hummer

• ___________
  /__ı_|[___|___]
  [---t----[o--lllllll--o]
  ()_)"""()_)/"**"\)_)
  
  arazi aracı
  
  ed:kırık link silme
• 90'ların sonunda, 2000'lerin başında ünlülerin anlam verilemeyen bir hummer araç hayranlığı söz konusuydu. hülya avşar, sibel can, seren serengil, falan filan kliplerinde olsun, televolelerde olsun bir hummer sevdasıdır, gidiyordu.
  
  bir süre sonra anlaşıldı ki, hummer'lar türkiye'ye ticari araç olarak sokuluyordu ve vergi oranı sadece yüzde 4 gösteriliyordu. aynı zamanda ithalat tutarları da düşük gösteriliyordu, bu şekilde yüzde 4 olan vergi, daha da aşağılara iniyordu.
  
  neyse hükümet bir süre sonra ayıldı ve uygulanan vergi 20 kat arttırıldı. ardından da vergi oranları yeniden hesaplanmak üzere ülkeye sokulan bazı katakullili hummerlar toplatıldı.
  
  bizim ünlüler de "seve seve" iade etti. sibel can iade eder etmez, "seren serengil teslim etmedi, o da teslim etsin" diye ağlayıp, seren serengil'i ispiyonladı. seren serengil de buna cevap olarak "zoruna gidenin, borusuna gitsin" dedi. hey allam!
  
  neyse bir hummer hikayesi dinlediniz.
  
  unutmadan hülya avşar arabasını park ederken televole'de "bu araba buraya girmez ki?!" derdi. hummer da işte böyle bir arabadır.
• almayı planlamadığım, kabaca müşterisi olmadığım dolayısıyla yerden yere vurduğum araç.
  
  çok benzin yakıyor evet, büyük arabaya binip kendini lord zanneden adamın kesesini düşündüğümden gıcık değilim ben bu arabaya. 1 kilometrede 1 litre benzin yakıp daha fazla içine etmesin çevrenin diye yerden yere vuruyorum.
  
  parası benden çıkmıyor diye yaşadığım dünyanın ağzına sıçmana ses etmeyeceğim mi sandın?
• oncelikle hummer, hummer h2, hummer h3, hummer limousine ve geri kalan her turlu yerin dibine batasica hummer'li h'li kombinasyon hakkindaki duygularima tercuman olan su sayfayi bildireyim: http://www.fuh2.com/
  
  evet sayin hamir kullanicisi, amerikalilarin bir lafi vardir bildin mi, fuck you and your h2. her yedigin zikkim olsun, kisfmetin kapansin, tuttugun sana girsin, hava yastiklarin bozulsun, frenlerin patlasin, namlusu cikarilmis tankinla ucurumlardan uc, duser dusmez de gumbur gumbur patla filmlerdeki gibi insallaaah.
  
  yahu bu kadar ayan beyan "ben baskalarinin hayatini umursamayan bir okuzum, sadece poz atabilmek icin gunde uc petrol kuyusu kurutan 4.5 tonluk bir savas aracini sehir icinde kullanmayi zevk sanan bir davarim, zerre kadar estetik anlayisina sahip olmayan bir ayiogluayiogluayiyim ben" diye bagiran bir urun var midir baska?. bir de bunlarin limuzinleri var ki, sweet sixteeninini kutlayan zuppe amerikan kizlarinin icine dolusup, kafalarini da fino kopegi gibi disari cikararak bicilmekten son anda kurtulmus diger arabalara laf atmalarina yarar bir tek.
  
  bu sacma gangsta rap rukuslugunun cadillac escaladele birlikte sembolu olan bu 28 tekerlekli neon gazinolarina bakip ozenen turkleri gordukce bir anda baska hicbir zaman kabarmayan milliyetci reflekslerim kabariyor, su zibidilerin seviyesine inip atalarinizi utandirmayin essek sipalari diyesim geliyor. ama iste globalizasyon derken rukusluk de, mallik da, siglik da globallesiyor, hollywood'daki hodugun kurucesmedekinden farki kalmiyor. gormemisin parasi olmus, gitmis arabin tekine yag vermis, o da bol bulunca kicina surmus, o kic da eee baglayin iste gerisini, tukendim ben, yedim bitirdim kendimi.
• 1999 şubat, belgrad'da bir outdoor fuarının açılışı için tüm ustalar^* orada. 20 araç civarı bir grupla çok çamurlu bir parkura girdik. üzerimizde safari takımları, ayaklarımızda lastik çizmeler...
  adını sanını hatırlamadığım takım elbiseli-kravatlı falan bir adam var aramızda, bir ateş başında ustalar ve yanlarındaki biz^* basın toplantısı yapıyoruz. sonradan farkediyorum; bu adam hummer'ın memleketteki şirket temsilcilerinden biri.
  son model bir hummer kullanarak konvoya dahil olacağını anladığımda kafamda şapka, üzerimde yağmurluk ve ayaklarımda balıkçı çizmeleri ile yanına yanaşıp kendisine kıyafet bulabileceğimi söylüyorum.
  "ben" diyor "hummer şöförüyüm, çamurda aracımdan inip yürümem söz konusu olmayacak evlat"...
  3-4 saat sonra kravatı çıkmış, paçalar çorapların içinde, ceket belde bağlı, kafada naylon torbadan bir bandana ile diz boyu çamurda hummer iterken hatırlıyorum bu adamı, önden çeken araç ise yanlış hatırlamıyorsam 30 yaşını aşmış bir land rover idi...
  hummer elbette ki seçkin bir araç, ama kendisini yakından görebildiğim o ilk gün, bizi yaş ortalaması 25'e yakın bir grup arazi aracının içinde 60km'lik parkuru yarıdan dönmeye mecbur eden problemler silsilesinin kaynağı olduğu için aklımda hep kofti intibası ile kaldı...
• türkiye şartlarında olsa olsa sonradan görmeler ya da görgüsüzler alır dedirten hiçbir ara sokağa sığamayan araba markası.
• foals manyaklığı. ofiste oturduğum yerde kopuyorum lan. ne biçim şarkı bu? ben patron olsam kendimi kovardım.
• kullanmak için e sinifi ehliyet olmasi gerektigini düsündügüm araç.
• sivil tank
• binek araçların ayısı, gudup ayısı.