• olağanüstü hayal gücü sahibi hayal` : mi acaba` kahramanı. kanıtı mı? aha da kanıtı:

    -"dört bin yıl sonra bacaklarımız olmayacak, ördeklere benzeyeceğiz. bütün türler kendilerini yok ederler. dinazorların sonu da böyle oldu. canlı namına ne varsa yediler, sonra birbirlerini yemeye başladılar. sonunda tek dinazor kaldı ve o orospu çocuğu da açlıktan öldü..."
  • -sen bir korkaksın.
    -kesinlikle.
    -senin korkak tanımın nedir?
    -bir aslanla silahsız dövüşmeden önce tereddüt eden insan.
    -peki cesur adam kimdir?
    -aslanın ne olduğunu bilmeyen adam.
    -herkes aslanın ne olduğunu bilir.
    -herkes aslanın ne olduğunu bildiğini sanır.
  • -ne olur biraz saygın görünmeye çalış henry.
    -hı hı..
    -saygınlar nasıl görünür biliyorsun değil mi?
    -mühendisler gibi, doktorlar gibi..
    -evet onlar gibi.
    -memnun ve aptal. hı hı..
  • -bay chinaski. varoluşculuk hakkında ne düşünüyorsunuz?
    -sartre osurur.
  • önce çok saçma gelmişti bir kadın olarak henry chinaski gibi bir morukla birlikte olma fikri. bir kadın ne bulabilirdi ki belden aşağı yazılar yazmaktan başka bir özelliği olmayan bir adamda? hank'i tanıdıkça yanıldığımı fark ettim. evet belki abartıyordu hikayesini. biri bitmeden diğeri başlayan ilişkilerinin tutarlı bir açıklaması olmalıydı. ormanda kaybolmayı başarıp, kendi beceriksizliğiyle dalga geçebilen bu adamın bizlere anlatmadığı bir sırrının olması gerekiyordu.
    hikayesini tamamladıktan sonra fark ettim ki, bir sırrı, bir taktiği, bir yalanı, dolanı yoktu. kadınların hank gibi bir moruğa 'apollo' gibi davranmasının nedeni 'ne yapsam da şu kadını ayarlasam' diye hesap yapmamasındaydı belki.bu da kadınları kendiliğinden getiren kurnazca bir oyunu muydu? bilemiyorum ama yığınla kadını sıraya dizmesinin en önemli nedeni, olduğu gibi davranmasındaydı...
  • 6.sınıftaydım. öğretmenimiz biz derinden etkileyen bir olayı yazmamızı istemişti. bahçede bulduğum bir kurbağayı yazdım. bacaklarından birini tel örgüye kaptırmıştı. kapana kısıldığımı söyledim ona. “benim de yaşamım bir şeylere takıldı kaldı” dedim. uzun uzun konuştum onunla. sonunda kucağımdan atlayıp sıçraya sıçraya çalılıkların arasında kayboldu. kendi kendime “hayatımda özlediğim ilk şeydi” dedim. öğretmen sınıfta okudu, herkes ağladı. “belki bir gün yazar olurum” dedim.
  • bu adam şair, yazar, eleştirmen aynı zamanda iflah olmaz bir düzücü, çocuksu ruhlu bir aşık, dinmez bir alkolik, kifayetsiz bir serseri, ucuz bir işçidir; değişik tiplere girer... sürekli kadınlarla olur, komşusunun karısını, karısının abisini, abisinin ibnesini falan düzer, düzene de itiraz etmez. lakin "gizli felsefeler" barındıran bi adamdır kendi içinde, hiç beklemediğiniz zamanlarda savurduğu "beklenmedik ve gaileli" sözleri wardır.
    bu adam aynı zamanda bir koca bukowski'dir, postmodern gençler arasında, kendini veya hayalindeki kendini bu nick'le yazar, vurur.
  • bukowskinin ölümüne yakın "pulp" adlı romanında bu karakter ilk defa değişmiş ve "nicky belane" adını almıştır.amaç otobiyografik temayı değiştirmek olsada nicky de bir chinaski
    oluvermiştir..
  • bukowski'nini sahne adı.
    kendisini iyi giysilerin içinde, dingin bir edayla, sabahları rahat rahat hipodroma giderken hayal eden biridir henry chinaski. gözlerinin önünde kanlı canlı biftekler, aperatif olarak kaliteli renkli kadehlerle sunulan buz gibi içkiler canlanır. ağzında puro olduğunu hayal eder. kadınların kendisini beğendiğini bir de...

    oysa gerçekte ortalıkta muhabbet koyabileceği tek bir böcek bile yoktur.
    gece üstüne üstüne gelir ve yapabileceği tek şey yoktur.
  • -bilgi nedir?
    -mümkün olduğu kadar az şey bilmektir.
    -ne demek o?
    -bilmiyorum!
hesabın var mı? giriş yap