• iddia: hunlar hiçbir yazılı kaynak bırakmamışlardır. bu yüzden dillerini bilmiyoruz. coğrafi olarak o bölgede oldukları için belki türkçeyle ilişkili bir dil kullanmış olabilirler.

    gerçek: hunlardan kalan iki satırlık bir yazı ile çin kaynaklarına işlemiş bazı hunca sözcükler mevcuttur. hunların dili, zengin bir kaynak sahası sunmasa da incelenebilir ve incelenmiştir. talat tekin gibi altaistler, eberhard gibi sinologlar ve gumilyov gibi tarihçiler hun dili bakiyelerinin türkçe ile izah edilebileceği görüşündedirler.

    iddia: anadolu türklerinin hunlarla kültür ve ırk bakımından hiçbir bağlantısı yoktur. dolayısıyla hunların türklerle alakası yoktur.

    gerçek: eberhard'ın da belirttiği üzere, kaynaklarda hunlar hakkında belirtilen kültür maddelerinin aynısını türkler (tu-cüe, göktürkler) için de belirtilmektedir. dolayısıyla türk (göktürk) kültürü hun kültürünün uzantısıdır ve devamıdır. bugünkü anadolu türkleri ile hunlar arasında kültürel olarak çok büyük bir farklılık olmasına bakarak hunların türklerle ilgisiz olduğunu iddia edeceksek, doğal olarak türklerin göktürklerle de ilgisiz olduğunu iddia etmemiz gerekir. buradan varacağımız sonuç "türkler türk değildir." olur. bu da biraz komik olur. 2000 yıl içinde kültürlerin "birazcık" değişim geçirmesi normaldir. muhtemelen 2000 yıl sonraki torunlarımızın kültürü şu anki kültürümüzden oldukça farklı olacak. bu, torunlarımızın torunlarımız olmadığını göstermeyecektir. dil bağı varken kültür bağı olmadığını iddia etmek absürttür, iki toplum arasında bulunabilecek en kuvvetli kültürel bağ zaten dildir.

    iddia: hunların anadolu türkleri ile ırk bağlantısı yoktur.

    gerçek: toplumsal bağları genetik yakınlık üzerine kuranlar ırkçılardır.

    iddia: hunları (ve herhâlde sair altaik kavimleri) anadolu türkleri ile ilişkilendiren ve turancı olmayan hiçbir antropolog, dilbilimci, sosyal bilimci yoktur.

    gerçek: jean-paul roux turancı değildir.

    iddia: türk adı çinlilerin koyduğu bir addır ve 600'lü yıllara dayanır.

    gerçek: 600'lü değil, 500'lü yıllara dayanır ve bu adı çinlilerin koyduğuna dair bir tarihi veri yoktur.

    soru: neden beni oluşturan 100 ayrı kökenden yalnızca birini seçip onu öne çıkarmam gereksin?

    cevap: gerekmiyor. çıkarmayın.
  • bu insanlar için şu anda söylenebilecek en kesin bilgi, türklerle ilintili olduklarıdır. tabi bu ilinti türklerin atası olmak şeklinde olabileceği gibi genetik akrabalık düzeyinde de olabilir. (moğollar)

    bugün bizim türk diye adlandırabileceğimiz insanlar, bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış olan son dönem osmanlı vatandaşlarının torunlarını kapsıyor. türk denen millet tarihin belirli bir döneminde orta asya' da oluşmuş, batıya doğru göç etmiş ve şu an için vatan olarak kendine anadolu-doğu avrupa' yı seçmiştir. bu milleti tarih içinde yöneten hanedanlar ve devletin rejimi birçok kez değişse de sonuç olarak bizim türk tanımımızı az çok belli eden bir millet ve bir devlet vardır. bu millet de orta asya' dan anadolu' ya gelen ve önce selçuklu ve osmanlı hanedanları tarafından monarşiyle yönetilen, sonra meşrutiyete ve ardından cumhuriyete geçen millettir. bu tarihsel sürecin dışında kalanlara türk demek doğru olmaz; ancak türkî denebilir. kaldı ki bizler, kendimize en yakın millet olarak bu sürece en yakın süreci yaşamış olan azerîleri görmekteyiz.

    hunları da bu süreçten çok önce yaşamış ve kaybolmuş bir millet olduklarından türk olarak değerlendirmek doğru olmaz. ben türklük tanımını bir ırk üzerinden değil de belirli bir tarihsel süreç üzerinden yapıyorum. yoksa kimbilir benim kanımda hangi ırkların kanı akıyor? onun tespiti yapılamaz. en başta da belirttiğim üzere hunlar' ın türklerle bir ilgisi vardır. bu ilgi sadece iletişime geçmek düzeyinde mi yoksa atası olmak düzeyinde mi buna karar verecek olan tarihçilerdir.

    fakat şunu belirtmekte fayda var. bizler türk tarihinin o kadar eski dönemine dair bütün bilgilerimizi çin kaynaklarından alıyoruz. ve bu kaynaklardaki isimler çevrilirken hata yapıldığı da biliniyor. örneğin biz, mete han diye bildiğimiz xiongnu hükümdarının ismini, çin kaynaklarından öğrendik. burada ismi modu chanyu idi. fakat sonra, tarihçiler bu ismi modern çince olarak okuduklarını fark ettiler. eski çince ile okuduklarında, baytur/bayatur olduğunu gördüler. bu ismin öztürkçe olan bahadır ismiyle aynı olması tesadüf müydü? peki babası teoman'ın isminin aynı işlemden geçirildiğinde duman sonucunu vermesi? ve hatta xiongnu isminin kendisinin eski çince' de hon, hunnu' ya denk gelmesi?

    bence bu bahadır ve duman örnekleri bile başlı başına hunların türklerle olan bağının kuvvetine inanmak için yeterlidir. mete/bahadır' ın oğlunun ismi laoshang olarak verilmiş, bu doğrudan çince bir isim; ama belki de hunca bir ismin fonetik taklidiydi. bunu bilemiyorum. fakat hunların hükümdarlarına öztürkçe isim veriyor olmaları, bence önemlidir.

    hunlar' ın türk olduğu iddiası da türkler' e ait bir sav değildir. (bu paragrafta hun ile kastedilen mete han' ın hunlarıdır.) on sekizinci yüzyılın sonuna gelindiğinde avrupa' daki belli başlı tarihçiler bu konuda ikiye bölünmüştü. bir grup hunların türklerin atası olduğuna inanıyor, diğer grup ise hunların atilla' nın atası olduğunu savunuyordu. biz, dilimizle macarca arasındaki benzerlikten yola çıkarak bu iki kuramı birleştirdik ve atilla' nın da, bugünkü türklerin de orta asya' daki hunlardan geldiği iddiasını ortaya attık - ki bu da güçlü bir iddiadır. bizim tarih derslerimizde öğretilen de budur. orta asya' daki hunların batıya göç eden ilk kolu beslenemediği için avrupa' da erirken, ikinci kolu burada tutunabildi ve biz bu ikinci kolun soyundan geliyoruz.

    elimizde durumu net olarak ortaya koyacak bir bilimsel veri yok. sadece bu üç halkın (türkler, avr. hunları ve orta asya hunları) kültürlerinin ve dillerinin birbirine benzer olduğunu biliyoruz. tarihi kaynaklar da bu bağı güçlendiriyor. hun hükümdarlarının isimlerinin türkçe olması önemli. orta asya hunlarını türklerin erken dönem etkinlikleri olan kabul eden oxford ünv. yayınları mevcut, kaldı ki bazı çin kaynaklarında türkler hunların bir kolu olarak gösterilmiş. velhasıl kelam, şu anki tarih bilgilerimizle hunların en olası varisleri olarak türkler görülüyor. avrupa hunlarının orta asya hunları ile bağlantısı ise, bizim orta asyayla bağlantımızdan daha zayıf. bu iki kavmi doğrudan bağlayan tarihsel bir kaynak yok. on sekizinci yüzyıl tarihçisi de guigne bu ikisini birbiriyle ilişkilendirene kadar da aralarında bağlantı kuran olmamış. yapılan kazılar bu iki halkın birbirine benzediği görüşünü destekliyor, o kadar.

    bilim ne diyor derseniz, mitokondri dnası analizlerine göre orta asya hunlarına en yakın halk, yakutlar. bunda bugünkü türklerin genlerinin yakutlardan daha fazla kirlenmiş olması etkili olmuştur muhakkak. çünkü biz, tarih boyunca yakutlardan daha fazla milletle temasa geçtik. ha, bu bir şeyi değiştirmez. çünkü sonuçta yakutlarda türkî bir millet ve bilim, hunların türklerle yakınlığını kabul etmektedir.

    sonuç olarak bugünkü filolojik, biyolojik ve tarihsel bütün bilgiler türklerin hunlarla akraba olduğunu, hatta onların soyundan geldiğini doğrulamaktadır. ha, yarın bir başka veri çıkarsa bütün tablo değişebilir. sonuçta tarih bilimi her an değişebilir. ama eldeki verilerle hunlar türklerin atası değildir demek sadece dezenformasyondur. boş boş konuşmamak lazım.
  • "türk" sözcüğünü "türkiye vatandaşlığı", "ata" sözcüğünü "genetik soydaşlık" anlamlarına hapseden zihniyetin elbette türk olmadığını iddia edeceği, dünyadaki tüm türk ve moğol halklarının dilsel ve (bunun sonucu olarak) kültürel atası olan kavim.
  • macar ırkçı partisinin avrupadaki diğer ırkçı oluşumlardan gelen turkiyenin ab uyeligi konusunda olumsuz görüş bildirin çağrılarına, hunları kastederek " aynı köklerden geldigimiz bir ülkeye bunu yapamayız" karsılığını verdigini bildirmek isterim ey sözlük. sonuçta bu macar partisi mensupları avrupalı ve ırkçı ama kökenlerine ve uzak akrabalarına ırkçı da olsa saygılılar. ha karışmışlık dersen onlar da en az anadolu türkü kadar diger milletlerle karışmış, orası ayrı ama kendilerini atilla' nın torunları olarak görüyorlar. atalara saygı...
  • isimlerinin khun* gibi telaffuz edildiği tahmin ediliyor.
    hatta macarcada hunlara "kun" deniyor. macarcada kumanlara da kun deniyor.
    muhtemelen hunlar şimdiki ukrayna topraklarında (deşt-i kıpçak, sarı arka) at koşturan kumanlar (kıpçaklar), bulgarlar, hazarlar ve son olarak kırım tatarları denen ama aslında esası aynı kalıp sadece adı değişen halka verilen ilk isimdir. bugünkü ukrayna, romanya, bulgaristan, makedonya civarında yaşayan slavlar içinde büyük oranda eriyip gitmişlerdir. bu slavlaşma ve (şamanlıktan) hristiyanlaşma göz ardı edilirse rahatlıkla bulgarlar türktür, pomaklar türktür, kazıklı voyvoda türktür denebilir, coşulabilir.
  • kirazlarını ve kestanelerini çalmasınlar diye çinlilerin kocaman bir duvar yaptığı ulus.
  • ammianus marcelinus hunları şöyle anlatır: "savaş alanında korkunç çığlıklar atarak düşmanın üzerine yürüyorlar. karşı durulduğu zaman dağılıp tekrar birleşiyor ve yollarına çıkan her şeyi kesip biçerek yeniden saldırıyorlar... çok uzaktan attıkları, demir kadar sert ve öldürücü keskin kemiklerle uçları sertleştirilmiş oklarını kullanma yetenekleriyle boy ölçüşebilecek hiçbir şey bulunmuyor." her ne kadar romalı tarihçiler yer yer yabancı oldukları toplulukları gerçekçi bir şekilde anlatmış olsalar da bazen hunları "köpek başlı yaratıklar" şeklinde tasvir etmekten de geri durmamışlardır.
  • türk olan toplulukların 600'lı yıllarda ortaya çıktığı doğru değildir. benim bildiğim türk kelimesi 400'lü yıllarda bizans, 500'lü yıllarda ise çin kaynaklarında geçmektedir. ayrıca çin kaynaklarında göktürklerden hunların devamı olarak bahsedilir.
    sırf resmi tarihe laf atmak için, hunların türk olmadığını iddia etmek için, kendini farklı göstermek için yanlış bilgi vermeye gerek yok. sadece wikipediadan öğrenilenler yeterli olmayabilir.

    ayrıca devlet geleneği ve kültür açısından hunlarla türklerin benzerlik gösterdiğini hiçbir dilbilimcinin, antropologun veya bilim adamının iddia edemeyeceği söylenmiş. bunları iddia eden çok bilim adamı vardır.
  • hunların barbar olmadığını bbc yeni öğrenmiş ancak hunların barbar olmadığı, birçok kralı, saygıyla otağında ağırladığı, halka çok iyi davrandığı alman destanlarında yazar. ancak avrupa'nın kalıtsal hastalığıdır türkleri kötülemek...
hesabın var mı? giriş yap