aynı isimde "huzur (kitap)" başlığı da var
  • islamdadır
  • uzun süre konuşmadılar.
    çıplak yatıyorlardı öylece kanepede, adam kollarını sıkıca dolamıştı göğsünde yatan kadına, ikisinin de yüzleri camdan giren güneş ışığına dönüktü ve yan yana.
    iki odalı küçücük bir apartman dairesinde, yüksekten izlerken uzaktaki denizi, "öbür oda bile fazla aslında" diye düşünüyordu adam, bir şansı olsaydı sonsuza dek o anda takılıp kalırdı, orda, o anda yaşlanıp ölürdü, tek bir kelime daha etmeden, sıkılmadan, hiçbir şey düşünmeden, yıllardır beynine batan o kıymıklar olmadan, anlatamamanın yorgunluğu içini bastırmadan.
    hissettiği tek şey huzurdu adamın.
    saf huzur.
    kadının yüzündeki dev yara izine baktı, "hiç bu kadar güzel bir yara izi görmedim" dedi içinden.

    kalbinin tekrar çarptığına yemin edebilirdi.
  • mutluluğun demini almış hali.
  • olmak istedigin yerde, yapmak istedigin seyi yapmak.. ve bunun farkinda olarak bundan mutlu olmak
  • ki$inin, her$eyin mukemmel degil ama istedigi gibi oldugunu bilmesi, ba$ka birinin yerinde olmayi dilememesi, guvende olmasi sonucu elde ettigi duygu.
  • herkesin aradığı, kimisinin parada bulunacağını, kimisinin sağlıkta olacağını savunduğu duygu, hissiyat.

    sürüklene sürüklene ilerlediğimiz hayat yolunda her gün dönüp geriye bakanların, çocukluk anılarında, lise anılarında arayıp bulmaya çalıştıkları bir serap, biraz nefestir.

    bir arkadaşımın zaman zaman kafasını dinlediği köy evine geldim bugün. (dün.)

    sobayı yaktım, üzerine çaydanlıklarla suyu koydum, iki tane de yavru kedi buldum.

    oturdum sobanın önündeki mindere.

    oda ısındıkça kedilerde bende uyuklamaya başladık.

    oracığa kıvrılıp yattım.

    sobada yanan odunların çıtırtısı, üzerinde kaynayan suların cızırtısı ve kolumun yanında uyurken nefeslerini hissettiğim kedi yavrularının mırıltısı...

    huzur ne parada, ne sağlıkta.

    bana göre huzur; kapital hayattan uzak sobada yanan odunların çıtırtısı, çaydanlıkta kaynayan suyun cızırtısı ve yanımda uyuyan yavruların mırıltısında...

    kim ne derse desin, hangi yazar ne kadar anlatmış olursa olsun huzurun ne demek olduğunu en iyi huzursuzlar bilir.

    çünkü kaybedildiği anda yokluğu en çok vuran olgudur bu.

    arayanların bulması ümidiyle.
  • her geçen gün daha çok uzaklaştığımı hissettiğim duygu.
  • tanrı rastgele birisinin gülüşüne saklıyor huzuru. başka türlüsü yok.
  • herkes için farklı bir kavram.
    bana göre ise huzur : içinde çalan şarkı ile dışında söylediğinin aynı olmasıdır.
    bir insanın; dışı sütliman görünürken, içinde tufan kopuyorsa, aklı dağ doruklarına takılı olduğu halde elleri çakıl taşları ile doluysa, huzursuzdur.
    öz'ün söz'e denk gelmesi zordur ama verdiği huzur için tüm zorluklara değer...
    insan, içi dışı bir -aynı fikirde- olduğunda mutlu.
  • olman gereken yerde, olman gereken zamanda ve olman gereken kişilerle birlikteyken içine dolan duygudur.

    eğer bir huzursuzluk içindeyseniz, bu üçünden en az biri yanlış ya da eksiktir.
hesabın var mı? giriş yap