• liverpool, nottingham ve sheffield'da her 15 nisanda gökyüzüne 96 kırmızı balon bırakılır. saat tam 15.06'yı gösterirken. bu balonlar bir daha böyle olaylar yaşanmasın diyedir.. acıyı hala dün gibi hissederler içlerinde.. faciada hayatını kaybeden 96 kişiden biri de steven gerrard'ın kuzenidir. gerrard; liverpool için bu kadar kıçını yırtmasının nedenini kuzeninin annesi ve babasının acısını hafifletme çabası olarak gösterir ve yürek burkar. attığı her golde burnumun direğini sızlatır. onun gole sevindiği kadar kendince ödediği bir borçtan kurtuluşuna da şahitlik etmek yorar insan kalbini...
  • an itibariyle başbakan david cameron tarafından gerçekler açıklanmış, ailelerden özür dilenmiştir. seneler sonra ailelerin ısrarlı mücadelesiyle açılan dosyalarda polisin kanıtlarla oynadığı ve liverpool taraftarlarının herhangi bir suçu olmadığını söyleyen cameron, bu durumun ülke adına da bir utanç olduğunu söyledi.

    ibret alınması gereken bir mücadele. 20 küsür senelik uğraş ve adaletin yerini bulması.
  • ingiltere futbol tarihinin en korkunç olayı olarak kabul edilen hillsborough faciası, 15 nisan 1989’da, sheffield kentinedeki hillsboroughstadı’nda liverpool ve nottingham forest arasında oynanan federasyon kupası yarı final maçı öncesi gerçekleşmişti. maç öncesi çok sayıda liverpool taraftarlarının zaten dolu olan bir girişe yüklenmesi nedeniyle oluşan izdihamda çoğu liverpoollu 94 taraftar ölmüş, 170 kişi yaralanmıştı.
    maçtan sonra the sun gazetesi, liverpoollu taraftarların kurbanların cüzdanlarını aldıklarını, yardım etmeye çalışan polislere ise saldırdığını yazmıştı.
  • the sun adlı, ingilizlerin kendilerinin bile tuvalet kağıdı olarak nitelendirdiği gazete olaydan liverpool taraftarlarını sorumlu tuttu ve ilginçtir, o günden beri gazetenin nüfusa oranla en az sattığı kentlerden biri liverpool'dur.

    hatta graeme souness liverpool'un başındayken the sun'a röportaj verdiği için taraftarlarca aforoz edildi, bu kamplaşmalar yönetim tarafından adamın görevine son verilmesine kadar gitti... gerçi ben bilerek yaptığını iddia edeceğim, ayrı konu.
  • http://ustunidman.blogspot.com/…printed-in-sun.html

    "the lies printed in the sun
    12 eylül 2012 tarihinde yayınlanan bir raporla hillsborough faciası'nın 23 yılı aşan lekesi liverpool taraftarının üzerinden resmi olarak kalktı. devletin yayımladığı ve 400.000 sayfadan oluşan raporu öncelikle hillsborough faciası'nda hayatını kaybeden 96 liverpool taraftarının aileleri görebiliyor. rapor devlet, polis, ilk yardım servisleri, sheffield şehir konseyi ve güney yorkshire yargıcını içeren belgeleri tam 23 yıl sonra kamuoyuna sunuyor.

    başbakan david cameron raporların incelenmesinden sonra faciada ölen 96 kişinin ailelerinden özür diledi. yetkililerin masum insanları korumaktan aciz kaldıklarını kabul etti. the sun gazetesinin facianın hemen ertesinde liverpool taraftarlarını suçlaması ingiliz basının tarihe geçen sayılı iftiralarından birisi olarak hafızalarda yerini aldı. bu iftiraların asılsız olduğunu başbakan cameron bizzat ifade etti.

    19 nisan 1989'da "the truth(işte gerçekler)" manşetini atan gazeteci kelvin mackenzie de raporların açıklanmasından sonra liverpool taraftarlarından ve ölenlerin ailelerinden özür diledi. zamanında kendisini üst düzey bir polis memurunun yanlış yönlendirdiğini iddia etti. olayda ingiliz basını açısından utanç verici nokta ise kalvin mackenzie ve the sun gazetesinin sahibi rupert murdoch'un bugüne kadar sızlamayan vicdanları. 96 kişinin öldüğü bir faciada, "iyi niyetle" kendisine bir polis memuru tarafından servis edilen bir haberi bütün dünyaya manşetten "işte gerçekler" başlığı altında yayına sunan bir gazeteci olan kalvin mackenzie özür dilemek için resmi raporları bekledi. en azından resmi raporlar sonrasında da olsa vicdanı sızlamış gibi yaptı. the sun gazetesi ise olayı internet sitesinde alt sıralarda basit bir haber olarak verdi. anlaşılan ingiltere'nin ve dünyanın medya baronlarından olan murdoch'un vicdanın sızlaması söz konusu bile olmayacak.

    dilenen bu özürler sonrasında devlet ve the sun suçlarını kabul etmiş oldular. ancak adaletin sağlanması için bu suçun cezasız bırakılmaması gerekirdi. şu an görünen tabloda 23 yıl sonra işlediği suçun cezasını çekecek kimse olmadığı da açık ve net. bu yüzden adalet yerini buldu demek bir hayli zor geliyor insana.

    her şeye rağmen "justice for the 96" diyorum. faciada hayatlarını kaybeden 96 kişinin sevenlerinin ve liverpool taraftarlarının biraz olsun acılarının dindiğini umuyorum. gidenler geri gelmese de."
  • ingiltere'de futbol sahalarindaki seyirciyi sahadan ayiran demir tellerin kaldirilmasi hareketine de milat olmustu..
  • 15 nisan 1989'da gercekle$en korkunc futbol faciasi. heysel facia'sindan sonra en buyugu denilebilir.
    taraftarin maca gec kalmasi, buna ragmen hakemin maci vaktinde ba$latmasindan sonra stadin kapilari acilmi$ ve sheffield utd'li taraftarlar ko$arak iceriye dalmi$lardir. o anda tribunde olan bir grup taraftar ezilerek olmu$tur.
  • uzerinden 22 yil gecmis futbolun en kara gunlerinden biri. ibrox, hillsborough ve heysel'de yasananlardan sonra ingiliz futbol seyircisinin gecirdigi evrim takdir edilesi.
  • 2000 senesinde üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen mağdur aileler o zaman statta görevli olan polis memurları* hakkında kovuşturma açtırmayı başarmışlar ve olayı mahkemeye intikal ettirmişlerdir ama mahkeme sonunda davalılar suçsuz bulunmuşlardır.
  • 24 yıl önce bugün.. 96 liverpool taraftarı hillsborough'da bir maç izlemeye gitti ama bir daha evlerine hiç dönmediler.

    (bkz: justice for the 96)
hesabın var mı? giriş yap