• akerfeldt'in muhteşem vokali ile rüya gibi bir opeth şarkısı..
    aynı anda hem bu denli karmaşık ve yogun, hem de bu kadar sade ve duru olabilmek, bunu hissettirebilmek çok az sanatçıya bahşedilen bir yetenek oldugu halde; bunun opeth'in en birincil özelligi olması hayranlık verici..*
  • ghost reveries'in sonunda biraz bonus track gibi kalan, bu yüzden uzun süre tadına varılamayan şarkı.albümün pek bir satanik olan konsepti the grand conjuration'la doruğa ulaştıktan sonra insanda gayriihtiyari albümü başa alıp dinlemek gibi bir eğilim oluştuğundan aylarca bu harika eser tarafımdan görmezden gelinmiştir.zaten geri kalan şarkılarla bir bağlantısı olmamasına rağmen mikael åkerfeldt bu şarkıyı albümün dışında bırakmaya kıyamamış; "yemişim konseptini, süper şarkı bestelemişim yahu" deyip 8. parça olarak önümüze sunmuştur.çok da iyi yapmış canım!
  • the wound in me is pouring out
    to rest on a lover's shore
  • her dinlediğimde * istenen istenmeyen bütün tüylerimi harekete geçiren, burnumu sızlatan, boğazımda düğümcükler oluşturan opeth şaheseri. dinleyin dinletin ağalar, depresyonunuz bol olsun.
  • beyaz mendillerle, burun çeke çeke dinlenmesi gereken, böyle dinlendiğinde daha bir anlamlı olan opeth şarkısıdır*
  • o kadar güzeldir ki, o kadar içten anlatır ki gözlerinizi kapar kendinizi sözlerin ve müziğin gerçekliğine bırakırsınız. yazdığınız her kelimede yeniden buluşursunuz benliğinizle;

    her writing's honest
    can't forget the years she's lost
    in isolation
  • opeth'in en güzel ve aynı zamanda en üzücü şarkılarından biri.
  • saf gözyaşı, ama dinleyin hiç de yararlı olmayan bi ilaç kendileri
  • "the years she's lost" kısmıyla müzikal bir orgazm yaratır. sizi öyle bir alır götürür ki, kendinizi bulutların üzerinde bulabilirsiniz.
  • opeth'in ghost reveries albümünden insanın ruhunu dinlendiren şarkı. ben de çevirisini yapıverdim, tam olsun diye:

    rosemary'nin mektubunu okuduğumda içimde oluşan bir özlem hissi var. dürüsttü yazdıklarında, unutamıyordu kaybolduğu yılları. yalnızlık içerisinde, aşkı hakkında konuşuyordu. "yalnız öleceğim." yazan satırlarda biliyordum onun acı çektiğini. dikkat edilmesi gereken bir detay var burda. kalemi kaymış olmalı, bir leke bırakmış onun adının yanına. biliyordu onun gittiğini. ve yalnızlıktı, tüm geriye kalan. "içimdeki yaralar dökülüveriyor, aşıkların kumsalında istiharat etmek üzere."
hesabın var mı? giriş yap