• çok uluslu merkezi monarşi sistemi.
  • icinde "imparatorlukun icindesiniz ve bunu yikmaniza gucunuz yetmez ama bu imparatorlukun yikilamayacagi annamina gelmez" manasina gelen bolumlerin bulundugu enfes kitap... tabii ki kocaman bir nosyon la okunmasi gerek... makyevelli dir bakunin dir karl marx tir kitaptan once okunmasi gerekir...
  • yakın çevremden biri mi uydurdu yoksa yaygın mıdır bilemediğim bir lise dönemi oyunu.

    imparatorluk özellikle boş derslerde ve hocanın yerinden kalkmadığı, öğrencilerin nispeten özgür olduğu derslerde oynanan mükemmel bir zaman öldürücüdür. eğlenceli olmasının yanında heyecanlı ve gaza getirme etkisi de yüksektir.

    imparatorluk oynamak için, kağıt, kalem, silgi ve kronometreli bir saate ihtiyaç vardır. kareli kağıt üzerindeki alan oyuncu sayısına eşit olarak bölünür ve oyun başlar. her oyuncu bir imparatorluktur, kağıt üzerindeki alan ise toprakları. her oyuncu sırayla saldıracağı oyuncuyu seçer ve kronometreyi başlatıp durdurur. salisenin ikinci hanesi, misal 55 gelmişse 5, 19 gelmişse 9, büyük gelen, gelen sayı kadar kareyi topraklarına katar. tüm kareleri ele geçiren, ya da ders bittiğinde en geniş topraklara sahip olan kazanır.

    başlarda çok zevk alırdık, sonra yaş ilerledikçe aklımız muzırlığa çalışıp toprak alırken şekilli alıp olmadık şekiller çizmeye çalışır oldu, kalmadı eski tadı.
  • imparatorlarimizi koydugumuz yer.
  • birçok farklı milleti egemenlik altına almayı ifade eden gelişmiş bir yönetim şeklinin adıdır. yöneten kişiler imparator unvanını taşırlar. kadınlar ise imparatoriçe. dünya tarihinde, şöyle bir geriye dönüp baktığımızda bu tabiri layıkıyla karşılayan 3 büyük imparatorluk görürüz: moğol imparatorluğu, roma imparatorluğu ve osmanlı imparatorluğu. hepsinin dönemi, yapısı, inanç sistemi, kültürel dokusu birbirinden farklıdır. ama üçü de dünyanın neredeyse yarısını fethetmiş, etki alanları çok güçlü olan ve büyük kalabalıklara hitap eden imparatorluklardır. cengiz, efsanevi hayat hikayesi, savaşçılığı, sert mizacı, keskin zekası, adalet anlayışı ile hala adını duyanların içini titreten bir liderdir. önce kağanlığını büyütmüş, ardından giriştiği fetihlerle imparatorluk haline getirmiştir. ölmeden önce topraklarını oğulları arasında bölmüştür ve adaleti ile mutlak hakimiyetini kurmuştur. öyle ki yasaları oldukça ünlüdür. çevresindeki devlet adamları içerisinde ve ordusunda çok sayıda türk olduğu ve türk kültüründen fazlasıyla etkilenmiş olduğu bilinmektedir.

    roma imparatorluğu doğunun çöllerinden avrupa'nın o zamanlar barbar kabul edilen topraklarına kadar pek çok yere adını götürmüştür. çok zor elde etmiştir bunları. ama başarmıştır. tarihin en devasa ve günümüzde bile hala kültürel etkisini hissettiren imparatorluğudur. eski hellen medeniyeti ve doğudan aldıklarını avrupa'ya taşıyarak ortaçağ avrupası ve günümüz avrupa medeniyetinin temellerini atmıştır. imparatorluk kültü olarak adlandırılan bir inanç sistemi dahi bulunmaktadır. bu imparatora saygı, sevgi, güven beslemek duygularından doğan ve kendi içerisinde kurumları olan bir yapıdır.

    osmanlı imparatorluğu ise islami inanç sistemi, doğulu tarzı ve kendine has yönetim kurumları ile tamamen başka bir portre çizer. yüzyıllar süren padişah yönetimleri, bilim ve sanattaki muhteşem yükseliş, hakimiyet kurduğu alanlara taşıdığı mimari değerler, güçlü edebi altyapısı ve yetiştirdiği alimleri ile hem fethettiği yerlere merhamet ve adalet götürmüş hem de günümüz türk gelenekselliğine zemin hazırlamıştır.

    şahsen imparatorluk denince benim ve eminim ki birçok kişinin aklına bu saydıklarım gelmektedir.
  • genel tanıya göre birden fazla etnik kökeni, tek elden ve doğrudan yöneten bir devlet varsa imparatorluk olarak atfedilmesinde bir sorun yoktur. ama genelde bir devletin nüfuz ettiği topraklar çok büyükse ve o devlet tarihte önemli bir yere sahipse "imparatorluk" ismi kullanılır. çok havalı bir unvandır, her önüne gelen "imparatorluk sahibiyim ulenn" diyemez. orta afrika imparatorluğunu kimse takmaz mesela.
  • imparatorluk ulus-devletten epey farklı bi iktidar biçimidir. stratejik olarak dağınık iktidar öbeklerini kullanır. halkımı adam edeyim, onunla bütünleşeyim, onu yansıtayım gibi bi derdi yoktur.
  • ulus devlet gölgesinde ezilmiş, şimdiden bakıldığında uçuk bir hayal gibi gelen, denizaşırı*, kara, barut, kolonyal ve elbet emperyalist olanları da olan çok garip bir devlet örgütlenmesi.

    elbette modern zamanlara ait olan çoğu şeyden ötürü - milliyetçilik, demokrasi vs. - romantik bir övgüyü bile hak etmeyecek ayrımcılık ve farklılık üzerinden işleyen yapısıyla gerçekten arkaik bir yapı olsa da içinde çoklu etnik yapılar barındıranları itibariyle günümüzde insanı çepeçevre kuşatmış, ağzından, burnundan, kulağından taarruz eden etnik ve sâir kimliklerin nasıl da "bir arada" sürdürülebilmesiyle gerçekten şaşırtıcı yapı.

    bedross der matossian'ın** tam da bu meseleye odaklanıp 1908 devriminin sadece türkiye'deki ittihatçı türklerin dar çerçevesinden çıkarıp, o vaktin imparatorluk sınırları dâhilinde yaşayan sair kavimleri - ermeni, yahudi, arap, arnavut, kürt - tüm canlılığı ve coşkusuyla betimlediği ve bunların nasıl da "bir arada yaşam" ümidiyle "hürriyet, musavvat, uhuvvet"i çoklu dil ve çoklu alfabalerde, selanik'ten beyrut'a, istanbul ermeni patrikhanesinden, izmir'de yahudi gençlik derneklerinin hamidiye marşı ile marseillaise'i bir arada çalıyor olmasın değinmesiyle gerçekten günümüz gözlükleriyle anlaşılması güçleşen, zamana yenik düşmüş, ancak düşerken de üstünde yükselenlere dair derinden soruları tohum olarak ekmiş, hükümranlık yapısı.
  • 'imparatorluk' sözcüğünü duyunca kan beynime sıçrıyor; bana köleliği, binlerce yıl süren zorbalıkları, tecavüze uğrayan büyük büyükannelerimi, ezilip aşağılanan büyük
    büyükbabalarımı hatırlatıyor. ingiltere'de aldığım eğitim yüzünden kara derililerin tarihinin kölelikle başladığına, doğuştan köle olduğumuza, anlayışlı beyaz efendilerimiz sayesinde özgürlüğümüze kavuştuğumuza
    inanarak büyüdüm. bu imparatorluk kavramı yüzünden biz kara derililer, gerçek tarihsel
    kültürümüzü, gerçek adlarımızı bile bilmiyoruz.

    benjamın zephaniah, şair, tony blair'in
    verdiği britanya imparatorluğu nişanını
    obe) neden kabul etmediğini anlatıyor,
    guardian, 27 kasım 2003
  • altın kitaplar yayınevinden çıkmış bir isaac asimov kitabıdır ve arka kapagında kitaptan söyle bahsedilir:
    "kurgu-bilim türünün en çok okunan büyük ustası isaac asimov okularını uzayda kurulan bir imparatorlugun dehşet ve entrika dolu dünyasına götürüyor.
    samanyolunda bir milyon gezegenden oluşan dev imparatorluk çökmeye yüz tutmuştur.insanlar günden güne barbarlaşmaktadır.psikolog dr.hari seldon ve meslektaşları yeni bir güç oluşturarak bu yıkılışı önlemek zorunda olduklarının bilincindedirler.
    yoksa binlerce yıl sürecek bu anarşi suçunu sonsuza kadar taşıyacaklardır."
hesabın var mı? giriş yap