burger king: 1 tavukburger = 1 hamburger

    bu da demek oluyor ki, burger king ulkesinde tavukburger gorece daha ucuzdur.

    oyleyse hemen bi kur belirleyelim, gonlumuzden ne koparsa,
    misal 1 tavukburger = 1.5 hamburger

    burger king ulkesi deliler gibi tavukburger uretsin ve bunu 1.5 hamburger kar$iliginda mcdonalds ulkesine satsin, yani 0.5 hamburger kar etsin; mcdonalds ulkesi de cilginlar gibi hamburger uretsin, bunu burger king ulkesine satsin ve normalde 6 hamburger icin 3 tavukburgerden vazgecerken, bu 6 hamburgeri 4 tavukburger kar$iliginda burger king ulkesine satsin ve 4-3=1 tavukburger kar etsin.

    bu sayede her iki ulke de daha yuksek bir kayitsizlik egrisine ula$irlar ve bir sure icin cok mutlu olurlar. ancak bilindigi uzere uluslararasi ticaret, bir urunun ic pazardaki fiyatiyla uluslararasi pazardaki fiyatinin farkindan kaynaklanir ve aradaki bu fark kapandigi vakit (bkz: #10374989) guzel gunler sona erer, ticaret faydasiz hale gelir.
  • aslında bütünüyle rico paşa'nın şarap tutkusunun bir ürünüdür. gerçeklik payı da olabilir o ayrı.
hesabın var mı? giriş yap