• yasadigi donemde sarayda annesi babasi da dahil olmak uzere kimse tarafindan sevilmeyen kahramandir. kendisi dombili bir bunye oldugu icin ve surekli tikindigindan tiksinti yaratiyormus. ortalama bir turk tipi berber havasi varmis. saclari arkadan hafif uzun, biyiklari firca gibi ama adeta bir can dundar tarzinda genc irisi bir hali varmis. hazetmiyolarmis yani bunu. christmaslarda, yortularda filan gelen misafirlerin yanina cikmiyormus. bir el opme, bir saygi gosterisi hic bisey yokmus essek herifte. sarayin hemen yanindaki sokakta, gaz lambasinin altinda mahallenin itleriyle sabaha kadar icip sicip geyige vuruyomus. babamin isini de yapmiycam devlette de calismiycam. kendim bir atelye (atolye bile diyemeyecek kadar da kultursuzmus okuz) acicam, gerci devletin garantisi var ama “en iyisi kendi isin” deyip duruyormus. sonunda avusturyalilarla osmanlilarin arasinda bir mesele oldugu ortaya cikinca sobieski’nin babasi, annesi ve ozellikle de krakow’lu kayincosu; sen aslansin, kaplansin, allahin merzifonlusunu mu yenemeyeceksin. merzifonun nufusu kac? genc (genc burda sobieski oluyor) demisler. sonra bunu saraydaki en besili ata bindirip ati da bi guzel dehlemisler. gidisin olsun da donsun olmasin, ne tepeler turkler seni simdi diye de mustehzi mustehzi eklestirmisler. amma velakin sonuc malum. hava sartlarinin elverissizligi, avusturyalilarin bi telefonla orta avrupadan 57 kamyon adam getirtmesi (bkz: kamyonla adam getirmek) ve kirim haninin son anda savas karsitlari arasina katilmasi sonucunda bizim al yanakli kele sobi onune geleni tepelemis. o yillara kadar saraydaki kisitli ortamda ortaya cikmayan ergen kuvveti bizim dingil merzifonluya patlamis. ama gorenler hala anlatirlar ki 500 kere oyle savas olsa birini sobi kazanirmis. oyle denk gelmis iste. merzifonlu ordusunu geri cekerken, ne kadar “iyice bakin bisey unutmayalim” dediyse de herkesin sorumlulugu birbirine birakmasi sonucunda bi ton kahve, bi suru sancak ve bissuru pasaport orda kalmis.

    sobieski evine dondugunde saskinlikla karisik, yapmacik bir sevincle karsilandiysa da bazi vakanuvisler babasinin yillarca sobieskiyle konusmadigini hatta sarayin koridorlarinda yan yana gecerken, sobieski’ye biyik altindan “esoguluessek”, “pis herif”* seklinde mirildandigi rivayet etnektedir.

    aile baskisina dayanamayan sobi 1691-1692 egitim ogretim doneminde hizlandirilmis bicki dikis kurusuna katildi ve mezun olur olmaz varsova’nin sahil kasabasi tadindaki wilanow semtinde atelyesini acti. tabi kendisi boyle isterdi ama maalesef buyuk bir kral olarak hep buyuk buyuk islerle ugrasarak sarayinda oldu. adi polonya ve viyanadaki bilimum cadde, stadyum ve okullara verildi. bugun dahi yasli bir polonyali, genc bir polonyalinin adinin sobieski oldugunu ogrendiginde “sobieeeeeeskiii ne guzel ismin varmis sobieskiiiii, hay adinla yasa” diyerek duygulanir.

    halbuki kara mustafa pasa sobieskiyi tepelese, hem kendi kellesini kurtarsa, hem bizi kurtarsa, hem sobieski’nin ailesini kurtarsa, viyananin ismi merzifon olsa, biz de anadoluda da bi tane merzifon oldugunu duydugumuzda ahaha ayni sincan gibi, orda da var, orta asya’da da var ya bi sincan diye bilgimizi konustursak ne olurdu. ama olmus artik bi kere. bize de bokyedi basi sobieskiyi tebrik etmek duser. aferim sobi iyi bok yedin!
  • vatana ihanetten yargılanması gereken adamdır. işgüzar adam adam yerinde oturacağına, viyanayı osmanlıdan kurtarmaya and içmiş. koştur koştur gelmiş. eee o kurtardığı avusturya naapmış. polonyanın baş düşmanları prusya ve rusyayla işbirliği yapıp polonyayı taksit taksit yemiştir. jan sobieski 1683 senesinde bir polonya ordusu ile viyanayı kurtarmaya gelmişti. 1772'de yani 89 sene sonra ortada polonya diye bir ülke yoktu. varşova'da bir rus çarlığı şehriydi.

    edit : 1772'de çözülme başlamış, 1795'de polonya diye bir ülkenin varlığı 1918'e kadar avrupa haritasından silinmiş.
  • o vakitler polonya-litvanya kralları büyük toprak sahiplerinin katıldığı bir seçimle başa geçtiğinden, komutanlıktan krallığa yükselebilmiştir. osmanlı ordularını viyana'dan önce de tepelediği vakidir.

    bugünden bakıldığında ne isa'ya ne musa'ya yaranabilmiştir. namkör avusturyalılar sobieski'nin adını pek az anarken, polonyalılar da 'hacı bıraksaydı da avusturya yıkılsaydı daha mı iyi olurdu yav' deyu merak içindedir. garibim sobieski ise ileride milliyetçilik denen nanenin çıkacağından habersiz, viyana'ya yardıma koşarken islama karşı hristiyanlığı savunduğunu zannetmekteydi.
  • mehmet ali birand'ın polonya kralı jan sobieski'den bahsetme şekli.
    "... jan iii sobieski viyana kapılarına dayanan iii osmanlı ordusu ile iii ... "
  • tarih, notunu verirken, bazı karakterlere haddinden fazla anlam yükler.

    stratejik körlükten muzdarip lehistan (polonya) veya daha doğru bir deyimle polonya-litvanya birliği (polish lithuanian commonwealth - plc) kralı 3. jan sobieski de, ağırlıklı olarak dini nedenlerle tarihin sayfalarında kimilerince kahraman olarak anılmaktadır.

    oysa ki, tarihin gidişatı, stratejik körlük olarak adlandırılan kavram konusunda marka isimlerden olduğunu göstermiştir.

    plc, 17. asrın ikinci yarısında, osmanlı imparatorluğu ve kırım hanlığı ile günümüz ukraynası hakimiyeti meseleleri üzerine kavgaya tutuşmuştur. bilhassalipka tatarları isyanları ve kırım hanlığı akınları, plc ile kırım'ı karşı karşıya getirmiştir. oysa ki, ne hata, aynı asrın içinde rusya, plc'den koca doğu belarus'u (smolensk bölgesi) almış, ukrayna'daki hakimiyetini kiev'e kadar genişletmiştir.

    esas tehlikenin rusya olduğu bu denli ayan beyan ortadayken, sobieski efendi'nin yirmi bin leh askeri ile viyana önünde (ki bu taarruz viyana önlerinde kahlenberg savaşı olarak geçer) kanatlı huzarlarıyla (winged hussars) şok etkisiyle kuşatmayı dağıtması, polonya'da tarihsel zafer olarak anılır (ki bu, papalık etkisiyle "dini kurtardı" gibi bir atıfla yapılır).

    oysa ki plc, tarihin bu anından sonra bir daha iflah olmayacaktır. tarihi bir hata yapmıştır. viyana muhtemelen her halükarda düşmeyecek, düşse dahi batıda yayılan şok dalgaları neticesinde oluşan koalisyon ertesinde bir şekilde osmanlı'dan geri alınacaktır.

    ama plc'nin viyana muhasarasında yaptığı şey, bu muhasaranın büyük bir bozgunla bitmesine yol açmak, ertesinde osmanlı'ya karşı bir büyük koalisyon'un teşkil etmesine ön ayak olmak, ve bu surette osmanlı'yı onarılamaz bir darbeye maruz bırakmaktır. plc bu savaşa hiç dahil olmamış olsaydı, osmanlı'nın bozgunu bu denli ağır olmaz, plc belki de mevcudiyetini daha güçlü bir biçimde koruyabilirdi (malum olduğu üzere, daha 18. asır bitmeden prusya, rusya ve avusturya plc'yi paylaşmışlardır). bir de plc, 16 yıl boyunca osmanlı'ya karşı savaş eforunu sürdürmüştür; ki kahlenberg'den ve hemen ertesinde gelen parkany muharebesinden sonra doğru dürüst bir zafer de elde edememiştir. ki plc, rusya tehlikesinin mevcudiyetinde, bu savaşa dahil olmamalıydı. tüm 17. asır boyunca rusya, plc aleyhine genişleme sürdürmüştür (belarus, ukrayna, baltık bölgesinin kallavi bölümlerini sınırlarına katmıştır).

    plc ve 3. jan sobieski bir de buna müteakip 16 yıl tatarlar ile cebelleşmiş. oysa ki, ortada hiçbir stratejik neden yoktur. petro doroshenko'nun kozak hetmanlığı (bkz: cossack) rus hakimiyetine düşmüş, ukrayna'ya hakim bir rusya geliyorum diye bağırıyor. avusturya müteakiben bağırta bağırta macaristan'ı istila etmiş. bütün bu 16 yıllık dönemin neticesinde polonya'nın eline geçen ne? sadece podolya.

    avusturya ve rusya'ya karşı tek stratejik denge unsurun, setin olan osmanlı'nın zayıflatılmasına bu denli katkıda bulunarak ne yapmak nereye varmak istedinse 3. jan, aradan belki bir asır dahi geçmeden krakow'da wawel'de bulunan mezarının üzerine avusturyalılar kondular. ruslar da varşova'da içinden çıktığın sejm'in içinden geçtiler.
  • vatikan müzesi'nde kendi adını taşıyan odada devasa bir resmi vardır ve resimde merzifonlu kara mustafa paşa'nın terkedilmiş ve bir asker tarafından da yerle bir edilmiş durumda olan çadırının önünde, yanındaki bir kişiye, papa'ya yazdığı bir mektubu verirken atının üstünde muzaffer bir komutan edasıyla tasfir edilmişdir.. tablonun tepesinden de latince "non nobis, domine, non nobis, sed nomini tuo da gloriam" yazar, yani "bizim değil, efendim, bizim değil, ama sizin, yalnızca, zafer" papa'ya, hristiyanlığa atfen..
  • gdansk'ta, ana tren istasyonu civarında, şahlanan atının ayakları altında ezilen osmanlı askerli bir heykeli bulunan, viyana'yı kuşatan osmanlı kuvvetlerini geri püskürtülmesinde öncü rol üstlenerek viyana kuşatması'nın seyrini değiştirmekle ünlenmiş, avrupa birliği fikrinin ilk ortak kahramanlarından sayılan kişi.
  • jan sobieski. *

    //(...)

    acaip karşılaşmalar oluyor. metroda lehistanlı bir kadın bana ineceğim istasyonu gösterdi. müdhiş göz nezlesiydim, kadın beni ağlıyorum sandı. hangi milletten olduğumu sordu. yüzü çok garip ve munisti. bir yalnızlık ve gurbet feneri gibi bir şey. anlattım. derhal türk ve leh münasebetlerine geçtik. zavallı kadıncağız, bizim iki yüz senelik ıztıraplarımızın jean sobieski denen bir beyinsiz gayretkeşten çıktığından habersiz. leh ve türk dostluğundan bahsetmeğe başladı. (...)//

    ahmet hamdi tanpınar (sabahattin eyuboğlu'na paris'ten gönderdiği 9 nisan 1953 tarihli mektubundan)

    iç. "tanpınar'ın mektupları", hazırlayan: zeynep kerman, dergâh yayınları, 2.b. ağustos 1992 (-1 b. 1974-), s. 80-81.
  • ikinci viyana kuşatması'nın abartılmış kahramanı. bu savaşta haçlı ordusu, bize karşı zafer kazandıysa, öncelikle 60 gün direnen kale komutanı ernst rüdiger von starhemberg ve haçlı ordusunun merkezinde yer alan ve tüm avusturya ve alman birliklerini komuta eden charles de lorraine'dir. mesela başkomutan sobieski, olmasına rağmen merkez ordusunu charles de lorraine'nin yönetmesi, asıl yetkinin kimde olduğunu bize göstermektedir. sobieski, düşman ordusunun sol tarafını komuta etmiştir.

    zaten, jan sobieski'nin abartılma nedeni lehistan'ın (polonya) ikinci sınıf bir devlet olmasıdır. zira aslında abartıldığı kadar iyi bir komutan olmayıp, 1683-1696 arasında iktidarda bulunduğu dönemde leh orduları osmanlılar'a karşı hiç bir başarı elde edememişlerdir. sobieski ölünce, yerine saksonyalı august lehistan kralı olmuştur.

    lehistan 18. yüzyılda korkunç bir çöküşe geçmiş, leh milliyetçiliği de önce düşüş, sonrasında da esaret yıllarında (bu ülke rusya, avusturya ve prusya arasında bölüşülmüştür) jan sobieski'yi adeta bir rol model olarak göstererek, adeta "biz eskiden avrupa'yı kurtaran devlettik, şimdi kurtardıklarmıza esir düştük" havası ile halka vatan sevgisi aşılamışlardır.
  • osmanlıyla beraber istemeden lehistan'ın da gerileme dönemine girmesine sebep olan komutan.

    "ikinci viyana kuşatması sırasında 1683'te kahlenberg tepelerinden saldırarak, kuşatmanın ve ordumuzun çözülmesine sebep olan kral jan sobieski, bu nedenle aslında bir polonya zaferinden çok, polonya'nın intihatının başlangıcını bilmeden hazırlamıştır. çünkü sulh ve iktidar ancak her iki gücün de varlığının devamıyla mümkündü. nitekim bu olaydan sonra polonya tarihinin mecrası değişti ve 1683'ten sonra osmanlı-polonya ilişkileri sadece ittifak ve dostluğa değil, rusya ve avusturya'ya karşı hayati bir birliğe yöneldi."

    edit:
    kaynak: ilber ortaylı
hesabın var mı? giriş yap