• kolektif insan aklı için imkansız diye bir şey yok. einstein zaman-madde-ışık arasındaki ilişkiyi açıkladığında bütün dünya çok şaşırmıştı ve hala da şaşırıyor. pozitif bilimlerin göz bebeği teorik fiziksayesinde , insanlık felsefenin yıllardır yapamadığı şeye, varlık kavramını açıklamaya hiç bu kadar yaklaşamamıştı. hayattaki en büyük kanun henüz bilinmiyor, ancak kuramsal fizik üzerinde çalışan insan sayısı arttıkça bu kanuna daha da yaklaşıcaz. tabi o zaman kimse evrenin dışında ne var, ya da yüzmek zayıflatıyorsa balinalar nerde hata yapıyorlar gibi saçma sorular soramıcak. belki de güneşin neden bu kadar güzel doğduğunu, güllerin neden bu kadar güzel koktuğunu ya da mozart'ın aslında demek istediğini anlayabileceğiz. öyle bir teoridir işte.

    tabi herkes teorik fizik bilecek diye bir şey yok. (bilmeyi çok isterdim). o yüzden genç beyinlerde kıvılcımlar çakması , yeni heyecanların doğması için bu konuların daha çok konuşulması gerekiyor diye düşünüyorum. olayın teknik kısmına dalmak isteyenler burdan başlayabilir.

    hayal gücünün bilgiden daha önemli olduğunu, köyde eşeklerle uğraşan dedelerimiz bize öğretmemiş olabilir. ingilizce bilmediği için internetin yüzde doksanına fransız kalan türk genci, doğu ile batı medeniyetinin arasına sıkışmış kalmış olabilir. ancak hiç bir şey için geç değil. çünkü gerçek dünyanın üzerine kurulmuş ikinci dünya olan internet köyden bile küçük artık, köyde bile bu kadar iletişimde olmazsınız komşunuzla. eğer bu köyden çıkarsanız, kalacağınız yer şehir değil, ancak dağ olabilir. artık bu yeni komşularımızın dilini öğrenmek zorundayız. ortak dil derken sadece ingilizce değil tabi, iki bin liralık iphone hiç değil. bu dilin ismi bilim.
  • kısaca şöyle özetlenebilir:

    makro evrende, galaksiler ve gezegenler özelinde, einstein'in görelilik ve kütle çekim teorisi geçerli. yani şu an bizim algıladığımız evren.
    yani kütle ve enerjinin korunumu. termodinamik yasaları.
    yani her şey einstein ve newton kurallarına göre oluyor.
    yani bir duvara vurursan elin acır.

    ancak planck ölçeğinden daha küçük ölçeklerde, yani mikro evrende, yani atom altı düzeylerdeki ölçeklerde, newton ve einstein kuralları, yani bilinen fiziksel kurallar geçerli değil. yani bu aslında bambaşka bir dünya.
    burda einstein ve newton kuralları gecerli değil.
    bir parçaçık hatta iki farklı yerde de olabilir. buna belirsizlik ilkesi deniyor.
    bu atom altı dünyaya ise açıklık getiren iki teori var, biri sicim teorisi, diğeri de atomsal kütle teorisi.
    ancak ikisi de teori, kanıtlanmış değil.
    yani çok küçük ölçeklerde, evrenimizdeki fizik kuralları geçerli değil. başbaşka bir dünya mı var? kurallar mı var?

    işte herşeyin teorisi, bu iki şeyi birleştiren teori olacak. hem gezegenleri ve hem atom altı parçacıkları kapsayan. makro ve mikro evreni, ikisini de birleştiren. ikisinde de geçerli olan ve çalışan.

    tüm fizik üstadları günümüzde her şeyi açıklayabilecek, her şeyi kapsayabilecek bu teori üzerine çalışıyor.
    ancak daha bu yapılamadı.
    yapılması çok da zor görülüyor.

    olay budur.
  • yarı tanrı olduğunu iddia eden bir bey tarafından suratıma "evde kalma manifestosu" olarak vurulmuş bir teori.

    ben diyorum "yorgunluğumu anlatacak kimseyi bulamadım" o diyor "çünkü tüm kuvvetleri aynı anda dengede tutmaya çalışıyorsun, einstein yapamamış sen kim köpek?"

    tabi tam olarak öyle demedi, demez, tanrılık öyle bişey değil.

    konu şudur: https://dagnyablaniz.wordpress.com/…ma-manifestosu/

    ("epeydir bişey anlatmıyorum" dedikten sonra oturdum kafama vura vura anlattım; çünkü anlatmayan biri olmak istemiyorum. kayıtlara girmiş kafa kutsaldır.)
  • einstein'ın en büyük uktesi.
  • stephen hawking'in 1960'lardaki hayatını, hastalığının ortaya çıkışını ve ilk eşiyle olan ilişkisini anlatan, 27 şubat 2015'te vizyona girecek olan filmin adıdır. james marsh'ın yönettiği filmde hawking'i eddie redmayne canlandırıyor. beş dalda oscar'a aday olan film, şimdiden bafta'da en iyi ingiliz filmi, en iyi erkek oyuncu, en iyi uyarlama senaryo; altın küre'de ise en iyi erkek sinema oyuncusu ve en özgün film müziği ödüllerini kaptı bile.

    (bkz: the theory of everything)
  • matematik ve fizikte incompleteness (tamamlanamazlık) teorisini geliştiren (kurt olan) gödel tarafından imkansızlığı ortaya koyulan, evrendeki herbişeyleri açıklayacağı iddia edilen grand teori. bu konunun ateşli neferlerinden stephen hawkins bile, zaman içinde gödel'e hak vermiş, 'saldım çayıra, grand unified teori hak getire' demiştir.
  • bir kaç küçük katkı: ilk olarak newton fiziği sadece atomaltı evreni değil ayrıca makro evrenin(yıldızlar, galaksiler) gerçeklerini açıklamada yetersizdir.ikinci olarak, newton madde ve enerjiyle evreni açıklamaya çalışır fakat kuantum fiziği madde ve enerjiye ek olarak -alan-ı da fizik ve matematik modellerine dahil eder.çünkü ispatlanmıştır ki -alan- mutlak bir boşluk anlamına gelmez, her bir metreküp uzay boşluğunda en az 5 hidrojen atomu ve 220 milyon nötrino vardır ve bu uzayın yoğunluk değeridir.eğer -alan-a enerji verirseniz -alan- enerjiyle etkileşime girer ve titreşir. kuantum fiziği gerçeği, 3 temel varlık üzerinden madde,enerji ve alan ile araştırır.üçüncü ise; evrenimizi yaratan 4 kuvvet ve 4 ayar vardır bunlar, elektro manyetik kuvvet, güçlü kuvvet,zayıf kuvvet ve kütle çekim kuvvetidir.4 ayar ise bu kuvvetlerin sahip olduğu rakamsal kritik değerlerdir. sicim teorisi standart modele ek yapar ve büyük patlamayı gerçekleştirecek kadar büyük bir enerjiye,patlamadan önce gerçekleşmiş bir enflasyonist şişme döneminin neden olduğunu iddia eder.(tıpkı su moleküllerin sıkıştırılamayıp eninde sonunda patlayarak etrafındaki maddeyi etrafa dağıtması gibi) 0 anında büyük patlama gerçekleşir ve sonsuz derecede ısı ve enerji evrenin entropisini arttırır.henüz madde ortada yoktur,evrenin soğumasıyla beraber planck zamanı(saniyenin 10 üzeri 44)içinde fosil atomların oluşmasını sağlayacak ortam gelişmeye başlar.atomların oluşmasını sağlayacak 4 kuvvet henüz birbirinden ayrılmamıştır.0 anından sonra ilk önce bir higgs alanı oluşur(higgs alanını en basit şöyle anlaşılabilr,tencerenin kenarında bir kurbağa düşünün kurbağa kayarak tencerenin zeminine kayar 0 derecesine iner fakat tencerenin ortası çukursa kurbağa kaydığında 0'dan farklı bir değere sahip olur,evren durağan değil hareketli bir yapıdır,dolayısıyla hiç bir zaman değeri 0 olamaz) daha sonra bebek evreni kapsayan bu higgs okyanusu evrenin soğumasıyla bereber 4 kuvveti doğurur.4 kuvvetin kritik değerlere oluşmasıyla atomlar varolmaya başlar,en,boy,yükseklik ve zaman boyutları oluşur diğer 8 boyut ise 4 kuvvetin 4 değeri yüzünden gelişmeye fırsat bulamadıkları için ultra mikroskobik ölçülerde kalırlar. bugün bilim bize başlangıçta 3 kuvvetin elektro man. güçlü ve zayıf kuvvetlerin bir olduğunu matematik ve fizik modellemelerin de gösterir işin içine kütle çekimide dahil edilebilirse herşeyin teorisi kurulabilecektir. en son sicim kuramı varyansı olan m kuramının,kütle çekimi kuvvetinin modele dahil olup matematikleştirilebilmesi için ekstra 8 boyutun(zamanı saymazsak 7) zorunlu olduğunu ifade eder.güncel bir bilgi paylaşayım; kuramsal fizikçiler model de maddenin,enerjinin ve alanın temel yapı taşı olarak kabul edilen sicimler planck mesafesinden(cm'nin 10 üzeri eksi 33) daha büyükse örneğin (cm'nin 10 üzeri eksi 17) bugün ki teknoloji ile yani cern'de ki büyük hadron çarpıştırıcısının bu değeri yakalabilecek enerjilere ulaşabileceğini ifade ederler. eğer hadron çarpıştırıcısı bu enerjilere çıkamazsa çarpıştırıcın bir sonraki jenerasyonunun bunu başarabileceği yönünde fikir beyan ediyorlar. son olarak; enflasyon döneminde büyük bir enerji oluşmuş büyük patlama gerçekleşmişti. enerji o kadar büyüktür ki sadece tek bir yöne değilde her yöne olması gerekir tıpkı el bombası patladığında şarapnellerin dört bir yana dağılması gibi. sicim kuramcılarının iddiası uzay-zaman sonsuz ise büyük patlamada sadece bizim evrenimiz değil daha bir çok evrenin varolması gerektiğini fakat eğer uzay-zaman sonlu ise o zaman sadece bizim evrenimizin ortaya çıkmış olduğunu belirtiyorlar.
  • evrene ilişkin herhangi bir "neden?" sorusunun cevabını verebilecek tek bir teori oluşturma çabasından doğan çalışma. isim konusunda pek de yaratıcı olunmadığını kabul etmek gerek.

    bir balonun şişirilme sürecini videoda izlerken videoyu geriye sararsanız ne olur? balon gittikçe küçülür ve sonunda da posası çıkmış bi meyve gibi ufacık, şekilsiz bir cisme dönüşür. aynı şekilde, genişlemekte olan evrenin durumunu bir videodan izleyebilseydiniz ve videoyu geriye sarsaydınız ne olurdu? galaksiler gittikçe birbirine yaklaşır, ortam gittikçe kaotik bir hâl alır, bir yandan da her şey iyice birbirine doğru sokulur ve sonunda her şey tek bir noktaya sıkışıp kalırdı. işte anahtar, bu tek noktada yatıyor.

    ***

    bugün evreni kontrol ettiğini bildiğimiz 4 temel kuvvet var:

    1- elektromanyetik kuvvet
    2- zayıf nükleer kuvvet
    3- güçlü nükleer kuvvet
    4- kütle çekim kuvveti

    bunlar şu anda birbirinden ayrı kuvvetler olarak incelenebiliyor ama evrenin oluşum videosunu geriye sardığımızda ortaya bir gerçek çıkıyor: bu kuvvetler, her şeyin tek bir noktada bir araya geldiği o oluşum anında birbiriyle birleşik durumda olmalıydı.

    aslında bu bakış açısı, her şeyin teorisi olayı devreye girmeden önce de bilim dünyasındaki bazı problemleri çözmüştü. örneğin yukarıda temel kuvvet olarak saydığım elektromanyetik kuvvet konusuna bakalım. elektrik, ışık ve manyetizma denen tüm fiziksel olaylar bilim dünyasında zaten biliniyordu. bunları elektromanyetizma adı altında toplayıp tek bir kuvvet olarak göstermek ise james clerk maxwell'e nasip oldu. yani birbirinden farklı sandığımız bazı fiziksel fenomenlerin bir noktada aslında aynı şeyin farklı yansımaları olabileceğini bir süredir biliyorduk. aynı durum atom teorisini klasik fizikle birleştiren kuantum fiziği için de geçerliydi örneğin. başka örnekler de var ama uzatmayayım. en aşağıya bir görsel ekleyeceğim zaten bununla ilgili.

    ***

    yukarıda söylediğim olaya geri dönelim. acaba elektrik, ışık ve manyetizmayı elektromanyetizma adı altında tek bir fenomene indirgeyebildiğimiz gibi, 4 temel kuvveti de -evrenin oluştuğu sıralarda gerçekleştiğini tahmin ettiğimiz durumdaki gibi- tek bir fenomene indirgeyebilir miyiz? bunları birleştirebilir miyiz?

    fizikçiler aslında zaman içerisinde yapılan çalışmalarla -yukarıda değindiğim gibi- bazı fiziksel olguları çoktan birbiriyle birleştirmişti. bunun sonucunda ortaya, örneğin elektromanyetik kuvvetle zayıf nükleer kuvveti tek bir çatı altında toplayan elektrozayıf kuvvet teorisi çıkmıştı. bunu, üçüncü temel kuvvet olan güçlü nükleer kuvvetle nasıl bir araya getiririz sorusu büyük birleşik kuramı doğurdu.

    geriye kalan son kuvvet, kütle çekim kuvvetiydi. matematik, ilk 3 kuvvetin bir şekilde uzlaştırılması noktasında oldukça uysaldı ama 4. kuvvette sorun çıktı. albert einstein'ın çalışmaları bize, evrenin pürüzsüz bir dokudan oluştuğunu söylüyordu. oysa kuantum mekaniği doğunca tam tersi bir sonuç çıktı ortaya: evrenin dokusu kesikli bir yapıydı. pürüzsüz değildi. bunların ikisi de kendi çöplüklerinde harika öten horozlardı ama bir araya getirilmeye çalışıldığında anlamsız sonuçlar çıkıyordu ortaya çünkü pürüzsüz ve eğri bir uzay zaman dokusu, kuantum ölçeğindeki durumlarda doğru çalışmıyordu.

    "ne olur yani çalışmasa? bir arada olmadıkları zaman doğru çalışıyorlar ya sonuçta!"

    bazı durumlarda evet, bu ikisini bir araya getirmek zorunda kalmadan da bir şeyleri açıklayabiliyoruz ama ya bir kara delik içerisindeki tekillik? ya tam da big bang'in ortaya çıktığı an?

    kozmoloji açısından önemli olan bazı soruların yanıtlarını veremiyoruz. 4 temel kuvvet içerisindeki en zayıf kuvvet, kütle çekim kuvvetidir ama mesela bir kara delik söz konusu olduğunda kütle çekim kuvveti son derece güçlü bir alan oluşturur ve bildiğimiz fizik kanunları burada işlemez hâle gelir. bu tür bölgelerde tam olarak ne olup bittiğini açıklayabilmek için elimizdekinden daha fazlasına ihtiyacımız var.

    elbette iş burada bitmeyecek. big bang'in oluşum aşamasındaki mekanizmayı açıklayabilsek bile evrenin geri kalan bazı özellikleri hakkında da daha fazlasına ihtiyacımız olacak. karanlık madde, karanlık enerji, çoklu evrenler modeli konularında olduğu gibi...

    ***

    her şeyin teorisi olmak için elimizdeki en kuvvetli aday şu an için sicim teorisi: #155079568

    şuraya da üşenmeden çizdiğim görseli bırakıyorum:
    görsel
  • 3 temel kuvvet olan elektromanyetik kuvvet, zayıf nükleer kuvvet ve güçlü nükleer kuvvetin, evrenin oluştuğu anlardaki yüksek enerjili ortamda tek bir kuvvet hâlinde bitişik olabileceğinin keşfinden sonra, 4. temel kuvvet olan kütle çekim kuvvetini de buna dahil edebilme çabası ile doğmuş olan teori.

    yeterince yüksek bir enerji seviyesinde, bazı kuvvetlerin gücü azalırken bazıları artar ve bunlar belirli bir enerjide aynı noktada buluşurlar. bu durum büyük birleşik teori adını alır. bundan çok daha büyük bir enerji seviyesinde ise kütle çekimi de bunlarla birleşir ve bugün 4 ayrı kuvvet olarak bildiğimiz bu kuvvetlerin, evrenin geçmişinde, sadece tek bir kuvvetten ibaret olabileceği gerçeği karşımıza çıkar. buna da her şeyin teorisi denir ve evrenin oluşum aşamasına dair büyük bilgiler barındıracağı umulur.

    bunun anlamı şudur aslında; kuantum kuramı, ilk 3 kuvvetle uzlaşı içerisindedir. fakat kütle çekim kuvveti, kuantumla uzlaşmaz. makro dünyada, mesela gezegen yörüngesi hesaplarken harika çalışan kütle çekim bilgimiz, parçacık boyutuna indiğimiz zaman anlamsız ön görüler, saçma sonuçlar vermeye başlar. oysa kuantum da kütle çekimi, daha genel anlamda genel görelilik de defalarca doğruluğu kanıtlanmış fiziksel sonuçlardır. dolayısıyla bunlardan bir ya da ikisinin yanlış olmasını düşünmek yerine eksik olduğunu düşünmek daha mantıklıdır. bu da bizi, bu ikisinin bir şekilde uyum altında çalışacağı o eksik parçanın bulunması gerektiği sonucuna ulaştırır.
hesabın var mı? giriş yap