• bir kaç ay kadar önce epey bir alkol aldıktan sonra evine gitmek üzere masamızdan kalkan arkadaşımız yolda bir mısırcı görür, canı çeker. neyse adam buna verir mısırını ancak verdiği paranın 1 tl eksik olduğunu söyler. bizim arkadaş da parayı tam verdiğini iddia eder. verdim vermedim muhabbeti iyice uzar, adam "ver mısırımı al paranı, siktirgit" der, bizimki "al mısırını paramı tam ver, siktirgit" der falan, kavga çıkar nihayetinde. sonrası karakol, sabah kadar da nezarethane malum. bizimki orda önce 50 tl gibi bir ceza yer (huzuru bozmak ya da benzer bir nedenle) sonra sabahın köründe bazı evrakların fotokopisini çektircem diye karakolun yanındaki bir büfeye 5tl ye yakın bir para öder, "bana sigara al" diye tutturan başka bir kopuğa da bir paket sigara alır derken zar zor ve beş parasız ayrılır ordan sabahın köründe. fakat bu güzel insan bütün bu olanlara rağmen, anlatırken hala pişman değildir o 1 tl yi vermediğinden. işte inat budur, gerisi de teferruattır.
  • hayatta insanin karsisina cikan her yol ayriminda tercih edilmesi makbul olan iki tutumdan biri. digeri de cekip gitmektir.

    inat edilmeye deger olmayan her sey hemen terkedilmelidir, cekip gitmek uygun dusmuyorsa da inat etmeliyiz, sahip cikmaliyiz, hakkini vermeliyiz mevzunun.

    bu iki guzel tutumun arasinda hayirli bir alternatif yoktur - idare etmek, surunmek, surundurmek, civimak ya da curumek sayilabilir bunlara ornek olarak
  • harika insanların en kötü özellikleri.
  • büyüklerimizin "iradenin eşekliği" diye tanımladığı bir huydur.
  • kaynağı egodur.
  • ata sporumuz.
  • erkin korayin 1974 tarihli elektronik turkuler lp'sinde yer alan, kafa yapici enstrumantal parca. nasil bir gitar calistir o oyle..cemalim ve turku arasinda da guzel bir dinlenme molasi gibidir..
  • küçük yaşlarda bir akşam yemek yerken, annem, 'bunu yemezsen masadan kalkamazsın' demişti. o gece yemek masasında uyumuştum; inat budur.
  • insanı öldürür de yine de ben öldüm dedirtmez. aha şuraya yazıyorum, mezar taşımda "inadından öldü" yazmazsa başka da bişey yazmasın.
  • anlaşılmamaktan kaynaklanan bir hayal kırıklığı. hele hangi tarafın diğeri uğruna göstereceği esneklik tatlı bir nazlanmadan bir güç gösterisine dönüyorsa o çok fena işte. sinirden ziyade üzüntü verici. sonuçta karşıdaki rakip ya da düşman değil değer verilen biri. savunulandan ziyade savunma anındaki adrenaline olan bağımlılık. kesin bir "hayır" yerine "hayır ama" dense belki... ama o başka bir entry konusu (bkz: uzlaşma)
hesabın var mı? giriş yap