• bu adamların tekerleği bulamış olması acaip bi şey lan. şimdi bizdeki "uygarlık" algısında olay ateşle başlıyo, sonra tekerlek derken saban-pulluk derken sanayi devrimi hop aya insan gidiyor. ama adamlar acaip temel bir şeyi atlamışlar. tekerlek olmadan uygarlık kurmak ne demek ulan? bana toplama bilmeden integral hesabı yapmak gibi geliyor. küçük mü görsem, takdir mi etsem anlamadım. yazı yerine de düğüm atıyolarmış zaten. acaip bir kafa bu be. ama bak adamlar daşşaklı, o tekeri bi akıl etselerdi şu an inka imparatorluğu anadolu uçbeyliğinde tychihyplop denen biri olabilirdim. o yüzden buna da şükür çünkü baban kimdi bilmezdin şerefsiz.
  • herhangi bir alfabe kullanmayan, kuru dalların etrafına atılan düğümlerle bir nevi yazı sistemi oluşturan uygarlık. kullandıkları sistemin şifresi hala çözülememiştir.

    ilginç bir dinleri vardır. büyük yaratıcı tanrı virracocha üzerinde insanların yaşadığı yeryüzünü , ölen insanların gittikleri yer altı dünyasını ve tanrıların bulunduğu tanrı katını yaratmıştır. inkalar yeryüzünü koruyup gözeten güneş'e inti , onun eşi olduğunu düşündükleri ay'a da qualla adını vermişlerdir. inka isminin anlamı da zaten güneşin oğludur.

    kentlerinin duvarlarını bile altınla kapladıklarından peru'nun kıyısındaki tumbez kentini keşfeden pizarro'nun ispanya'ya götürdüğü numunelerle kral 5. charles'ı etkilemesi ve peru valisi ünvanıyla fetih iznini alması çok zor olmamıştır. pizarro az sayıda adamıyla peru kıyılarına ikinci kez vardığında inka topraklarında son imparator huayna capac'ın ölmesi ve yerine bir varis belirlememesi nedeniyle iki oğlu arasında yaşanan amansız bir iktidar savaşı hakimdi. atahualpa kardeşi huascar'ı yenilgiye uğratmasıyla inka'nın son imparatoru ünvanını almıştır. pizarro az sayıda askerle savaşmasına rağmen sahip olduğu topçu birliği ve arkebüzler inkaları korkutmuş ve imparator attahualpa'yı kolayca esir almıştı. attahualpa serbest kalmak ve halkını tekrar yönetebilmek için pizarro'ya fidye olarak bir servet önerir pizarro fidyeyi kabul eder ama attahualpa'yı idam ettirir. böylece 100 yıllık inka hanedanının sonu gelmiş olur.

    inkaların ortaya çıkışları kadar yokoluşları da esrarengizdir. conquistadorların güney amerika'ya taşıdığı çiçek hastalığına karşı bağışıklık kazanamamaları nedeniyle yokoldukları iddia edilir. ispanyollardan kaçan bir kısım kabile mensubu dağlara kaçarak yaşamlarını günümüze kadar devam ettirebilmişlerdir ve yaklaşık 600 kişi kadardırlar.

    inkaların sosyal yaşamına komünal düzen hakimdi. mülkiyetin ortaklığı ve her bireyin ihtiyacı olduğu miktarda kullanması nedeniyle hırsızlık gibi suçlar gelişmemiştir bu nedenle de inka uygarlığında hapishane yoktur.
  • patates gibi güzide besin kaynağını dünyada ilk yetiştiren uygarlıktır. şahsım adına teşekkürü borç bilirim.
  • akıl almaz bir güney amerika uygarlığı...

    birçok bilim adamı bölgede yoğun araştırmalar yapmıştır. işte ünlü rus bilimadamı alexander kazantsev'in vardığı sonuçlar:

    "güneş kapısı'nın dikili taşları üzerine kazınmış sembolik resim ve yazılar, çağımız astronomlarına ve bilim adamlarına uzun ve yorucu bilmeceler teşkil edecekler. çizimleri yapılmış olan resim ve desenler gezegenler arası ulaşım fikrini ima ediyorlar. güneş kapısı üzerinde görülen "kondor kuşu" ideogramının baş kısmı içine bir uzay gemisi resmi işlenmiştir. yan figürlerde görülen jaguar başı kuvveti ve yer yüzündeki hayatı ifade eder. piramit enerjiyi, akbaba ise gökte yolculuğu anlatır. bu semboller günümüzde de çevre yerlileri arasında aynı anlamlarla kullanılmaktadır."

    inkalar - güneş diski
    and dağları insanları şu yıllarda yeni bir çağa girmekte olduğumuzu ve bu çağın paçakutek'in, yani işık'ın dönüşü olacağını söylüyorlar. bu, inanışlarına göre, dördüncü boyuta geçeceğimiz bir zamanın başlangıcıdır, ve böylece daha önce görmediğimiz pek çok şey bize görünür olacaktır. bunların arasında kayıp şehir paititi ve titikaka gölü'nün altındaki eterik şehir de vardır.

    lemurya kıtasının sular altına gömüldüğü zamanlarda lemurya'nın büyük yöneticilerinden aramu muru'ya güneş tapınağı'nda bulunan altın güneş diski alıp daha güvenli olan titikaka gölü'ne getirme görevinin verildiğini anlatan bir efsane vardır. inkalar zamanında güneş diski cusco kentine getirilip ana güneş tapınağı olan qorikança'ya yerleştirilmiş ve ispanyollar gelene kadar orada korunmuştur. bu olaydan sonra güneş diski titikaka gölü'nün içindeki ebedi eterik şehir olarak anılan şehre geri yerleştirilmiştir. inkaların köken efsanelerine göre, burası ilk inkalar olan m'anko qapak and mama oqllo'nun yeryüzüne indikleri yerdir.

    inkaların anlattığına göre, güneş diski, galaksinin ortasında bulunan evrensel akıl kaynağı wirakoça'dan gelen ışık bilgilerini almak için bir kozmik bilgisayar olarak kullanılıyordu. önceleri lemuryalılar, daha sonra da inkalar güneş tapınağı'na girip kendilerini açtıklarında kutsal bilgilere ulaşabiliyorlardı. kutsal güneş diskinin tekrar aktive olup kozmik bilgiye ulaşımı sağlayacağı zaman şimdi içinde bulunduğumuz zamanlardır. yerli öğretmenlerle pekçok spiritüel dünya lideri 1987 yılında gezegen enerjisinin tibet'in eril enerjisinden peru'nun dişi enerjisine, daha da enterasanı titikaka gölü'ne, maçu piçu'ya ve inkaların gizli vadi'sine kaydığını belirtmiştir. bu bölge, yeni dişi enerjinin dünya ana'ya, "paçamama"ya giriş yaptığı ana kapı olarak bilinmektedir. ve tüm bunlar yeni bir çağın habercisidir…

    inkalar

    yine venus gezegeni ve gökten gelen tanrılar
    inka harabelerinde bulunan taş bloklar üzerine işlenmiş takvimler olduğu görülmüştür. ancak 18.-19. yüzyılda hesaplanabilen bazı astronomik esaslar, 10 binlerce yıl önceye tarihlendirilen bu takvimlerde şaşırtıcı bir doğrulukla uygulanmıştır. inkaların venüs takvimi 225 günden, mars takvimi ise 687 günden oluşur. bunlar göksel bağlantının şaşırtıcı delillerdir. zaten inka inançlarına göre "tanrı" geldiği yerden uzayın sırrını, yazıyı, tarım bilgisini, sanat ve mimari anlayışı ve daha nice bilginin kullanılma esaslarını da birlikte getirmiştir.

    inka kenti tiahuanako'nun beyaz tenli, beyaz elbiseli uzun sakallı yaratıcı tanrı virakoşa tarafından bir gecede yaratıldığı söylenir. virakoşa yanından hiç ayırmadığı inti kuşu ile birlikte gezer, insanları eğitir; inkalar'a buğday ve mısırı getiren de odur.

    tiahuanako efsanelerinde bir de tanrıça orejana'nın adı geçer. bu efsane ile ilgili kayıtlar harabelerde dağınık bir halde bulunan taş bloklardan biri üzerinde yer alır. bu taş bloğa özel elbiseler taşıyan astronot resimleri, uzay gemisi şekilleri işlenmiştir. bloğun üzerindeki petrogliflerin tercümesi şöyledir;

    " insanlığın ilkel çağlarında, titikaka gölü'ndeki güneş adası'na güneş gibi parlayan altın bir kuş indi. bu kuşun karnından bir kadın çıktı. bu kadın öbür kadınlara çok benziyordu. yalnız başı konik biçimde, kulakları uzun, 4 parmaklı ve parmakları birbirine ince bir zarla bağlıydı. adı orejana idi. oigh'den geliyordu. oigh'te yaşam şartları hemen buranın aynıydı. o çok bilgiliydi, görevi indiği yeni dünyada yeni bir ulus yaratmaktı. yerli erkeklerden birçokları ile birleşti. doğurduğu çocuklar analarına çektiler. çok akıllı bir ırk meydana geldi. bir zaman sonra orejana'nın görevi sona erdi. yine altın kuşuna bindi, tekrar geri döneceğini söyleyerek göklere uçup geldiği yere gitti. "

    ne gariptir ki, ya da ne açıklayıcıdır ki, halen peru'da yaşayan kabilelerden birisi orejana adını taşır. bu kabilenin insanları tarifi yapılan orejana gibi uzun kulaklıdır.
  • pizarro onderligindeki 37 atli ve 106 yaya ispanyol conquistador tarafindan kurulusundan sadece 90 yil sonra fethedilen 10 milyonluk guney amerika medeniyeti ve imparatorlugu. kokenleri belirsiz olmakla birlikte mogol imparatoru kubilay hanin japonya uzerine gonderdigi ve basarisizligi ugrayan buyuk donanmasindan amerika kiyilarina suruklenen mogollar tarafindan kuruldugu gibi ilginc iddialar vardir. guney amerikanin en genis ve en zengin imparatorluguydu yikilmadan once.
  • urartu ve hitit seramikleri ile aşırı benzerlik gösteren seramikleri üreten halk. farklı insan topluluklarının aradaki binlerce kilometrelik mesafeye , farklı dönemlerde yaşamalarına ve aralarında hiç bir bağlantı olmamasına rağmen benzer bir akılsallıkla üretim yapmaları insanın insan olma hikayesinin görkemini yansıtmaktadır.
  • inkaların torunları hala bolivya, peru ve şili sınırları içerisinde yaşamaktadırlar (bkz: quechua). ve bilinenin aksine bu insanlar kesinlikle "cok uzun boylu sarısın beyaz tenlı ve hemen hemen hepsi mavi gozlu olan bir halk" değildirler.
  • bu topluluğun mimarisi üç temel kavram üzerine kurulmuştur: hassaslık, kullanışlılık ve sadelik. inka mimarisinin temel anlayış prensibi "az çoktur!" olmuştur.

    inka mimarisindeki en baskın biçim basit, ancak zarif ve mükemmel bir şekilde kullanılmış olan "ikizkenar yamuk" şeklidir. ikizkenar yamuk biçimindeki kapılar, pencereler ve duvarlardaki nişler her tipteki inka yapısında görülmektedir. kullanışlılığın etkilenmediği her yerde bu yamuklardan mümkün olduğunca fazla kullanılmıştır.

    inka inşaatçılarının kullanışlılığı geri plana attıkları tek husus, akan suyla girdikleri mimari ilişki olmuştur. suyun, şırıltıyla ve köpürerek döküldüğü oluklar, bazen oyma süslerle bezenmiş taşlar ile süslenmiş, bazen de hiç gerekli olmadığı halde karmaşık taş kanallar ile bir sonraki çeşmeye ya da banyolara bağlanmıştır. zaman zaman bir çeşmeden bir diğer çeşmeye gereksiz denebilecek, ancak hoş ve güzel bir dekorasyon vermek amacıyla şelaleler ve süslemeler yapılmıştır.

    inkalar suyun sesini ve görüntüsünü mimari bir tasarım elemanı olarak ele almışlar ve tüm hünerlerini bu hayat kaynağı sıvı üzerinde en yüksek düzeyde göstermekten büyük zevk duymuşlardır. *
  • karşılarında at üzerindeki ispanyolları gördüklerinde daha önce hiç at görmediklerinden onları yarı tanrı zannettiler.üstüne patlayan ateşli silahlar devasa ordunun zihinsel çöküşüne zemin hazırladı.
  • tekerleği bulmuş ancak pek kullanmamışlar. sebebi bölgedeki geyik, buffalo gibi hayvanların sadece yeme amaçlı olarak kullanılmasıymış. e binek hayvanı olmayınca da tekerleğin fazla anlamı kalmıyor imiş. lakin o koskoca güneş pramidini, o taşları tekerleksiz nasıl taşıdılar? gerçekten büyük muamma.
    ayrıca yazıyı buldukları ancak gerici bir impartorun yasakladığı düşünülmekte.
    her şey bir yana hakkaten pis yakalanmışlardır. orta amerikada o zaman kadar kurulan en büyük medeniyet olmalarına karşın ilk taht kavgaları ispanyol istilasına denk gelmiştir. daha da beteri uygarlıklarına dair bir yığın kalıntı hristiyan dincileri tarafından tehdit olarak algılanıp imha edilmiş. çok da uzak olmayan bu büyük ve en önemlisi insanlık gelişimi üzerine farklı bir yol izleyen uygarlık hakkında insanlığın eline fazla bir şey kalmamıştır.
hesabın var mı? giriş yap