• birisinin "tapu" dedikten hemen sonra söylemesi gereken diğer kelime.
  • ada pafta parsel kıl tüy bunların hepsi farklı şeyler.
    arsa tarla mera tarım arazisi çayır çimen bunlar da hep farklı şeyler.
    bunların her birinin yerini sınırını kağıt üzerinde belirleyen şey de işte kadastro.
    şimdi mesela bilmemne ili bilmemne ilçesi şu ada bu pafta gibi bir yerde 350 metrekarelik bir bölge için mülkiyet hakkın olabilir.
    tapusu da olabilir buranın.
    gider bina mina bişeyler yaparsın mesela.
    ama işte bunun 100 metrekaresi başka 150'si başka kalanı bambaşka olabilir.
    gibi anlıyorum.

    yani senin tapun, kadastral alanların sınırlarına birebir uymak zorunda değil.

    he kadastronun olmadığı yerde tapulama olur mu bunu henüz bilmiyorum. kesin oluyordur.
    ama mülkiyetle ilgili olarak, medeni kanun - tapu kanunu - kadastro kanunu - içtihadı birleştirme kararı - anayasa mahkemesi iptal kararı - iptal kararından sonraki yargıtay kararları - falan filan bin beş yüz tane kural bilmen gerekiyor onu biliyorum.

    sonra oturup eşya hukukunun gerçekten her biri birbirinden acayip kurallarını okurken, gidip kadastro mahkemesine "ben zaten özel mülkiyete karşıyım" diye dilekçe verip eğlenmeyi düşünüyorsun sfhhsfhf
  • arazi sahibi insanlarin,bu mal varliklarini kanitlayabilmeleri icin aldiklari belge/lisans.
    (bkz: sanirim)
  • arazilerin sınırları, köşe noktaları, alanları vs. gibi özelliklerinin belirlenerek plan haline getirilmiş şekli.
  • bir ulkedeki her cesit arazi ve mulklerin yeryuzu uzerindeki yer ve konumlarini, alanlarini, degerlerini, uzerindeki her turlu hak ve yukumluluklerini tespit ederek bir plana baglama isidir.
    ilk kadastro, tarihi kaynaklara gore, milattan once 4000 yilinda, arabistan colu icin yapilmistir. avrupa'da ise 1808'li yillarda fransa'da napolyan tarafindan yapilmistir. bizde ise, malesef, halen kadastro yapim calismalari devam etmektedir.
  • iyenin sahip olduğu tasinmazın tapulanmasından önce, bu taşınmazın sınırları, şekli hatta semailini belirlemek için kullanılan yöntemler. elde edilen veriler harita üzerine işlenir(kadastral harita) ve bu haritalar nadiren güncellenir. böylece kimse kapınıza dayanıp "verin lan mütemmim cüzümü" ya da daha kötüsü "burası benim büyük büyük babamınmış, bakın padişah mühürlü tapum var" diye caz yapamaz*.
    oicrfnin tanımından farklı olarak türkiye'de sadece taşınmazların kadastrosu yapılır, gemiydi altyapıydı bunların kayıtları tutulmaz.
  • kadastro; başlangıçta toplumların en önemli üretim aracı olan tarım topraklarından, adil ve düzenli bir biçimde vergi alınabilmesi için doğmuş bir kamu hizmetidir.
    zamanla özel mülkiyetin gelişmesi sonucunda doğan sınır anlaşmazlıkların çözümü için kullanılan bir araç haline de gelmişitir. günümüzde kadastronun kapsamında ; taşınmazlara ait bilgilerin toplanması, saklanması ve bu verilerin araştırma, palanlama ve projelendirme çalışmalarında temel altlık olarak kullanılması bulunmaktadır.
    bütün bunlara dayanarak, kadastronun tanımını şöyle yapabiliriz ; "bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülklerin yeryüzü üzerindeki yer ve konumlarını, alanlarını, değerlerini, üzerlerindeki her türlü hak ve yükümlülükleri tespit ederek plana bağlama işidir".
  • 3402 sayılı kadastro kanunu kapsamında 'memleketin kadastral topoğrafik haritalara dayalı olarak taşınmazların geometrik durumlarını belirlemek suretiyle medeni kanunun öngördüğü tapu sicillerini oluşturma'amacıyla yapılan tapulama çalışmalarıdır.
  • anlamı hiç bir zaman aklımda tam olarak oluşamayan ve takiben yeşil alan, anıtlar kurulu, tapu kelimelerini beraberinde getiren; babam ve amcamların yüksek, gergin ses tonuyla konuştuğu çözümsüz konuların direği kelime.duyduğumda içimi sıkan kelimedir.
  • her çeşit arazi alanının, sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirlenip plana bağlanması .
hesabın var mı? giriş yap