• ölünün arkasından konuşmak gibi olacak şimdi ama, şerefsizin önde gidenidir. oğlu, yazık gariban bu adama hiç çekmemiştir. draco malfoy bu adama daha fazla benzer hatta. narcissa ile bir kaçamak yapıp ve bunun sonucunda draco'nun doğduğundan bile şüpheleniyorum. yani draco'nun yanında crabbe ve goyle'ı al, sirius, lemus ve peter'ı koy aynı o. severus snape'e her türlü ibneliği yapmıştır. bu yüzden benim nefretimi kazanmıştır. belki biraz önyargılı davranıyorum ama bu adamı karşıma çıksa odunla döverdim.

    bütün bunların dışında lily'i nasıl ayarladığı benim ve birçok kişi için hala muammadır. o güzelim yüzüne bakmaya kıyamayacağın lily nasıl bu şerefsizle evlenmiş hadi evlenmiş neden üstüne bir de çocuk yapmış anlayamadım. sanırım kadınlarda olan bir şey bu (bkz: hatunların efendi adam yerine piç adam tercihi) başka türlü anlatılamaz. gerçi lily'i ayarlamasından dolayı suçlu görmüyorum ama yine de sinirleniyorum hem lily'e hem bu adama. lily karşıma çıksa "ah be kadın severus dururken bu şerefsizle ne yaptın, adam senin yüzünden dark side'a düştü aşkından öldü sen hala bu şerefsizle evlendin ne pis insanmışsın sen" derdim.
  • snape'e çektirdiklerini, o'nu nasıl ezdiğini, lilly ile snape'in arasına nasıl sızdığını gördükten sonra gözümde kum tanesi kadar değerin kalmadı. nerede senin gryffindor ruhun, nerede senin asaletin?! şunu bil ki tam bir yavşaksın james, neyse ki oğlunun sadece tipi sana çekmiş.
  • harry potter evreninin en yanlış anlaşılmış karakterlerinden biridir james potter.

    beşinci kitap zümrüdüanka yoldaşlığı'nın yayınlanmasının ardından severus snape fanlarının bir numaralı hedefi olmuş ve serinin en nefret edilen karakterlerinden birine dönüşmüştür. bunun temelinde ise iki neden bulmak mümkün: filmlerde james'in hikayesinin verilmemesi ve snape fanlarının "öteki" kavramını james'in üzerinden tanımlaması.

    her şeyden önce harry potter filmlerinin kitaplarından oldukça farklı ve eksik olduğu bilinen bir gerçek. ana karakterlerle ilgili bilgiler bile tam anlamıyla verilmedi, nerede kaldı ki james potter'ın hikayesi. filmler snape üzerine odaklandı ve kitapta james'in lehine olan bölümler birkaç küçük sahne haricinde yok sayıldı. sadece filmi izleyen harry potter fanları james'in etrafındaki insanlar tarafından çok sevildiğini, okulun son yılı çok değiştiğini, okul sonrasında remus ve peter'a para verip geçimlerini sağlamalarını kolaylaştırdığını, voldemort harry'yi öldürmek için geldiğinde sırf ailesi kaçacak birkaç saniye bulsunlar diye kendini voldemort'un önüne attığını bilmiyorlar. sadece akıllarında beşinci filmden james'in snape'e zorbalık yaptığı bir sahneyi hatırlıyorlar.

    bir diğer neden ise james'i ötekileştirme çabası. bir şeyi yüceltmek ve en iyi olarak tanımlamak için kendinize bir "öteki" seçersiniz. o "öteki" tüm kötü niteliklere sahip olur, siz de kendinizi "öteki" üzerinden tanımlayarak "onun olmadığı şey" olursunuz, başka bir deyişle onu kötülerken kendinizi iyi niteliklerle tanımlarsınız. öteki korkaksa siz cesursunuzdur. öteki yeteneksizse siz yeteneklisinizdir. snape fanları, severus snape'i yüceltmek için işte tam olarak bunu yapıyorlar: james'i yerin dibine gömüyorlar. james korkak, hoppa, diğerlerinin sevdiği kadınları çalan, beceriksiz bir züppeyken; snape cesur, ağırbaşlı, sevdi mi tam seven, yetenekli bir kahraman. yani james'in olamadığı her şey. "neden illa james hedef alınsın?" derseniz, bunun en önemli örneği james'e gösterilen tepkinin sirius black'e gösterilmemesi. oysa sirius da james gibiydi ve her şeyi birlikte yaptılar. şu beşinci kitaptaki snape'i hedef aldıkları sahnede sirius da olayın bir parçasıydı ama sirius'un tepki aldığını pek görmezsiniz. tersine, sirius'un o olaya dahil olduğu kolaylıkla unutulur ve sadece james hatırlanır. temel sebebi ise sirius'un hayatta kalıp kitaplarda aktif olarak rol alması ve insanların kafasında bu imajla yer edinmesi. eğer james yaşasaydı muhtemelen o da remus ve sirius gibi sevilen bir karakter olacaktı. oysa biz james'i diğerlerinin anılarından, rowling'in pottermore'a verdiği bilgilerden ve 2007 röportajlarından tanıyoruz.

    bu bilgilere göre james potter, safkan ve zengin ama çok uzun süre çocuk sahibi olamamış bir ailenin çocuğu olarak 27 mart 1960'ta dünyaya gelir. babası fleamont potter ve annesi euphemia potter, james dünyaya geldiğinde kırk yaşını çoktan geçmiş ve artık umutlarını kaybetmişlerdi. bunun sonucu olarak james aşırı sevgiyle ve şımartılarak büyüdü. hogwarts'a gittiğinde özgüveni yerinde bir çocuktu. bir taraftan şımarık bir öğrenciydi diğer taraftan arkadaşlarına sadık ve onları koruyan bir kişiliği vardı. remus lupin'in kurtadam olduğunu öğrendikten sonra onun sırrını saklamakla kalmayıp animagusa dönüşerek ona eşlik ediyordu. okulun en popüler öğrencilerinden biriydi ve quidditch'deki başarılarıyla meşhurdu. bu noktada minerva mcgonagall james ve sirius için "ikisi de çok parlaktı tabii, hatta ender görülür derecede parlaktılar" ifadesini kullanır.

    okul döneminde james'in üzerinde en büyük etki bırakan kişilerden biri lily'dir. beşinci kitapta harry'nin geçmişe gittiği sahnede, james saçını karıştırmakta, snitch'i atıp yakalamakta ve arkadaşlarıyla havalı havalı dolaşmaktadır. başka bir deyişle on beş yaşında normal bir ergenin hoşlandığı kıza hava atmak için doğru olduğuna inandığı şeyler neyse ona yapmaktadır. severus'a saldırdığı sahnede bile yaptığı şeyin lily'yi etkileyeceğini inanarak sürekli tek gözüyle ona bakmaktadır. rowling bununla ilgili olarak 2007'de verdiği röportajda "james, içten içe snape'in lily'den hoşlandığından şüpheleniyordu ve bu hareketlerini etkiliyordu" der.

    işin ilginç tarafı bu noktada james ve severus arasında inanılmaz bir benzerlik olması. rowling, snape'in karanlık büyünün peşinden gitmesiyle ilgili "daha büyük bir şeyin parçası olursa lily'nin ondan hoşlanacağını düşündü, onun ne kadar nefret ettiğini göremedi" der. snape sürekli james ve arkadaşlarının peşinden gidip onları takip eder ve okuldan atılmaları için açıklarını bulmaya çalışırdı. james gibi, snape de james'in lily'den hoşlandığının gayet farkındaydı ve yine tıpkı james gibi bulduğu her fırsatta ona saldırarak lily'den uzaklaştırmak istiyordu.

    aralarındaki fark ise içlerinden birinin hatasını erkenden fark etmesi ve kendine çekidüzen vermesidir. lily ne snape'in karanlık sanatlara bu kadar düşkün olmasından hoşlanıyordu ne de james'in bu kadar şımarık ve kibirli olmasından. yedinci kitapta snape'in anılarına geri döndüğümüz bir sahnede lily, snape'in arkadaşlarından hoşlanmadığını ve onlarda ne bulduğunu sorar, ancak snape bu uyarıyı göremez. beşinci kitaptaki james sahnesinde ise james'i eleştirir ve dünyada bir tek o ve mürekkep balığı kalsa mürekkep balığını seçeceğini söyler. işte james bu çağrıya cevap vererek değişmeyi tercih ediyor. kendini düzeltiyor ve hataları büyümeden, snape gibi başkalarına ciddi zararlar vermeden kendini durduruyor. hatta öyle değişim yaşıyor ki beşinci sınıfta sınıf başkanı olmamasına rağmen yedinci sınıfta öğrenciler başkanı oluyor. yedinci sınıfta öğrenciler başkanı olması onun değişminin bir göstergesidir.

    james'in en büyük şanssızlığı çapulcular arasında en erken ölen kişi olmasıdır. bugün remus lupin herkes tarafından sevilen bir karakterdir ve harry potter okurlarına remus'la ilgili ne hatırladığını sorarsanız, size "beşinci sınıfta şöyle bir olay yaşandı ve remus sınıf başkanı olmasına rağmen james'i durdurmayarak yardım ve yataklık yaptı" demez. bu kimsenin aklına bile gelmez. aynısı sirius ve peter için de geçerlidir. kitapların içinde aktif rol aldıkları için okul döneminde yaşadıkları olayların bir önemi yoktur, ancak james o beşinci sınıfta yaşanan olayın içinde sıkışıp kalmıştır. harry potter okurları onu ilk önce o sahneyle hatırlarlar. özellikle beşinci kitaptan sonra snape'in olay örgüsündeki etkinliği arttıkça ve temel motivasyonunun lily'ye duyduğu aşk olduğu görüldükçe snape'e olan sevgi artıp james iyice nefret edilen bir karaktere dönüştü. oysa okul dönemlerinde birbirlerinden çok da farklı değillerdi. hatta james'in yaptığı ergenlik şımarıklığı iken snape bariz bir şekilde insanları öldürmenin, aileleri parçalamanın güç kabul edildiği bir örgütün parçasıydı ve hatasını anlaması da masum insanların ölümü sonucu oldu. james'in aksine o noktaya gelmeden durması gerektiğini fark edemedi.

    james de diğerleri gibi kitaplarda canlı bir şekilde karşımıza çıksaydı okul döneminde yaşanılanların pek önemi olmayacak, sirius ve remus gibi sevgiyle hatırlanacaktı.
  • gerçekte görsem, tanısam tiksinirdim bu adamdan. "douchebag" diye bir tabir vardır ya, bu adam tam bunu tanımlıyor. büyük kötülükler yapmıyor eyvallah, ama işte bu herif olmasa snape muhtemelen voldemort'un tarafını tutmayacaktı. baya mobbing yapmış hayvan evladı. zumazumazum'a tamamen katılıyorum.

    pislik be.
  • eşi lilly evans potter gibi 1958'de doğup 1981'de, oğlu harry james potter bir yaşındayken lord voldemort tarafından öldürülmüştür james potter.

    aslinda yirmi üç yaşında olmasina rağmen filmde en az otuz üç gibi gösterilmesi biraz gariptir.
    http://upload.wikimedia.org/…/f/f6/james_potter.jpg
    http://upload.wikimedia.org/…/85/the_potters_hp.jpg
  • skyler white in erkek versiyonudur. birbirlerine daha cok yakisan cift bulunamaz. bunlar ciftlesse, cocuklari joffrey olur.
  • doğum tarihi 27 mart 1960, ölüm tarihi 31 ekim 1981'dir. yani 21 yaşında ölmüştür. 21 yaşına kadar voldemort'a 3 kere karşı koymuştur. sanıldığı gibi beceriksiz bir adam değildir.

    öleceğini bile bile eşi ve oğlu kurtulur umuduyla asasız bir şekilde voldemort'un karşısına çıkacak kadar cesur bir büyücü, bir kurtadamı arkadaş grubuna dahil edip onun için animagus olup, ona sonuna kadar güvenecek kadar yüce gönüllü bir arkadaş, sevdiği kadın için karakterindeki kusurları törpüleyecek kadar aşık bir adamdır.

    harry potter dünyasındaki en yanlış anlaşılmış karakter budur. evet 16 yaşına kadar zengin züppesi, zorba bir ergendir ama böyle kalmamış ve hatalarını telafi etmeye çalışmıştır. zaten hiçbir zaman karanlık tarafa meyletmemiştir.

    patronusu çatal boynuzlu geyik, eşi lily'nin ise maraldır, birbirleri için oldukça uygun bir çift, romantik deyişle ruh eşidirler.

    yazarın da kendisine karşı özel bir sevgisi olduğunu düşünmekteyim ayrıca. son kitabın ithafı bu: "the dedication of this book is split seven ways: to neil, to jessıca, to davıd, to kenzie, to di, to anne, and to you, if you have stuck with harry until the very end." james'in son sözleride şu: "until the very end."

    until the very end > always. *
  • ıyi ki karanlik lord tarafindan oldurulmus dedirten adamsi.

    yoksa su yasta elimi kana bular, o pici hak ettigi esek cennetine gonderirdim. sen kim oluyorsun da benim severus snape'ime asa dogrultuyorsun?

    tanim: got
  • voldemort'tan farkı yok diyenler sadece filmleri izleyip gelmiş olanlar sanırım.
  • saçları daima dağınıktır ve asla şekle girmez.
hesabın var mı? giriş yap