• insanın sevdiği iinsan ile gidebileceği en güzel, en huzur dolu yerlerden biri. kısacık, daracık ve taştan sokakların her biri bir evin bahçesinden geçiyor. her sokak kendine özgü, kimi denize nazır, kimi çiceklerle örülü, kiminde tarihi lahit var ve kiminde top oynayan neşeli çocuklar.

    insan buraya yalnız gitmemeli kesinlikle. o sokaklardan geçerken eline gelen çicekleri verebileceği, denize inen merdivenlerde elini tutabileceği ve kimseler yokken etrafta öpebileceği biri olmalı yanında

    ama daha da güzelı, ışıklar sönmüsken geceyarısında yıldızların altında sarılabileceği ve kayan yıldızları gösterebileceği biri olmalı yanında.

    ne mutludur, buraya sevdiği insan ile gitmiş kişi. iyi ki gitmişiz...
  • tanrı tarafından şevke gelelim diye cennetten numune olarak gönderilmiş yurdum köyü.
    ama yinede bana göre intihar etmeyecekseniz veya kitap yazmayacaksınız bir günden fazla kalmanız gereksiz.
    tamam cennet gibi fakat sessizlik, huzur nereye kadar. uzun süre kalsam bir gece kafayı bulup, pompalı tüfekle bütün köyü gezip, önüme geleni vurabilirim gibi geldi bana. imara açık olmaması dolayısı ile köyde yalnızca 4 adet pansiyon var. altın kural ise ne olursa olsun sahil pansiyon'da kalınmaması ve yiyeceğiniz, içeceğiniz her şeyin fiyatını önceden sormanız gerektiği. bir de dünya'nın en büyük eşek arıları var onlara da dikkat edin.
  • karadan ulaşım mümkün değil demişler ama yanlış bilgi. üçağızdan giden tekneler -tekne kiralamanız gerek deniyor hep- 450 lira, 1.5 saat kalıyormuş kaleköy' de. ama zaten arabayla oraya kadar geldiyseniz, vaktim var, gelmişken daha çok kalayım 1.5 saat az derseniz, 10 dk arabayla 10 dk da yürüyerek kaleköy' e ulaşabilirsiniz. bu bahsedilen güzel kıyı orada yaşayan halkın 'kale arkası' dediği yer.
    bilseydim iyi olurdu dediğim şeyler,
    - arabayı mezarlığın oraya parkettikten sonra yaya olarak bir 10 dk kadar yürümeniz gerekiyor. heh işte o noktada hiç bir tabela olmadığı için insan nereye gideceğini şaşırıyor, kale yukarıda tepeye mi çıksam yoksa direk yürüsem deniz görünür mü diye. kaleye çıkıyoruz yukarı doğru, yerde bir çift su borusu var onu takip edin sizi aşağıya kadar götürecek.

    -mutlaka deniz ayakkabısı götürün, çok fazla taş, kaya var zira.
    -dondurma zaten söylenmiş, deneyin.
    -yeme içme ankara'dan daha ucuz, ucuz dediysem abartılı değil işte. ama sahil kasabası yemekleri, fazla beklentiniz olmasın
    - batık şehir' e de kaleköy' den tekneler gidiyor ama kano kiralayıp gitmek bence daha keyifli, ama tabi tur tekneleri nedeniyle biraz riskli, tercih sizin.

    son olarak evet sevimli bir köy, huzurlu, kalabalık değil, suyu tertemiz ama bence yüzmek pek keyifli değil, nereye gitseniz bel hizasını zar zor geçiyor çünkü etrafta bir çok adacık/kayalık neyse onlardan var, deniz de dediğim gibi çok kayalıklı.

    tanım. diğer adı simena olan bir antik likya kenti.
  • gökçeada'nın başlıca turizm merkezi kabul edilen köy. 2000 sayımına göre nüfusu 90'dır. iki parçadan oluşur: yukarı kaleköy olarak adlandırılan köyün asıl eski kısmı ve sadece kaleköy olarak adlandırılan aşağı kaleköy. yukarı kaleköy adanın kalesinin arka yamacında denizden görülmeyen bir yere konuşlanmıştır. bir otel, bir kaç açık hava cafesi/kahvaltı salonu/çay bahçesi ayarında yerler vardır. evlerin tamamı terkedilmiş gibidir ve tahmin edilebileceği üzere rum köyüdür. rumca adı kaston'dur. asıl binadan ayrı hoş bir çan kulesine sahip sarı renkli bir kilisesi vardır. içeride freskler durmakla beraber yüz kısımları özenle tahrip edilmiştir, ayrıca kilisenin tam anlamıyla içine sıçılmıştır (mecazi değil). aşağı kaleköy ise araç trafiğine kapalı bir cadde ve çevresinden oluşur. burada yukarı'ya nazaran daha az rum evi vardır. bir bar, bir türkü bar, bir kaç çay bahçesi, sahil yolu, bir restoran ve askeri dinlenme kampı vardır burada. adanın eski limanı bu kısımdadır. ayrıca köyde adanın tek turizm danışma ofisi vardır. merkez kasabası'na 4 km'dir ve adanın en sık toplu taşıması merkez-yeni bademli-kaleköy arasında yapılır (sanırım 1,5 veya 2 saatte bir minibüs).
  • inanılmaz bir yerleşim yeri, içerisinde bir de anasınıfı var.

    rahmi koç yaptırmış ve aynı zamanda rahmi koç’un burada harika bir evi var.

    ara sıra yatıyla gelip burada dinleniyormuş. böyle bir yerde aktif yaşayan bir köy olması şaşırtıcı, burada başka bir dünya var. sanki ülkeye bağlı değil, lahitlerin arasında yüzüyorsunuz, köylü halkın evlerinin bahçesine yaptığı kafelerde oturuyorsunuz.

    biranızı alıp denize karşı oturabiliyor, suya giriyorsunuz.

    türkiye’nin en güzel noktalarından biri olduğu şüphesiz.

    kaş’a çok yakın, üçağız denilen bir yerleşim yerinin ilerisinde, denize doğru iniyorsunuz.

    başka bir ortam.
  • kekova'da olanı, zannederim türkiye'nin en az mevcutlu okulunu barındıran köy. buradaki ilkokulun toplam 6 öğrencisi varmış.
  • ömür boyunca aradığım huzuru seneler önce burada bulmuştum. ilk iki gün mutluluktan aklımı kaçırmış, işimi buradan da sürdürürüm diyerek yeni hayat planları yapmaya başlamıştım. ama üçüncü gün hiç tahmin edemeyeceğim bir şey oldu. aşırı huzurdan rahatsız olup istanbul'a kaçtım. şehrin fon gürültüsü içime öyle bir işlemiş ki, uzaktan da olsa duymazsam içim rahat etmiyor. arada bir kaleköy'e gidip hayallere dalmak ve fazla uzatmadan istanbul'a dönmek en güzeliymiş. bu da sinekler olmasa'nın başka bir türlüsü herhalde.
  • kekova'nın sadece tekneyle ulaşılabilen 40 haneli köyü.
    daracık yollarla çıkılan kalesi ve batık şehir manzarası var.
  • yukarıdan bakınca gerçekten muhteşem bir manzarası vardır ufukta semadirek gorunur luks meraklısı degilseniz yakamozun patronuna rica edin denize dogru inan patika yolun sonunda denize tam tepeden bakan eski koy evini tutun bahcesinde oturun mangal yapın hamak kurun guneşin batışını geceyi yıldızları seyredin
  • kekova'daki cennet. yollarda yürümek bile zor, çıt yok, sabah tekne sesiyle uyanıyorsunuz. deniz tertemiz, günlük tekne turları kalabalıklaştırıyor sadece. ulaşım da tekne kiralayarak yapılabiliyor ve iki koy ilerisinde derme çatma bir kulübe içinde görüp görebileceğiniz en dehşet * bar var, bob marley dinleyen, nerden geldiği belli olmayan insanlar gülümsemeler içinde bira içiyor. kafa dinlemek için oldukça iyi, enteresan kostümlerini sergilemek isteyenler kelebekler vadisine gidebilir. kaleköy'de izleyici bulamaz bu kişiler.
hesabın var mı? giriş yap