• kendileri ile ilgili, bir koloninin bir yılda aslan ve kurtların tükettiğinden daha fazla et tükettiği, ağırlıklarının 100 katını kaldırabildikleri gibi ilginç bilgilerin mükemmel görsellikle birleştirilerek anlatıldığı bir video şuradan izlenebilir:

    https://www.youtube.com/watch?v=z-gix7lxcqm

    gerçek bilim de böyle olur, helal olsun.
  • ilk olarak 1991'de paris'te yayınlanan bir bernard werber eseri. orijinal ismi les fourmis'dir. daha sonra bu kitabın büyük başarı sağlaması üzerine devamı olan "karıncaların günü" adlı eser yayınlandı. kitaba gore, siz bu satırı okurken yeryüzünde 40 insan doğup, 30 insan ölmektedir. 700 milyon karınca doğup, 500 milyon karınca ölmektedir.
  • adana'da çeninkaya'nın yanında giyim eşyası satan büyük bir mağaza.
  • john steinbeck ve boris vian'ın yazımı, ülkü tamer ve işıl yüce'nin çevirisi, gökhan aktemur'un oyunlaştırması ile bu sezon ankara dt tarafından sergilenmektedir. daha doğrusu "üç yönetmen üç oyun" adlı başarılı oyunu oluşturan parçalardan biri olarak sergilenmektedir.

    hem basri albayrak'ın oyunculuğu, hem de oyunun oyuncularından biri olması başarılmış dekorunun görülmesi açısından öneririm.
  • değişen, gelişen, bozulan herşey gibi garipleşen canlı türü.

    evrimleştikleri doğru galiba

    (bkz: bilgisayarı karınca basması)
  • ailecek gittikleri ormanda diğer aile bireyleri bir sebepten ölen insan yavrularını orman hayvanları büyütüyor. bu çok yaygın bir durum, biliyorsunuz. ayılar tarafından büyütülen hanzo ve bir ceylan tarafından büyütülen hay (allah'ı arayan çocuk) en meşhur örneklerdir. buna benzer bir şeyi de ben yaşadım. karıncalar tarafından eğitildim. üşengeç ve yalnız biri olarak karıncalardan çalışkanlığı, birlik ve beraberliği öğrendiğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. bambaşka bir şey öğrendim: evde açıkta, değil çöp, kırıntı dahi bırakma! çok caydırıcı bir yöntemleri var: üşüşme tekniği. kırıntıya üşüşmek ve kırıntıya giden yolda konvoy oluşturmak suretiyle seni pis bir insan gibi hissettirip psikolojik baskı yapıyorlar. bu minicik heyvanlar devasa üşengeçliğimi yendiler. inanılmaz.
  • john steinbeck ve boris vian'ın yazdığı oyun. savaşı, bütün vahşetiyle yaşayan bir askerin gözünden anlatıyor. kahramanlık kavramını sorguluyorsun. tanımadığın insanları öldürmek ve onlar tarafından öldürülmek... üstelik tırnağının ucuna zarar gelmeyecek insanların verdiği kararlar yüzünden yapıyorlar bunu. ve tabii ki hayatta kalma içgüdüsü... bu ara bursa devlet tiyatrosunda sahneleniyor. oyuncusu kamil korunan'ın performansı muhteşemdi. bdt'de gözümde zirveye oturdu. oyuna zaten diyeceğim yok, boris vian garantisi var. yani şiddetle tavsiye edilir.
  • "nasıl yabancı-düşman karıncalar arasına düşen karınca öldürülür, karıncasız karınca da ölür, ama karıncasız olmak bal peteği kadar tatlıdır." ursula k. le guin - the compass rose

    "çalışkanlığın simgesi haline gelmiş arılar ve karıncalar bile günün büyük kısmını miskin miskin geçirirler; bu üçkağıtçılar, çalışmadıkları zamanlarda yuvada olduklarından, göze görünmezler sadece, o kadar." konrad lorenz - hz. süleyman'ın yüzüğü
hesabın var mı? giriş yap