• vucudun el, ayak, koltukalti, yuz gibi belirli bolumlerinde gorulen, normal disi yogunluktaki asiri terleme (excessive sweating) hastaliginin tibbi adi. hastaligin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, perspirex, odoban gibi losyonlarla gecici (ama etkili) cozum saglanmaktadir. ayrica bu bolgelerdeki terleme fonksiyonlarini kontrol eden sinirin sinyal iletiminin cerrahi mudahale ile durdurulmasi (bkz: ets), asiri terleyen bolgelere duzenli olarak elektrik akimi uygulanmasi, botox siringa edilmesi gibi baska yontemler de bulunmakla birlikte her birinin kendine ozgu handikaplari vardir. hala en etkili metod losyon kullanimidir. (maalesef soz konusu ilaclar turkiye’de satilmamaktadir.)
  • yakında sırf bu hastalık yüzünden intihar edebilirim.

    genel vücut terleme yaşıyorum. duştan çıkar çıkmaz bile terlemeye başlayan bir vücudum var. el, ayak, yüz, koltuk altı, kasık, g*t, alın.. düşünebileceğiniz her kesitim terliyor. çok zor bir durum. düşmanımın başına gelsin istemem.
  • dünyanın en iğrenç hastalıkları listesinde tepeye oynar.

    ancak yaşayan bilir. ne var lan, altı üstü biraz terliyorsunuzdur, der bilmeyen. öyle değil işte. sosyalliği kısıtlar, kimseyle fiziksel temasa girmemeye gayret edersiniz. kışlar bir nebze daha iyidir, yazlar ölümdür. bu hastalıktan muzdarip bahtsız kişi yaz aylarında üç dört kat daha fazla terler. yazın iki defa duş almak elzemdir. ter denen şey kokmaz ama ter bezlerinin etrafında oluşan bakteriler kokar, o yüzden günde iki defa yıkanmak şarttır.

    piyasada bu hastalıkla ilgili birçok krem, roll-on falan var ama hiçbiri kesin sonuç vermez. driclor mriclor çare olmuyor. botoks geçici ama etkili bir çözüm fakat o da pahalı. ameliyat yöntemi ise göz boyama gibi görünüyor. zira elinin teri biten hastanın bu kez götü başı terlemeye başlıyor. anlayacağınız bununla yaşamayı öğrenmek gerekiyor. fakat sürekli insanlarla el sıkışmak zorunda olduğunuz bir işi yapamazsınız. sevgiliyle el ele tutuşursunuz sevgilinizin eli sizin terinizle dolar, bir yere misafirliğe gidersiniz çorabınızın ıslaklığı parkede iz bırakır, iş görüşmesine gidersiniz el sıkışırken insan kaynaklarından burcu hanım yüzünü ekşitir ıslaklığı fark edince. zordur vesselam.

    deotak krem ve driclor'u yine de öneririm. deotak kokuyu giderici, driclor da teri yok edici. deotak'ı birkaç senedir hiç kullanmadım ama yeniden sipariş edeceğim. ucuz bir şey zaten. her gün duş alıp deodorant kullanmak da koku anlamında işe yarıyor kanımca. driclor ise bende birkaç gün işe yarar gibi oldu, sonra yine eskiye döndü. belki benzer sorunu yaşayanlarda işe yarar.

    migren ve hiperhidroz gibi tedavisi olmayan hastalıklara sahip olmak da ne bileyim allah'ın bana bir kazığı sanırım. eyvallah.

    yazarken ellerim yine sırılsıklam. hayat.
  • yazın kapıya dayanmasıyla hayattan soğutmaya başlayan illet, adeta bir orospu çocuğu.
  • aşırı terleme.

    terlemede maksat harareti yükselmiş vücudu soğutmak olduğuna göre, yaz-kış ıslak koltuk altı, eller ve ayaklar termostatınızın bozuk olduğu anlamına geliyor. yaz-kış, yani vücudun soğutulmasını gerektirecek herhangi bir terletici etken olmaksızın (yüksek ısı, acı-baharat yemek, stres kaynağı, hipertiroid, hipoglisemi, tüberküloz, menopoz) gerçekleşen terlemenin ne tespit edilebilmiş bir kaynağı ne de kesin tedavisi de yokmuş!

    kaynak da vereyim tam olsun:

    http://www.sosyal-fobi.net/…ewtopic.php?f=27&t=6757
  • 2018 yılı itibariyle hala bu hastalığın nedeni nedir bilen yok. şaka gibi. diyoruz ki tıp çok ilerledi. bu hastalıktan müzdarip olan bir arkadaşım vardı. ameliyat oldum çok memnunum dedi. buradan baktım, hangi entry hatırlamıyorum ama bir kişi diyordu ki: eğer böyle bir durum varsa ameliyat olun geçiyor. eyvallah. gittim izmir de bu işi en iyi yapan doktorlardan biriyle görüştüm. şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama baya büyük bir yüzde verdi iyileşmek üzerine. yan etkilerinin az olduğundan bahsetti. şimdi anlıyorum ki, benim gibi ameliyatı olanlar daha sonradan doktora gidip dertlerini yanmadıkları için onlarda bu yüzdeleri verebiliyor.

    o da yetmedi. şirketin doktoruna ameliyattan 1 gün önce danıştım. böyle böyle bir durum var. sizce ameliyat olayım mı? ol dedi. hayatın rahatlar dedi. seninde ben doktor gibi..

    tee ameliyatı olduktan sonra facebook gibi basit bir ortamdan yan etkilerinin neler olduğunu görebildim. oysa girdiğim o hastane web sayfaları ya da güzel web sitelerinde hep iyi sonuçlardan bahsediyordu. güvenilir kaynaklar bazen kandırıcı da olabiliyormuş meğer.

    ameliyat olan arkadaşımın elinden sular akıyordu. yani o terleme değildi artık. sular seller deyiminin fiziksel haliydi. şimdi ise vücudunun diğer yerleri terliyor ama o eyvallah diyor. elim terlemiyor ya diyor. benim ise ellerim öyle sular seller gibi terlemezdi (istisnai durumlar dışında) ama enstruman (gitar) çalan biri olarak bana büyük engeldi. facebook yerine doktorlardan aldığım tavsiyeler doğrultusunda ameliyat olmaya karar verdim. şimdi o az muz terleyen ellerim ve koltuk altım (koltuk altımın terlemesi beni öyle çok da rahatsız eden bir durum değildi bu arada) dediğim yerlerden ellerim hiç terlemiyor ama koltuk altım, sırtım, kıcım bile.. devam ediyorum. bacaklarım terliyor.

    öyle böyle bir terleme de değil bu. elimden çıkan o terlerden kat be kat fazlası.

    kardeşim madem bu hastalığın neden olduğunu bilmiyorsunuz. kestirme yoldan ele ve koltuk altına giden terleme sinirlerini kesmek gibi bir çözüm. nasıl bir çözümdür yahu:)

    ben doktor olsam yapmam lan böyle bir ameliyat. kendimden utanırım. tıp bunu bulamamış, çakma çözüm sunmuş. ve ne olacağını bilemiyorsun.

    şahsen doktor olsam, kesin çözüm olduğuna inandığım bir şey için hastayı keser biçerim. bu ne aga diyorum şimdi kendime. bir sürü yan etkisi oldu vücutta. eski vucudumu istiyorum ama yok dönemiyorsun da.

    ameliyat kişiyi iyileştirmek için olan bir eylem değilmiy di? e bu daha kötü yaptı.

    hasılı: evdeki bir fareyi yok etmek için evi dinamitle patlatmak tarzı bir çözüm bu. giden gençliğime mi yanayım, yüz hatlarımdaki ve sol göz kapağımdaki sarkmaya mı? ya da ufacık bir hareketle tüm vucudun terlemeye başlamasına mı?

    olmayın aga ameliyat falan. askerdeki gibi yapacaksınız. ölmediğiniz sürece hastane yoluna uğramayacaksınız. orası farklı bir dünya olmuş. ne doktorlar memnun artık hasta iyileştirmekten, ne hastabakıcısı ne de sektörden bir çalışan.

    not: terleme sorunu yaşayan ve ameliyat olmamış kişilere doğal tavsiyem; gümüş takılar kullanmasıdır. gümüş iyonlarının vücuttaki dengesiz terlemeyle ilgili bir dengeleme sağladığına inanıyorum. takın bir deneyin. en azından 24 saatliğine bi test edin kendinizi. ve farkındalık halinde olun, terleyip terlemediğinizin farkındalığı olsun bu tabi. anlayamadıysanız bi 24 saat daha bu şekilde yapın.

    bunu ameliyat olmamış kişilere önerebilirim. çünkü ben bunu ameliyat olmuş bir kişi olarak şu an denediğimde, yine 24 saat sonra vücudumda (özellikle bacaklarda) yanma gibi bir his oluyor. yani bacağımın içindeki bir damar yanıyormuş gibi bir hissiyat. o nedenle gümüş takı kullanamıyorum uzun süreli.

    2. önerim ise iyontoforez tedavisidir. araştırdığım kadarıyla en doğalı bu ikisi.
  • yaz mevsimi boyunca çantada havlu taşıtır.

    çok değil 8-10 dakikalık bir yürüyüşün ardından klimasız toplu taşıma aracına binildiğinde zirve yapar. duştan çıkmış gibi havluyla yüzünü, saçını kurularsın, millet iğrenerek bakar.

    neyse ki deotak diye bir icat var da en azından koku sorunu yok.
  • bende bu bok el, ayak ve koltukalti olarak, sip sip damlayacak sekilde yogun olarak var. bu boka care bulmak icin 30-35 sene harcadim, yaklasin hele anlatiyorum.

    ayak en onemsizi, sonucta kimse gormuyor, en fazla yapacaginiz ayakkabilari dinlendirmek, havalandirmak, hijyenik tutmak vs.

    koltukalti en cirkin goruneni. jilet gibi giyinmissin, gun ortasi gelmeden koltukaltindan gogusaltina kadar kocaman iki tane ter cemberi. elalem ne deri gectim, insan kendini pis hissediyor yahu. neyse ki bunun cozumu de basit, botoks. parasi neyse gidin verin, vurdurun, 6 ay kafaniz rahat etsin.

    ve yillardir cozum bulamadigim, el. benim ter seviyemde krem vs. filan yalan, zamaninda hepsini denedik, geciniz. ameliyat isi her acidan piyango. ameliyatla ellerinin teri bitip, gotu terlemeye baslayan adam biliyorum yahu ben. gerci o ellerim terleyecegine gotum terlesin, donumu degistiriyorum diyor. bu da bir bakis acisi. ve gelelim ben de dahi 3 ayin sonunda teri azaltan, belki bir sure daha devam etsem daha cok ise yarayacak olan, iontophoresis. daha insan gibi terleyenlerde etkisini daha da erken gosteriyor. buradaki sikinti da bu boku periyodik olarak yapmaniz. ayda bir kac defa, eller mal gibi suyun icinde 15-30 dakika elektrik vereceksin. yoksa basa donuyorsun. gerci bazi kisilerde teri tamamen kestigi, periyodik tekrara gerek kalmadigi da mevcut. biz bayagi terledigimiz icin bizi kesmedi. e bir yerden sonra da koy gotune diyorsun. en son bir hintli patron vardi, ya dedi hindistan'da olsak cozerdik bu isi, bizim orda bu isler icin geleneksel remedy'ler var. yolu hindistan'a, cin'e dusen bir yazar olursa bir sifa turuna ciksin lutfen, bunu da denemis olalim.

    umudumuz pandemi, pandemi sonrasi da hic kimsenin elini sikmadan devam ederiz diye umuyorum.

    ayrica (bkz: #14918938)
  • yazın gelmesiyle beraber asabiyetimi artıran rahatsızlığım. yıllardır bununla yaşamayı öğrenmiş olmam gerek ama olmuyor işte. misafir gittiğim evde salona girmeden lavaboya gitmek zorundayım o çamur ayaklarımı yıkamak için. tokalaşsam bir dert tokalaşmasam... ay elin buz gibi demiyorlar mı bir de! terleyip soğuyan bünyemi anlamamalarını anlayamıyorum. koltuk altım bu kadar terlerken kokuyor muyum acaba diye kendimi koklayıp paranoyak oluyorum. herkes üşüyor ben terliyorum. kışın idrar yolu enfeksiyonundan sürekli karın ağrısı çekiyorum. ınce bir bot giysen de hasta oluyorsun kalın giysen de.

    sosyal ortamda yaşanan özellikle yazın yaşanan sıkıntılar şahsımı yıllarca evden çıkmamaya itti. şimdilerde her şeyimi ter yapar mı, nefes alır mı, kokar mı, pamuk mu, teri çeker mi diye hesap ederek alıyorum. çok güzel olmasının pek önemi yok.

    tedavi kısmına gelirsek ameliyat botoks falan uğraşılacak şeyler değil. buradan gaza geldim geçen hafta o üropan isimli ilacı yazdırmaya gittim. ürolog idrara çıkamazsınız ne istediğinizin farkında mısın dedi... endokrinoloji ve metabolizma hastalıklarına gitmemi önerdi. ona gitmek için bir dahiliyeden geçmek gerek. dün sabah gittim. doktorum açıkça ben de çekiyorum ve araştırdım bunun tedavisi yok dedi. kanada da satılan bir ilaç var, yan etkisi çok araba kullanamıyorsun vs dedi.

    kabullenmekten başka çare yok. bununla yaşamaya alışacağım. nasıl reflüye alıştıysam buna da...
    kabullencem.
  • seboreik dermatit'den sonra en illet ikinci deri hastalığıdır. diyabet, tiroit, obezite, menopoz, solunum hepsinden olabilir tıpın kesin bir çare bulamadığı illet, öldürmez ama süründürür. allah yaşatmasın.

    tükettiğimiz besinlerin hepsinin genetiği değiştirilmiş. eskiden bu kadar cilt, deri ve kanser hastalıkları yoktu. bizden önceki nesiller şanslıydı herşeyin en tazesini en organiğini yediler.
hesabın var mı? giriş yap