• kot giyip bunlarla mülakata girenler; ik müdürü ve direktörler gibi yavşak ünvanlarla kendilerini bir sikim sanan yarrak kafalı kariyerist insanların olmadığı bir dünya düşlüyor olabilir.
  • türkiye'de çoğu firma için gereksiz bir birim- özellikle de patron şirketi olanlarda. daha çok biz ne kadar kurumsalız demek için açıyorlar. personelle direkt muhattap olmayalım, şu başvuranların da hepsiyle uğraşmayalım diye var. ama sanki küçük dağları onlar yaratmış. tarif edilemez bir ego patlaması yaşıyorlar. halbuki gözlemlediğim kadarıyla bütün gün işte bilgisayar başında takılıyorlar. bir tek ay sonu biraz yoğunluk oluyor.

    maaşlar, puantajlar ile genelde muhasebe ve personel müdürleri ilgileniyor. işe alımı da teknik bilgi ve yetkinlikleri yeterli olmadığından son aşamada ilgili proje müdürü ya da "patron" değerlendirmeyi yapıyor. yurtdışında okumuş anadil seviyesinde yabancı dili olan başvuranları ezberden ingilizceleriyle test ederken de hiç utanmıyorlar. utanmak ne kelime, havalarından geçilmiyor.

    edit 2: iş yerinde bilgisayar başında takılan ik'cılar rahatsız. haklı çıkardığınız için tişikkirlir
  • yıl olmuş 2014 hala mülakatlara takım elbise ile gelinmesini isteyen departman.
  • alınacağı pozisyon için ana kriteri pantolan olan kişileri barındıran kurum , ulan operatif bölüm değildir şirketlere kamburdur ancak onlara sorsan şirketin sahibidirler personele elemanı gibi davranma hakkını kendinde görür , senin maaşın o projeleri yapan insanlardan çıkıyor ,sen onlara hizmet için varsın ...
  • bugün iki yıldır çalıştığım kurumun bu departmanındaki bir kızla telefonda görüştüm.

    ik: romica hanım merhaba, ben x, ik'dan arıyorum.
    r: nasıl yardımcı olabilirim?
    ik: bugün merkez ofisimize gelebilir misiniz?
    r: konu nedir?
    ik: geldiğinizde görüşmemiz lazım yüz yüze...
    r: hanımefendi, ben istanbul'un bir ucundayım, siz de diğer ucundasınız. ciddi bir rahatsızlığım olduğu için uzun zamandır evden çalışıyorum. ne hakkında görüşeceğimi söylerseniz ona göre araç ayarlayacağım.
    ik: rahatsızlığınızı biliyorum romica hanım, geçmiş olsun ama yüz yüze görüşmemiz gerekiyor.
    r: bence konuyu daha fazla uzatmayalım, tadı kaçıyor. yanlış anlamadıysam kovulduğumu söylemek için görüşmek istiyorsunuz doğru mu?
    ik: şirket olarak küçülmeye gidiyoruz ve yönetim kuruluna 100 kişilik bir işten çıkarma listesi sunuldu, sizin de adınız bu listede yer alıyor.
    r: tamam, güzel, söylediniz telefonda işte...
    ik: ama buraya gelmeniz gerekiyor çıkış evraklarını imzalamanız için.
    r: hahaha, kovulduğumu yüzüme söylemeniz ve yasal haklarımı aramama engel olacak evrakları imzalamak için 3 saatlik yol tepmemi istiyorsunuz yanlış anlamadıysam?
    ik: buraya gelmezseniz noter aracılığıyla göndermek zorunda kalacağız.
    r: e güzel işte, öyle yapın o zaman, siz bana çıkış evraklarını gönderin ki ben de o evrakları avukatıma ileteyim bir an önce...
    ik: tısss... peki ben bir şefimle konuşup size döneyim o zaman.

    o saatten beri ne arayan var ne de soran...
  • cogu sirkette ise yaramayan kompleksli birim. kotla is gorusmesine gidiliyor diye de cemkirilmis. sen adamin deneyimine, konusmasina, bilgisine bakma kot pantolonuna takil. iste bu mantaliteyle gittikleri icin kendilerinden bir halt olmuyor. ıse aliniyorsunuz, mudurunuz size haksiz davraniyor, ne biliyim hastaneye gitmeniz lazim mesela mudurunuzden izin istiyorsunuz bir kac kere, adam ''hastaligini planla'' diyor. hr'a gidiyorsunuz durumu anlatiyorsunuz bir halt yapmiyor. ama neymis gorusmeye kot pantolonla gelmismis.

    ıs gorusmesine gidersiniz size su gun donecegiz derler, aradan haftalar gecer hala donmezler. adaylara karsi gosterilen saygi sifir siz hala ''kotla geldi o may gad nasil bir terbiyesizlik'' diye cemkirirsiniz.

    aferin boyle devam.

    bir sure once yurt disina tasindim, ve de is aramaktaydim. sizdeki bu kot pantalonla is gorusmesi takintisi burdaki sirket sahiplerinde yok. burda ki is gorusmelerine de siyah ve lacivert kot pantalon-ceket ile gittim.
    kimse de bunu problem etmedi.
  • lise mezunu olup masterli adam secmeye calisan var. bir is gorusmesinde kadin bana ingilizce soru soruyor ama anlamiyorum. kadinin israri sonucunda soruyu anlamadigimi soyledim.

    hr- goth
    ben+ ????
    hr- goth
    ben+ (keci herhalde ama ne alaka??)
    hr- goth
    ben+ anlamiyorum hr hanim.
    hr- surda yazan iste. (kagida bakilir)
    ben- haaaa, gaaaad (neyse keci degil tanriymis, oh bee)
    hr- neyse bir sonraki soruya gecelim.
    ben- tabi ki. =((
  • bir insan kaynakları sorumlusu söz verdiği halde işe almama bilgisi vermiyorsa bence terbiyesizdir. hatta terbiyesiz evladıdır.

    aramayacaksan niye söz veriyon, dimi? dingil!

    hadi onu geçtim, sen 1 kişilik kadroyu doldurmuşsan ve pazartesi günü o kişiye işbaşı yaptıracaksan niye cuma günü beni görüşmeye çağırıyon? mal mısın kızım sen? 1 saat boşuna mı konuştuk? sen elemanla görüşmüşsün, dizi dizi toplantılar yapmış patronlarla ikinci üçüncü görüşmeleri yaptırmışsın zaten, işe alınması onaylanmış, adam sağlık raporunu, ikamet belgesini, sabıka kaydını toparlamış ve sen de ona "pazartesi gel başla" demişsin. niye beni adamın işe başlayacağı günden 2 gün önce görüşmeye çağırıyon?

    başından beri işe almayacaksanız niye bana başka yerle görüşmeden 10 gün bekle diyorsun ki? beş kuruş faydan olmadı on kuruşluk zarar verme bari.

    iki dakka şerefli ol, ara de ki ben başkasını aldım arkadaş kimle görüşüyorsan görüş. 2 dakka lan. bir mail ya da sms atmak için 2 dakka şerefli taklidi yapsan yeter. çocuk oyuncağı mı lan bu işler? milletin istikbaliyle oynamaya ne hakkın var senin?

    deontoloji diye bir şey var. haberin var mı ondan? terbiyesiz kadın.

    (bütün ik'cılar üzerine alınmasın ama tutmayacağı sözler veren insan kaynakçının insanlığını sikiyim.)
  • en hızlı, en süper, en doyurucu ve en güçlü bir spermin, yumurtayı döllediği yerler.

    iş olarak tanımı ise yukarıdaki cümledeki öznenin israfı.

    edit :imla
  • geçenlerde bu başlıkta bir entry okudum, üst mevkidekilere bey/hanım denilmesinden ya da görüşmeye kot pantolon ile gidilmesinden bahsediyordu. aha dedim kesin bu en beğenilen olacak, nitekim öyle de oldu.

    şimdi ben olayın diğer tarafından bakmak istiyorum.

    ben yabancı bir şirkette çalışıyorum, işe kot pantolon ve tişört ile geliyorum. haftanın bir günü sakal tıraşı oluyorum, onu da ben kendim istediğim için oluyorum yüzüm piç olmasın diye. 4 ay sakal uzatmıştım kimse tek kelime bile etmedi, hatta gelip güzel olmuş diyen bir genel müdürümüz var. benim alman bir müdürüm var, ona ismiyle hitap ediyorum falan fıstık anladınız işte ortamı. evet bunların hepsi güzel, ama bunlar yabancı şirket kültüründe olan ve yabancı şirket kültüründe güzel olan şeyler. benim müdürüm benden 25 yaş büyük bir alman, ben ona ismiyle hitap ettiğimde garip durmuyor. ama ben aynı şirkette benden 25 yaş büyük olan türk müdüre ahmet bey derken, yine benden 25 yaş büyük başka bir türk müdüre ama aynı zamanda çok da samimi olduğum o müdüre ahmet ağabey diyorum. sen eğer zaten üstünle yakınsan, o kıvama geldiysen ona abi çekersin. ama benim aklım benden yaşça bariz büyük türk insanlara direk ismiyle hitap etmeyi almıyor üzgünüm. o entryde insanların amerika'da başkan ile tokalaşırken oturdukları yerden kalkmadığı bahsedilmiş, evet doğrudur. ama bu da o kültürde güzel. ben salonda iki seksen götü başı yaymış yatarken babam içeri girince doğruluyorum. bu şimdi babamın aile içi kurumsal kimliğinden mi kaynaklanıyor? hayır yani böyle büyümüşüz, bunlar güzel şeyler utanıp sıkılınacak şeyler değil, ülkenin geri kalmasına da sebep olacak şeyler değil.

    ha bir de iş görüşmesine kot pantolon ile gitmek var. aga bunlar türkiye'de olması gereken kurallar. bak mesela ne deniyor devlet dairesinde takım elbise zorunluluğu kalksın tıraş zorunluluğu kalksın. yahu burası öyle goygoycu bir kültüre sahip ki, sen o kuralları kaldır bak bakalım karşında nasıl giyinimli insanlar göreceksin. bu kaypak doğu kültüründe ipleri bırakırsan sıçtın, bu kültürlere malesef ödül ve ceza sistemi işler, bunun en canlı örneği olarak dubai mesela orada yaşayan insanlarla konuşmanızı tavsiye ederim. ben demiyorum ki saçın sakalın giyimin kuşamın bokun püsürün senin işini etkiler, ama bu bahsedilenler de isviçre’de olur ne bileyim almanya’da olur fransa’da olur, türkiye’de olmaz olamaz. ben de bu işe girerken görüşmeye takım elbise ile geldim, aha 3 yıl oldu bir daha o takım elbiseyi giymedim bile. iş görüşmesine kotla gitmek de seni über zeki ya da modern yapmaz. aha yine bir örnek vereyim, üç dört ayda bir vice presidentlar damlar bizim ofise. girdiğimiz her toplantıda adamlar takım elbiseyle oturuyor ben de karşılarında kanvas pantolon gömlek yani en fazla resmi halim bu. şimdi bu durum kötü müdür, iş görüşmesi kadar kişi için aşırı önemli bir toplantıya takım elbise ile katılmak geri kafalılık mıdır? ha dersin ki 5 gün ofiste takım elbise giymek saçma, ona sonuna kadar eyvallah. bir önceki çalıştığım yerde 5 gün takım elbise giyiyordum. özel şirket bu bir de yerli bir firma, lan ben mühendis adamım, gün içinde insan gördüğüm yok ben takım elbise giysem ne giymesem ne değil mi? buna sonuna kadar varım, ama yani iş görüşmesine de takım elbiseyle gidilmesini eleştirme çabası garip oluyor. ülke mal kaynıyor arkadaşlarım, ksıa dönem askerlik yapanlar bana hak verecektir. öyle üniversite mezunları var ki yemin ediyorum pozitif bilimlere tövbe edersiniz. size tavsiyem insan kaynaklarından rica edin sizi bazı görüşmelere soksunlar ve gelen insan profillerini bir inceleyin.

    son olarak işte tam da bu yüzden bu ülkeden bir bok olmuyor demiş arkadaşımız, eyvallah. ben de diyorum ki bu yüzden değil, aha işte bu popülist ve goygoycu zihniyet yüzünden bir bok olmuyor. insanlara hitap ile giyim kuşam ile saygı göstermek seni kasıntı yapmaz, bunları hesap eden adam zaten işinde de düzgün olur. ben insan kaynaklarını giyim kuşam üzerinden değerlendirme yapmaları konusunda eleştirmiyorum. düşünsene karşında bir insan var ve onun hakkında sadece elindeki kağıttan bilgi alabiliyorsun. adam orada burnunu karıştırsa bile senin için bir veri bu. ofiste ahmet bey de denir, iş görüşmesine takım elbiseyle de gidilir. böyle komik şeylere takılmayın.
hesabın var mı? giriş yap