iyimser

• geçen haftalarda, rusya posta idaresi tarafından nâzım hikmet'in doğum yıldönümü anısına çıkartılmış 1982 tarihli bir pul satın aldım. niyetim pulu çerçeveletmek. aklımda bir çerçeve var evet, ama nedense bir türlü bulamıyorum. oysa o kadar basit ve sade ki istediğim şey, sanırım bulamamamın sebebi de bu. anasını satayım, kendi kusmuğunu yemiş köpek desenli çerçeve bile var, lacivert ahşap çerçeve yok.
  
  bir yandan dolaşıyorum, bir yandan da umutsuzca bakınıyorum. konserve kutu içinde istanbul havası^* satan dükkânlardan birine girdim, alıcı da değilim, geziyorum öylesine. bir umut, “sizde çerçeve var mı?” diye sordum. “nasıl bir çerçeve?” dedi, istanbul’un havasını konserve içinde satmaya bile razı gelmiş, tozlu dükkânın tozlu sahibi. “küçük bir şey,” dedim, “sade.” (tecrübelerime göre, ne kadar ayrıntıya inersem o kadar imkânsızlaşıyor istediğimi bulmak.) “valla şöyle birkaç şey var,” dedi tozlu dükkânın tozlu sahibi ve aklımdakinin vücuda gelmiş halini uzattı bana. kendime şaşırma fırsatı bile tanımadan pençelerimle kaptım çerçeveyi.
  
  “borcum nedir?”
  “borcunuz yok.”
  toz almamı istiyor herhalde. “nasıl yok?”
  “bunlardan epey sattım, elimde bu ikisi kaldı, gitmedi bir türlü. ben de az önce, ilk gelen müşteriye bunları hediye edeceğim, dedim. şanslıymışsınız.”
  
  mutlu bir çerçeve avcısıydım, ama onu da beleşe getirip gidecek kadar şerefsiz değildim. başka bir şey alıp, asıl istediğim çerçeve değilmiş de o yanında hediye gelmiş gibi, konseptten ayrılmadan dükkândan ayrıldım. tabi gitmeden önce de en güzel gülüşümü bahşettim, tozlu dükkânın tozlu sahibine. (benim çok güzel gülüşlerim vardır, nâzım hikmet görse çok severdi.)
  
  amma da acayip iş, dünya beni seviyor bugün diye sırıtırken canım acayip midye tava istedi. (sevilmek iştahımı açar benim.) nerede bulurum diye bakınırken arkamdan bir ses:
  “çeyrek ekmek midye tava 3,5 lira, yarım 5!!!”
  
  haykırsam dünyaya, aşkımı bir solukta!!
  
  (bkz: kozmik şaka)
• gerçek iyimser problemlerin farkındadır ama çözümleri de bilir, zorlukları görür ama üstesinden geleceğine de inanır, olumsuzlukları yakalar ama olumlulukları da vurgular, en kötüye açıktır ama en iyiyi de bekler, şikayet etmek için nedeni vardır ama gülümsemeyi seçer.
• iyimser: ay nasıl oldu anlamıyorum ama 3 kilo almama rağmen belim inceldi.
  rasyonel: götün büyümüş olmasın, izafiyet falan?
• kazayla nehre düştüğünde banyo yapmaya başlayan kişi...
• 'iyimser demek, içinde bulundugumuz karanlik zamanlarin sen ve belki hafif avanak islikçisi demek degildir mutlaka. kötü dönemlerde umudu koruyabilmek sadece aptalca bir romantizm degildir. bu umut, insanlik tarihinin yalnica zulmün degil, ayni zamanda merhametin, fedakarligin, cesaretin ve nezaketin de tarihi oldugu gerçegine dayanir. bizim hayatlarimizi belirleyen, bu karmasik tarihte neyin üzerinde durulmasi gerektigi konusundaki seçimimizdir. eger gözlerimiz sadece kötüyü görürse, bu bir seyler yapma kapasitemizi yokeder. eger aklimizda tutacaklarimiz insanlarin insana yakisir sekilde davrandigi yerler ve zamanlar olursa -ki onlardan çok fazla var- harekete geçecek enerjiyi ve en azindan kendi etrafinda dönüp duran bu dünyayi farkli bir yöne çevirme ihtimalini orada bulabiliriz. ve eger gerçekten de harekete geçersek, ne kadar küçük çapta olursa olsun, bir çesit mükemmel ütopik gelecegi beklemek ve ummak zorunda degiliz. gelecek, su an'larin uç uca eklenerek sonsuzluga uzanisidir. ve etrafimizda kötü olan her ne varsa hepsine karsi koyarak su an'i bir insanin yasamasi gerektigine inandigimiz gibi yasamak kendi basina dehsetli bir zaferdir.' howard zinn
• her duruma pozitif açıdan yaklaşan,kötü bir olaya üzülmek yerine "çok daha kötüsü olabilirdi" diyerek kendini avutan insan modeli. evrim basamağında köpeğin 1 altındadırlar,zira köpek siyah beyaz gördüğü için dünyayı 1den fazla renkte görmüş olur ve bu da görme olarak adlandırdığımız duyusunun iyimser insan modelinden üstün olduğunu gösterir.
• kazayla gokdelenden duserken -havada bir yerlerde- "gordunuz mu bakin daha yaralanmadim bile" diyen kisi
• yolun sonunda karamsarlar haklı çıksa da, iyimserlerin yolculuğu daha eğlenceli geçmiş olacak bu da bir geçek
• kotu dusunmemeye calisan.
• (bkz: polyanna)