• kimi kaynaklar tarafından, özelde dönemin sovyet ekonomi politikalarının ve genel olarak dünya ekonomisinin kötüye gidişinin* sonucu olarak kabul edilse de, mart 2008 itibariyle ukrayna hükümetince, o dönem yükselişte olan ukrayna milliyetçiliğine karşı stalin'in giriştiği bir soykırım olduğu kabul edilmiştir.

    işin nedenlerini bir kenara bırakırsak, bizzat birinci ağızdan (arkadaşımın ananesi, 1933'ü yaşamış) şunları duydum: "stalin sovyetler'i hep güçlü bir ülke gibi göstermek istiyordu, ancak orduyu besleyecek erzağı yoktu, bütün askerleri ukrayna'ya saldı. ağzımıza atmak üzere olduğumuz lokmaya varana kadar aldılar. yeni anne olmuş kadının memelerini emen asker dahi gördüm. bir sürü insan açlıktan öldü. biz hitlerden çekmediğimizi stalinden çektik."

    şu kısmı da marina lewycka'nın romanından* aynen aktaralım:

    "...köylüler ineklerini, tavuklarını, keçilerini yediler, ardından kedilerini ve köpeklerini. ondan sonra da otlardan başka yiyecek birşey kalmadı. 1932-1933 yıllarının bu insan eliyle yaratılan kıtlığında, ukrayna'nın bir ucundan diğerine yedi ile on milyon arasında insan öldü... bunlar bittiğinde çatıdaki samanların arasında yaşayan sıçanları tuzağa düşürerek yediler, sonra samanları, derken açlık sancılarını bastırmak için koşum takımlarının derilerini çiğnediler. uyuyamayacak kadar aç olduklarında şarkı söylediler ...

    yakındaki köyde bir kadın vardı, bebeğini yemişti. aklını yitirmiş, patikalarda ağlıyarak dolaşıyordu. 'ama önce öldü. ölmüştü. yemenin ne zararı var? öyle tombuldu ki! neden ziyan olsun? ben öldürmedim. hayır hayır hayır. önce öldü! ...'"

    eğer olayın yıldönümünde lvov'a yolunuz düşerse, şehir meydanında açlıktan ölenler anılır, her metrede bir mum vardır, herkes toplanır dua eder.
  • salt sempati duydukları ideolojiye bok sürdürmemek namına ölen milyonları göremeyen, insan demeye dilimin varamadığı yaratıklarca yok sayılan katliamdır. bilerek ve sistemli şekilde gerçekleşmiştir. istediğiniz kadar çarpıtmaya veya kendi kusurlu beyinlerinize olmadığını söylemeye devam edin. gerçekleri gölgelemeye hiç birinizin gücü yetmez.

    aynı dönemde sadece ukrayna'da değil bütün sscb ülkelerinde aynı dram yaşanmıştır. kazakistan'da stalin / galosheckin reformu olarak bilinen saçma sapan uygulama yüzünden kazakistan da aynı kaderi paylaşmıştır. kazakistan, dönemin açık hapishanesidir. stalin karşıtı ruslar, ermeniler, azeriler, ahıska türkleri gibi farklı onlarca insan bu dönemde aynı zorbalığa maruz kalmış, bir çoğu açlıktan ölmüştür. resmi evrakları, canlı şahitleri, askerlerin itirafları gibi bir çok delil kapı gibi duruyor. 1930-1933 seneleri arasında kazak nüfusunun %48'i yok olmuştur. 1921'deki açlık yüzünden yapılan sayımda 1 milyondan fazla insanın öldüğü hesaplanmış, 1930 sayımında toplam nüfusun sürgünlerle birlikte 5 milyon 500 bin civarı olduğu saptanmıştır. nüfusun 2.200.000'i ise 1938 senesinde yapılan sayımda eksik görünüyor. aradaki 2 milyon insan can sıkıntısından topluca patagonya'ya göç etmediğine göre ne olduğunu anlamak güç değil.

    rusça bilenler için bizzatihi galoşkin'in yönettiği kazakskoi assr tarafından tutulmuş olan, 1930 tarihli evraklar: 1,2,3,4,5

    ilk dökümandaki altı çizili kısmı şöyle tercüme edeyim: komşularının ifadesine göre vasiliy andreyev gömülmüş ölü köpekleri çıkartarak yiyor.
    muhtemelen psikopat nekrofil sapık filandır. yoksa insan çürümüş köpek eti yer mi?

    http://youtu.be/dv9lhit6tpc

    bu videoda dönemi yaşayan insanların anlattıkları var. bütün dönemi detaylıca anlatıyorlar fakat sadece bir kaç anı neler yaşandığını idrak etmek için yeterli. kolhoz köylere gelerek yazın yaylaya kışın güneye göç ederek yüz yıllardır hayvanlarına ahır yapmadan yaşayan bir topluma iş öğretiyor. taşımak kolay olsun diye novosibirsk'e yakın yazlık bölgeden kışın sıcak bölgeye göç etmelerine izin verilmiyor. insanlar yaşadıkları otağlardan çıkartılarak yerlerine hayvanlar yerleştiriliyor. beş kişilik çadıra onlarca insan tıkıştırılıyor. sığmayanlar hayvanlarla aynı otağda yaşamak zorunda kalıyor. sonucunda kış bittiğinde hayvanlar yeterli beslenemedikleri için soğuktan değil açlıktan, insanlar ise türlü bulaşıcı hastalıktan hayatlarını kaybediyorlar. sağ kalan hayvanların hepsini alıp zaten ziyan görmüş insanları da açlığa mahkum ederek gidiyorlar.

    bir ikinci anı ise açlık yüzünden kocası ölen bir kadın kucağındaki bebeği ve erkek çocuğuyla birlikte diğer köydeki yakınlarına ulaşmaya çalışan kadın hakkında. saldıracak hayvan bile bulamayan kurtlar köylere iniyor. bir tanesi köyden zor bela kaçan kadının ve çocuklarının peşine düşüyor. açlık yüzünden yorgun düşen kadın kurtla daha fazla başa çıkamadığı için çocuklarından birisini feda etmek zorunda kalıyor. henüz bir kaç aylık olan bebeğini bırakıp erkek çocuğunu diğer köye kadar ulaştırıyor. köydeki insanlar bebek için geri dönüyorlar fakat kanlı kundağından başka hiç bir şey bulamıyorlar. bu anıyı o kurtulan erkek çocuk anlatıyor.

    ukrayna'da ise daha acı vakalar var. tıpkı kazakistandaki gibi atlarını, köpeklerini hatta sokaktaki fareleri bile yedikten sonra evde böcek aramak zorunda kalmış, kuru toprakları kazarak solucan aramış en sonunda ölen insanları yemek zorunda kalmışlar. sen şimdi bunları ajitasyon, ulu staline ve sovyetlere çalınan kara bir leke olarak görebilirsin fakat iki gram beynin olsaydı bunun ideolojiyle veya kişilerle alakalı olmadığını anlayabilirdin. bu bir insanlık ayıbıdır. kimin hangi sebeple yaptığının hiç bir önemi yok. hiç bir sebep yaşananları haklı çıkartamaz.

    yalnız bir konuda haklısınız sevgili yoldaşlar. stalin herkese eşit davranmıştır. sovyetler belli başlı bir kitleye karşı kin gütmemiştir. almanları yahudi ve çingeneleri katletmekle suçlayabilirsiniz fakat sovyetlerin hedef aldığı kitleleri ırk, din, dil gibi kıstaslara göre nitelendiremezsiniz. polonyalı, müslüman, ukraynalı, budist, ermeni, türki demeden her türlü insana eşit derecede eziyet ettiler. olm, benim yakınlarım bu katliamlarda hayatlarını kaybetmesine rağmen türk solunda yer alan insanları bu ülkenin dinamosu, kafası çalışan insanları olarak kabul ederdim ama sizin gibi tipleri gördükçe umudumu kaybediyorum. insanı gelişmeye, düşünmeye yönlendiren her türlü ideolojiye saygım var. komünizm ile bir sorunum yok fakat iş ideoloji ayağına insanları sömürmeye, katletmeye gelince orada bi duracaksın. sırf taptığınız adama bok sürdürmemek için kılıktan kılığa giriyor, gözüne sokulan delilleri yok sayıyorsunuz. katyn katliamı hakkında bile resmi evraklar çıkartılmış, üç nesil devlet başkanları kabul ve ibraz etmiş adam hala goebbels diyor.
  • 1932-1933 yıllarında ukrayna'da meydana gelen kıtlığa verilen ad... "aç bırakarak öldürme" diye türkçe'ye de çevrilebilir. ukrayna başta olmak üzere bazı devletler**** bu olayı soykırım olarak nitelendirmektedirler.
    sovyet yönetiminin* o zamanlardaki politikası köylülerin elindeki kendilerine ait toprakları alıp kollektif kooperatifler kurmaktı. fakat bu özellikle ukrayna'daki köylüler arasında huzursuzluk yarattı; sovyet memurlarının gelip ürünlerini almalarını beklemektense onları yakmayı tercih ettiler. netice olarak bahsi geçen bu iki yılda akıl almaz bir açlık vuku buldu. tahminlere göre 5-10 milyon arası insan can verdi. bu o zamanki ukrayna nüfusunun dörtte birini meydana getiriyordu.
    sovyetlerin açlığa göz yumduğu hatta teşvik ettiği iddia edilir. örneğin, açlığın meydana geldiğ kırsal kesimlerden başka yerlere* gitmek yasaklanmıştı.
    rusya olayın soykırım olarak tanınmasına karşı çıkıyor.
  • o bölgeden zorla göçüp giden akrabalarımın anlatırken yalandan titreyen elleri ve döktükleri sahte gözyasları kadar kuyruklu bir yalandır holodomor. nazi sempatizanları uydurur, tarih kitapları filan yalandan yazar bu masalları.
  • golodomor olarak da adlandırılır.

    seçilmiş bölgeye, gıda giriş çıkışı kesilerek, kıtlığa neden olmak dolayısıyla kitlelerin ölümüne yol açmak.

    en bilineni "amacına ulaşma" doğrultusunda ele alırsak, 1932-33 yılları arasında j. stalin'in emri doğrultusunda dönemin ukrayna valisi nikita krusçev denetiminde gerçekleştirilendir.

    zaten krusçev'in sovyet bürokrasisinde yükselmesinin (daha doğrusu stalin tasfiyesinden kurtulmasının) en önemli nedenlerinden biri de bu dönemde aldığı emirleri gözü kapalı uygulamış olmasıdır. krusçev'in denkleri, genel olarak ii. dünya savaşına kadar olan dönemde ya emekliye sevk edilmiş ya da tasfiye edilmişlerdir.
  • (bkz: sözlükteki ruslar)

    neyini aklamaya çalışıyorsunuz anlamadım. ölmedi mi yani milyonlarca insan?
  • ulan ne rus sempatizanı varmış bu ülkede dedirten hadise.ha beşyüz kişi ölmüş kıtlık yüzünden ha beş milyon kişi.insan canı bu kadar ucuz işte komünist rejim yönetiminde.kimse stalin'i kruşçev'i masum göstermeye çalışmasın beyler
  • bazı sosyalistler bunu savunabilecek kadar alçalabiliyorlar. yazık.
  • stalin'in hitler ve mao'dan farkı olmadığını gösteren korkunç bir soykırımdır. yok diyen, inkar eden stalinistleri ciddiye almayın zira bu olay 1933'te yaşandı. öyle milattan önce filan değil. olaya şahit olup, hayatta kalabilmiş insanlardan hâlâ sağ olanlar var. milyonlarca insanın tanıklığı var. ülkenin farklı yerlerinden insanlar anlaşmış gibi aynı yalanı mı söyleyecek?

    günümüzde ve ülkemizde bu soykırımdan çıkarılacak tek bir ders var. türkiye'deki stalinistler azınlık olmayıp da iktidar sahibi olsalar milyonlarca insanı kesecekler ve sonra da inkar edecekler.
  • günümüzde israil tarafından yapılanı ambargo olarak adlandırılmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap